Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Çıldır Gölünde Ne Petrol, Nede Gaz Endemik Bitki ‘Anadolu Zilasuru’ Keşfedildi!, DOLADIRDI MI, DOLANDIRILDI MI?

ARDAHAN’DA RÜŞVET VERMEYEN TAŞ ÜZERİNE TAŞ KOYAMIYOR!.. Uzun kış ayları sonrası yağan yağmurlarla birlikte çakan şimşeklerin insan ve hayvan ölümlerine neden olduğu Ardahan’da kısa inşaat sezonu bu kez rüşvet engeline takılmaya başladı.
Alınan bilgilere göre yayaların bile yürümekte zorlandığı bozuk yollardan gelip geçen inşaat malzemesi taşıyan araçlara zaten olağanüstü bozuk olan yollar için ‘yolu bozdun’ diyerek cezalar kesildiği gibi inşaata niyetlenenlere de adeta ‘PADİŞAHIN KÖPRÜ VERGİSİ’ misali rüşvet denecek keyfi eğelemelerin çıkarıldığı öğrenilirken, bu rüşvet çetesi ve başının kim olduğu merak edilmeye başlandı. Fakir Yılmaz’ın ÖZEL HABERİ için bizi takip etmeye devam edin..

Çıldır Gölünde Ne Petrol, Nede Gaz
Endemik Bitki ‘Anadolu Zilasuru’ Keşfedildi!

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Biyoloji Bölümü öğretim üyeleri tarafından keşfedilen yeni endemik bitki Çıldır Gölü çevresindeki yaklaşık 300 metrekarelik bir alanda bulundu. Bitkiye “Anadolu Zilasuru” ismi verilirken, neslinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu öğrenildi.
RTEÜ Biyoloji Bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. Serdar Makbul, Dr. Öğr. Üyesi Seher Güven ve Karadeniz Teknik Üniversitesi(KTÜ) Biyoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Kamil Coşkunçelebi’nin yer aldığı çalışma ile dünyada sadece Ardahan Çıldır Gölü etrafında yayılış gösteren yeni bir otsu endemik bitki türü keşfedildi.


Araştırıcılar tarafından, Çıldır Gölü mevkiinden topladıkları farklı bir bitkiye ait örnekler üzerinde yaklaşık yedi yıl süren detaylı incelemeler sonucunda bu türün bilim dünyası için yeni bir bitki türü olduğu kararına varıldı. “Vincetoxicum anatolicum” adı verilen bu yeni bitki türü uluslararası hakemli bir dergi olan “Nordic Journal of Botany” adlı dergide yayınlayarak bilim dünyasına yeni endemik bir tür olarak tanıtıldı. Tükçe’nin farklı yörelerinde ”zilasur, dağ biberi, gavur biberi” olarak bilinen Vincetoxicum cinsine mensup bu yeni türe yayılış gösterdiği Anadolu topraklarına atıf yaparak “anatolicum” ismi verildi.

“Kayalık ve taşlık bir alanda bu bitkiyi bulduk”
Türkiye’nin önemli bir bitki biyoçeşitliliğine sahip bir ülke olduğunu söyleyen RTEÜ Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdar Makbul, “Kaynaklar Türkiye’nin neredeyse Avrupa kıtasının tamamına yakın bir biyoçeşitliliğin Türkiye’de olduğunu gösterir. Bu alanda görev yapan araştırmacılar, botanikçiler bitkilerin canlandığı mevsimlerde arazide araştırmalar yapar. Bizde 2013 yılında Ardahan ilinde bulunan Çıldır Gölü civarında araştırma çalışmalarımızı sürdürürken ilginç bazı bitki örnekleri farkettiğimizi gördük. Örneklerimizi uygun koşullarda incelemek üzere laboratuvarımıza taşıdık.’ dedi. Yaklaşık 7 yıllık önemli bir incelemenin sonucunda, dünyadaki örnekleri inceleyerek bu bitkiye dünyada daha önce rastlanmadığı kanaatine vardık. Uluslararası bilimsel bir dergide bunu yayınlayarak literatüre kazandırdık. Bitkinin ismine bilimsel kurallar çerçevesinde, Türkçe isim veremediğimiz için bitkiye “vincetoxicum anatolicum” ismini verdik. Bilim dünyamıza hayırlı olsun. Bitkinin zehirli olduğu yönünde birtakım bilgiler bulunuyor. Bitki yaklaşık 50 santimetre boyuna kadar uzayabilmekte. Sarımsı, morumsu çiçekleri var. Yaprakları bütün halinde. Zakkumgiller ailesinden olan bir bitki. Otsu bir bitki olduğu için kökleri toprak altına fazla gitmez. Kayalık ve taşlık bir alanda bu bitkiyi bulduk. 200-300 metrekarelik bir alanda bu bitkiyi bulduk” dedi.

“Bitkinin korunması talebinde bulunduk”

Doktora tez çalımasını “vincetoxicum anatolicum” üzerine yapan RTEÜ Biyoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Seher Güven, “Keşfettiğimiz bu bitki türü dünyada sadece Çıldır Gölü etrafında yayılış gösteren endemik yeni bir tür olduğuna karar verdik. Biz bu çalışmayla sadece Türkiye’nin değil bu bitki grubunun biyoçeşitliliğine katkı sağladık. Bu grup bitkiler anti-viral, anti-bakteriyel, anti-fungal ve anti-kanserojen gibi önemli bileşenleri içerdiğinden dolayı tıbbi bitki olma potansiyeline sahip. Dolayısıyla bu tür biyokimyasal çalışmalara yeni bir kaynak oluşturmuş olduk. Çıldır Gölü çevresi turizm potansiyeli nedeniyle yoğun faaliyetlere maruz kalıyor. Bu bitki nesli tükenmekte olan bitki kategorisinde kırmızı listede yer alıyor. Nesli tükenmekte olan bitki kategorisinde olduğu için bitkinin korunması talebinde bulunduk” diye konuştu.

Türkçe ismi “Anadolu Zilasuru” olarak belirlendi

Yeni türün dahil olduğu Vincetoxicum cinsi, Türkiye’de 11 farklı türle temsil ediliyor. Bunların içerisinde sadece Türkiye’de yayılış gösteren endemik bitkiler de yer alıyor. Bu bitki Türkiye’de bitki biyoçeşitliliğine katkı sağlamakla birlikte aynı zamanda Vincetoxicum taksonlarının tıbbi ve etnobotonik açıdan değerli olması sebebiyle bu alanda yapılacak biyokimyasal çalışmalar için de yeni bitki kaynakları oluşturuyor. Bu grup bitkiler anti-viral, anti-bakteriyel, anti-fungal ve anti-kanserojen gibi önemli bileşenleri içerdiğinden dolayı tıbbi bitki olma potansiyeline sahip. Bulunduğu habitatta popülasyonların az sayıda birey ile temsil edilmesinden ve popülasyonların yol yapımı, otlatma ve ekoturizm faaliyetlerinden olumsuz etkilenmesi muhtemel olduğundan, bu yeni keşfedilen bitki Nesli Tükenme Tehlikesi Altında Olan Türlerin Kırmızı Listesi (IUCN) kriterlerine göre tehlike altında (EN) kategorisinde yer alan endemik bir tür olarak önerildi.

DOLADIRDI MI, DOLANDIRILDI MI?

ARDAHAN’DA BİR FİRMA BORÇLARINI ÖDEMEYİNCE KONKARDO İLANI İÇİN ARDAHAN’A DEĞİL, ANKARAYA BAŞ VURMASI ŞÜHPELERE NEDEN OLDU!..

Gazeteci Fakir Yılmaz’ın ÖZEL Haberi

Ardahan’da bir kişinin yüksek faiz karşılığında topladığı paraları geri ödemeyince ‘Battım, kara faizciler çöktü’ diyerek Konkordato ilanı için Ardahan mahkemelerine değil, Ankara mahkemelerine başvurması Ardahan ekonomisini sarstı.
Alınan bilgilere göre en az 40 Milyon bir paranın kayıp olduğu ve bu paraların gerçek anlamda kara paracı mı yoksa şahsın dolandırması mı yönünde sorulara muhatap olduğu tartışılan Ardahan’da bir çok kişinin iflas noktasına geldiği de ileri sürülmekte.

Ülke genelinde olduğu gibi Ardahan’da yaşanan ekonomik sıkıntılar iflaslara neden olmaya başladı.
Alınan bilgilere göre bir çok esnafın kepenk kapatmaya hazırlandığı Ardahan’da bir firma ‘Battım, kara faizciler çöktü’ diyerek konkordato ilanı için mahkemeye başvurdu.
Bu firma ve firmanın sahibinin kendilerinde alacakları olanlara başta kara paracılar olmak üzere kara faizle çalışanların çökmek istediğini bu nedenle zorda kaldıklarını belirtirken, bu firma ve kişiden alacaklı olanların ise konkordato ilanı için mahkemeye başvurmasının kendilerine olan borcu ödememek için kurnazlık yaptığını ileri sürerek asıl zorda olanların kendilerinin dolandırıldığını belirtilerken bu firma ve şahsın dolandırıcı olduğunu ileri sürdüler.
İleri sürülen iddialara göre 40 Milyon gibi yüksek bir paranın ortada olmadığı ve bu paranın nerede kimin cebine girdiği merak edilirken bu yaşananların altında yatan asıl nedeninin ülke genelinde yaşanan ekonomik sıkıntıların getirdiği zorluklar olduğu da belirtilmekte.

KONKORDATO NEDİR ?

Konkordato; bir borçlunun alacaklılarına mahkeme aracılığıyla yaptığı ödeme teklifinin, alacaklıların en az yarısı (veya belirli durumda 2/3’ü) tarafından kabul edilmesi ve Ticaret Mahkemesi tarafından tasdik edilmesi şartıyla, borçlunun tüm adi (rehinli veya imtiyazlı olmayan) borçlarını, bu teklifi doğrultusunda ödeyebilmesidir. Rehinli alacaklar için borçlunun talebinin olması  ve rehinli alacaklılar tarafından kabul edilmesi halinde, rehinli borçlarda bu kapsama dahil olur.

Bundan da anlaşılacağı üzere, konkordato teklifinin alacaklıları bağlayıcı hale gelebilmesi için, alacaklıların belirli bir çoğunluğu tarafından kabul edilmesi ve ayrıca mahkeme tarafından tasdik edilmesi gerekir.

Kimler Konkordato Talep Edebilir?

Konkordato herkesin yararlanabileceği bir kurum değildir. Öncelikle talep edecek kişinin sıfatı alacaklı ya da borçlu olmalıdır. Daha sonra bu taraflar belirlenen şartları yerine getirmelidir. Yani belirli şartları sağlamak şartıyla borçlular ve alacaklılar konkordato talebinde bulunabilir.

Konkordato talep edebileceklerden birisi borçlu olan taraftır. Vadesi gelmiş borçlarını ödeyemeyenler veya borçlarının vadesi geldiğinde ödeyememe tehlikesi bulunanlar konkordato talep edebilir. Bu sayede borçlu iflastan kurtulmak ister.

Konkordato talep edebilecek bir diğer grup ise alacaklılardır. Eğer borçlu iflasa tabi ise ve alacaklı iflas talep etme hakkına sahipse konkordato da talep edebilir. Yani iflasa tabi olmayan borçlu için alacaklı tarafından konkordato talep edilemez. Ayrıca iflas talep etme hakkı olmayan alacaklı da konkordato talep edemez.

Ardahan’da tır devrildi: 1 yaralı..

