Bir süre önce yaptığım ‘Dondurma eriten sıcaklarda TATİLCİLERE KALP KRİZİ ŞOKU!..’ ve ‘Ardahan’da Anjiyo niye yok?’ diye sormazlar, Kars’ta Anjiyo olanları ziyarete giderler!’ başlıklı haberlerimi adeta teyit eden tanıdık, tanımadık, dost, eş diyebileceğimiz bir çok kişinin kalp rahatsızlıklarının rekor derecede olduğu şu ünlerde önce annem, sonra avukat amcamın da geçirdikleri kalp rahatsızlığının yanında colacı İsrail’in molla İran’ın kalbinde olan birini öldürmesi şokuna dayanan kalbimle ulusalcı tayfanın başını çektiği ‘istemezuk’ denip, idam edilen Menderes’in memleketi Aydın’a doğu yola çıkıyorum.
Önce İstanbul’dan çıkarken Tuzla çıkışı soluma düşen ve adeta bom, boş duran devasa Askeri alanı izleyerek yol aldığım Gebze’de dikkatimi iki şey çekiyor..
Biri, bir dönemde gazetecilik yaptığım ve İl olmak isteyen ama bugüne kadar bu yönde ciddi veya samimi bir platformun bir türlü oluşturulamadığı Gebze’de yapılacak denen İsrail’i protesto edecek denen ‘Gebze Sivil Dayanışma Platformu’ tarafından Gazze’ye destek mitingi için Aydın’a doğru aldığım yolun üzerinde ki belediye ait üst geçitlere astığı,
‘Gazze’ye Destek’ mitingi pankartlarıydı.
Belediye ve resmi kurumlarca altta, yandan bütçelerinden desteklendiğini düşündüğüm ve adının da, ‘Gebze’den Gazze’ye’ olması gereken bu etkinliği düzenleyen aynı platform ya da Gebze’de bugüne kadar oluşan, oluşturulan platformular, stk, oda, birlik, siyasiler, hatta organize sanayilerin yöneticilerinin, ‘neden İL olmak isteyen Gebze için de böyle bir çalışma , çaba ortaya koymadılar’ diye düşünürken ikinci dikkatimi çeken ise yol boyu resmi kurum ve işyerlerinin önünde dalgalanan bayrağın kiminin yas için yarıya indirilirken, çoğunluğunun oralı bile olmadığı ve çekilen direklerin en üst kısmında nazikçe ve güzelce dalgalanmalarıydı.
Yani benim ilk gün ve ilk olarak bu köşemde, ‘Haniye için yas ilan edilecek mi?’ başlıklı sorulu yazım bir gün sonrası ilan edilen yas olayında da birliktelik yoktu…
Evet, bu düşüncelere İl olmak isteyen ama şehrin içinde geçenlerin ‘İl olacak bir şehir mi, bir gecekondu mu?’ diye düşünmesine neden olan gelişi güzel yapılaşma ve şehir garajı gibi çirkin binaların olduğu Gebze’yi geçip, sahilinde, İstanbul Boğazında ki gibi villalarından çok çirkin vinçlerin eşliğinde ki çoğu yabancı sermayeli olan ve senin, benim elini kolunu sallayarak yaklaştırılmadığı limanların altında olduğu bir adı Osmangazi Köprüsü diğer adı İzmit Körfez Köprüsü denen paralı köprüye ve yola yöneliyordum.
KUBİLAY HEYKELLİ İZMİR-2