Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Aktaş Gümrüğüne rakip Altaş Viyadüğü geliyor!, ARDAHAN’I KİM BİÇTİ, NEREYİ BİÇTİ?!

Baba/Kız Gazeteci Fakir Yılmaz ile Gazeteci Özlem Şeyma Yılmaz’ın birlikte hazırlatıp, uydu üzerinde yayın yapan ulusa tv TEMPO TV’de canlı olarak sundukları GAZETECİLERLE GÜNDEM konuklarıyla birlikte TEMPO TV ekranlarında..

ARDAHAN’I KİM BİÇTİ, NEREYİ BİÇTİ?!

Başta mezarlıklar olmak üzere parklar, ara sokaklar ve kaldırımlarda biriken otların biçilip, temizlenmeyi beklendiği Ardahan’da Belediyeye ait şirketten 200 bin TL. nakit bir paranın bu işe çıkarıldığı ancak kentin geneline bakıldığında ne bir mezarlık biçimi ne de bir başka yerin gerek tırpanla gerekse biçer ile biçilmediği ileri sürüldü.


İleri sürülen iddialara göre son seçimde seçmen taşıma için gereken paranın tahsisi için böyle bir yola başvurulduğu ve bu paranın çıkışını sağlamak içinde belediye şirketinde üzerinde mezarlıkların biçilmesi, parkları ve sokakların ottan temizlenmesi için satın alma işi yapıldı.

Ancak bu paranın hesaptan çıkmasına karşın mezarlıkların, parkların temizlenmediği gibi yolcu taşıyan firmaya da para ödenmediği de ileri sürüldü.

Aktaş Gümrüğüne rakip Altaş Viyadüğü geliyor!

Ardahan’ı olduğu gibi Doğu Anadolu ve Karadeniz’i Kafkaslara bağlayan Posof Türkgözü (Badele) Gümrük Kapısının yolunun üzerinde bulunan ve bittiğinde Çıldır Altaş Gümrük Kapısını giden yola rakip olacağı söylenen Altaş (Ur) köyü yakınlarında kurulan dev viyadüğün çalışmaları yeniden başladı.


Yıllar önce sel sularının yıkması dolaysıyla bir taksicinin içine düşüp, boğulduğu Kura nehrini aşmak ve yolu kısaltmak için kurulmaya başlanan demirden oluşan kirişlerin montaj işlemleri devam ederken, viyadüğün yapıldığı yolun genişletme ve bölünme çalışmalarında gözle görülür bir çalışmanın olması da dikkat çekmektedir.
35 Yıldan fazladır aynı Karayolları Şube Şefi tarafından idare edilen ve yıllarıdır bir türlü bitmeyen, başlanmayan projeleriler ile sık sık gündem gelen Ardahan’ın yolları Karayolların da bağlı olduğu Ulaştırma Bakanlığının sorumluluk alanında bulunan yollarının tam olarak ne zaman biteceği merak edilirken kar yağışının yaklaştığı şu günlerde başta bu yollarda bulunan yanlış projelendirilmiş olan ve bir çok ölümlü, yaralamalı kazalara neden olan kavşakları da tartışılmakta.

1 kişinin öldüğü kavşak protesto edildi..

Aynı noktada 5. Kaza sonrası, bir kişinin ölümüne ve 9 kişinin yaralanmasına neden olan trafik kazası, karayolları, yetkili kurumlar basın açıklaması ile protesto edildi.
Ardahan’ın Çıldır ilçesinde 9 yıldır bitmek bilmeyen keşmekeş karayollarının kör noktaları, anlamsız kontrolsüz kavşakları, sürekli kazaların meydana geldiği Aşık Şenlik tünelinin Çıldır çıkışı, Suhara grup köy yol kavşağından meydana gelen trafik kazasında bir kişi ağır 9 kişi yaralandı 1 kişi hayatını kaybetti.
Kaza sonrası bölgenin sevilen siması Gürsel Şahinkaya’ın kaza da hayatını kaybetmesi sonrası, halkta büyük bir tepkiye neden olurken, bölgenin duyarlı insanları tarafından basın açıklaması yapılarak protesto edildi.

ARDAHAN ÜNİVERSİTESİNDE İŞÇİ EYLEMİ!

81 il içinde devlet veya özel tek bir fabrikası olmayan Kafkaslara sınır kent Ardahan’da üniversite işçileri, hayat pahalılığı, satın alma gücündeki gerileme, adaletsiz vergi sistemi, kamu işyerlerinde ücret dengesizliği, işsizlik, göç, güvencesiz çalıştırma ve kayıt dışı mülteci istihdamı gibi sorunlar için eylemdeydi.
Ardahan Üniversitesinde çalışan işçilerin hak arama mücadelesi, bağlı bulundukları Türk-İş Sendikası Ardahan İl Temsilciliği önderliğinde, Ardahan Üniversitesi kampüsünün girişinde yapılan basın açıklaması ile gerçekleşti.

