Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

casino siteleri deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler editorbet giriş

Eski başkan Yeni başkanla Hoçvan’da bir araya geldiler..

YAZIYORSAM SEBBEİ VAR/Fakir Yılmaz
**Gazetecinin sizin kadar üzülmediğimi nerden bileceksiniz?
Hayat denen bu yolda her gün yaşanan tatsız, tatlı olayları öğrendiğimiz gazetecilerin yazdığı haberleri okuyan okurların o tatsız haberleri aldıklarında, ‘Vah vay, baa, of, yazık olmuş, acaba niye yaptı, nasıl oldu, niçin oldu, neden, kim yaptı?’ gibi insanı duygular ile iç çektiğini biliriz demi?..
Peki, yaşanan her acı olaylara insanı duygularla üzülürlerken bir gün aynı haberlere kendileri konu olduklarında haberi veren, görevi, işi gereği vermek zorunda olan gazetecilere dümdüz gittiklerini bilir misiniz?..
Yada hiç düşündünüz mü, bir gazeteci o acı haberleri yaparken habere konu olan aileye o aile fertleri adar üzüldüğünü?..
Bilmem ama babasının, kardeşlerinin ölümünü bile göz yaşlarıyla yazan, yazmak zorunda değil, görevi olan gazeteciliği yerine getirmek için yazmak zorunda kalan bir gazeteci olarak her kara haberi yazarken çektiğimiz ızdırabı gazeteci olmayan bilemez.
Çünkü çoğu kara haberi habere konu olanın en yakından bile önce öğrenen gazetecinin bir taraftan haberi ilk olarak verme güdüsünün verdiği mecburiyet diğer taraftan kara haberi veren bir kimlikten çekinmesi arasın da kalıp aslı ilk üzülenin o kara haberi yazan gazeteci olduğunu okura anlatamaz ve dost, akraba, arkadaş, tanıdık demeden 7 sülalesine dümdüz gidilir, hatta ölümle tehditte varan saldırlar, tacizlere uğrar..
Yani kısacası gazeteciliğin, ‘Aşağı tükürsen sakal, Yukarı tükürsen bıyık..’ sözünün sözlük anlamı dersem yanılmam..
Evet, işte o haberlerden birini yaparken yaşadığım son olay 36 yıldır yaşadığım en zor olaylardan bir idi..
Çünkü sonradan akrabam olduğunu da öğrendiğimim tatsız bir olayı tamamen gazetecilik güdüsüyle ilk haber verme telaşıyla yazıp, yayınladıktan sonra kopan kızılca kıyamete değil, genç bir akrabamın beklenmedik ölümüne mi, haberimin anlaşılamamasına mı bilmem ama adeta tufana tutuldum.
Çünkü bir taraftan karşı tarafın acısıyla yapılan son bir haberime verdiği kızgınlığa saygı çerçevesinde hareket etmem gerektiğini yılların verdiği tecrübe ile dayanmam gerekiyor, diğere taraftan da bir olay olmuş o olayı olura vermem zorunluğu vardı..
İşte o önce gazeteciler üzen sonrada gazetecinin görevi gereği vermek zorunda kaldığı haberi üzerine yasa boğulan Hoçvanlı, Hette nenemin köyü Beşiktaşlı, Muculu, dayım düşen bir gencin beklenmedik haberi üzerine yakınlarının haber koydukları tepiler üzerine whapsapta bana nazikçe, merhaba diyerek ‘Niye öyle çirkin bir haber yaptın, senin de akraban olan bu olayda bizi üzdün?’ diye sorması üzerine kendisine verdiğim cevabım, belki bir gazetecinin, kara haberler ardından yaşadıklarını anlatır diye buradan vermek isterim.
Çünkü yanlış yapmadığımı ama zaman zaman bazen haber başlıklarıma bazen de haberi içeriğinde anlatmak istediklerimle yanlış anlaşıldığımı düşünüp, bugüne kadar yaptığım ve altına bir kez daha imza attığım ve birileri gibi yazıp, kaldırmadığım ama yanlış anlaşılan tüm haberlerime özür olarakta kabul görmesi adına başta acılı Gürkan Yılmaz ailesi fertleri olmak üzere her okurumun gazeteciliğin ne İsa’ya nede Musa’ya yaradığını anlamaları için acılı ailenin tanımadığım bir ferdine whapsapta verdiğim cevap şöyle;
