Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Fakir Yılmaz

ÇİVİ ÇAKAMAYANLAR BAĞIMSIZILIKTAN BAHSEDEBİLİR Mİ UFUK ABİ?..

Kendisinden aldığım bir ‘Alo’ ya kadar tanımıyordum. O beni bizzat arayıp, tanıştıktan sonra beni İstanbul Maltepe’de bulunan ve insanların günün stresini atmak için akşamları bir hayli yoğunlaştığı cafelerin olduğu meydanda buluşmaya davet etti.
Gittim, kendisiyle birlikte bir kaç meslektaşımla daha tanışıp, sabahın ilk çaylarını içtiğimiz açık alandaki cafede benim her gördüğüm, her tanıştığım ve ‘Çivi çakan gazeteciler birleşin’ dediğim biz gazetecilere yönelik bir dernek kurmak istediklerini ve bu dernekte benimde kurucu olarak yer alıp, alamayacağımı sordular.

Ve her gördüğü gazeteciye ‘Çivi çakan gazeteciler birleşin’ diyen benim, bu teklifi reddetmeyip, ‘tabi ki zaten bende bu yönde güçlü birlikteliğe ihtiyaç duyulan bir zamanda toplumu iktidar ve muhalefet demeden her engele karşı güç birliğine davet eden gazeteciler önce kendileri birleşmeli’ diyen birinin gazetecileri bir araya getirecek bir derneğe yok demeyeceğini söylüyor ve benden destek isteyen yeni tanıştığım meslektaşlarımı rahatlatıyordum.
Ve bunu da ortaya koymak için öncelikle şu an burada bulunan meslektaşlarımın yani her gazetecinin diğer gazeteci arkadaşının yazılarını ‘köşe yazarı’ olarak kendi haber sitesine, gazetesine eklemeye başlasın’ diyor ve yeni bir dernek için benden istenen desteği hemen orada, kırık masada çantalarımızdan çıkardığımız evraklarla kuruyorduk.
Yani, bugün adı ‘Bağımsız Gazeteciler Derneği’ olan derneği kurma fikrini tartışmak için beni arayıp, görüşmek isteyen arkadaşlara hemen orada iken hem de açık alanda evraklarımızı sağa sola uçuran rüzgarla birlikte ‘hemen şimdi, burada atın imzalarınızı verin TC.’nizi ve de evraklarınızı. Kuralım hemen derneğimizi’ demiş, fikir olarak ilk adımı onlar, ‘hemen kurulması gerekir’ fikir ve önerisini 2. adımla ben atmıştım. Ve ‘Çivi çakan gazeteciler birleşin’ diyen gazetecilerin birleşmesi umuduyla Bağımsız Gazeteciler Derneği’ni meslektaşımız Ufuk Bulut’un başkanlığında kuruluşuna start vermiştik.

Ve çaylarımızı içip, İMC usulü hesapları ödedikten sonra ayrıldığım bu meslektaşlarımla bugüne kadar iyi birer arkadaş, dost olmuş, hatta uydu üzerinden yayın yapan ulusal tv’de ki ‘Gazetecilerle Gündem’ adlı programıma bir kaç kez davet edip, birlikte kurduğumuz derneğimizi birde orada canlı yayında tüm ülke ve dünyaya duyurmuştuk.
Bu arada, ‘Çivi çakan gazeteciler birleşin’ fikrimi ilk onaylayan ve benden yazılarımı isteyen Güven Albayrak adlı meslektaşım kendi sitesinde bana ‘köşe yazarı’ olarak hemen yer ayırmış, bende onun yazılarını alarak kendi sitemde ve gazetelerimde ‘köşe yazarı’ olarak kendisine alan açmış, benim okurlarım onun yazılarını benim yazılarımı da onun okurları okumaya başlamıştı.
Tabi bu arada birlikte kurduğumuz derneğin kuruluş işlemlerini ve evraklarını alan Ufuk Bulut abimiz aralarında benim de olduğum kurucuların kurduğu derneğin resmi işlerini yürütüyordu. Kısa sürede derneğin logosunu hazırlamış, aramızda kurduğumuz whatsapp aracılığı ile gelişmeleri anında bize duyuruyordu.

Bu arada ‘Güçlü bir çatı altında birleşelim’ diyerek birlikte kurduğumuz ‘Bağımsız Gazeteciler Derneği’ sonrası nedense yeni bir dernek kuran ve adını, ‘Yüzüncü Yıl Gazeteciler Derneği’ koyan Yavuz Yılmaz adlı meslektaşım da yazılarımı istemiş, haber sitesinde ‘köşe yazarı’ olarak beni kabul edip, yazılarımı hemen yayınlamıştı.
Evet, bunları neden anlattım diyecek olursanız, bu akşam yapılan bir paylaşımı okuyunca biz gazeteciler başta olmak üzere insanoğlunun ne kadar samimi olduğunun sorgulanması gerektiğini düşünüp, bu yazıyı yazıyordum.
Çünkü, akşam saatlerinde aralarında hala başkanlığını yaptığım Ardahan Gazeteciler Cemiyeti’nin de olduğu ve İstanbul Gazeteciler Derneği, Bağımsız Medya Gazeteciler Birliği Derneği, 100. Yıl Gazeteciler Derneği, Gazeteciler Sosyal Sorumluluk Projeleri Derneği isimli 4 derneğin, ‘Basın Güç Birliği’ isimli çalışmamızı takip ettiğimiz whatsapp’a bir yazı atılıyordu.