TÜRK-İŞ Ardahan İl Temsilciliğinin sendikaya üye işçilerle birlikte sabah saatlerinde gerçekleştirdiği basın açıklaması şöyle;

TÜRK-İŞ BASIN AÇIKLAMASI
(24 Eylül 2024)
Sevgili Arkadaşlar,
Değerli Basın Mensupları,
Bugün yine bir aradayız. Sıkıntılarımız artarak devam ediyor.
Hayat pahalılığı,
Satın alma gücümüzdeki gerileme,
Adaletsiz vergi sistemi,
Kamu işyerlerinde ücret dengesizliği,
İşsizlik,
Güvencesiz çalıştırma ve
Kayıtdışı ve mülteci istihdamı gibi sorunlar,
Başta işçiler olmak üzere, toplumun büyük bir bölümünün yaşama şartlarını ağırlaştırmaktadır. Yani mutlu bir azınlık dışında halkımız geçim sıkıntısıyla mücadele etmektedir.
Yaşadığımız sorunlara dikkat çekmek için önce geçtiğimiz ay 81 ilde basın açıklaması yaptık. Ardından 26 Ağustos’ta Tekirdağ/Çerkezköy’de, 3 Eylül’de ise Zonguldak’ta on binlerce işçinin katıldığı mitingler yaptık.
Sesimizi duyurmak istedik. Sağduyulu davranmaya gayret ettik. Diyalog kapılarını açık tuttuk. Ancak bir sonuç alamadık.
Sürekli sabırlı olmamız istendi. Ama bıçak kemiğe dayandı.
Bundan sonra sözümüzü meydanlarda yüzbinler ile söyleyeceğiz.
Ekonomik krizin bedelini işçiler olarak biz ödemeyeceğiz.

