Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

KÜLTÜR EVİ DEĞİL, AİLE EVİ!, Ulgar’ı Aşılamayan Posof Dağlarının Heybeti!..

YAZIYORSAM SEBEBİ VAR/FAKİR YILMAZ
Çok anlamlı (!) görüşmeler ve problemler..
Bizim kazcı ve sazcı derneklerin ‘belki başkan yada başkan yardımcısı veya yönetimde yer alırım, bende bol bol poz verip, iş yaptığımızı, kendimi, kariyerimi pardon ya memleketi kurtardığımızı, belediyelerin sunduğu imkanlarından gelen gelire ortak olmaya çalıştığı gizlemeye çalıştığımı da memleket sevdalısı olarak çalıştığımı ima ederim’ diyerek adeta ayak sürterek zora ki geldikleri kongrelere benziyor, şu günlerde bir araya geldiklerine çok sevindiğimiz siyasilerimiz.
Evet, kongreden kongreye bir araya gelir, sonrada derme, çatma delegelerle kaçırılırcasına al acele yapılan kongrenin yasal olmadığını belirtip, itiraz edip, iptali veya yenilemesini istediği gibi büyük, küçük siyasilerimiz de bir birilerine demediklerini bitirdikten sonra sanki dünyanın öbür ucunda yedi yabancılarmış, başka ülke siyasileriymiş gibi yıllar sonra hasretle (!) bir araya gelmekle problemleri çözdüklerini ima ederler.
İşte bunun en son örneği ‘helalleşeceğiz’ diyerek bir oyu bile olmayanlarla 6’lı masayı kurup, ülkeyi kurtarayayım derken altında ki koltuğu kayıp eden Kılıçdaroğlu’nun koltuğuna oturan Özgür Özel’in o çok tartışılan boş koltuklu Erdoğan ile görüşmesidir.
Ve tartışılsa da üç dönemidir bu ülkenin cumhurbaşkanı yani herkesin cumhurbaşkanı olduğunu belirten Erdoğan’ın 8 yıl sonra boş koltukla karşıladığı ana muhalefet lideriyle yaptığı görüşme sonrası, “Özgür Bey şu an CHP’de genel başkan oldu. Genel Başkan olduktan sonra böyle bir ziyareti kendisinin gerçekleştirmiş olması iktidar ve ana muhalefet arasında olumlu bir gelişme. Bundan önceki süreçlerde bu tür adımlar atılmıyordu. Bu adımın atılmasıyla siyasetin ülkemizde çok daha yumuşama dönemine girdiğini görüyoruz. Ben de Özgür Bey’e ilk fırsatta böyle bir ziyaretin karşılığını yapacağımı söyledim. Türkiye’nin buna ihtiyacı var. İlk fırsatta da bu ziyareti gerçekleştirerek Türkiye’de siyasetin yumuşama sürecini başlatalım istiyorum.” demiş.
Evet, sanki ben sertleştirmişim gibi bu çok ama çoook (!) önemli görüşme ardından bu kez Kılıçdaroğlu ile Özgür Özel’in görüşmesi gerçekleşiyor ve var olan problemlerin hemen hepsi adeta uçup gidiyor, gerçek gündem gibi unutuluveriyordu.
Esed’in Esad olamadığı ama Sisi’nin ‘kardeşim’ olduğu Ortadoğu ve Afrika cephesinde ki onca sorunlarımız gibi ekonomik kriz, adalet, hak, hukuk, dolup, taşmış cezaevleri sorunları gibi onca sorun çözülmese de unutulmasına katkı sunan bu önemli (!) görüşmelerin memlekete, millete hayırlar getirmesi için bende elimi açıyor ve ‘Sen aklımı koru ya rabim’ diyerek Allah’a dua ediyorum…
Çünkü havuz, ulusal, besleme, 500’lük abonelikler denen ne kadar varsa basın ve medyanın da bu aralar bir araya gelemezlerse de aynı güzel manşetleri atıp, barıştıklarını görüyor, izliyor ‘Bu bir rüyamı yoksa gerçek mi ve ‘acaba’ şüphelenmeden bu yaşananlar hayra alamet mi?’ diyerek korkuyorum..
Ha.. ‘Yok canım o kadar da şüpheci olma ‘erken seçime gerek yok, gerekirse birde bakan yardımcısı veririm’ diyen Özel’de barış süreci misali yeni bir kurgunun içine çekildiğini ve Erdoğan’ın bir 5 yıl daha rahatça cumhurbaşkanlığı yaparak, o aklındaki olan ama bir türlü oturtamadığı ‘tam başkalık’ sistemini kendisinin istediği gibi oturtması içindir bunlar, sen rahat ol’ da diyebilirsiniz..
Bilmem ama bu yazımın bittiği sırada beni arayan berberimin düşünmekten bunları beyazlanan sakallarımın tıraşa ihtiyaç duyduğunu ve çabuk gelmememi söyleyip, beklediğini yoksa eve gideceğini buluşmamızın gerçekleşemeye bileceğini söylüyordur.