-Merhaba. Öncelikle sonradan öğrendiğim ve ablamın da beni geç arayıp, haberime konu oan gencin akrabamız olduğunu teyit etmesi ardından benimde akrabam olduğunu öğrendiğim Gürkan’a Allahtan rahmet diliyorum. Ama ben o haberi yaparken yine senin gibi akrabalarımı aradım. Ve aradıklarımın bir çoğu ‘cinayet’ ve ‘başka neden, konular’ dediyse de yine de daha iyi teyit etmek için bölgedeki gazeteci arkadaşlarımı aradım.
Yetinmedin senin gibi hemşeri polisleri de aradım. Ve hala neden olduğu çokta net olmayan beni de üzen bu ölümün, ‘sanal oyunlar yüzünden’ olduğu iddialarının daha yumuşak bir haber olacağını düşünerek, haberi o şekilde yaptım.
Ve çirkin dediğin haberimi en yumuşak ve çirkin olmayan hale sokarak kısaca verdim. Şimdi özür dileyerek sana ve bana kızanlara diyorum..
Gelin yer değişelim siz gazeteci olun ben gazeteciden haber bekleyen okur, ‘niye, neden, nasıl, niçin, kim?’ sorularına cevap bekleyen okur. Bir olay var cinayet mi, cinayet ise asıl çirkin olan ‘bu olay neden yaşandı, kim yaptı, nasıl oldu?’ ya cevap verecek bir haberi siz nasıl yapacaktınız?
Ben o haberi yaparken eski dernek başkanının yakını olduğunu bile demeden gazetecilik mesleğimi yapmak adına kısadan geçtim. Ve dediğiniz gibi çirkin bir şey yaptığımı da düşünmüyor, o yaşta 2 kardeşini kayıp etmiş biri olarak sizin kadarda üzüldüğümü bilmeni rica ediyor, sende benim gibi akrabaysan, olmasan da başsağlığı diliyorum.
Kısacası biz gazetecilerinde böyle bir sıkıntısı var.. Yazsa bir alem, yazmasa bir alem.. Yani Ne İsa’ya ne Musa’ya yarıyoruz. Umarım haberimde az çok art niyet olmadığını ve dediğim gibi işimi yaptığımı bilmeniz ve adıma aileye de başsağlığı dilmeniz de rica ederim.. Ki çoğunu da aradım, bizzat ta başsağlığı diledim..
Not: Size bu uzun cevabı vermemin nedeni de kendini bilmez birileri gibi arayıp , dinlemeden hakaret etmediğin ve merhaba demen güzelliği içindi.. Hayırlı cumalar..
Evet, amacım üzmek değil, haberi vermek olduğunu bile bile bir kez de hiç bir kasıt düşüncesi olmayan haberime üzüldüklerini düşündüğüm bu nedenle buradan özür dilediğim Yılmaz ailesi akrabalarıma diyeceğim odur ki;
Ben, 36 yıldır gazetecilik yapan Fakir Yılmaz..
Bugüne kadar yazdığım tüm acı haberlerde o acıyla karşılaşanlar kadar ilk üzülen, güzel haberlere ilk sevinen sizin gibi bir insan olduğumu bilmenizi ve acı veren haberleri yaparken sizin kadar , ‘Offf’ çektiğimi bilmenizi ama işim gereği haberi vermek zorunda olurken bazen de haberi en erken verme paniğiyle ya anlam, ya harf bazen de eksik bilgiden dolayı hatalar yaparak , istemeyrekte olsa acıya acı kattığımızı da ve iş gereği haber vermek zorun da olan tüm gazetecilerin sizin kadar üzüldüğünü bilmenizi isterim.
Son satır olarak..
Kayıp edilenlere, Allahtan rahmet, kalanlara sabır dileyerek gazeteciliğin ne kadar zor bir iş olduğunu tüm gazete okurlarının, haber izleyenlerin, başkalarının acılı haberlerini okurken, dinlerken o haberleri de gazetecilerin yazdığını, duyurduğunu unutmadan ve beklenmedik anda kendilerini de ilgilendiren kara haberlerin şoku ve üzüntüsüyle ilk hırsını haberi vermek zorunda olan gazeteciden çıkarmadan önce yaşananlara, hayat denen bu çilekeş dolu yolda yaşanacaklara birde bu yakadan bakmalarını umarım..
Çünkü onca tatlı, güzel haberler gibi o istenmeyen ama hayatın gerçekleri olan acı, kara haberleri veren her gazetecinin de bir insan olduğunu ve o istenmeyen haberleri yaparken, gelen kara haberlerin hırsıyla demediğinizi bırakmadığınız gazetecinin hiç zevk almadığını ve bir insan olarak ‘Oyyy ben ölem lo..’ diyerek sizin kadar üzüldüğünü unutmayın..