Değerli Arkadaşlar,
Markete, pazara, temel tüketim ürünlerine, tepeden tırnağa her şeye her gün zam geliyor. Dün aldığımızı aynı fiyatla bugün alamaz olduk.
Büyükşehirlerde ev kiraları ortalamada asgari ücretin üzerine çıktı.
Okullar açıldı, eğitim masrafları altından kalkılamaz bir hale geldi. Analar, babalar “çocuğumuzu okula nasıl göndereceğiz” diyor.
Başta işçiler olmak üzere, toplumun büyük bir bölümünün yaşama şartlarını ağırlaştırmaktadır. Yani mutlu bir azınlık dışında halkımız geçim sıkıntısıyla mücadele etmektedir.
Yaşadığımız sorunlara dikkat çekmek için önce geçtiğimiz ay 81 ilde basın açıklaması yaptık. Ardından 26 Ağustos’ta Tekirdağ/Çerkezköy’de, 3 Eylül’de ise Zonguldak’ta on binlerce işçinin katıldığı mitingler yaptık.
Sesimizi duyurmak istedik. Sağduyulu davranmaya gayret ettik. Diyalog kapılarını açık tuttuk. Ancak bir sonuç alamadık.
Sürekli sabırlı olmamız istendi. Ama bıçak kemiğe dayandı.
Bundan sonra sözümüzü meydanlarda yüzbinler ile söyleyeceğiz.
Ekonomik krizin bedelini işçiler olarak biz ödemeyeceğiz.
Değerli Arkadaşlar,
Markete, pazara, temel tüketim ürünlerine, tepeden tırnağa her şeye her gün zam geliyor. Dün aldığımızı aynı fiyatla bugün alamaz olduk.
Büyükşehirlerde ev kiraları ortalamada asgari ücretin üzerine çıktı.
Okullar açıldı, eğitim masrafları altından kalkılamaz bir hale geldi. Analar, babalar “çocuğumuzu okula nasıl göndereceğiz” diyor.
İşçiler 12 ay çalışmakta ve fakat 2,5 aylığını vergi olarak ödemek zorunda kalmaktadır. Yaptıkları her harcamada KDV’si, ÖTV’si olmak üzere ödediği dolaylı vergi var.
Vergi sisteminde acil olarak düzenleme yapılmalıdır. Gelir vergisi tarife basamakları ve oranları kabul edilebilir düzeyde güncellenmelidir. İşçi ücretlerinin üzerindeki vergi yükü azaltılmalıdır.
Gelir vergisi tarifesi ilk basamağı, geçmiş yıllarda olduğu gibi, brüt asgari ücretin 12 katından az olmamalıdır. Gelir vergisi oranı bütün işçiler için yüzde 15’de sabitlenmelidir. İşçilere yapılan sosyal amaçlı ödemelerden vergi kesilmemelidir.
Değerli Arkadaşlar,
Kamu kesimi toplu iş sözleşmelerinde yaşanan sıkıntıyı biliyorsunuz. 2023 yılında Çerçeve Anlaşma Protokolü kapsamında imzalanan toplu iş sözleşmelerinin yürürlük başlangıç tarihleri farklıdır.
Enflasyonun yüksek olması sebebiyle, sözleşme başlangıç tarihleri arasındaki bir aylık zaman farkı bile ücret zammı açısından soruna yol açmıştır. Kamuda bir ücret dengesizliği ortaya çıkmıştır.
Bu sorun, işyerlerinde huzursuzluğa yol açmaktadır.
Ücretlerde ortaya çıkan farklılık, çalışma barışını ve üretimi olumsuz noktaya taşıyabilecek noktaya gelmiştir.
Acilen, ek çerçeve anlaşma protokolü yapılması talebimizi yaptık.
Yürürlük başlangıç süresi Ocak ayı olanlarla, 1 Şubat ve ilerleyen aylarda olan toplu iş sözleşmelerindeki ücret zammı oranı arasındaki fark ortadan kaldırılmalıdır.
Değerli Arkadaşlar,
Sosyal güvenlik sistemimizde birçok sorun çözüm beklemektedir. Ancak bu sorunlara yenileri de eklenmektedir.
Emekli aylığı bağlanmasında geçmişte yapılan düzenlemelerin ne anlama geldiği bugün daha iyi anlaşılmaktadır.
Aynı işyerinde aynı dönemde çalışan iki işçiye emekli aylığı başvuru tarihleri farklı olduğu için farklı aylık bağlanabilmektedir.
Uygulanan sosyal güvenlik sistemi nedeniyle, enflasyon farkının yüksek olduğu bu dönemde, 2024 yılı içerisinde emekli aylığı talebinde bulunanların emekli aylıkları, 2025 yılında başvuracaklara göre daha fazla olacaktır.
Bu durum birçok işçinin emeklilik başvurusu yapmasına sebep olmaktadır. Nitelikli çalışanlar oluşacak fark sebebiyle emekli olmayı tercih etmektedir.
Bu mağduriyetin yaşanmaması için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. İşçinin hak kaybına uğramasının önüne geçilmelidir.
Değerli Arkadaşlar,
Geçimini emeği ile sağlayan işçilerin emeklilik döneminde önemli bir güvencesi alacağı kıdem tazminatıdır.
İşçiler geçmiş yıllarda kıdem tazminatları ile iyi kötü bir ev alabilmekte, çocuklarını evlendirmekteydi.
Bu sebeple yıllarca kıdem tazminatına her el uzatıldığında, meydanlarda “kızımın çeyizi oğlumun düğün parası” dedik, ortadan kaldırılmasına karşı durduk.
TÜRK-İŞ olarak verdiğimiz mücadeleyle bu güne kadar kıdem tazminatına dokundurtmadık.
Ancak kıdem tazminatı da zaman içinde eridi.
Kıdem tazminatı tavanı uygulaması işçilerin mağduriyetini her geçen gün arttırdı.
Bu mağduriyetin ortadan kaldırılması için kıdem tazminatı tavan miktarının brüt asgari ücretin 7,5 katı olması gerekmektedir.
Değerli Arkadaşlar,
TÜRK-İŞ; sadece işçinin değil, emeklinin, çiftçinin, esnafın yani dar ve sabit gelirli geniş kesimlerin insana yakışır şartlarda yaşaması için mücadele etmektedir.
Sendikalı işçi ile örgütsüz işçi, memur ile işçi, sigortalı işçi ile kayıtdışı çalışanı ve mülteciyi karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. İşsizlerin iş beklentisiyle çalışanlara baskı kurulmak isteniyor.
Türkiye ucuz işgücü ülkesi olmayacaktır. Rekabet düşük işçi maliyet sağlanmamalıdır.
Zorlu çalışma şartlarını biz yaşıyoruz. Geçim sıkıntısını biz çekiyoruz.
Bozulan ekonominin bedelini biz ödemeyeceğiz.
Yaşasın TÜRK-İŞ,
Yaşasın Ekmek, Barış ve Özgürlük Mücadelemiz…

Aday Adaylar 1 Aday İçin Bir Arada!