KÜLTÜR EVİ DEĞİL, AİLE EVİ!..

KÜLTÜR EVİ ARDAHANLILARIN DEĞİL, AİLE EVİ!

Gazeteci Fakir Yılmaz’ın Gazeteci Özle Şeyma Yılmaz ile birlikte 4 yıla yakıdır hazırlayıp, uydu tv TEMPO tv’de canlı olarak kesintisiz sunduğu GAZETECİLERLE GÜMDEM’e konuk olan Ardahanlı İş insanı Recep Yıldırım kayyumla göreve gelen mevcut yönetimin adı Ardahan Kültür Evi olan stk’nın Kültür Evi değil, Aile Evi’ne çevrildiğini ileri sürdü.
Aynı zamanda Ardahan Göle Arpaşen Köyü Eski Dernek Başkanı olan Harun Yıldırım’ında katıldığı GAZETECİLERLE GÜNDEM programın katılıp, pazar günü kongresi yapılacak olan Ardahan Kültür Evi yönetiminin 13 yıldır aynı kişiler olduğunu bunun da demokratik yollarla yada dernekler masası kurallarına göre değil çoğu yöneticilerinin fertleri olan delegelerin sayesinde olduğunu söyledi.
Pazar günü yapılacak olan kongresinde başkan adayı olduğunu da belirten Yıldırım Ardahanlıları, Ardahan’ın ileri gelenlerinin bu kuruma sahip çıkması gerektiğinde işaret etti.

Aynı zamanda iki dönem Ardahan Dernekler Federasyonu Başkanlığı da yapan şu an ki Ardahan Gazeteciler Cemiyeti ve Ardahan İş İnsanları ve Sanayiciler Derneği Başkanı da olan Gazeteci Fakir Yılmaz’ın yönettiği GAZETECİLERLE CEMİYET iki saatlik canlı yayına konuk olarak katılan Harun Yıldırım’ın da görüşlerini açıkladığı ve bu sivil toplum örgütünün mevcut yönetiminin yaptıkları ile yapmadıklarıyla artık kenara çekilmesi gerektiğine yönelik görüşlerine kendisi gibi birçok Ardahanlıların istediğini söyledi.
Çarşamba günü kendi bürosunda bir grup Ardahanlı ile bir araya geleceğini ve bu toplantıda yapılacak olan görüşmeyi basın, medya ve kamuoyu ile de paylaşacaklarını da belirten Ardahan Kültür Evi Başkan Adayı kendisinin diğer bir amacının da burada yaşananlar konusunda kamuoyunu bilgilendirme olduğunu da söyledi.

VEYSEL KARATAY: BELEİDYE KÜLTÜR EVLERİNİ ALIP, OKUL, YUVA YAPMALI..

Önümüzde ki pazar günü yapılacak olan Ardahan Kültür Ev’nin her seçimi gibi bu seçiminin de tartışmalı, şüpheli olduğunu belirten Ardahan Kültür Evi Başkan adayı ve Arpaşen eski Dernek Başkan Harun Yıldırım’ın katıldığı programa telefonla bağlanan İş insanı, Siyasetçi Veysel Karatay bu yönetimin değişmesi gerektiğini düşünenlerden olduğunu belirttiği açıklaması ardından daha önceki iddiasını bir kez daha tekrarlayarak yeni seçilen Esenyurt Belediye Başkanının bu konuya el atıp, okullarının sınıfların da 50-60 öğrencinin üst üste eğitim görüldüğü Esenyurt’ta yaşanan okul sorununun çözüm olacağını düşündüğü mevcut tüm Kültür Evleri’nin alınıp, okula, yuvaya çevrilmesi gerekir dedi.