 

Çarşamba Günü, Saat:: 20.00’da TEMPO TV’de

https://www.youtube.com/@ArdahanTVHaber

Reklam ve Mesajlarınızla Daha Özgür Gazetecilik,

Daha Güçlü ve Gür Yayıncılık.. Ara: 05354183258

BİZDEN SİZ OKURLARA BİR HİZMET DAHA..

Belki de senin de aradığın geçmişte yaşananlara,

Ardahan’ın hafızası 30 Yıllık Haber Arşivimize göz atmak ister misin?..

https://arsiv.kuzeyanadolugazetesi.com/

https://arsiv2.kuzeyanadolugazetesi.com/

Eski başkan Yeni başkanla Hoçvan’da bir araya geldiler..

5 Yıllık belediye başkanlığı boyunca, hemşerileri ile arasına koyduğu  mesafe dolaysıyla ‘Hemşo sermeyesi tüketenler’ olarak adlandırılan Ardahanlı Belediye Başkanları arasında bulunan şu an kayyumla idare edilen İstanbul Esenyurt’un eski belediye başkanı, Göleli Kemal Deniz Bozkurt, belediye başkanlığı döneminde kendisiyle birlikte belediye meclis üyeliği yapan ve kendisine en büyük muhalefeti yapan bugünkü İstanbul Esenyurt Belediye Meclis Üyesi ve AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Tugay Çoban Ardahan’da yapılan yayla şenliğin de yan yana gelip, aynı masada buluştular.

AK Partili Hanak Belediye Başkanı Erdal Kurukaya, Hoçvanlı iş insanlarından Yusuf Süt’in yanında Tekin Kaya’nın da olduğu karede buluşan Bozkurt ve Çoban’ın kendileri gibi bir çok Ardahanlının yaşamlarını idame ettiği Esenyurt’ta ki sert siyasetinden uzak bir hayli samimi olmaları dikkatlerden kaçmadı. 

Lazlar paraşütle, Kinzodamallılar Kırtık ve Cırtık ile..

Bölgeyi tanıtma adına düzenlenen içi boş etkinliklerin ne yerelde nede ulusal basın ve medya da istendiği gibi yer almadığı Ardahan’da bu yıl düzenlenen etkinliklerinde diğer yıllar gibi birer köy yada kır düğününden öteye geçmediği dikkatlerden kaçmıyor.