22 Mart 2024 Tarihli Haber

Erdoğan baharı birlikte kutlayacağız.. KOÇ: İlk işimiz Askeri lojmanların da bulunduğu Hasan Sabri Kışlasını açıp, Ardahan’a dev bir meydan kazandırmak dedi.

Son 10 gün kalan Mahalli İdareler Seçimleri öncesi tüm kozlarını ortaya koymaya devam eden partilerin arasında bulunan AK Parti Ardahan İl ve İlçe Teşkilatları milletvekili Kaan Koç başkanlığında gerek belediye başkanlığı, gerekse meclis üyeliğinde aday aday olup, aday gösterilmeyenleri Belediye Başkan adayları Veteriner Hekim Yunus Baydar için iftarda bir araya getirip, birlikte hareket etme kararı aldılar.

Erdoğan: baharı birlikte kutlayacağız..

Ardahan’a da gelmesi beklenen Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan Erzurum mitingine gelen AK Parti Ardahan Milletvekili, İnşaat Mühendisi Kaan Koç aracılığıyla baharı birlikte kutlayacaklarına inandığı tüm Ardahanlılara selam gönderdi.

Geldiği Erzurum’da Milletvekili Koç’u görüp, ayak üstü sohbet ettiği görülen Cumhurbaşkanı Erdoğan son günlerde barışa yönelik yapılan çağrılara mesajı olarak algılanan Koç ile kısa sohbetinde selam gönderdiği Ardahan ve Ardahanlılara güvendiğini belirterek şöyle dedi.


Başta iktidarımız dönemimde kurduğumuz üniversitemiz olmak üzere sağlıkta, eğitimde ve alt yapıda yapılan yatırımların devamı ile doğalgaz bekleyen Hanak, Damal ve Posof’a, Posof Türkgözü (Badele) gibi Çıldır Aktaş’a, yeni toplu konut projelerin hizmetin devamı için takipteyim diyerek tüm vatandaşlarıma selamımı ilet.’ dedi.

Sağlık, siyaset, sivil toplum..

Yeni bir yerel seçime daha doğru giderken ülkenin içinde bulunduğu ekonomik durumun ne olacağını kara kara düşündüğümüz şu günlerde tatillerini de aksatmayan vatandaşların kimi sanallarda kırda, bayırda, yaylada kimi ise; Yeniden aday edilmedi diye oğluyla birlikte seçim sahasında değil, adı gibi sahilde..

Evet, ‘hemşo sermeyesi yiyen başkanlar’ diye eleştirilen İstanbul Esenyurt’un şurada kala kala bir kaç günlük başkanlığı kalan Ardahanlı Belediye Başkanı Kemal Deniz gibileri de deniz kenarın da durup, yaşanacak, yaşanan gelişmeleri takibe almış durumda.

Piyasalarda yaprağın kıpırdamadığı, benim gibi emekliler başta olmak üzere orta direğin altında kalan vatandaşın yeniden atağa geçen döviz ateşinin şoku içinde ki iş adamlarının temsilcileri yani AK Partili Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı gibi bol lüks arabalı konvoylarla İl Temsilcikleri açtığını söyleyip, MHP’yi kıskandıran hatta faşist denenlerin sloganı denen ırkçı, milliyetçi söylemlerle iş dünyasına hitap ettiklerini iddia edenler başta olmak üzere kimsede tık yok..

Ekonomin yanında rutin işlerinde alt üst olduğu ve ‘değişti’ denen hatta bir tık ötesi yani ‘parti devleti’ oldu diye eleştirilen sistemle kimin eli kimin cebinde olduğu bir dönemde seçilmek için neredeyse bizi aya çıkaracak olan siyasiler gibi Ardahan Genel Sekreteri olana kadar memleketi kurtaracağını söyleyen ama Çıldır Gölü kenarındaki tesisleri virane olan Ardahanlı Ardahan Genel Sekreteri gibi bürokrasinin yine iktidar olduğunu, birilerinin ‘dediğinin dedik, çaldığının çaldık..’ şeklinde devam ettiği şu günlerde ülkenin en büyük kenti İstanbul’da ve sınır kentinde seçimler dışında bir şey konuşulmamakta.