Ulgar’ı Aşılamayan
Posof Dağlarının Heybeti!

3 Bin 197 metre yüksekliği ile en büyük dağı olan Kısır’ın yanı sıra Ulgar, Akbaba, Allahuekber, Arşiyan, Uğurludağ ve Yalnızçam Dağlarının etrafını çevirdiği Ardahan gelen baharla yeniden yem yeşil olurken hala beyaz karlarla ve ısınan hava ile oluşan bulutlarla örtülü dağlarla birleşen doğanın güzelliği muhteşem görüntülere sahne oluyor.

Son olarak Ardahan’ın Gürcistan’a sınır, inşası yıllar önce başlamasına rağmen bir türlü delinip, tüneli açılmayan Ulgar dağının önünde engel olduğu Türkgözü (Badele) Gümrük kapısının bulunduğu Posof’ta Karip Cankan arkadaşımızın çektiği bu muhteşem fotoğraflarla muhteşem güzelliğini sergileyen bir kez daha sergileyen Ardahan doğası görenleri kendisine hayran bırakıyor. Başta, Posof’u ve Şavşat’ı çevreleyen Arsiyan ve Ulgar dağları ve Türkiye- Gürcistan sınırındaki Kafkas Dağlarının tüm muhteşem görüntüsü ile bölgeyi ziyaret eden insanları kendilerine hayran bırakmaya devam ediyor.

Ardahan’da Havaalanı olmazsa da
havasında uzaylılar değil, dronlar uçar..

Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından ‘belirlenmiş talimatlara göre güvenlik bölgeleri ve uçuşa yasak bölgelerde hobi amaçlı da olsa bu dronların uçurulmaları yasaktır.’ dense de havaalanı olmayan ama başta Kafkasya’da olmak üzere günlük en az 20 uçağın hava sahasında uçtuğu görülen Ardahan’da özel dron özgürlüğü yaşanıyor.
Geçtiğimiz günlerde yapılan ve Ardahan Valisi Hayrettin Çiçek’in başkanlığını yaptığı geniş katılımlı İl Güvenlik, Asayiş ve Koordinasyon toplantısında gündeme gelip, gelmediği öğrenilemeyen özel dronların Ardahan genelinde kaç tane olduğu ve kaçının uçurulma iznine tabi olduğu bilgisi de ulaşılamadı.
Düzenlenen güvenlik toplantısında, vatandaşların huzur ve güvenliği için il genelinde alınan güvenlik tedbirlerine ilişkin konular değerlendirilirken gelişi güzel uçuruldukları görülen özel dronların yarın yaşanabilecek olan tatsız bir olaya neden olmaması umut edilmekte.
Ardahan havasasın da gelişi güzel uçurulan özel dronları bilmeyenlerin bu cihazları gördüklerine bu cihazların uzaylıların uydusu sandığı da dikkat çekmekte.

DOĞU EXPRESİ GİBİ HAVAALANINDAN DA

ARDAHAN UÇAĞIDAN DA HABER ALINAMIYOR!
Özel Drogların cirit attığı havasında havaalanına inecek uçağı bekleyen Ardahan’a istenen havaalanı ve bu yönde başlatılan kampanyadan haber alınamadığı görülürken aynı durum Ardahan’a uzaması beklenen Doğu Expresinden de yaşanmakta.
Ardahan’da değil, Aydın’da Çıldır isimli havaalanı gibi bir havaalanı bekleyen Ardahanlılar, ‘Ardahan’ isimli uçağı olan ülkedeki ulaştırma sektörünün Ardahan’a ne zaman havaalanı yapacağını merak ederken, Çıldır’da geçen demir ipek yolu Kars-Tiflis-Bakü Demiryolu üzerine kurulacak ve Doğu Expresinin Ardahan’a uzanması sağlayacak olan bir tren istasyonu da bekler.

MAL VARLIĞINIZI NİYE AÇIKLAYIP,

AYDINLIĞA ÇIKARMIYORSUNUZ?!