Ardahan’ın Posof ilçesinde sürücüsünün kontrolünden çıkan tır devrildi.
Ardahan’ın Posof ilçesinde sürücüsünün kontrolünden çıkan tır devrildi.
Ardahan’ın Posof ilçesinde B.L. idaresindeki tır, Ilgar dağına tırmanırken sürücüsünün kontrolünden çıktı. Savrulan tır, yol kenarına devrildi. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye itfaiye, sağlık ve Jandarma ekipleri sevk edildi. Adrese ulaşan ekiplerce yaralı sürücü araç içerisinden çıkarıldı. Sağlık ekiplerince ilk müdahalesi yapılan yaralı B.L, Ardahan Devlet hastanesine kaldırıldı. Konuya ilişkin inceleme başlatıldı.

para sayma skandalında
2 Ardahanlının rolü önde!

CHP’deki para sayma skandalına ilişkin yürütülen soruşturma genişledi.
Ardahnalı Şişli eski Belediye Başkanı Muammer Keskin ve CHP Parti Meclisi Üyesi Turgay Özcan’ın da ifadesi alındı.
Ardahanlı Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin ifadesinde sorumluluğu CHP İstanbul İl Başkanlığına attı.
400 bin liralık bağış topladığını söyleyen Keskin, “Bu süreçte topladığım bağışlara karşılık makbuz vermeyi düşünemedim. Ben kendi yapmış olduğum bağış karşılığında da herhangi bir belge veya makbuz almadım” ifadelerini kullandı.
Öte yandan ifadesi sonrası soruları yanıtlayan Ardahan Hanaklı CHP Küçükçekmece İlçe Başkanı Turgay Özcan usulsüzlük itirafında bulundu.
Söz konusu paraların kayıtlı olduğunu savunan Özcan, “Ama yasal çerçeve açısından bu işleri yapan herkes neyi ne kadar yasal çerçeveye büründüreceğini bilen insanlar değil, profesyonel insanlar değil. Biz siyasetçiyiz. Toplumumuza hizmet etmek için partimize bir bina kazandırdık.” dedi.
Cumhuriyet Halk Partili isimlerin paralarla kule yaptığı görüntülere ilişkin yürütülen soruşturma devam ediyor.
İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, 2019 Aralık ayında 15 milyon TL tutarında olan balya bayla paranın kaynağının izini sürüyor.
Ardahanlı eşinden boşanan Dr. Canan Kaftancıoğu’nun döneminde CHP İstanbul İl Başkanlığı 11 Mart 2024 günü yaptığı yazılı açıklamada, paranın kaynağını “Bir tuğla da sen koy” başlıklı kampanyada toplanan bağışlara dayandırdı.
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik daha da ileri giderek, balya balya paraların kaynağının “CHP’ye yardım ettiği banka hesaplarında görülmesini istemeyen iş insanları” olduğunu belirtmişti.

AĞ SAÇLI İFADE VERDİ!
CHP İstanbul İl Başkanlığında çekildiği iddia edilerek sosyal medyada paylaşılan para sayma görüntülerine ilişkin başlatılan soruşturmada, Ardahanlı Şişli eski Belediye Başkanı Muammer Keskin ifade vermek üzere Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayına gelerek ifade verdi.
ARKADAŞLARINDAN DESTEK İSTEMİŞ
Keskin ifadesinde tıpkı Maltepe Belediye Başkanı Ali Kılıç gibi CHP İstanbul İl Başkanlığı binasının satın alınması için ” Bir Tuğla da Sen Koy” bağış kampanyasının başlatıldığını aktardı.
CHP’li belediye başkanı olması nedeniyle kampanyaya destek vermeyi uygun gördüğünü aktaran Keskin, “Bu kapsamda kendim 50 bin lira bağış yaptım. Samimi olduğum arkadaşlarım destek olmak istediklerini ve bağış paralarını benim aracılığımla göndermek istediklerini söylediler” dedi.

“400 BİN LİRA TOPLADIK”
9 kişiden toplamda 400 bin lira civarında bağış topladığını ve son olarak ta avukatı Ergün Özer’in ofisine giderek kendisinden de 50 bin lira bağışı elden teslim aldığını aktaran Keskin, o dönem özel kalem müdürü olan şimdiki yardımcısı Onur Öksel’i avukatının ofisine çağırdığını söyledi. Keskin, “Ben de o sırada ofisten çıkıyordum. Bina girişinde karşılaştık. Burada bir el çantası içerisinde bağış paralarını Onur’a teslim ettim ve kendisine götüreceği adresi bir kağıda yazarak verdim” ifadelerini kullandı.

‘Ardahan’da Anjiyo niye yok?’ diye sormazlar,
Kars’ta Anjiyo olanları ziyarete giderler!

34 yıl önce vilayet olduğu halde başta havaalanı olmak üzere hastane,
veterinerler odası, KAI, KAISİAD gibi içi boş stk’ların adını gölgede bıraktığı Ardahan’ı temsil eden siyasilerin, ‘Ardahan’da neden yok diye sormadıkları Anjiyo Ünitesi dolaysıyla kalp rahatsızlığı geçirenin de sevk edildiği Kars Anjiyo Ünitesi önünde ki fotoğraflarını görenler, ‘Ardahan’da ünitesi niye yok diye sormazlar, Kars’ta Anjiyo olanları ziyaret ederler..’ diyerek Ardahan için yıllardır istenen Anjiyo ünitesi başta olmak üzere onca soruna karşı duyarsız kalıp, en azında bir açıklama yapması gereken siyasilere tepki gösterdiler.


Ülke genelinde iktidar olan AK Partililer muhalefet oldukları yerelde sesiz kaldıkları gibi Ardahan, Göle, Posof başta olmak üzere ülke de yerelinde iktidarda olan CHP’nin yanı sıra DEM ve diğer parti temsilcilerinin sorunlar karşısında hiç bir açıklama yapmadığı ve bu görevi bir iki duyarlı gazeteci ve vatandaşa bıraktıkları da dikkat çektiği Ardahan’da Baro başta olmak üzere kentteki Sendika Temsilcileri, dernek ve federasyonlarında kent genelinde yaşanan onca sorun karşısında sessizlikleriyle siyasilerden aşağı kalmadıkları görülmekte.
Onca birlik, oda ve derneğin de siyasiler gibi dile gelmesi gereken sorunlar karşısında sessizliği tercih ettiği Ardahan’da en önemli sorunların başında gelen diğer önemli bir konuda kentte ki siyasilerin, stk’ları, aydınları, ileri gelenlerin sorunlar karşısında ki duyarsızlıkları olduğu belirtilmekte.

Anjio Ünitesi mi? Anjiyo ünitesi mi?
Anjiyografi ünitesi mi?

Ardahan CHP il ve İlçe Başkanının hasta ziyareti sırasında önünde fotoğraf çektirdikleri Kars Kafkas Üniversitesi bünyesinde bulunan ve doğrusu ‘Anjiyografi ünitesi’ şeklinde olması gereken ünitenin levhasının yanlış yazılması da dikkat çekti.
Doğu Expresinin Ardahan’a uzanması, tüneli hala açılmayan Ulgar’ın, tünel projesinin olup olmadığı bilinmeyen Sahara’nın, 30 yıldan fazladır bitmeyen Ardahan-Ardanuç Bülbilan yolu, Buzağılar başta olmak üzere artan hayvancılık, köyleri olduğu gibi kentleri boşaltmaya devam eden göç, Lise statüsünü geçemeyen üniversite ve eğitim sınavlarında 81 kent içinde sonlarda yer alması ve kent içi yolar gibi kanalizasyon başta olmak üzere alt yapıdan yoksun köy ve yayla yolları gibi kentte olan ve saymakla bitmeyecek sorunlar karşında duyarsızlıkları ile dikkat çeken Ardahan’da ki siyasi parti temsilcileri ve stk’lar, odalar, birlikler, federasyonların üç maymunu oynamalarının diğer önemi bir sorun olarak görülmesi gereken en önemli konu olarak Ardahan’ın kanayan yaralarının başını çekmektedir.

Posof’un Barınağı Yok!

Yasal zorunluluğu olmasına rağmen aralarında Posof Belediyesinin de olduğu 494 belediyenin 305’inde barınak yok.
İktidarın yasallaştırmaya çalıştığı ve ‘İl, İlçe belediyeleri görevlerini hakkıyla yerine getirmelidir. Barınağı olmayanlar mazeret üretmeksizin süratle barınak yapmalıdır. Kısırlaştırma faaliyetlerine konsantre olmalıdır.’ dediği şu günlerde hayvan barınağı olmayan belediyeler arasında bulunan CHP’l Posof Belediyesinin bu konuda nasıl bir çalışma yapacağı merak edilmekte.
Başıboş köpeklerin korunması, bakımı ve topluma kazandırılması amacıyla düzenlenen ancak dili olmayan hayvanları öldürme yasası olarak tartışılan yasal düzenleme yasası maddeleri ve sokak hayvanları yasası 5. madde gündemde yer alıyor. Başıboş köpeklere yönelik teklifte sokak hayvanları için barınak, korunma, sahiplenme ve iyileştirmeye yönelik birçok detay bulunuyor.
Sahipsiz hayvanlara yönelik kanun teklifi, TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunda kabul edildi.
Sokak hayvanlarına ilişkin yasa teklifinin beşinci maddesi de komisyonda kabul edildi. 17 maddelik yasada sokak hayvanları rehabilite edilmesi, barınak imkânlarının genişletilmesi, denetlenmesi, sokağa bırakılmasına karşın para cezası gibi birçok tedbir yer alıyor.

SOKAK HAYVANLARI YASASI 5. MADDE NEDİR?

TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunda, sahipsiz hayvanlara yönelik Hayvanları Koruma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin 5. maddesi kabul edildi. Verilen önergeyle saldırgan olan, bulaşıcı veya tedavi edilemeyen hastalığı bulunan ya da sahiplenilmesi yasak olan hayvanlara yerel yönetimlerce ötanazi yapılacağına ilişkin hüküm teklif metninden çıkarıldı.

Kestik, Kütük Ettik, Küfeye Koyduk..
Konuşmayıp, Sustuk, Bol, Bol Poz verdik..!

Erdoğan’ın, ‘Nasılsa sırtlarında küfe yok’ diyerek eleştirdiği muhalefetin, ‘Taşıyamıyorsan, ver küfeyi bize..’ dediği şu günlerde ‘Genişletme, Yenileme’ adı altından yeşil çamların devrilmeye devam ettiği Ardahan orman kesimi devam ede durdun yerelde olduğu gibi ulusalda da güçlü bir sesin çıkmaması dikkatlerden kaçmıyor.

Bir yandan ‘ara yok ondan hizmet edemiyoruz’ diyen ama büyük bütçeli paraların harcandığı ve bol, bol pozların verildiği festival ve şenliklerle gün dolduran Belediyelerin yanı sıra dernek ve federasyonların da için de bulunduğu sivili toplum kuruluşları gibi yaşananlara karşı sessizliğini koruyan siyasiler, yarı resmi birlik ve odaların da bölgede yaşanan orman kesimi karşında sesiz kaldığı dikkat çeken bölgede yerel ve ulusal basında aynı sessizliği bürünmüş durumda.

ORMAN NASIL KESİLİR DERSİ Mİ?

Ormanları kesilmeye devam eden Ardahan’da Orman Müdürlüğü de çalışanlarına eğitim verdi.