Ve bugün 14 Mart TIP Bayramı.. Aslında bugünkü yazımıza konu olacağını düşündüğüm TIP Bayramı düşünürken bir okurum ve hata yakını hislerimi anlamışçasına dün hem de hastanede beni arayıp, Ardahan’da hastanede yine doktor olmadığı ama geçicide olsa 21 doktorun geldiği söylenen sağlık sektöründe ‘hasta garantili’ devrim (!) yapıldı denen ülkede ki diğer hastanelerde yaşanan sorunların bir benzerinin başta dolandırıcıların eline düşen SMA hastalarına bakacak yetersiz doktor, elaman ve tıbbi cihaz gibi sorunlarının bir türlü çözülemediği Ardahan’da ki sağlık sisteminde yaşananlardı.

Tırnağı kanayanın, kalp krizi geçirenin hastane hastane dolaştırıldığı ülkemin sınır kentinde bulunan merkez hastanenin yanı sıra ilçeler de bulunan hastane ve sağlık ocaklarının hasta durumunu ortada olduğu şu günde yani 14 Mart TIP Bayramı’nda doktor ve hemşirelere ziyaretler yapılacak, sağlık çalışanlarına türkülerde kalan Ardahan Güllerini değil, solmuş karanfiller verilecek ve diğer önemli ve anlamlı günlerde olduğu gibi bol bol nutuk atılacak..

Bir türlü açılmayan Posof Ulgar Dağı Tüneli’nin inşaatının durduğu iddiasına hiç dokunmayan ve sanki spor bakanı olarak seçilecekmiş gibi İsveç’te bulunan bir kayak tesisinin fotoğrafını kendisine ait sanalda paylaşarak Posof’a kayak merkezi yapacağını vaat eden ama Ardahan yada Göle Kayak Tesislerinde veya doğal bir buz pisti haline dönen ama yanı başımızda bulunan, Göle’nin olan ormanları kontrolünde tutmak için İL sınır levhasını Göle’nin içine kadar uzatan Erzurum’da yapılan Kış Olimpiyatlarına bile alınmayan Çıldır Gölü üzerinde kayak yaptığını hiç görmediğimiz Posof’un hem cami derneği, hem de belediye başkanı olan siyasinin ve diğer siyasilerin üzerinde baskı kuracak olan stk’lar nerede?

Çıldır Gölüne, kale, kule kenti denen Ardahan’a, Çıldır Kurtkala ve Şeytan kalesi gibi 50 yıldır yolu bitmeyen Bülbilan’da bulunan Kinzo kalasına hatta esnafa bisküvi satmak için kentte gelenler gibi BEYSO sınavları için Ardahan’a gelen öğrencilerin yer bulamayıp, dışarıda, camilerde, evlerde, parklarda kaldığından da hiç bahsetmezler.

Ha bu arada aklıma gelmişken “Büro Personeli İlanında -Ardahan Yöresi Balları- Alanında Tez Yazma Şartı” başlıklı haberimize konu olan O sınav ne oldu acaba? Ve kim alındı o işe?.. Bileniniz var mı?Evet, bugün 14 Mart Tıp Bayramı..

Bu önemli bir günde yeniden soralım bu kentte doktorları, hemşireleri konut sorunu başta olmak üzere onca sorunla baş başa bulunduğu hastane ve diğer kurumlar o kadar güzel çalışıyorsa nezle olanın neden başta Kars’a gönderildiği, kalp krizi geçirenin Erzurum’a sevk edilirken yolda ölen ya da felç olanlar bu konuları gündeme taşıyan gazetecilerin yüzünde mi mağdurlar.

Bilmem ama bir çok konuda anlaşamadığımız ama onu da şehri olan Ardahan’ın sorununu gündeme getirdiğimiz için neredeyse aforoz edilen biz gazetecilerin bu sorunları hala gündeme taşıdığı bir günde 14 Mart Tıp Bayramını hasta sevkine devam ederken mi kutlayacağız?Yoksa yeniden ateşlenen doların ateşini düşürmektense her şeyi tozpembe gösteren iktidar ve havuz medya gibi sizde biraz gerçekleri görün derim.

Çünkü stk, dernek başkanlığı yapmak sistemin sorunlarını görmezden gelmek değil, var olan sorunları gündeme taşımak ve çözüm arayışlarına katkı sunmaktır.

Evet, bir kez daha soruyorum..

Bu kentte bulunan yıllık beyannameyi bile vermekten benden beter aciz olan stk’lar..Sağlık burada, siyaset seçimde ya siz ne yapıyorsunuz?Yoksa bitmek üzere olan otluğun yanında poz veren köylüler gibi yada benim her aman dediğimi teyit ede günün fotoğrafını gördüğüm ve ‘umarım kızmaz’ diyerek kullandığım o kentte yaşanan her şeyi anlatan Orhan Gökdemir abimizin çeperin dibinde güneşlenerek mi sağlığı beklersiniz?..

DİĞER VİDEOLAR