24 Mart 2024 Tarihi Haber

ADAYLAR OY, MİLLET OT DERDİN DE! Başta belediyenin borcu olmak üzere mal varlığını açıklamaktan kaçınan CHP’li Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir olmak üzere Göle, Hanak, Posof, Çıldır ve Köprülü’nün mevcut belediye başkanları oy derdinde koştururken, tek geçim kaynakları hayvancılık olan Ardahanlı seçmen hayvanlarına bulabilecek bir kilo ot derdinde. Mart ayının yanı sıra seçimlerin bitmesine ramak kalan şu günlerde hayvanlarının yemi biten Ardahanlı hayvan yetiştiricileri dışarıdan gelen ot ve saman alacak para bulamamaktan yakınmaktalar.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın başlattığı ve bir çok belediye başkanının açıkladığı mal varlığı bildirimine CHP’li Faruk Demir başta olmak üzere Ardahan’daki mevcut belediye başkanları ve adayları MAL VARLIĞINIZ AÇIKLAYIN çağrılarına duyumsamazlıktan gelmeleri dikkat çekiyor.

TRT’den ve Milletvekillikten emekli, şu an hala aldığı 90 bin TL’yi bulan belediye başkanlık maaşıyla yaşanan ekonomik sıkıntıları bile hissetmeyen ve yeniden seçilmek isteyen Demir ve Hanak, Posof, Göle ve Çıldır Belediye Başkanları gibi Göle Köprülü Belediye başkanı ve adaylardan ‘MAL VARLĞİNIZI AÇIKLAYIN’ çağrılarına bugüne kadar ses çıkarılmaması dikkat çekiyor.

ARDAHAN’DA HAVUZ MEDYA SUSKUNLUĞU!

Başta her gün zamlanan gıda, akaryakıt, zorda olan emekliler olmak üzere, işçiler, iş arayanlar, atanamayan öğretmenler, kiracılar ve muhalefet yaklaşan seçimler öncesi ülke genelinde feryatlarını iktidara duyurmak için çeşitli eylemler yaparlarken onca sorunla baş başa bulunan Ardahan havuz medya denilen basın kıskandıracak bir tutum içinde kentte hiç bir sorun yokmuş gibi davranması dikkatlerden kaçmıyor.

Muhalefet partileri ve adaylarının yanı sıra kentte ki stk’lar, yerel ve ulusal basın temsilcilerinin dile getirmedikleri ekonomik krizle boğuşan kentler gibi baş başa bulunulan Ardahan’da vatandaştan da hiç bir ses yok.

RUS ÖFKESİ..

Bilim ve ilim dünyası inanmasa da her insan kendi inancıyla takıntı yaptığı şeylere inanır ve kendince bu inançlarının kendisine uğur veya uğursuzluk getireceğine inanarak hayatına ona göre yön verir.
O insanlardan bir olan bende 6. His denen olaya ve uğurlu saydığım Salı gününe çok takılmazsam da geride atmam. Ve çoğu zaman beni yanıltmayan 6.hissim son bir kaç aydır özelimde moral bozan olaylarla kendisini kanıtlarken aynı duygular yaklaşan seçim öncesi hala da aynı durumda ‘Olur ya, sen yine de tedbirini al’ diyor gibiydi..
Yani ‘Fala inanma, falsız da kalma misali ikili görüşmelerim konusunda yaşadıklarım ‘sen yine de inan’ demeye devam ederken sağlığın, sevginin hatta insanı rahatlatan sevişmenin ve öldüren savaşın baş harfini taşıdığından sevdiğim Salı günleride o kadar moral vererek geride kaldı.
İşte bu duygular içinde hızla geri kalan 2024 yılının ilk üç ayı, kapıdan baktırıp, kazma kürek yaktıran Mart ayının da, seçim telaşının da bittiğini anlayacağımız seçim üzerine seçim yaşayan ülkenin seçim gündeminin içine Deve Kuşu misali başımızı koyduğumuz şu bir kaç aydır ‘dünyada neler olur?’ diye unutmuşken 6.hissimin etkisiyle mi, yoksa Rus KGB istihbaratı ile yarışan CIA’nın Rusya daki Amerikan vatandaşlarına günler öncesi ‘dikkatli olun’ mesajının yayınlandığı aynı günlerde bu mesajı göz ucuyla okumanın etkisiyle mi bilmem ama nerden çıktıysa youTube üzerinden ‘Rus öfkesi’ adlı filime takıldım.
Hem de Moskova’da patlayan silah seslerinden ve ‘Seçimden sonra dolar artacak’ değil, ‘Patlayacak’ diye döviz bürolarında sıraya girenleri izlediğim bir kaç gün önce 2018 yılında çekildiğini öğrendiğim ‘Rus Öfkesi’ isimli muhteşem sahneler ve savaşa rağmen aşkında içinde olduğu filimdeki tank savaşlarını izliyordum.
Evet, haber yazmayı, yenilenen www.kuzeyanadolugazetesi.com adlı haber sitesini tanımayı, TEMPO TV’de yapacağım programı kısacası gündemi salıp, izlediğim ve 70 ila 85 milyon ölümle sonuçlanan II. Dünya Savaşının yaşanan gerçek bir hikayeden esinlenerek çekilen filimde cesur Rus askerleri Almanlar tarafından ele geçirilmiş ve esir alınmışlardır.
Almanlardan kurtulmak için fırsat kollayan bir grup tankçı Rus askerleri, hem de Almanların kendileriyle birlikte ele geçirdikleri Rus tankının bir örneğinin kopyasını aynı Alman askerlere onartıp, kopyalamaya çalıştıkları sırada aynı Rus askerleri tanıdıkları Rus Tankı T-34 tankına binerek kaçmaya çalışmaları ve kurtulmalarıyla sonuçlanan filimin en can alıcı yanı bugün hala Filistinli öldürmeye devam eden Yahudilerin biri, hem de Almanlara esir Yahudi genç kadının yardım ettiği Rus askerinden birine, komutanlarına karşı duyduğu aşkı ve her şeye rağmen birlikte kaçıp, esirlikten kurtulmalarıydı.