Ardahan, Kars ve Artvin İl Tarım ve Orman Müdürlükleri personelleri, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın talimatıyla 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu kapsamında kapsamlı bir hizmet içi eğitim programına tabi tutuldu. Tarımsal Altyapı ve Arazi Değerlendirme Şube Müdürlükleri personellerine yönelik gerçekleştirilen bu eğitim, bölgenin tarımsal altyapısının güçlendirilmesi ve arazilerin etkin kullanımı konularında bilgi ve becerilerin artırılması amacıyla düzenlendi.

Eğitim programında, 5403 sayılı kanunun temel ilkeleri, toprak koruma stratejileri, arazi kullanımı yönetimi ve güncel mevzuatlar gibi konular ayrıntılı bir şekilde ele alındı. Katılımcılar, yasa çerçevesinde toprak ve arazi kullanımı ile ilgili en iyi uygulamaları öğrenerek, bölgesel tarım politikalarının daha etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamayı hedefliyorlar. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın desteğiyle gerçekleştirilen eğitimlerin, bölge tarımında önemli bir dönüm noktası olacağı ve tarımsal verimliliğin artırılmasına katkı sağlayacağı vurgulandı. 

Dondurma eriten sıcaklarda

TATİLCİLERE KALP KRİZİ ŞOKU!..

Yurt genelinde olduğu gibi Ardahan genelinde de yaşanan olağanüstü sıcaklıkları dolaysıyla başta tatil için memlekete gelenler olmak üzere bir çok insanın kalp krizi sonucu hastanelik olduğu, hayatını kayıp ettiği dikkat çekiyor.
Yaşanan sıcaklar dolaysıyla insan vücudunda yaşanan aşırı terlemeyle ve bununla birlikte vücutta su ve mineral kaybı ardından kanın akışkanlığı da azalabildiğine dikkat çekilen yüksek sıcaklık dolaysıyla bacak ve kollardaki damarların genişlemesine, dolaşımın yavaşlamasına ve kalp hızında artışa neden olduğu için kalp krizi, aritmi (düzensiz kalp atışı) ve kalp yetmezliği riski artırdığına dikkat çeken ilgililerin uyarısını dikkate alınmadığı görülen şu günlerde Ardahan ve çevre illerde kalp krizi sonucu hastanelerin dolup, taştığı ve bir çok kaybın yaşandığı dikkat çekerken, bakanlıkta uyarıda bulundu.

Sağlık Bakanlığı, hipertansiyon ve kalp-damar hastalarına, aşırı sıcak havalarda mecbur kalmadıkça 10.00-16.00 saatlerinde dışarıya çıkılmaması, ani başlangıçlı baş ağrısı veya tansiyonda ani yükselme-düşüş yaşanması durumunda mutlaka bir uzmana başvurulması uyarısında bulundu.
Bakanlıktan, aşırı sıcak havalarda hipertansiyon ve kalp-damar hastalarının dikkat etmesi gerekenlere ilişkin bilgilendirmede bulunuldu.
Buna göre aşırı sıcaklar, gün içerisinde damarların genişlemesine ve sıvı kaybına yol açarak tansiyonun düşmesine, gece saatlerinde ise tansiyonun yükselmesine neden olabiliyor.
Aşırı terlemeyle birlikte vücutta su ve mineral kaybı yaşanırken, kanın akışkanlığı da azalabiliyor.
Yüksek sıcaklık, bacak ve kollardaki damarların genişlemesine, dolaşımın yavaşlamasına ve kalp hızında artışa neden olduğu için kalp krizi, aritmi (düzensiz kalp atışı) ve kalp yetmezliği riski artıyor.

Kalp ve damar hastalıklarının tedavisinde kullanılan ilaçların etkileri sıcak havalarda değişebilirken, bu ilaçlar ısı toleransını ve vücudun kendi sıcaklığını düzenleme yeteneğini bozabiliyor.

Bu nedenle hastaların, hekimlerine danışmadan ilaçlarını kullanmayı bırakmaması ve dozunu değiştirmemesi gerekiyor. Özellikle hipertansiyon hastalarının idrar söktürücü ilaç dozlarını hekimlerine yeniden danışması önem taşıyor.

Sigara ve alkol, birçok hastalıkta olduğu gibi hipertansiyon, kalp-damar hastaları açısından da ciddi riskleri beraberinde getiriyor. Sigara, damar duvarının esnekliğini kaybetmesine neden olarak hipertansiyonda tedaviyi zorlaştırıyor, alkol ise ciddi tansiyon düşüklüğüne ve karaciğer yetmezliğine yol açabiliyor.

“Yeterli su tüketin”
Hipertansiyon, kalp-damar hastalarına, yeteri kadar su içmeleri, çay ve kahve gibi kafeinli ve şekerli içeceklerin tüketimini sınırlandırmaları öneriliyor.
Bunun yanında yeterli ve dengeli beslenilmesi, tavuk, balık ve hindi gibi yağsız protein türleri, tam buğday veya tahıl ekmeği, meyve ve sebze gibi lif açısından zengin besinlerinin tüketilmesi, şeker oranı yüksek ve işlenmiş gıdalardan uzak durulması ve tuz kullanımının günlük bir çay kaşığını geçmemesi tavsiye ediliyor.
“Mecbur kalmadıkça 10.00-16.00 saatleri arasında dışarıya çıkmayın”
Bakanlığın bilgilendirmesinde, aşırı sıcak havalarda dikkat edilmesi önem taşıyan diğer uyarılar ise şöyle:
“Mecbur kalmadıkça güneş etkisinin en güçlü olduğu 10.00-16.00 saatleri arasında dışarıya çıkmayın. Dışarıda bulunduğunuz zamanlarda ise serin ve gölge alanları tercih edin.

Açık renkli, rahat giysiler giyin ve güneşten koruyan uygun bir şapka takın. Hava alabilen rahat ayakkabılar kullanın. Aşırı nemli ortamlardan kaçının.
Düzenli yürüyüş veya egzersiz yapın. Ancak yorucu fiziksel aktivitelerde bulunmayın. Yürüyüş öncesi ve sonrası mutlaka sıvı alın, molalarda gölge ve serin yerlerde dinlenin. Egzersiz için sabah erken saatleri ve akşam saatlerini tercih edin. Yemekten hemen sonra egzersiz yapmayın ve ağır egzersizlerden kaçının. Hekiminizden sizin için uygun olabilecek fiziksel aktiviteler konusunda bilgi alın. Ilık duş alın, yaz aylarında soğuk veya sıcak duş almayın. Tansiyonunuzda ani yükselme veya ani düşüş, ani başlangıçlı baş ağrısı yaşamanız halinde mutlaka hekiminize başvurun.”


Göle’den sonra Ardahan merkez Çamlıçatak (Gölebert) Ormanlarından devam eden orman kesiminin ara verilmeden devam ettiği Ardahan’da katliam derecesine varan orman kesimleri ardından toplanan çamların depolara taşınırken, bu ormanların kesimine katkı sunan köy muhtarları da stk ve siyasiler gibi sesiz kaldılar.
Ormanları gözleri önünde kesilen köylünün de ‘Belki bir iki dal da bize düşer..’ diyerek yaşanan orman katliamına gözlerini kapatarak katliam derecesine varan orman kesimine karşı duyarsız kaldığı görülen Ardahan’da milletvekillide festival ve şenlik kurdelesi kesmekle meşgul olurken, Belediye ve İl Genel Meclis Üyeleri gibi ‘halkın haklarını savunacağız’ diyerek halktan aldıkları oyları ile seçilen köy azaları da diğerleri gibi yaşanan onca soruna olduğu gibi orman kesimine karşı sesiz kalanlar arasında yer aldılar.
Orman kesimleri gibi dere ve nehirlerinin önü HES Barajlarıyla kesildiğinden dolayı değişen doğası dolaysıyla Temmuz ayı boyunca yağan yağmurlarla verim vermeyip, çürüyen ekili alanları gibi yağmurun yıkadığı çiçeklerden bal alamayan arıların da zor günler yaşadığı Ardahan’da yaşanan bu duyarsızlık hâlâ devam ediyor.

ARDAFED Kongresinde akıl veren

Ağ saçlı muhasebeci Ne vergi ödemiş, Nede sgk!

Gazeteci Fakir Yılmaz’ın Ardahan Dernekler Federasyona Başkan olduğu dönemde yapılan kongreye çöpçü ve zabıtalarıyla kongre salonuna gelen ve yaptığı konuşmada geçmiş dönemde Yılmaz’a kalan vergi ve sgk borçlarını ödenmesi gerektiğini belirtmesi ve Yılmaz’ın ‘senin acını biliyorum, seni bir toplantıda kovduğum için benim dönemimde olmayan bir borcu bugünmüş gibi açıklama yapmanı kınıyorum’ demesi üzerine kongrenin bir anda karışmasına neden olan Ardahanlı Mali Müşavir eski Şişli Belediye Başkanı Ağ saçlı Muharrem Keskin’in 5 yıl başında olduğu belediyenin borçları gibi sgk ve vergi borçlarını da ödemediği ortaya çıktı.
Belediye başkanı olduğu 5 yıl için de başta Ardahanlı hemşerileri olmak üzere Şişli’lerin beklediğini veremediği için başarısız görünüp, yeniden aday olmasına rağmen partisince aday gösterilmeyip, 5 yıl boyunca burnundan kıl aldırmadığı makamı hem de kendisinin altında olan başkan yardımcısına yeri bırakmak zorunda kalan Ardahanlı Ağ saçlının görevi bırakırken Şişli’nin yeni başkanına sgk ve vergi borcu dahil yaklaşık 4 Milyar borç bıraktığı öne sürüldü.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hazine’nin belediyelerden borçlarını tahsil edeceğini söylemesinin ardından belediyelerin devlete olan büyük rakamlara varan borçları da havada uçuşmaya başladı.
30 büyükşehir, 51 il (merkez ilçe), 922 ilçe ve 386 belde belediyenin olduğu ülkenin en çok borcu olan belediyeler arasında ilk 5’te olan Şişli Belediyesi
yıllardır CHP’de.


Bakan Işıkhan,
SGK’ye en fazla borcu olan 5 belediyeyi açıkladı..
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) en fazla borcu olan 5 belediyenin sırasıyla Ankara, İzmir, İstanbul ve Adana büyükşehir belediyeler ile Şişli Belediyesi olduğunu bildirdi.
SGK’ye en fazla prim borcu olan 5 belediyenin tamamının CHP’li belediyeler olduğunu kaydeden Işıkhan, “Bu gerçek yerel seçimler öncesinde de böyleydi. Seçimlerden önce yaptığımız açıklamada da bunu ifade etmiştik. Türkiye genelinde belediyelerin SGK’ye olan toplam prim borcu 96 milyar liraya ulaşmış durumda. Bu borçların yüzde 67,7’si tek başına CHP’li belediyelere ait.” ifadesini kullandı.
SGK’ye en fazla prim borcu bulunan belediyenin 5 milyar 751 milyon lira ile Ankara Büyükşehir Belediyesi olduğunu aktaran Işıkhan, şu bilgileri verdi:
“Belediyeyi 2019’da AK Parti’den devraldığında borcu 225 milyon lirayken, bugün itibarıyla 25,5 katına çıkmıştır. Dolayısıyla ‘seçim oldu’ diyerek kafa karışıklığı yaratmaya, aziz milletimizi yalanlarla aldatmaya çalışmanın kimseye faydası yoktur. CHP’li belediye başkanlarına tavsiyemiz, emekçilerin alın terinin hakkı olan sigorta primlerini bir an evvel ödemeleridir. Meseleyi siyasi parti rekabeti veya hamaset üzerinden değil veriler ve rakamlar üzerinden sadece gerçekleri söyleyerek paylaşmamız gerekiyor.”