Başta hava durumuna bakılmadan ve aynı gün ve saatlerde yapılan yaz etkinliklerinin arasında bulunan Bülbülan Yayla Şenliği etkinlikleri Karadenizlilerin bölgede düzenlediği için dolu etkinliklerinin gölgesinde kalmakta.
Ardahan’ın en büyük köylerinden olan Bağdeşen (Kinzodamal) köylüleeri tarafından düzenlenen Bülbülan Yayla Şenliğinin yöresel adıyla Kırtık denen yerel gösterilerle yapılırken, aynı günlerde Karadenizliler tarafından 3 bine yakın rakımlı yayla da paraşüt ve ilginç yöntemlerle etkinlikler yapması ulusal ve dünya medyasının dikkatini çekmekte.
Bir ağaç, bir çeşme ve wc’nin olmadığı yaylalarda yapılan yaz şenlikleri gibi balık olmadan göl festivalinin yapıldığı Çıldır Festivaline benzer içi boş etkinliklerin yapıldığı Ardahan’a karşın Karadenizlilerin kışları düzenlediği kar ve boğa festivalleri gibi bir çok etkinliği yerel ve ulusal basında geniş yer bulurken, Ardahanlıların plansız, programsız yapığı kış ve yaz etkinlikleri yapıldığı yerde kalmaya devam ediyor.

Bunun en son örneği Kinzodamllılaran Kırtıklı, Halaylı gösterilerle yaptığı yayla şenliklerine karşın Karadenizliler aynı yerde paraşütlerle gösteriler yaparak kemençe ve horunlar ekşiliğin de çektikleri halaylar hemen her tv kanalında geniş yer bulduğu görülmekte.

YAĞAN YAĞMURLARDA ERİTEMEDİ!

Yaz yağmurlarının etkisini sürdürdüğü Ardahan ve çevresinde aniden bastıran sağanak yağmur hayatı olumsuz etkilemeye devam ederken başta Bülbülan’da olmak üzere yüksek kesimlerde bulunan karların halen erimediği gömülmekte.

Başta Ardahan’ merkezde olmak üzere il genelinde yaşanan yağmurların sağanak nedeniyle kent merkezindeki altyapı çöktü. Mazgallar taştı, yollarda su birikintileri oluştu.

Yaklaşık bir haftadır devam eden  sağanak yağmurlar, İl genelinde ise aralıklı sağanak ve gök gürültülü sağanak yağmurlar şeklinde görüldü. Kapalı hava bazı kesimlerde ise kısa süreli dolu yağışına neden oldu.

Şehir merkezinde yağmur sebebiyle ana caddelerde ve sokaklarda oluşan su birikintileri trafikte sürücülere zor anlar yaşattı. Seyir halindeki bazı araçlar yollarda oluşan çukurların yağmur sularıyla dolması nedeniyle araçlarında hasar oluşmaması için yağmurun dinmesini bekledi. Yağmura hazırlıksız yakalanan bazı vatandaşlar ise otobüs duraklarına ve iş yerlerine sığındı.

 

Ardahan’da her yağmur sonrası görmeye alışık olduğumuz aynı manzaralar tekrarlandı. Kentin bazı bölgelerinde ev ve iş yerlerini su bastı. Yol kenarlarındaki yağmur suyu tahliye sistemi yine yetersiz kaldı. Mazgallardan taşan sular yolları göle çevirdi. Kaptanpaşa Mahallesi Kars Caddesinde ise sular kaldırımlara kadar yükseldi. Kaldırımlardaki kot düşüklüğü nedeniyle yağmur suları içinde yürümeye çalışan yayalar zor anlar yaşadı.

Mahalle sakinleri belediye başkanı Faruk Demir’in kentin sorunlarını çözemediğinden dert yanarak isyan etti. Esnaflar dükkânlarının önündeki çukurlarda biriken yağmur sularını kovalarla tahliye etti. Belediye hizmetlerinin yetersizliği nedeniyle sürekli mağdur olduklarını dile getiren bir vatandaş yaşadığı sıkıntıları dile getirdi. Yetkililere seslenen vatandaş, “Bu yaşadıklarımız Ardahan’ın kaderi mi? belediye hiçbir sorumluluğunu yerine getirmiyor. Çilesini çekmek bize düşüyor. Yağmur yağınca sular içinde kalıyoruz. Evimizi dükkânımızı su basıyor. Güneş çıkında toz duman soluyoruz. Allah aşkına biri çıksın belediye başkanına yeter artık desin. Bu adam hepimizi hasta etti. Canımıza tak etti” yakınmasında bulundu.

Cumhuriyet Halk Partisi Ardahan Merkez İlçe Başkanı Kadir Sinan Onay bugün gerçekleşecek olan düğün ile köylüsü, sevdiği  Nesrin Tanrıverdi ile dünya evine giriyor.

Hatun ve İbrahim Tanrıverdi’nin biricik kızları Tülay Tanrıverdi ve Metin Onay’ın oğlu Kadir Sinan Onay’ın düğünü bugün saat: 18.00’da Ardahan’ın tek düğün salonu olan çevre yolu üzerinde bulunan Gündoğdu Düğün Salonda gerçekleşecek.

Tüm dost ve sevenlerini bu mutlu günlerine beklediklerini belirten Onay ve Tanrıverdi aileleri, ‘bu güzel günümüzde tüm Ardahanlıları yanımızda görmek istiyoruz’ diyerek sevenlerini ve sevdiklerini düğünlerine davet ettiler.

 

Atatürk orada Sürü burada!..

Dünyanın 8. harikası denecek olağanüstü bir doğal olayı ile oluşan Atatürk’ün siluetinin yansıdığı Damal/Karadağ’ı izlemeye gidenleri hayvan sürüsü karşılıyor.
Ardahan’ın Damal ilçesi sınırları içinde bulunan ve doğru dürüst bir yolu olmayan, gölgelik bir çadır, alan, ağaçlık, su, wc’si bulunmayan Mustafa Kemal mahallesinde ki seyir tepesinden izlenilen ülkenin kurucusu Atatürk’ün siluetin izlemeye gidenler aynı yerde aynı saatlerde gelen hayvan sürüsünün çıkardığı toz duman boğuldukları görülüyor.
Başta ülkenin kurucusu Atatürk’ün gölgesi altında siyaset yapan siyasiler, aynı bölgede Atatürk’ün adını verdikleri sözde şenlikler yapanlar olmak üzere yerel ve genel idarecilerin Ardahan’ın tanımına büyük katkısı olan bu muhteşem doğa olayını ülke ve dünya turizm sektörüne anlatamadıkları gibi bu anı yaşamak, görmek için Damal’a gidenler gerek doğru dürüst yolu olmayan, kapalı bir seyir alanı, suyu, araç parkı ve wc’si bulunmayan seyir tepesine zor, bela çıktıklarında ise karşıdan gelen hayvan sürüsünün bozuk toprak yolda çıkardıkları toz, toprağın altında adeta boğuldukları görülmekte.

Iğdır Dernekler Federasyonu Başkan
ve DSYB Başkanlarını konuk edecek olan Gazetecilerle Gündem Tempo TV’de.. 

Gazeteci baba, kızın birlikte hazırlayıp, uydu üzerinde canlı olarak TEMPO TV’de yayınlanan GAZETECİLERLE GÜNDEM’ bu Çarşamba günü yine dopdolu.
Mavi Sandal Balıkçısı ve Nevada Coffee/İstanbul Kartal/Sahil Sponsorluğu ile ‘Gazetecilerle Gündem’ bu Çarşamba günü (yarın) yine top dolu..
İslam alemi için büyük önem taşıyan Muharrem ayının içinde olduğumuz şu günlerde ‘Canlar yanmasın, Analar Ağlamasın’, denilen 2 Temmuz Çarşamba günü saat: 20.00’da uydu üzerinden yayın yapan ulusla tv TEMPO TV’de canlı olarak sunulan ‘Gazetecilerle Gündem’in konukları Iğdır Dernekler Federasyonunun yeni, genç Başkanı İzzet Kaya, Iğdır Dernekler Federasyon Kadın Kolları Başkanı Ruken Cantepe ve Şap dolaysıyla meydanları kapatılan Ardahan DSYB Başkanı Veteriner Hekim Yunus Baydar olacaklar. Gazeteci Özlem Şeyma Yılmaz ile Gazeteci Fakir Yılmaz’ın hazırlayıp, sundukları ‘Gazetecilerle Gündem’ Çarşamba günü saat: 20.00’da tempo TV’de..

‘Ruslardaki Kars’ın öyküsü

Kars’ın Çarlık dönemindeki “kayıp tarihi”, Rus, Ermeni ve Osmanlı arşivlerinden aydınlatıldı..

Kaynak: Ruslardaki Karsın öyküsü

İşte Oktay Ekinci’nin Cumhuriyet Gazetesi’ndeki kitap kritiği

Tarihçi Dr. Candan Badem’in Birzamanlar Yayıncılık’tan çıkan “Çarlık Rusyası Yönetiminde Kars Vilayeti”ni elime alır almaz aklıma çok bilinen bir fıkra geldi:

Kars’taki Ruslardan kalma görkemli taş binalardan birinde yaşayan dedeye sormuşlar “Evinden memnun musun?”

Yanıtını yerel dilde şöyle anımsıyorum: “Bu evleri, bu şeheri çok gözel yapıplar ama hardalar (neredeler)? İnsan heç değilse on-on beş yılda bir gelip şehre bahmaz mı gırılan, tökülenleri tamir etmez mi?”

İşte o “Baltık mimarisi” binalarla ve birbirini dik kesen geniş caddeli “planlı” yerleşme olarak yeniden yaratılan Kars’ta, 1878’den 1918’e kadar süren Çarlık Rusyası yılları acaba nasıl yaşanmıştı?

Dr. Badem, aynı zamanda “memleketi” olan Kars’ın “kayıp tarihi” dediği 40 yıllık bu dönemi tüm özellikleriyle araştırmak için kolları sıvayınca, şoven saplantılardan uzak, çağdaş bir tarih belgeseli doğdu.

‘93 HARBİ’NİN ARDINDAN

Çarlık Rusyası Yönetiminde Kars Vilayeti

Bu kitapta, 93 Harbi olarak adlandırılan 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonunda Rusya’ya ilhak edilmiş olan ve 1918’e değin çarlık yönetiminde bir vilayet (Karsskaya oblast) oluşturan bugünkü Kars ve Ardahan illeri ile Erzurum’un Oltu, Olur, Şenkaya ve Narman ilçelerinin 1878-1914 yılları arasındaki öyküsü anlatılıyor.

Rusya, Gürcistan ve Ermenistan’da bulunan çarlık arşivleri ile Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nden belgelere dayanan bu araştırma o dönemde Kars vilayetinde meydana gelen demografik, etnografik, ekonomik, idari, siyasal ve kültürel değişimler, göçler ve toprak sorunu üzerinde duruyor.

Çarlık Rusyası’nın, Kars’ı adeta “Rusya’nın kenti” kabul ederek, Kale’nin eteğindeki Osmanlı yerleşimini yıkıma terk edip Tahtdüzü’nde yeni bir “garnizon kent” kurmaya başladığı dönemi kavrayabilmek için, “93 Harbi” denilen 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşını anımsamak gerekiyor.

Savaşın sonunda Rusya’nın kendi sınırları içine aldığı ve Rusçada “oblast” denen bir vilayeti oluşturan iki Osmanlı sancağının 1878-1914 yılları arasındaki öyküsü, kitabın ana teması…

Bu iki sancak Çıldır ve Kars’tır. Her ikisi de “Kars Oblastı”nda birleştirilirken, Ardahan ile Erzurum’un Oltu, Olur, Şenkaya ve Narman ilçeleri de aynı oblasta katılmıştı.

