Fransızca da “faux-ami” kavramından türetilmiş isim olan Türkçe’de de zaman zaman sahte dost, sahte karşılık, sözde denkteş yani yalancı arkadaş gibi kavramlar aynı anlamda kullanılan dost kelimesinin bilinmeyen dil olarak meclis kayıtlarına geçirilen Kürtçe’de nasıl, hangi cümle ile geçtiğini de bir Kürt olan ben bilmiyorum.
Kürtçe’de sahte dostluğun ne oluğuna bakıp araştırdığımda ise düşündüklerimi en güzel şekilde anlatan bir söylence çıkıyordu karşıma.
Yani Küretçe de sahte dostluklar’ diye yazdığım Google amca TBMM’de denildiği gibi ‘Bilinmeyen dil’ demiyor sahte dostluklara tamda düşündüğüm gibi bir anlam veriyordu,
Kürtçe’de Neyar runiştiye li malê.’ yani ‘Düşman evde oturuyor..’ anlamına gelen sahte dostluğu en güze şekilde anlatanın yok sayılan Kürtçe alfabe demiş diyor ve aşağıda anlatmaya çalıştıklarımın bu şekilde anlaşılması umuduyla başlıyorum yazmaya..
Memleketim Ardahan’ın olduğu gibi Iğdır’ı ve Kars’ı siyasal alanda zayıflattığını iddia ettiğim ve bu oluşumun İstanbul ve diğer batı metropollerindeki çıkarcı ve yancının bir araya gelip, kurduğu diasporadan öte bir şey olmadığını ısrarla belirttiğim KAI, KAISİAD, KAIFED denen oluşumlardan birinin yani Karslı Süreyya Cinik’in kurduğu, Hoçvanlı Orhan Gökçe’nin başkanı olduğu, Çıldırlı Esfender Korkmaz’ın ‘En çok bursu biz dağıtıyoruz’ dediği ama bu burs listesini hiç yayınlamadığı ‘KAI var, KAI, KAIFED, KAISİAD’a ne hacet’ dediği KAISİAD’ın ya kapatıldığı ya da başkanının değiştiği yönünde haber alıyordum.
Tam bunla ilgili bilgiler toplamaya çalışırken kumda oynayanların bir kale kuramadığı İstanbul metropolünde hemen her gün yeni bir oluşumun kurulduğu yönünde aldığımız haberlerden bir yenisini daha duyunca bu oluşumun adının ne olduğunu merak edip, sorunca karşıma aslına çokta dost olmayanların bir araya getirildiği ve adının da ‘Dost Meclisi’ olduğunu öğreniyordum…
Evet, ‘Güçlü Bir Ardahan Lobisi’ çabalarıma karşı bir hayli panikliyenlerin de içinde olduğunu gördüğüm bu sözde dost meclisini de araştırıp, bakınca hiç birinin birbirleriyle dost olmadığını hemen hepsinin başta siyaset alanında olmak üzere ticarette, kamuda, kurumda birbirilerinin paçasını tutup, kendilerinin hiç çıkamadıkları cehennem ateşine çekenler olduğunu da görüyordum.
Ve yine adı KAI olan ve ama artık duyanın kustuğu, küstüğü ve de kovduğu için bu kez KAI adını saklayıp, adına ‘Dost Meclisi’ koyulduğunu da görünce gülüyor ve ‘hep aynı tantana’ deyip, geçiyordum.
Ki benim geçmeme gerek yok başta benim gibi bu konuda kendini parçalayan iş insanı Veysel Karatay olmak üzere bu sözüm ona dostlar toplantısına davet edilenler olmak üzere bir çok kişinin bu tür adımların samimiyetsizliğini zaten orada yüzlerine söylüyor ve bu tür samimi olmayan sözde dostluklarla hiç bir KAI denen yani Karslı, Ardahanlı ve Iğdırlının bir yere gidemediği gibi yerinde kalakaldığı, kazandığı mevzileri de kısa sürede kumda oynayan çocukların yaptığı kaleler gibi bir rüzgarla yıkılmış olup, kısa sürede dümdüz olduğunu anlattıklarını da görüyor, izliyor, dinliyordum.
Ha unutmadan son kongre ile iyiden iyiye maziye gömülüp, biz Ardahanlı, Karslı ve Iğdırlıların yerel ağız ile ‘pırtıcı’ dediğimiz yeni adıyla tekstilcilerin hanına taşınan Ardahan stk’larının çatısı olarak bilinen kuruma karşı yeni bir oluşum içinde olduklarını iddia edenlerin aslında ‘ÇILFED, GÖLFED başkanı adayıyım’ diyerek ortaya çıkanlar gibi bu iddialarında bile çokta samimi olmayan ve korkaklardan oluşanların yaydığı dedikodudan öteye geçmeyenler olduğunu da gülerek mi, üzülerek mi bilmem ama aslında kızarak izliyor ve sanki kendiliğinden yazılan bu yazıyı nedense yazıyor, bitiriyordum.