İşte en borçlu 5 belediye
“Ankara Büyükşehir Belediyesi 5,7 milyar lira, İzmir Büyükşehir Belediyesi 5,3 milyar lira, İstanbul Büyükşehir Belediyesi 3,3 milyar lira, Adana Büyükşehir Belediyesi 3 milyar lira ve Şişli Belediyesi 1,8 milyar lira.”

DAMAL VE HANAK’A EŞ KAYMAKAMLAR..

Geçtiğimiz günlerde yayınlanan ‘Mülki İdare Amirler Atama Kararnamesi’ ile Ardahan’ın Damal ve Hanak ilçelerine atanan kaymakamların eş oldukları öğrenildi.

Yeni anne olduğu da öğrenilen Kaymakam Elif Meram Hanak’ın 2. kadın kaymakamı olarak doğum izinli olarak geldiği ilçede hala göreve başlamazken, Damal Kaymakamlığı’na atanan Kaymakam eşi Ahmet Sami Meram’ın vekalet edeceği öğrenildi.
Efe Kılıç’ın da Ardahan-Çıldır Kaymakamlığına, Hüseyin Şamil Sözen Ardahan-Posof Kaymakamlığına atandığı Ardahan’ın 4 İlçesinin yeni kaymakamlarının zaman ayıp etmeden yeni görev yerlerine gelip, mesailerine başlamaları beklenmektedir.

Jandarma Droneyle Uyardı..

Hanak İlçe Jandarma Komutanlığı ekiplerince Alaçam (Aşağı Dikkan)-Baştoklu (Yukarı Dikkan) Ormanları bölgesinde, Orman Yangınlarıyla Mücadele ve Suda Boğulma Olaylarının Önlenmesine Yönelik Alınacak Tedbirler kapsamında, araziden fiziki şekilde ve havadan drone cihazı marifetiyle kontrol ve keşif faaliyetleri gerçekleştirilmiş olup, bölge halkıyla yüz yüze görüşmeler yapılarak gerekli bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları icra edildi.

Esenyurt’ta Bir Hikaye Yazılıyor..
ADI: MUTLUYUZ, ÇÜNKÜ ESENYURTLUYUZ

Katıldığı toplantılarda yaptığı konuşmalarda İstanbul’u en büyük nüfusuna sahip Esenyurt’un genel durumunu anlatan ve bu yönde yaptıkları çalışmaları aktaran Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, “Silikon Vadisi’nin İstanbul’da kurulacağı, kurulabileceği tek yer Esenyurt’tur. Bu altyapı ilçemizde var. Bize destek verin, hep birlikte, el ele vererek Esenyurt’ta bu işi başaralım” dedi.
Prof. Dr. Ahmet Özer; “Bir zincirin gücü onun en zayıf halkasıyla ölçülür. İstanbul’un zayıf halkası Esenyurt’tur. Dolayısıyla stratejik yer Esenyurt’tur. Bir başarı hikayesi yazılacaksa Esenyurt’ta yazılacak. Bu noktada hedefe ulaşabilmek için öncelikle Esenyurt halkının sonra İstanbul Büyükşehir Belediyesinin ve Sayın Başkanı İmamoğlu’nun önderliğinde Esenyurt Belediyesiyle sizin gücünüzü birleştirerek ortak bir sinerji yaratmak istiyoruz. Böylece nitelikli bir üretime geçebilir, yaratılan katma değerin tabana yayılmasını sağlayabilir ve Esenyurt’un da içinde olduğu toplumsal barışı ve huzuru gerçekleştirebiliriz. Buradaki temel amacımız bu.’ diyor.
Porf. Dr. Özer ‘Türkiye’nin hiçbir yerine nasip olmayan güçlü yaparımız var. Şimdi dört tanesini size söyleyeceğim. Esenyurt’ta üç yüz bine yakın genç nüfus var. Bu rakam aslında başarılı yöneticiler için büyük bir nimet, başarısız olan yöneticiler için ise bir külfettir. Biz bu külfeti nimete dönüştürmeye talibiz. Bunun için halkımızdan, basından, ilri gelenlerde ve tüm idarecilerden destek istiyoruz. Bir büyük bir avantajımız daha var 81 ilden Esenyurt’a göç var.

Bazıları göçü de külfet olarak görüyor. Hayır, İstanbul bir göç şehri. Göçle oluşan şehirler dünya şehirleri içinde diğerlerine fark atan şehirlerdir. Neden? Göçle gelen insanlar hırslıdır, çalışkandır, ileriye gitmek ister. Mukayeseli üstünlük teorisi var. Gelen bir kimse diğerinden geri kalmamak için ileri gitmeye çalışır. İşte bunun Esenyut’ta yazmaya başladığımız hikayemizin ana dinamozu yaparak, ‘Hepimiz Esenyurtluyuz ondan mutluyuz’ diyeceğiz dedi. Başkan Özer; “Birlikte yerel kalkınmayı sağlamak, belediyeyle sıcak ilişkiler kurmak, belediye, sanayi, üniversite iş birliğini geliştirmek, inovasyon ve teknoloji merkezi kurarak üretimi geliştirmek bizim temel hedeflerimiz. Esenyurt bir laboratuvar. Esenyurt’un bir profilini, bir röntgenini çektiriyoruz.

Bütün alanlarda hem siyasi hem sosyal hem kültürel hem ekonomik alanda durum nedir? Önce bunu tespit edeceğiz, ona göre de çözümler üreteceğiz. Nihai hedefimiz Sayın İmamoğlu’nun önderliğinde güçlü yönlerimizi geliştirip Esenyurt üzerindeki negatif algıyı ortadan kaldırarak barış ve kardeşlik şehri inşa etmek. Tabii ki biz temiz, ulaşılabilir, yeşil bir Esenyurt diyoruz. Amacımız; üretimi artırmak, hakça dönüşümü sağlamak, bunu toplumsal barışla huzur içinde gerçekleştirmek. İşte bu nihai hedefimiz için bugün bir aradayız. Ortak akıl platformundayız. Bugün bu davete icabet edip geldiğiniz için hepinize teşekkür ediyorum. Şimdi bundan önce ve bundan sonra yapacağınız katkılar için de teşekkür ediyorum.” dedi.

Yeni İl Milli Eğitim Müdürünün İlk İcraatı
ALEVİ İLÇENİN TÜM KÖY OKULLARINI KAPATTI!

Ardahan’a atanan yeni İl Milli Eğitim Müdürü ile 2024-2025 Eğitim/Öğretim sezonuna hazırlanan şu günlerde Ardahan’ın tek Alevi İlçesi Damal’ın tüm köy okulları kapatıldı.
Son olarak Ardahan’ın tek Alevi ilçesi olan Damal ilçesine bağlı olan Seyitören köyündeki 7 derslik tam donanımlı ilk ve ortaokul hizmeti veren okulda kapatılarak bu köy okulunda okuyan öğrenciler Damal merkeze taşınarak eğitim verilecek.
Bu duruma karşı tepki gösteren Damallılar, ‘AK Parti hükümetinin İmam Hatipleri doldurmak için köy okullarının kapatma girişimi devam ediyor.’ diyerek 1 İlçenin 14 köyünün 14 okulunun kapatılmasının hükümetin arka planda tuttuğu siyasal İslam politikasının parçası olduğunu ve eğitim sistemini alt üst ederek okulların büyük bir çoğunun İmam Hatiplere dönüştürme amacı olduğunu belirten Damallılar, bu durumun zaten devam eden göçü daha da tetikleyeceğini belirttiler.


Alevi olan Damal’daki birçok köy okulları kapatıp, merkeze çekerek merkezde İmam Hatip Ortaokulu kurmayı planlamaktalar.’ planlandığını ileri süren Damallılar, ‘Eğer bu gerçekten doğruysa gerek eğitim adına gerekse bölgede yaşayan halkın inanç ve Kültür adına çok çok büyük bir tehlike demek. AK Parti hükümeti Ortaya koymuş olduğu eğitim sistemi ile bilimsel eğitimden uzaklaşıp, Dogmatik, biat kâr, itaatkar anlayışlı bir topum yaratmayı planlanmaktadır. Damal gibi tamamı Alevi olan bir bölgede hiç İmam ihtiyacı olmamasına karşın bir İmam Hatip kuruma girişimi AKP hükümeti kendi inancından ve kimliğinden olmayanlara karşı göstermiş olduğu düşmanca veya asimilasyon politikaların bir sonucudur. Damal’da İhtiyaç olan şey daha fazla teknik ve fen okulları olması gerekirken var olan okular kapatılıyor’ diyerek köylerdeki tüm okullarının kapatılmasına tepki gösterdiler.
Damallılar, ”e yazık ki koyduğu politikaların bir parçası olarak tamamı alevi olan bir ilçede İmam Hatip kurmak gibi bir planı devreye sokmak istiyor.

Damal’da yaşayan tüm halkın Damal’da ki tüm sivil toplum örgütlerin ve Damal dışında layık demokratik bilimsel eğitimden yana olan tüm yurttaşların buna karşı örgütlü bir mücadele ve tepki koyması elzemdir. Damal Pirsultan yoldaşları olarak bu söylentilerin gerçek olma olasılığını muhtemel olduğunu biliyoruz. bu anlayıştan bu projeden derhal vazgeçmeye çağırıyoruz Damal da imam hatip değil yüksek okulların kurulmasını talep ediyoruz Damal’daki köylerde bulan okulların asla kapatılmamasını kapatıldığı takdirde ilçeye çocukların gönderilmesinde sıkıntılar doğacağını eğitime büyük bir darbe vuracağını, zaten ekonomik ve sosyal nedenlerden dolayı oldukça yıpranmış büyük darbeler almış ilçemizin okulların kapatılması ile köylerin boşalma ve terk edilme durumu ile karşı karşıya kalacağını bunun da hem hayvancılığın hem ülke ekonomisinin hem de sosyolojik aile yapısının büyük zararlar göreceğini bir kez daha altını çizmek istiyoruz. köy okulları kapatılmasın Damla İmam hatip değil Yüksekokulu istiyoruz.’ yaşanan duruma tepki gösterdiler.

Selfie değil, Serin Seki keyfi!

Başta İstanbul olmak üzere birçok batı kentinde olağanüstü bir sıcaklığın yaşandığı şu günlerde ülkenin Gürcistan ve Ermenistan’a sınır olan Kafkas arısının bal merkezi bin bir çiçeğiyle donanımlı serin yaylaları ile bilinen Bin 900 rakımlı Ardahan’a kaçan gurbetçiler selife değil, sekilerle donatılmış toprak damlı serin köy evlerinde tatil keyfi çıkarıyorlar.
Batı kentlerinde ki yakıcı havalara karşın Temmuz ayının son günlerine girildiği şu günlerde yağmurlu havaların serin tutmaya devam ettiği Ardahan’da yaz tatillerini geçiren Ardahanlıların arasında bulunan Gazeteci Doğan Şentürk’ün annesi Neriman Şentürk’te bir süre önce geldiği memleketi Ardahan’da eski günlerini anımsatan sekilerle donatılmış köy evlerinde dost ve akrabalarını serin bir hava içinde ziyaret keyfini yaşayanlar arasında idi.

ÖĞÜT ÇEVREYESİNE ÇÖKMEK İÇİN BASINI KULLANIYOR!..

Saffet Kaya gibi 3 Dönem Ardahan milletvekilliği yapmasına karşın bir taşı bir taşın üzerine koymadığıyla eleştirtilen ve bu yönde yapılan eleştirileri en aza indirmek için sermayesinin büyük bölümü TDK, devletin hibe desteği ile tarihi mekana yaptırdığı otelinin etrafında ki ev ve arazilere konmak için çabalayan Ensar Öğüt yine sahnede

 Önce yaptırdığı inşaatına istediği bir kat fazla imara izin alamayan, ardında kendisinin olmayan arazide çevre düzenlemesi yaparak arsasını genişletmeye kalktığı ve çevreyi döküp, kırdığı için inşaatı mühürlenen Öğüt’ün ‘Ardahan’a yatırım yapıyorum, engelliyorlar’ diyerek başta yerel basını olmak üzere kamuoyunu etkileme çalışarak gerek hazineye ait olan arsaya ve inşaatının etrafındaki ev ve arsalara çökmeye çabası sürüyor.

Milli Emlak’ın ve vatandaşların tapulu arsalarına ucuzdan çökme hesapları yapan Öğüt’ün ruhsat bilgilerini sergileyen tabelası olmadan çevre güvenliği almadan yaptırdığı binanın, tarihi Ardahan Kalesinin de bulunduğu ve Anıtlar Kurulunca inşaat izni verilmeyen alana bu binayı yaparken de hangi yollara başvurduğu da diğer merak konusu.

Anıtlar kurulunun koruma alanı içinde bulunan Ardahan Kalesi gibi Çıldır Gölünün ortasında bulunan Ağcakale’ye Ardahan Valiliğince yapılan beton binanın daha sonra yapılan itirazlar ardından yıkılmış, temizlenerek eski haline getirilmişken, Öğüt’ün tarihi alana ve Anıtlar kurulunun belirlediği sınırlar içinde kaldığı öne sürülen alana devlet desteğiyle yaptırdığı binanın etrafını genişletmek yerine çökme hesapları yaptığı ve bunu yaparken da basını kullanıp, kamuoyu oluşturmaya çalıştığı da ileri sürülmektedir.

Suriye, Irak’ı yetmedi Afrika’yı kurtarmaya çalışanlar ve

Belediye Başkanı gibi oda eline cetvel aldı!

Ellerine aldıkları cetvellerle başta havuz medyada olmak üzere iktidara yakın yalaka basının programlarına katılıp,  savaş çığırtkanlığı yapanlar misali eline aldığı cetvelle duvara asığı evrakları basın mensuplarına gösteren  Öğüt: “Ardahan’a Değer Katmak İstiyorum Ama Engelleniyorum” dedi.

Öğüt: “Arsamı İşgal Ediyorlar”

Ardahan’ın 22., 23. ve 24. dönem Cumhuriyet Halk Partisi milletvekili olan Ensar Öğüt, dört yıldır mülküne izinsiz olarak yapılan yol nedeniyle mağduriyet yaşadığını ifade etti. Öğüt, mülküne izinsiz bir şekilde girildiğini ve buna yönelik yıkım kararlarının uygulanmadığını belirterek, mevcut duruma isyan etti.

Öğüt, “Benim arsamda ağır var ve bu ağır yüzünden dört yıldır sabretmek zorunda kaldım. Yıkım kararı çıktı fakat bu kararlar uygulanmadı. Yetkililere sesleniyorum: Bu yıkım kararını neden uygulamıyorsunuz?” ifadelerini kullandı.

Sıra Başkan’da!..

Son olarak bizim yaptığımız haber ardından susup, kenara çekilen ve eşiyle birlikte tatil köyünden birinde tatilini yapan Öğüt’ün yenden atağa geçtiği görülürken, Öğüt’ün izin almadan çevre düzenlemesi yaparken belediyeye ait olan ve 6 yıldır akıtılamayan Halilefendi’de ki yapay şelalelin motorunu, hortumlarını kırdığı için inşaatının mühürlendiğini bir önceki basın toplantısında belirten Öğüt gibi CHP’li olan belediye başkanın bu konuda ne diyeceği ve daha önce yaptığı gibi yine eline cetveli alıp, çağırdığı basına bilgi verip, vermeyeceği de merak edildi.

Gelirken eli boş geliyorlar
Dönerken eli dolu dönüyorlar!

Gurbetçiler hasret giderme adı altında yaz tatillerini ucuza getirmek ve festival, şenlikleri mana edip, geldikleri sıladan gurbete eli dolu dönüyorlar.
Etkinliklerin sonlanması ve okulların yaklaşmasıyla birlikte dönüş yoluna geçen gurbetçiler yöresel ürünlere rağbet gösteriyor Başta İstanbul’da olmak üzere batı kentlerinde ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden gelerek yaz tatillerini memleketlerinde geçiren gurbetçiler dönüş yoluna dönerlerken yanlarında da yöresel ürünleri götürmeyi tercih ediyor.
Yaşanan ekonomik sıkıntılar dolaysıya yaşamın gün geçtikçe zorlaştığı batı kentlerinde ve Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde yaşayan gurbetçiler, aileleri ile birlikte yaz tatillerini geçirmek için geldikleri Ardahan’dan geri dönüş yolculuğuna başladı.
Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yakınlarını ziyaret edip, hasret gideren gurbetçiler, tamamlamak üzere oldukları görülen ve özlemlerini giderdikleri tatillerinin dönüş yoluna geçmeye hazırlanırlarken girdikleri dönüş yolunda ailelerinin yaptığı, ürettiği doğal ve hayvansal ürünleri de unutmuyorlar.

Araçlarının bagajlarını, kışlık için el emeği ile hazırlanan çeçil peynir başta olmak üzere peynirleri, kurutulmuş meyvelere kadar yerel ve yöresel lezzetlerle ile doldurdukları görülen gurbetçiler yılda bir uğradıkları aile fertlerinin kendilerine verdiği cep harçlıkları ile araçlarına aldıkları yakıtla batı ve Avrupa’da bulunan evlerine, işlerine geri dönüyorlar.

Ormanları kıtır, kıtır kesilirken
Siyanürlü Altın için sondajlar kurulurken
GÖLELİLER FESİTVALE, CIRTIK ATMADA!

Ardahan’ın mera olan doğasının büyük bölümü de bu barajları yapan ağır tonajlı araçlar tarafından rast gele verilen geçişler dolaysıyla bir sakız gibi çiğnenip, kullanılmaz hale geldiği görülüyor.
‘Gençleştirme yapıyoruz’ adı altında yetkisinde bulunan ormanları vahşice doğrayarak yok ettiğiyle suçlanan Orman İşletmelerinin yanı sıra Ardahan Çevre ve Orman Müdürlüğü de bölgede gerçekleştirilen HES Barajlarına olduğu gibi bu barajların yapımına malzeme sağlayan Taş, Kum ve Beton Santrallerine de gelişi güzel izin verdiği de görülüyor.
Son olarak Hanak İlçesi Sevimli, Çıldır İlçesi Kotanlı, Köroğlu HES’lerine malzemesi için kum ocaklarana ve beton santrallerine izin verildiğini belirtilen Çevre Müdürlüğü daha önce de, Doğal Hayatı Koruma alanı olarak ilan edilen Posof’ta gerçekleşen üç HES Barajına ve bu barajların yapımı için kum ve de beton santrallerine izin vermişti.

**Petrol ve Doğalgaz yetmedi, Demiryolu.
Son yıllarda çevreye büyük hasar veren yatırımların ard arda yapıldığı Ardahan İl sınırları içinde ki BTC ve BOTAŞ tarafından gerçekleştirilen petrol ve doğalgaz boru hatlarının yapımı sırasında metre karelerce mera alanları kullanılmaz hale gelmişti.
BTC ve Botaş tarafından gerçekleşen petrol ve doğalgaz hattının bitimi ardından şimdi de Kars-Tiflis-Bakü Demir yolu için mera alanları, tarlalar hatta köylerin dinamitlerle, ağır tonajlı araçlarla, taş, kum ve beton santralleriyle yok ediliyor.
Kısacası birkaç yıl önce BTC ve Botaş tarafından yapılan iki boru hattının inşası ardından şimdi de Çıldır, Posof ve Hanak’ta yapımlarına başlanan HES Barajları, Ardahan, Siyanürlü Altın’da aranacak olan Göle, Hanak, Damal’da süren ağaç kesimi ve ile Çıldır’da yapımı son sürat devam eden Demiryoluyla Ardahan’ın güzelim, binbir çiçekli, çam kokulu doğası katledilmeye devam ediyor, yetkili ve ilgililer gibi Ardahanlılarda seyrediyor.


**Doğranan ağaçlar nereye götürülüyor, kime, nasıl, hangi ihale ile satılıyor?..
Başta Posof’ta olmak üzere doğayı kullanılmaz hale getiren Doğalgaz geçerken, bu imkandan halen faydalanamayan, yapımları süren HES Barajlarında bir Ardahanlı bile çalıştırılmayan, sınırları içinde iken son anda değiştirilen projesiyle bölgeye hiçbir faydası olmayacak denilen Kars-Tiflis-Bakü Demir Yolu’nun doğasını katlettiği görülen Ardahan vahşice doğranan ormanlarından da faydalanamıyor.
Kesilen binlerce ağcın depolanmasına bile sınırları içinde izin verilmediği görülen Ardahan’ın kesilen ağaçları da Erzurum ili sınırları içinde bulunan Karınca düzündeki depolara taşındığı ve bu ağaçların bir dalından bile faydalanılmadığı da olayın diğer acı bir yönü olması dikkatlerden kaçmıyor.

FEDERASYON ve DERNEKLERSİZ, BALIKSIZ

ÇILDIR GÖL FESTİVALİ DAHA GÜZELDİ!..
Bu yıl dernek ve federasyonların organizesine alınmadığı Ardahan’ın Çıldır İlçesinde yapılan Çıldır Göl Festivali ve Aşık Şenliği Anma programı köylerde yapılan bir yayla festival görünümünde sonra erdi.
Ardahan Valisi Hayrettin Çiçek’in de katıldığı Çıldır Göl Festivali ve Aşık Şenliği Anma etkinliği bazı federasyon ve dernekçiler tarafından engellenemeye kalkılsa da renkli görüntülere sahne olurken adı Göl Festivali olan etkinlikte göl, su etkinlikleri gibi balık yine yoktu.
Şenliğe katılan ve vatandaşlara hitaben bir selamlama konuşması yapan Ardahan Valisi Hüseyin Çiçek yaptığı konuşmada, Ardahan’ın geniş meraları ve doğallığını koruyan yaylaları ile muhteşem bir coğrafyaya sahip olduğunu belirterek, gurbette yaşayan Ardahanlılara memleketlerinde konut edinmeleri ve birer yuva kurmaları yönünde tavsiyede bulundu.

Vali daha sonra şöyle konuştu: “Doğamız muazzam bir güzelliğe sahip. Her renk çiçek ve endemik türe sahip bitkileri barındırıyor. Bizlerin bu doğaya sahip çıkmamız, kıymetini bilmemiz lazım. Bugün burada hemşehri buluşmasına tanıklık ediyoruz. Bu yayla şenliği şehrimiz dışında yaşayan ve yaz aylarında buraya gelen hemşerilerimizle bir araya gelme fırsatı bulduğumuz önemli bir etkinlik.

Şehrimizin kültürünün yaşatılması, yayla şenliği sosyal dokusuna uyan etkinliklerle vatandaşlarımızın hayatının zenginleştirilmesi, eğlenceli hale getirilmesi insanların hayatına dokunma adına çok kıymetli. Benim gurbette yaşayan hemşehrilerime burada naçizane bir önerim de olacak. Gurbette yaşayan Ardahanlı hemşerilerimiz memleketlerinde birer konut edinsinler, burada birer yuvaları olsun. Belki ilerleyen yıllarda bu koşullara sahip olamayacaklar. Küresel iklim değişikliği tüm dünyayı olduğu gibi bizim ülkemizi de etkileyebiliyor. Dolayısıyla ilerleyen yıllarda bu bölge daha çok ilgi toplayacaktır. Ben şenliğimizin hayırlı olmasını diliyor, emeği geçenleri kutluyorum.”
Daha sonra beraberindekilerle birlikte yöresel müzikler eşliğinde halay çeken Vali Hüseyin Çiçek adı göl festivali olan ama tavuk ızgaraların bolca pişirildiği piknik alanındaki vatandaşlar sohbet etti.

GAZETECİLER GÜNDEM

7 KONUĞUYLA BUGÜN TEMPO TV EKRANLARDA..

Dün (cumartesi) günü saat: 16.00’da Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’i konuk eden GAZETECİLERLE GÜNDEM bugünde (pazar) 7 konuğuyla saat: 15.00 ile saat: 19.00’da TEMPO TV ekranlarında olacak.

GAZETECİLERLE GÜNDEM bugün saat: 15.00’da ki programında İş insanı, siyasetçi 78 kuşağı Davut Ülbeyi, Sosyal Medya Fenomeni Murat Ceylan, 78 Kuşağı Celal Yılmaz, ve Şair Yazar Güven Kahramanoğlu ile pazar günün ilk programı sonrası Azeri konukları ile saat: 19.00’da yeniden TEMPO TV ekranlarında olacak.

Pazar günü saat 15.00’da ki ilk programından sonra aynı günü ikinci programı Saat: 19.00’da başlayacak. Pazar günkü ikinci programında, Azeri Tasarımcı Turana Qocayeva, Azeri Gazeteci Yazar Kamala Rustamova ve Azeri Gazeteci Ağasiyeva Gülbeniz’i konuk edecek olan GAZETECİLERE GÜNDEM’İ izlemek için gerek tv ekranlarınızda gerekse cep telefonu, bilgisayarınızda TEMPO TV demeniz yeterli olacak.

HOÇVANLI BİR ŞAİR/YAZAR
Rodi Baz

Gerçek bu..

Ne aldattım
Ne de ihanet ettim
Sadece yazdım…
Bir seni
Bir de gidenleri anlattım…
Onlar ölümü
Bense onları yazmak gibi
kolay bir yolu seçtim…

Diyen Ardahan Hoçanlı yazar Rodi Baz 7. kitabını bitirme aşamasında.
Ardahan Hoçvanlı yazar bir yandan yeni kitabının hazırlığı içinde diğer yanda yerel ve ulusal sorunlarla ilgili düşüncelerini okurların günü birlik aktarmayı unutmuyor.
Sosyal ve siyasal gelişmelere karşı duyarlılığıyla tanınan Hoçvanlı yazar Rodi Baz torunlarının kendisine verdiği enerji ile ‘Ustura Kestiği Şiirler’ adlı kitabı ile yazıya döktüğü şiirleri Öteki Yayın Evinde en iyi satan kitaplar sırlamasında ilk sıralarda yer almasıyla da tanınıyor.

Siyasi faaliyetlerinden dolayı sık sık tutuklanan ve uzun süre demir perdeli zindanların arkasında kalan Hoçvanlı şair, daha çok Kürt siyasal mücadelesini konu alan şiirleriyle öne çıkarken Aşkı anlatan satırlarını da unutmuyor.
Şimdiye kadar biri Kürtçe olmak üzere 6 kitabı yayınlanan, birde ‘Dojin’ isimli dergi çıkaran ve halen çeşitli dergi ve gazetelerde yazı yazan Ardahan merkeze bağlı ve belde olmak isteyen Ardahan’ın en büyük dağı Kısır dağının suyunu bekleyen Hoçvan’ın Köpürücük (Heviskari) köylü olan şair Rodi Baz (Cafer Şahin) kendisi kadar değerli eşi Hülya Şahin ile evli ve iş dünyasında ortaya koydukları başarılarıyla tanınan üç çocuk babasıdır.

Posof’a Kadın Vekil!

Siayasi tarihinde ne milletvekili, nede kadın belediye başkanının seçilmediği Ardahan’da bir ilk gerçekleşti, belediye başkan vekilliğine getirildi.
3 ay önce yapılan yerel seçimlerinde CHP’den Belediye Meclis Üyesi seçilen Mahinur Ekinci, Ardahan’ın Gürcistan’a sınır ilçesi Posof’un ilk kadın başkanvekili oldu.
Posof Belediye Başkanı’nın, il dışında bulunduğu süre içersin de başkanlığa vekâlet edecek olan Kadın Meclis Üyesi Mahinur Ekinci Posof’ta ilk defa bir kadın belediye başkanvekili olarak kayırlara geçmenin gururunu yaşadı.


30 yıldan fazla bir süreden sonra Posof’ta seçimi kazanan CHP’nin elinde olan Posof’ta Belediye Başkanlık makamına oturan ilk kadın başkan vekili, Posof Belediyesi Başkanvekili Mahinur Ekinci; Ardahan tarihinde bir ilkin yaşandığını söyleyerek, “Temsilde halk adına karar, seçim yoluyla göreve getirilen temsilcilerle yapılmaktadır. Bu temsilcileri de oluşturan belediye meclis üyeleridir.

Cumhuriyetle birlikte kadınlara seçme ve seçilme hakkı, Avrupa’nın birçok ülkesinden önce biz Türk kadınlarına verildi. Atamızın bizlere bıraktığı bu mirası yaşatmak için kadınların siyasette karar mekanizmasında yer almasını çok önemsiyoruz. Kadının her alanda değişimin öncüsü olarak gören ve Posof’ta ilk defa iki kadının belediye meclis üyesi seçilmesini sağlayan bir belediye başkanıyla çalışmaktan onur duyuyorum. Bu sebeple kadın temsilinin önemini göstermek amacıyla bu görevi bizlere veren Belediye Başkanımıza teşekkür ediyorum.” dedi.
Posof Belediyesinin kapılarının kadınlara her zaman açık olduğunun altını çizen Posof Belediyesi Başkanvekili Mahinur Ekinci, kendisini ziyarete gelen Posoflu kadınlara da ayrıca teşekkür etti.

Çiçek Denizi Ardahan

2 bine yakını endemik türü, 2 binin değişik bitki türü toplam 4 binin üzerinde çiçek ve bitki türleri ile başta arıcılık için olmak üzere çok önemli bir potansiyele sahip, dağlara mera ve yaylalara sahip Ardahan’ın yollarında güller açmazsa da dağlarında, yayla ve meraları renge renk çiçekler açmış durumda.

Kışın metrelerce kar, ilkbaharda bitki çeşitliliği, yaz aylarında ise serin havasıyla binlerce yerli turistin ve yazlıkçıların uğrak yeri olan Ardahan, Ardahan merkezin yanı sıra Göle, Hanak, Damal, Posof ve Çıldır ovalarında, yaylalarında ve etrafını çeviren bin bir çiçekle adeta çiçek denizini oluşturuyor.

3 bin 170 rakımlı ve bir yanı Ardahan’ın Hoçvan havzasında diğer yanı Çıldır ovasında yer alan Kısır dağı, yeşil çamlarla süslü Yalanızçam, Kura nehrinin dibinde doğup, Hazar’a kadar uzanan Allahüekber dağı, Duğu Anadolu Bölgesi ile Karadeniz’in arasında sınır olan Saharadağı , altında geçecek olan tünelin bir türlü açılamadığı Ulgar dağı ve Türkiye ve Gürcistan’ın ortak gölü olan Aktaş gölünün yanı sıra Aktaş Gümrük Kapısının ardından olduğu Çıldır Mozoret tepesi gibi dağlarında bin bir çiçekle oluşan renk cümbüşüyle Ardahan doğası doyumsuz bir manzaraya sahne oluyor.

Yemyeşil örtüsü ve çiçek tarlalarıyla göz kamaştıran Ardahan’ın doğası başta fotoğrafçıların olmak üzere doğa severlerin yoğun ilgisini çekiyor.

Turist ve yazlıkçılar dağlarında, mera ve yaylalarında oluşturduğu renk cümbüşünü izlemek için Bin 900 rakımlı Gürcistan ile Ermenistan’ın olduğu Kafkasların sınır kenti Ardahan’a akın ediyor. Kışın metrelerce kar, ilkbaharda bitki çeşitliliği, yaz aylarında ise serin havasıyla binlerce yerli turistin ve yazlıkçıların uğrak yeri olan Ardahan, Ardahan ve Göle ovasında oluşan renk cümbüşüyle doyumsuz bir manzaraya sahne oluyor.

Yemyeşil örtüsü ve çiçek tarlalarıyla göz kamaştıran Ardahan, doğa severlerin ilgisini çekiyor. Turist ve yazlıkçılar tüm doğasında oluşturduğu renk cümbüşünü izlemek için Ardahan’a akın ediyor.  El değmemiş bir coğrafyaya sahip olan Ardahan coğrafyasında bin metrekarelik bir alanda çeşit çeşit, rengârenk bir sürü çiçek bulunmakta.

Küçük bütçeli köylülerin yayla şenlikleri
büyük bütçeli belediye Fetvalarını solladı! 

Başta, hava sıcaklığının 50 dereceyi bulacağı belirtilen ve kırmızı allarım verilen İstanbul’da olmak üzere batı kentlerinde havaların iyiden iyiye ısınmasıyla birlikte köy muhtarları ile köy deneklerinin birlikte ve İMC usulü ile çok küçük bir bütçe ile düzenledikleri yayla şenlikleri milyonluk belediye festivallerinden daha çok ilgi görüyor.
Başta gurbetçiler olmak üzere betona bürünen şehir yaşantısından uzaklaşıp stres atmak ve akraba, dostlarıyla hasret gidermek isteyen Gurbetçiler ile köylüler Eylül ayına kadar sürmesi beklenen yayla şenliklerinde doyasıya eğlenirlerken, serin yayla havanın keyfinde yaşıyorlar.


Yalnızca yöre insanının değil, yurt içi ve yurt dışından çok sayıda kişinin de katıldığı katıldığı yayla şenlikleri, halkoyununa ilgi duyanları ve fotoğraf sanatçılarının da ilgisini çekiyor. Şenliklerde hiç susmayan davul, zurna ya da yerel aşıkların yöresel türküler eşliğinde çalan sazlarının sesi eşliğinde büyük halay halkaları kuran vatandaşlar, eğlenmenin yanı sıra birlikteliğin de tadına varıyor. Yayla güzelliklerini ve eşsiz manzarasını insan ile buluşturmayı amaçlayan fotoğraf sanatçıları ise en renkli ve canlı görsel ögeleri bu şenliklerde rahatlıkla yakalayabiliyor.
Bin 700 ile 2 bin 100’e kadar ulaşan yüksek rakımlı yaylarda gerçekleşen yayla şenliklerinde davul ve zurna eşliğinde gerçekleşen açılışları ardından yöresel yemekler serin hava eşliğinde yenilmenin keyfi ile başta her etkinlikte aynı konuşmaları uzun uzun yapan siyasilerden ve resmi protokolden uzak akşam saatlerine kadar sürüyor.

Vekil Kaan Koç doğalgaz için Ankara’dan dua etti,
Protokol Hanak’ta ‘Amin’ diyerek koç kurban etti!. 