Bunun yanında onları hırsla takip eden Nazi Alman komutanın, ‘düşmanda olsa dosttan iyidir’ mesajının en güzelini vererek kendisiyle savaşan askerin kendisini yenen, tankıyla birlikte yaralayan Rus askere saygı duyup, aynı Rus askerin ‘olan oldu, yaralısın ölme gel’ diyerek az önce kendilerini öldürmeye çalışan Alman komutanın kendisine uzanan dost eli önce tutup, sonra tankıyla birlikte köprüden düşeceğini anlayıp, ‘O da benimle düşmesin, kampta aşık olduğu Yahudi kızla birlikte mutluluk içinde yaşasın’ diye bırakıp, ölüme gitmesiydi.
Evet, 15 Temmuz Darbe girişimini eniştemize ulaştıran, Rusya gibi bir ülkede de darbe girişimine göz yuman sonra da daha önce el ele, diz dize oldukları darbecileri top, yekün imha eden KGB ile yarışan CIA’nın, terör örgütlerin mekapların numaralarını bile bilen bakanın döneminde Taksim’deki gibi bombalı saldırısı gibi Moskova’da yaşanan olayı da önceden haber almış, ‘vatandaşlarıma duyuruyayım’ derken yaşanacakları başta ezeli rakibi KGB’ye olmak üzere tüm dünyaya duyurmuştu. Ama ne hikmetse Demir Kubbeyi delmesine izin verildiği söylenen Hamas’ın füzelerini yiyen MOSSAD’a olduğu gibi Putin’in başında olduğu KGB’ye duyuramamıştı..
Sonuç; 150 ölüye yakın bir katliam ve bol bol başsağlığı mesajları..
Ha bu arada youtube üzerinden yayın yaptığım ArdahanTV’de ki gündemi değerlendiren canlı yayın esnasın da bu yönde ne düşündüğümü soran bir izleyicime gecikmelide olsa vereceğim tek cevap, bu saldırıyı bahane edip, başta Suriye’de olmak üzere bölgede yeni ölüm haberlerine hazır olun derim.
Çünkü MOSAD’ın yaptığı gibi bir günlük yas ilan eden Rusya’nın KGB’sinin de yeni saldırılar ve yol haritaları için kendilerine zemin hazırlamak için CIA’nın, ‘kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla’ misali mesajını bilerek almadığını söylüyor dünya yeni bir Rus öfkesiyle daha karşılaşacak..’ diyen 6. hislerim..

DİĞER VİDEOLAR