Bizim Hoçvan-Göle ve tabi Kars Ardahan Iğdır’ın ne kadar STK’ları yöre dernekleri, başkanları, federasyonları, varsa alayı mesele gelip Kürdlere Kürd sorununa dayandığında sesleri sedaları kesiliyor!
Lay lay lom oluyorlar…
Bir resmini koy sosyal medyaya bin kişi beğenir, Kürd sorununa ilişkin bir yazı yaz, kimse korkusunda bırakın yorum yazmayı beğenmekten bile korkuyorlar!
Ama rakı balık
Ama rakı kaz,
Ama boy boy fotoğraflar
Alayı orada!
Bunlar egosu şişik, kibirli, kendine sevdalı kişiliklerdir…
İki tane Kürd gazeteci öldürüldü. Hangisi tepki gösterdi?
Suriye’de “Kürd kardeşleri” için kim ne dedi?
Bölgemiz basınında bir tek Fakir Yılmaz bunları yazdı. Üstelik, sistemin ve iktidarın şimşeklerini de üstüne çekeceğini bile bile yazdı!
Göze aldı…
Siz Türkiye’de gazeteciliğin ne olduğunu sanıyorsunuz?
Suriye’de ne olup bittiğini gördüğünüz halde sosyal medyada, sayfalarınızda zerrei mıskal bir serzeniş bir eleştiri yazdınız mı?
Lafa gelince “Fakir bizden reklam istiyor” diyorlar.
Ne yapsın Fakir?
Bu da o adamın işi, onunla geçiniyor. Sizin babanızın uşağı mı?
Reklam ve gazetesine destek istemesi doğal değil mi?
Bu adam köleniz mi uşağınız mı, çağırdığımızda gelecek, git dediğimizde gidecek, yaz dediğimizde yazacak?
Bide hoşunuza gitmeyen bir eleştiri olunca basıyorsunuz küfürü. Bilmeyen de sizi büyük bi ŞEY sanacak!
Öyle yağmak yok beyler hanımlar!
İnsan yapamayabilir. Korkabilir.
Bunlar insani reflekslerdir. Ama konuşurken de biraz mütevazi olur değil mi? Biraz utanır, biraz sıkılır…
Yaw bi bitmediniz…
Eskiden batıda Köle sahipleri köleleri durdurmak ve verimli çalıştırmak için köle Zencileri başlarına kahya yaparmış!
Galiba şimdi de sizler (bazılarınızı tenzih ederek)
Bizim başımıza kahya oldunuz…
Bakın!
Sizler veya bizler ille de bir Kürd parti veya örgütünün adamı olmak zorunda değiliz, değilsiniz…
Ama doğru yada yanlış deme cesaretimiz olmalı!
Bunları her platformda tartışmalıyız. Demokrasi böyle bir şey değil mi?
İngilizlerin ünlü eski başbakanlarından Wisten Chorcil ne diyor; “Evet ben sizin düşüncelerinize katılmıyorum ama, sizin düşüncelerinizi söylemeniz için hep yanınızda ve arkanızda olacağım”
Bari bunu yapın vicdanınız değil de ruhunuz huzur bulsun…
PAZAR YAZIM…
(Saat sabahın dördü. Uyku da tutmayınca saçmalamak geldi içimden.
Okumasanız küserim, darılırım..
Deneyin saçmalamak size de iyi gelecektir.)
Bencillik çürümedir!
Kendine sözü geçmeli insanın…
Kendine sözü geçmeyen insan yıkamaz tabuları!
Her zaman zoru seçenilmeli insan!
İşte budur seninle başkasının arasındaki fark!
En olmayacak, en çözümsüz durumlarda kendini baştan yaratmaktır!
Riski seven ama aptallıkla ucuz kahramanlığı karıştırmayandır kendini yaratan lider kişilikler…
Unutmayın!
Korkmanın da sevmek veya acımak gibi insani bir refleks olduğunu kabul etmeyen bir insan, en çaresiz insandır!
Ama korkuya teslim olmak da en korkunç tükenmişliktir!
Sun-tu zu’nun dediği gibi “Her zaman düşmanlarına kaçacak yol bırakın. Yoksa yenilirsiniz”
Mütevazi ve merhametli ol ama bu senin salak olmanı da gerektirmiyor!
Elinde güç varken mütevazi ol ki; feleğin sillesini yediğinde yeniden doğrulacak gücü kendinde bulmalı ve göze almalı insan…
Aşağılık ve ucuz yöntemlere tamah etmeyen insan, kendi yaratmış insandır!
Onun bir yaratıcıya ihtiyacı yoktur!
Ancak çözümsüz kalan insan bir yaratıcıya sığınır!
İşte asıl sorun da o zaman başlar!
Kötülüklerin kapıları o zaman aralanmış olur…
(İntihar eylemcileri bu koşulların ve sonuçların ürünüdür)
Evet insan her şeyi bilmek zorunda değil, ama bir çözümün her zaman olabileceğini bilmek insanı güçlü kılar!
Yani UMUT!
Buna İnanç da diyebilirsiniz!
Sadece yemek için, kişisel egolarını tatmin etmek için yaşayan bir insan, zor zamanlarda her türlü kötülüğü yapabilecek potansiyele sahip olduğunu bir an bile aklınızdan çıkarmamalısınız!
Her şey önce aileden başlar!
Misal; bir anne veya baba çocukları için her şeye katlanır!
Hayvanlarda bile bu içgüdü müthiş gelişmiştir. Yavrusunu amansız savunur…
Hayvanlığı bile beceremeyen bir insan ölümün koma halini yaşayan insandır!
Mutluluk çünkü; paylaşmaktır, ama dağıtmak değil!
Bunu hep karıştırır insanlar.
Dağıtmanın ismi salaklıktır.
Kendini bu yolla kabul ettirmektir.
Karşıdakini bastırmaktır. Esir almanın en ucuz yöntemidir!
Hatta fazla iyilik yaparak, insanların size kötülük yapmasının önünü açmış olursunuz!
En çok kibirli insandan korkun!
Kötülük; bu tiplerin en kolay ulaştığı silahtır.
Çünkü; emek gerektirmiyor.
Kolaydır.
Sevgi çünkü emek ve fedakarlık istiyor!
Ayrıca espiri yeteneğini kaybeden insan ölüme en çok yakışan vede yaklaşan insandır!
Sizin gülmenize o yüzden tahammül edemez!
Ayrıca gülmeyi eylenmeyi, yemek içmek olarak algılar bencil ve kibirli insanlar…
Onlardan uzak durun lütfen!
Onlar çözümsüz kaldıklarında hayatın gerçeklerinden kopup dine ve kutsal kitaplara sarılacağına en küçük bir şüpheniz olmasın!
Hiç şüphesiz bu cümlelere, dudak büken, ukalalık deyip ucuz bulanlarınız da olacak!
Onlara dikkat lütfen!
Birazdan bütün hünerlerini göstereceklerine kuşkunuz olmasın!