Ardahan’ın Hanak ilçesine yapılacak doğalgaz çalışması için ilk kazma vuruldu. Hanak’ta doğalgaz altyapı çalışmaları başladı. Doğalgaz borularının döşenmesi için yapılan kazı çalışması öncesi ilçede tören düzenlendi.
Kurban kesimiyle başlayan törene Ardahan Valisi Hayrettin Çiçek, Hanak Kaymakam vekili Mustafa Berat Kasımoğlu, Hanak Belediye Başkanı Erdal Kurukaya, AK Parti İl Başkanı Ersin Yılmaz, AK Parti Merkez İlçe Başkanı Aytaç Ulutaş, İl Genel Meclis Üyesi Taşdemir Çoban, firma yetkilileri ve vatandaşlar katıldı.
Törende konuşan Ardahan Valisi Hayrettin Çiçek ise, “Geçtiğimiz yıl Kasım ayında Milletvekilimiz Kaan Koç ve İl Başkanımız Ersin Yılmaz ile birlikte Enerji Bakanımızı ziyaret etmiştik. Kendisine doğalgaz boru hattı hemen yanı başımızdan geçiyor ve biz ilçelerimize doğalgaz istiyoruz diye talepte bulunmuştuk. Daha sonra kendileri talimat buyurdular ve Hanak ilçemizde çalışmalar başladı. Göle ve Posof ilçelerimizde yapıldı bundan sonra ki süreçte de Damal ve Çıldır ilçelerimizin doğalgaz ihtiyacı karşılanmış olacak” dedi.


Hanak doğalgaz altyapı çalışması töreninde konuşan AK Partili Hanak Belediye Başkanı Erdal Kurukaya, seçimlerden önce söz verdikleri doğalgazı ilçeye getirmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirtti.
Başkan Kurukaya, “İlçemize bu yıl doğalgazın gelmesi için Valimiz Hayrettin Çiçek, Milletvekilimiz Kaan Koç ve İl Başkanımız Ersin Yılmaz’ın girişimleriyle doğalgaz alt yapı çalışmalarının startı verildi. Ana caddemizde doğalgaz kazı çalışmalarına başladık. İnşallah önümüzde ki yıl bu tarihlerde ev ve iş yerlerimizi doğalgaz ile buluşturacağız. Emeği geçenlere teşekkür ediyorum. İlçemize hayırlı olsun” dedi.
Ak Parti Ardahan Milletvekili Kaan Koç ise Hanak ilçesinde başlatılan doğalgaz altyapı çalışmaları neden sosyal medya hesabından açıklama yaparak, “Hanak İlçemize verdiğimiz sözü tuttuk” ded.
Vekil Koç açıklamasının devamında ise, “İlçemizde Doğalgaz çalışmalarımız başladı. En kısa sürede tamamlanmasını planladığımız Doğalgaz Hanak’a Hayırlı Olsun. Doğalgazın çekilmesi talimatını veren ve desteklerini esirgemeyen Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Sayın Alparslan Bayraktar‘a Serhat Ardahan’ım adına teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.

Osmanlı Devleti’nin, 1878’deki Rusya ile yaptığı savaştan yenilgiyle ayrılmasının ardından, yardım karşılığı İngiltere’ye kiralanan ve 5 Kasım 1914’te ise İngiltere tarafından tamamen ilhak edilen Kıbrıs’ın yarısının özgürleşmesine ve kendi başına devlet olmasına büyük katkı sunan Ecevit-Erbakan Hükümetinin emri üzerine 50 yıl önce Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yürütülen Barış Harekatı’nın anıldığı şu günlerde birçok Kıbrıs gazisinin olduğu Kısır dağının eteğinde ki köyler hala susuz.

Ardahan Merkez 21 pare köyün yanı sıra adı Tepesu olmasına karşın suyu olmayan Gürcübeg, yaylası olmaması rağmen adı Yaylacık olan köy, Malakanlarını bir zamanlar yaşadığı, şu an üretilmese de Gravyer kaşarı, değirmencilik gibi bir çok şeyin bizlere öğretildiği Şişka, Büyük Harziyan, Kocaköy ve köyündeki hayvanların su beklediği İstanbul Çekmeköy Belediyesinin Ardahanlı Belediye Başkanında köyü olan Alagöz köyünün faydalanacağı ‘Sütlüceler Su Projesi’nin artık tozlu raflarda indirilmesin ve hayata geçirilmesini bekliyor.

Kısır dağının diğer yanında bulunan Çıldır Gölünü besleyen altı su kaynağı olan Kısır Dağının suyunun içme suyu olarak verilmesini isteyen bölge halkı, ‘Kıbrıs’ı kurtardık, ama Hoçvan’ı susuzluktan kurtaramadım’ diyerek Vali Hüseyin Çiçek’e seslenerek, ‘Sayın valin hiç değilse sen buraya bir çiçek ek diyerek İl Özel İdare kanalıyla yapılması gereken projenin artık hayata geçirilmesin istemekteler.

İş insanı köyüne Şato yaptı!

İlgililer köyünün yolunu yapamadı..

Doymak için doğdukları imkânsızlar içinde ki memleketlerin terk etmek zorunda kalan ve batı kentlerinde ortaya koydukları başarıları ile adlarından bahsettiren iş insanlarımız doyduktan sonda doğdukları memleketlerini de unutmuy0rlar.


Kazandıklarını memleketlerine yatırım olarak yapmayı da unutmayan, kendi kenti, ilçesi, köyü sorunlarıyla karınca kararınca da ilgilenmeyi ihmal etmeyen iş insanlarının balında gelen Ardahan Göleli iş insanı, ÖRTAŞ ANTREPO’nun Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Yılmaz ata, dede köyü olan Yanaltlı (Varginis) köyüne yaptırdığı ve şatoyu andıran milyonluk, muhteşem ev görenleri kendisine hayran bırakıyor.


Kendisinin İstanbul’da, ailesinin ise Göle ve bölgede Yılmazlar Süt ve Süt Ürünleri ile ilgili şirketi ile bir çok insana iş istihdamı sağlayan Erdal Yılmaz ve aile fertlerinin birlikte yaptırdıkları şato ev kış gelmeden bitirilmesi hedefleniyor.
Başta Ardahan Serhat Spor olmak üzere bölge stk’larına, iş kurmak isteyen hemşerilerine maddi, manevi katkılarıyla da tanınan ÖRTAŞ ANTREPO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Yılmaz’ın bu örnek davranışı kendi çevresinde ki diğer iş insanlarında da yansımış durumda.


Bu yol AK Parti Göle İlçe Başkanında köyünün yoluymuş..

Aynı zamanda AK Parti Göle İlçe Başkanının köyünde olan ancak köy yolunun diğer yollardan beter bozuk olduğu Ardahan Göle Yanaltlı (Varginis) köyüne yaptırdığı evi gibi devletinde, yetkilerinde bir hayli bozuk olan köyünün yolunu yapmasını isteyen Yılmaz, ‘başta o çok istenen yatırımlar olmak üzere iş insanlarının yüzünü memleketlerine döndürmelerini isteyenler önce kentin yollarını, kanalizasyon ve diğer alt yapısını yapsınlar, bitirsinler gerisi bizim gibi iş insanlarından’ diyerek sitemini de getirmeden edemedi.

Alt yapıya üst/buz pisti betonu!,

Türkiye-Gürcistan sınırında yer alan ve kendine giden yolun üzerinde ki tünelinin hâlâ açılamadığı Türkgözü (Badele) Sınır Kapısı Gümrük Kapısının da içinde olduğu Bin 500 rakımlı Posof’un alt yapısının geçtiği tek caddesinin üzerine betonla kaplatıldı.
Normal şartlarda ve yoğun yolarda sıcak karışımlı ve kaliteli betonun atıldığı sıcak kentlerdeki yollara özenilerek yapılan bu betonlanmanın hem alt yapıya müdahaleyi zorlaştıracağı, hem de kışları metreyi bulan karla yolu buz pateni haline çevireceğini belirten bilir kişiler bin 300 rakımlı bir yerleşim alanına alt yapının üzerine beton atmanın akıl, mantığa uyan tarafı olmadığını belirtmekteler.


Mazgalsız, tünelsiz beton yola atılan betonun kalitesine de dikkat çeken bilir kişiler yarın yağacak yağmur, kar ve yaşanacak olan dondurucu günlerin atılan betonun kalitesine göre yapılan harcamayı bir günde çöp edeceğini de belirtilerken Posof’un tek caddesine atılan betonun alt yapısız olması haline kısa sürede patlayıp, yolun eskinden daha beter hale gelebileceğine de dikkat çekmekteler.
Tek kaldırımlı kentin ana caddesini yolunun üzerine atılan betonun yağmur ve kar suyu için gereken yolunun da verilemediğine dikkat çeken inşaat mühendisleri yağınca bir yağmur ardından betonun üzerinde birikecek suyun hem yaya yürüyüşü, hem de araç geçişine izin vermeyeceği gibi suyu emecek betonu patlatacağında da şimdiden dikkat çekmekteler.

CEM EVİ’NE MİKSER DALDI,

ONLAR YEMEKLERİNİ YEMEYE DEVAM ETTİLER! 
Özel Haber: Fakir Yılmaz
Geçtiğimiz yıl traktörün altında kalarak can veren Berna Sarıkoç’un ölüm yıl dönümü dolaysıyla verilen har yemeği için Cem Evine giden vatandaşlar freni patlayan Beton Mikseri şokunu atlattıktan sonra hiç bir şey olmaşcasına yemeklerini yemeye devam ettiler.

Alınan bilgilere göre uzun süredir kapalı bulunan Damal Mustafa Kemal Cem Evinin köylünün baskısı ve olayın basına yansıması üzerine sonucu açıldığı gün yaşanan olayda ilginç anlar yaşandı.


Geçtiğimiz yıl Serkan Koç’un isimli babanın kendisinin kullandığı traktörle Berna Sarıkoç isimli kızını kazayen ezip öldürmesi üzerine babanın traktörün altında kalarak ölen kızının seneliği hayrına bir hayır yemeği vermek istedi.
Üzüntülü babanın hayır yemeği için açtırdığı Cem Evine yakınlarını, köylüleri ve mahalleleri davetliydiler.
Masaların kurulup, hayr yemeklerinin dizildiği masada hayr yemeğinin verildiği bir esnada yoldan geçen ve freni patlayan Beton Mikseri, insanların içinde olduğu ve vatandaşların yemeği yedikleri esnada Cem Evine daldı.
Cem Evinin büyük bir bölümünü yıkan ve kuyruğu Cem Evinin içine kadar giren Beton Mikserine rağmen vatandaşların hiç bir şey olmamış gibi toz, toprak içinde kalan Cem Evi misafirhane kısmında yemeklerini yemeye devam ettikleri görüldü.

Göle’ye kardeş olan Esenyurt Tempo TV’de

Gazetecilerle Gündem’e konuğu olacak..

Birçok Ardahanlının da yaşadığı İstanbul’un en büyük ilçesi Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer uydu üzerinde yayın yapan ulusal tv TEMPO TV’de canlı yayınlanan GAZETECİLERLE GÜNDEM’in konuğu olacak.

Seçim öncesi oluşturulan ‘Kent Uzlaşması’ ardından seçimi büyük bir fark ile kazanan ve Ardahan’ın Göle ilçesine ‘Kardeş Şehir’ olma kararı alan Esenyurt Belediyesinin profesör Belediye Başkanı Prof. Dr. Özer, Gazeteci Fakir Yılmaz’ın sorularına cevap verip, 100 günlük belediye başkanlığı esnasında yaptıklarını ve bundan sonra yakacaklarını ve kardeş kent olarak kabul ettikleri Göle’ye yönelik nelerin yağacağını anlatması beklenmektedir.
Ulusal tv TEMPO TV’de canlı olarak yayınlanan GAZETECİLERLE GÜNDEM ÖZEL Cumartesi günü saat: 16.00’da başlayacak ve 2 saat sürecek.