Ki bu whatsapp grubunun amacı yeni bir oluşum peşinde olan bizlerin yani gazetecilerin bir araya geldiği derneklerin yanında bu dernekleri de bir araya getirme fikrini gerçekleştirme çabası adına meslektaşımız Erkan Sarıkaya’nın önerisi olan ‘İstanbul Basın Güç Birliği’ adlı yeni oluşumun takibi için kurulmuştu.
Ve bu yazımı bana yazdıran bu whatsapp grubuna atılan ‘Bağımsız Gazeteciliğin Uzun ve Zorlu Yolu: Ufuk Bulut’un Perspektifinden’ başlıklı bir yazıyı okuyup, ‘Evet çok güzel ama..’ başlığı ile bir yazı yazmam gerektiğini de anlatıyor gibiydi..
Ama nedense bir anda başlığı, ‘ÇİVİ ÇAKAMAYANLAR BAĞIMSIZLIKTAN BAHSEDEBİLİR Mİ UFUK ABİ..’ olan bu yazıyı bana yazdıran ve başlığının ‘Evet çok güzel ama..’ değil de ‘Bağımsız Gazeteciliğin Uzun ve Zorlu Yolu: Ufuk Bulut’un Perspektifinden’ başlıklı yazının suçudur.
Çünkü gazeteciliği anlatan çok güzel fotoğraflar eklenen o yazıda anlatılanları okuyunca ve ‘Evet çok güzel ama..’ dedirten satır aralarında gazeteciliğin uzun ve zorlu bir yol olduğunu anlatan Ufuk abinin bu iyi niyetli yazısını okurken kendisine bir kaç soru sormak istedim.
Abi güzel anlatmışsın.. Öncelikle bana da günün yazısını yazdıran yazına verdiğin emeğin için teşekkürler. Ama..

Evet, ama..
Abi sen o yazıda anlattıklarını yazarken birlikte kuruculuğunu yaptığımız derneği resmîleştirirken benim adımı niye yönetime koymadın? Ki birlikte kurucu yönetim olarak derneği kurmadık mı?
Abi sen dernek kuruluş sonrası sanırım iki kongre yapmadın mı? Ve derneğin kurucusu olarak beni niye yönetime yazma gereği görmedin?
Abi derneği kurarken ‘Evet dediğin doğru..’ demene karşın neden ‘Çivi çakan gazeteciler birleşin’ fikrimi seninle birlikte tanıştığım arkadaşlar onaylarken sen niye ‘Fakir yazılarını bana gönder, bende sana gönderiyorum. Sitelerimizde de yayınlayalım’ diyemedin?
Çoğunun gazeteci olmadığını dünya alemin bilmesine karşın ve bunların değil günlük bir yazı yazan gazeteci olması, haber nasıl yapılırı bilmeyenleri yaptığın kongrelerinde gazeteci diye yönetime alırken, biz gazeteci değil de Ardahanlı mıyız?!
Sonra asıl kuruluş adı ‘Bağımsız Gazeteciler Derneği’ olan derneğin adı ne zaman Bağımsız Medya Gazeteciler Birliği Derneği oldu?
Evet, abi ‘Bağımsız Gazeteciliğin Uzun ve Zorlu Yolu: Ufuk Bulut’un Perspektifinden..’ başlıklı yazın güzel de o anlattıkların için öncelikle biz gazeteciler ne kadar samimiyiz?
‘Kurduğumuz whatsapp grubuna kuruluş dışında yazı ve haber linki atmayın’ diyen sen kendin olunca niye gruba yazılarını atarsın? Senin bizden farklı bir ayrıcalığın mı var? Yani ben senin yazı linkini tıklayıp, zevkle okurken haber linklerimizden sen niye rahatsız oluyorsun?

Ve en önemlisi kurucuları arasına benim gibi olan Yavuz Yılmaz meslektaşım neden gidip ayrı bir dernek kurdu?
Ve bu sorularımı sorgulama diye algılamadan samimiyetle ve dostça cevaplayan bir yazıda senin yazman umuduyla saygılar..
Evet Ufuk abi ‘Bir çivi çakamayan gazeteciler bağımsızlıktan bahsede bilir mi?’
Ha unutmadan bu saatte bana yazdırdığın günün yazısını yarınki köşe yazımda gazetelerim ve çivi çakan gazeteci arkadaşlarımın sitelerinede atacağım bilgin olsun….
Sonra bir iş insanına sensiz gittiğimiz için ‘O benim müşterim.. Bensiz niye gidiyorsunuz?’ deyip, beni ve Erkanı fırçaladığın gibi ‘bana sormadan beni anlatan yazıyı niye yayınlıyorsun?..’ diye fırçalamayasın..
Dedik ya.. ‘Bağımsız gazetecileriz biz..’ ondan…

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER