SIK KESİNTİLER SINIR’I SİNİR EDİYOR!, Azrail’e yakalandı!, İSTANBUL DERGİMİZ ÇIKIYOR..
YAZIYORSAM SEBEBİ VAR/FAKİR YILMAZ/GAZETECİ
Faşizme, fesatlığa ve alçaklığa direneceğiz..
Bugün 3 fidan anısına üç yazıyı bir yazı olarak ele alırken bu üçün 2’si değerlilere, biri de değersizlere hediyem olsun..
1
Ve bu üç fidanın hayatları pahasına karşısında direndiği faşizm dün olduğu bugün de karşımızda..
‘Devlet içinde devlet olmaz’ diyerek iptaline neden olduğu 2015 seçimleri öncesi Ardahan’a gelen Başbakanı izlemek için gittiğimiz miting alanının kapısında karşımıza çıkan bir faşist uygulama ile direncimizi kırma hesapları yapanlar bir kez daha yanılmış ve faşizme karşı mutlaka direnmemiz gerektiğini bizlere bir kez daha hatırlatmıştı.
Çünkü bugün cumhurbaşkanı olan o dönemin başbakanı geldiği Ardahan’da demir polis bariyerleri ile etrafı çevrilmiş ola alanın içinde konuşurken bizim konuşmasını yaptığı sahneye kadar gitmememiz için ve soru sormamız için alanın içine ‘akredite yok’ denerek sokulmasakta yılmamış, Unkapanı’n da polis bariyerlerini görüp, İBB’ye sığınan Özgür Özel olmamış, inadına o bariyerlere tırmanarak gazetecilik görevimizi yapmıştık.
Ve o yıllarda, o miting ardından hemen yazdığım ve ‘Seçmenin kendisine verdiği gücü küçük beyinciklerinin arkasında ki faşist düşünceyi hayata geçirmek için kullanmak isteyenlerin mitinglerine getirdiği hazır kıtalarla toplumu yeniden etkilemek ve yeniden iktidarın gücünü arkalarına almak için gerçekleri yazanları, faşizme karşı direnenleri akredite uygulamasıyla durduracaklarını sananlar yanıldıklarını er yada geç anlayacakları gibi hesabını da vereceklerdir..’ demiştik.
Ve 2024 seçimlerinde bunlara hazır kıtaları taşıyan belediyelerin hemen hepsinin ellerinden kayıp gittiğini görmenin mutluluğunu yaşamış olduk.
Gerçekleri yazıp, anlattığımız için onca engelle yetinmeyip, akreditelerle direncimizi kırmayı düşünenler bilsinler ki; Siz ne yaparsanız yapın biz üç fidan, Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve Yusuf Hüseyin İnan gibi ölümüne faşizme direnmeye devam edeceğiz..
2
Bir daha gelir mi hiç gitmeyenler.. Bugün günlerde DENİZ
Ve bugün FATSA
“Ben ne yaptıysam halkım için, halkımla birlikte yaptım.” diyen Fatsa’nın unutulmaz devrimci Belediye Başkanı Fikri Sönmez, 40 yıl önce bugün işkence gördüğü Amasya Cezaevi’nde yaşamını yitirdi.
Kendisine vatan haini diyenlere şöyle yanıt vermiş Terzi Fikri “Beton duvarlara, demir parmaklıklara mecbur edildiğim için hiç ama hiç üzüntü duymuyorum. Vatansever olduğumu bugün söylediğim gibi, yirmi beş seneden bu yana her yerde söyledim. Bunun için kavgalara girdim. İşkence gördüm, zindanlara atıldım. Eğer bir ülkede vatan, İsviçre bankalarında gizli hesap defterleri ve Amerikan doları olarak görülüyorsa vatan için darağaçlarını omuzlayanları elbette vatan haini ilan edeceklerdir.”
Onu aşağılamak için kullandıkları terzi sıfatını inadına taşımış, hiç yüksünmeden, gurur duyarak. Demiş ki “Ben otuz yıla yakın geçimimi terzilik mesleğimle sağlamaktayım. Bana terzi olarak hitap edilmesi beni küçültmez, aksine yüceltir.”
Ki, ben birilerine ‘türkücü’ derken ‘Fakir bizi, abimi aşağılıyor’ deyip, kızmaları onların sahte devrimci bile olmadıklarını, rakı içip, sarhoş olunca ancak solcu oldukları da ortaya koyar gibi..
Neyse Can Baba’nın Terzi Fikri üzerine yazmış olduğu sözler;
“Her seçim döneminde
Göğünü yitirmiş bir ay gibi Karadeniz’e düşerim
Ilık bir düş vaktine dönüşür Fatsa
Gözlerimin tuzu Karadeniz’e
Karadeniz gözlerime dolar
Ağzım dilim dudaklarım arar Ben Fikri’yi ararım…”
Can babanın Terzi Fikri’ye atfen yazdığı bu şiiri bende üç fidana, Deniz Gezmiş, Mahir Çayan ve Yusuf Hüseyin İnan anısına bir kez daha yüksek sesle marş gibi söylüyorum.
3-
Derneklerin Fesat Çeteleri..
Ardahan adını taşıyan onca derneğin güçlü bir çatı altında toplanması, yani bugün federasyon yarın konfederasyon olmaları için bu yönde ortaya atılan fikir babalarından biri olarak geçtiğimiz günlerde ve önümüzde ki günler de kongrelerini yapmaya hazırlanan stk’larımıza baktığımız da karşımıza başbakanın ağzına doladığı paralel devlet çıkmasa da dernek çetelerinin çıktığını görmekteyiz..
Ve bu çetenin başındaki birçoklarının kent ve metropollerde ki alçaklıklarına, köydeki dedeleri gibi hala çeper dibinde kaldıkları ve fesatlığa devam ettiklerini de görüyor, izliyor, takip ediyor, not alıp, yeri gelince gereken yere sıkıştırmaya, acıtsa da sokarak zorlamaya devam edeceğim.