Bu güzelliklere kıymayın efendiler!

‘Yenileme ve Genişletme’ adı altında yapılan orman kesiminin adeta sarıçam katliamına döndüğü Kafkas Arısın Gen Merkezi bin bir çiçekli yaylalara sahip, Ardahan’da yapılan 3 HES barajına bir yenisi daha eklenmeye ve kentin simgesi Kura Nehrinin önüne yapılacak olan Beşikkaya HES Barajıyla yönünü Çoruh nehri üzerinde yapılan barajlara akması için planlar hazırlanırken şimdi de ‘Çok Altın var’ denerek bölgede siyanürle Altın aranacağı yönünde bir firmaya ruhsat verildiği öğrenildi.

Bir dönemde ‘petrol var’ denerek diğer adı Dağ arısı olan Kafkas Arısının baş ürettiği bin bir çiçeğe bürünmüş doğasının delik değiş edildiği Ardahan’da geçen Bakü-Tiflis-Ceyhan Doğalgaz Boru Hattın ile Tanap’ın geçirdiği ikinci petrol ve doğalgaz boru hattıyla yeşil ormanlarla süslü doğasının yanında tarihi kalıntıların yok edildi.

Yaylarında ‘yazlık ev’ adı altında betonlara boğulduğu görülen Ardahan’ın Göle ilçesi ovası peynir şıratlarının gelişi güzel doğaya bırakılan mandıralarla dolarken Çıldır ovasının ortasında geçirilen Aktaş Gümrüğüne giden yol ova gibi DSİ’nin derelerin suyunu bir araya toplama çalışması da başta Alabalıkları olmak üzere birçok su ürünü yok etti.

Mavi Göl’de Gizemli Yeşil Işık!

Ardahan’ın Gürcistan ve Ermenistan sınırında bulunan ve adını ilçeye veren Çıldır Gölünde kameralara takılan gizemli Yeşil Işık heyecana neden oluyor.
Görenlerin ‘Acaba UFO’mu?’ diyerek heyecanlandığı Çıldır Gölüne yansıyan yeşil ışık bir kez daha görülüp, kameralara takıldı.

Daha önce bir kaç kez daha görülen gizemli yeşil ışık bu kez gün doğarken gölün karşı kıyısından, yine aynı noktada farklı bir açıdan tekrar görüldü.
Geçtiğimiz ay gün batımında çekilen fotoğraflar arasında göl kenarında bir yeşil ışık görünüyordu.
Son olarak geçtiğimiz günlerde Gölebakan (Meredis) köyünden Güven Karataş adlı vatandaşın Kısır dağı eteğinden gün doğarken çekmiş olduğu fotoğrafta aynı noktada “gizemli” aynı yeşil ışığın fotoğrafa yansıdığı görüldü.


Kimsenin bir anlam veremediği yeşil ışık farklı açılardan aynı noktada ikinci kez görülmesi insanlarda merak konusu olurken, göl kenarında bulunan ve gizemli işiği gören köylüler ışığın yandığı noktada daha önce geniş çaplı yapılan aramada herhangi bir bulguya rastlan anamamıştı.
Kışları tüm yüzeyi donan ve doğal bir buz pistine dönen yazları ise mavi suları ile görenleri kendisine hayran bırakan Sarı Balıklı Çıldır Gölünde görülen bu manzara ardından vatandaşlar, ‘yabancı turistler olmazsa da yerli ve UFO’larına binip gelen uzaylılar gölü izliyorlar’ diyemeden kendilerini alamadıkları görülmekte.

Göl Dibindeki Eski Şehir

Yer Yüzeyine Çıkarılamadı! 

Eskiden Çıldır Gölü’nün dibinde bir şehir varmış. Buranın beyi Akçakale’de oturuyormuş. Çukurda kurulmuş olan bu şehrin dokuz burma musluklu çeşmesi varmış. Bey “Gece gündüz çeşmeden su alanlar sakın çeşmeyi kapatmayı unutmasınlar yoksa şehri su basar” demiş. Şehirde kadın erkek bu buyruğa uyarmış.

Bir gün akşamın karanlığı basmışken çeşmeden su doldurmakta olan bir kıza yedi yıldır gurbette olan ağabeyinin geldiğini müjdelemişler. Dokuz burma musluklu çeşmenin bir musluğundan su dolduran kız sevindiğinden evine koşup giderken burmayı kapatmayı unutmuş. O gece karanlığında çukur yerlerdeki evleri su basmış ve dokuz burmalı çeşmenin yeri de kaybolmuş.

Evi biraz yüksekte olanlar işin farkına varınca çoluk çocuğun elinden tutarak hiçbir eşya almadan yokuş yukarı kaçmışlar. Ertesi gün şehirden ancak kilisenin kümbeti görülmüş ve akşama kadar onlar da sular altında kalmış Şehirden sağ kurtulup, kaçanlar Akçakale adasına gelmişler.

Çıldır Gölü işte dibindeki o dokuz burmalı çeşmenin suyundan ortaya çıkmıştır. Eğer (Güneydeki) Taşbaşı’ndan bu gölün ayağı Zarşat’a (Arpaçay) doğru akmasaydı Akçakala adası ile öteki köyleri de su basacağına inanılır.

10 Bin Yıllık Ada Ağcakala..

Akçakale Adası’nda 10 Bin Yıllık Tarih Çıldır Gölü sınırlarında bulunan “Akçakale Adası/Ada Şehri”, doğal güzelliklerinin yanı sıra 10 bin yıllık tarihin de izlerini taşıyor.
Çıldır Gölü sınırlarında bulunan “Akçakale Adası/Ada Şehri”, doğal güzelliklerinin yanı sıra 10 bin yıllık tarihin de izlerini taşıyor. Ardahan ve Kars sınırlarında bulunan antik kent olma özelliğine sahip Akçakale’de, Neolitik dönemden günümüze pek çok mimari yapının kalıntılarını görmek mümkün.

AKÇAKALE – AĞCAKALA “ADA ŞEHRİ”

Ardahan’a 70, Kars’a ise 86 kilometre uzaklıkta bulunan Akçakale, doğal güzelliklerinin yanı sıra 10 bin yıllık tarihin de izlerini taşıyor.
Karayla bağlantısı bulunmayan Ada Şehri’nde, sonradan eklenen köprü ile giriş çıkışların sağlandığı belirtiliyor. Akçakale’nin tarihine yönelik yapılan araştırmalarda; tümülüs ve eteklerine kurulmuş olan taş damların Neolitik devir işçiliğine uygun bir biçimde yapıldığı, dikilitaşlar, kurganlar, harçlı duvar yıkıntıları ile mimari kalıntıları oldukça belirgin olan bir kale izine rastlanılıyor.

Kaleye, Ermenilerin “Pağkatsıs”, Türk ve Rus kayıtlarında “Ağcakala” olarak bilindiği ve daha sonradan bu ismin, “Akçakale” olarak adanın karşısındaki köye verildiği belirtiliyor.

Ardahan’ın Yer Yüzeyine

Çıkmayı Bekleyen Arkeolojik Buluntuları..

Gazeteci Fakir Yılmaz’ın ÖZEL Haberi

Hala bir müzesi olmayan, bugüne kadar yapılan yer altı kazıların ya tesadüflerle yada Ermeni düşmanlığı üzerine oturtulan ‘Topu Mezar ‘ bulma derdi yüzünden ciddi anlamda bir Arkeolojik çalışma yapılamayan Ardahan’da üzerinde yılda bir festival yapılan ama adı Göl olmasına karşın balık değil, tavuk ızgaralar yendiği Çıldır Ağcakale adasının altında olduğu söylenen yer altı şehrinin yer yüzeyine çıkarılma çalışması ayrılan bütçeye rağmen nedense bir anda kesintiye uğrayıp, adeta unutturuldu.

Halbuki; 2016-2018 yılları arasında gerçekleştirilen Ardahan İli arkeolojik araştırmalar, Ardahan’ın (Artan) Merkez, Çıldır ((Çaldur) ) ve Göle (Kola), Ölçek (Orçoki), Balıkçılar (Duduna), Sulakyurt (Sarzep), Gölgeli (Gelgeli), Samanbeyli (Sixirpet), Çağlayık (Erdamel), Hasköy (Horis), Beşiktaş (Mucuc) ve Bağdaşan (Kinzodamal); Çıldır ilçesinde Akçakale (Tetrtsihe), Semiha Şakir (Çayistar), Kotanlı (Skarebi), Eskibeyrehatun (Begrehatun), Doğankaya (Helevan) ve Yıldırımtepe (Rabat); Göle ilçesinde ise Kayaaltı (Anzav), Köprülü (Korveng), Çobanköy, Bellitepe (Urut), Kuzupınarı (Komk), Dedeşen (Dadaşani), Balçeşme (Lelevarginis)  ve Durucasu (Kırdımal) köylerinde yoğunlaştırılmıştır.

Bahsi geçen bu yerleşimlerin yakın çevrelerinde, büyük bir kısmı Tunç ve Demir Çağlarına tarihlenen çok sayıda yeni arkeolojik buluntu noktası tespit edilmiştir. Aynı zamanda, daha önceki araştırmalarda belgelenen Akçakale Adası Ören Yeri, Senger Tepe Kalesi ve Şeytan Kalesi de 2016-2018 yıllarında araştırılmıştır.

Çıldır’daki Akçakale Adası Ören Yeri, Ardahan’ın en önemli Eskiçağ arkeolojik buluntu alanlarından biridir. 2016 yılında Akçakale’deki çalışmaların asıl amacı buradaki tüm mimari kalıntıların detaylı bir planını çıkarabilmekti. Adanın kuzeydoğu kenarında daha önceki araştırmalarda kurgan olarak tanımlanan anıtsal bir mezar yer almaktadır. Mezar odası 6,50 x 3,50 m ebatlarındadır. Mezar odasına giriş doğu kenardandır ve girişin önünde bir dromos yer alır.

Mezar odasının merkezinde kyklopik bir taş dikme, tavanın ağırlığını taşımaktadır ve tavan taşları da oldukça büyük boyutludur. Adanın kuzey kesiminde ve yukarıda bahsedilen mezarın hemen kuzeyinde ayrıca kromlek (çevrek taş) olarak adlandırılan bir kalıntı grubu daha vardır ve bu kalıntıların da yine Tunç Çağı’ndan mezarlar olmaları gerekmektedir.

Akçakale Adası buluntularından bir diğeri adanın kuzeybatı kenarındaki bir tepe üzerine inşa edilmiş üçgen planlı bir kaledir. 65 x 41 x 50 m boyutlarında ki kale kuru duvar tekniğinde inşa edilmiştir ve kale içerisinde birbirine bitişik durumda.

Çıldır Gölü Kamp Keyfi

Çıldır Gölü kenarında özel bir firmanın işlettiği dingin, salaş bir  yer. 10.000 m2 lik devasa alanında kamping olarak  kullanabileceğiniz Çıldır gölü kampı ziyaretçilerini bekliyor.

Çıldır Gölü, doğası, her şeyi ile Türkiye’de en sevdiğimiz kamp  alanına aday. diyen işletmecilerinin  Arpaçay Köyü’nün yerlilerinin beraber  işlettiği bir yer. Yani kafa dinleyebileceğiniz, göl kenarında huzur  verici bir kamp yeri.

DİĞER VİDEOLAR