Çarlık Rusyası’na bağlı Kars vilayetinin bu kaderini değiştiren en önemli gelişme ise Rusya’daki 1917 Ekim’inde gerçekleşen Sosyalist Devrim’dir. Bolşevik hükümetinin 1918’de imzaladığı Brest-Litovsk Antlaşması ile Kars’taki Rus dönemi de sona erdi. Kitabın tanıtım metninde deniyor ki: “1878 ile 1918 yılları arasındaki kırk yıllık sürede Rusya’ya terk edilen bu Osmanlı topraklarında neler olup bittiği konusunda Türkçede kapsamlı bir monografi yoktu. Badem’in kitabı bu boşluğu doldurma konusunda önemli bir adım.”

ARDAHAN’IN KÖYLERİNDEN

Dr. Badem, 1970’te Ardahan’a bağlı Hanak ilçesinin Vardosan (Yamaçyolu) köyünde doğmuş. Börk köyü nüfusuna kayıtlı yazarımız BÜ İşletme Bölümü’nden 92’de mezun olduktan sonra 1995-2000 yıllarında Kazakistan’da bulundu. Birmingham Üniversitesi Rusya ve Doğu Avrupa Çalışmaları Merkezi’nde yüksek lisans yaptı. Doktorasını da ‘Kırım Savaşı’ üzerine yazdığı teziyle Sabancı Üniversitesi’nde 2007’de tamamladı. Bu tez Brill Yayınevi’nce 2010’da “The Ottoman Crimean War (1853-1856)” başlığıyla yayımlandı. Halen Okan Üniversitesi’nde ders veren yazarımız Kars’la ilgili araştırmalarında ise Rusya, Gürcistan ve Ermenistan’da bulunan çarlık arşivleri ile Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde bulduğu çeşitli dillerdeki kaynakları değerlendirdi.

Çoğunluğunun ilk kez yayımlanan arşiv belgelerinden oluşması kitaba özel bir değer katarken, Türkiye’den bir tarihçinin Ermenistan devlet (ulusal) arşivinde araştırma yapan ilk Türk araştırmacı olması da aynı değeri arttırıyor.

İSTATİSTİK BİLGİLER

Kitap sayesinde öğrendiğimiz ve Rusçada “Karsskaya oblast” denilen Kars vilayetindeki sosyal yaşamının ayrıntılarına gelince…

Askeri yönetimin halkla ilişkileri, Çarlığın iskân politikası, toprak sorunu, ekonomi ve vergiler, yargı organları ve asayiş sorunları, yerel yönetim, bayındırlık ve ulaşım, eğitim, kültür ve sağlık bölümleri, ayrıntılı belgeler, resimler ve örneklerle anlatılıyor.

Buna karşın, Kale eteğindeki Osmanlı kentinin adeta yok edilişi hatta surlarının da tahribine neden olan “1878 öncesi” kent dokusunun hemen hiç önemsenmemesine yönelik bir değerlendirmeye ise kitapta rastlamıyoruz.

Bu önemli eksikliğe rağmen, özellikle toplumsal yaşamla ilgili zengin bilgiler mevcut… Kitabın tanıtım metninde deniyor ki: “İstatistik tablolar o zamanki Kars vilayeti nüfusunun köy ve şehir bazında çok ayrıntılı bir şekilde milliyet, mezhep, yaş, cinsiyet, zümre, mülkiyet, meslek, okuryazarlık, okullaşma, medeni hal, arazi dağılımı, hayvan varlığı, taşıtlar, işletmeler vb. dökümünü veriyor.”

Yazarın temel tezleri arasında, o dönemde Rusya’nın Ermeni milliyetçi hareketini tehlikeli bulması ve Ermenilerin Kars vilayetinde ağırlık kazanmasını engellemesi çok önemli bir saptama. Dr. Badem, bir zamanlar çok kültürlü bir yer olan Kars vilayetinin tarihini tarafsız bir biçimde yazmaya çalıştığını şu ifadelerle belirtiyor:

“Tarihçinin kılıcının her iki yanı da keskin olmalı yani herkese örneğin hem Osmanlı’ya hem de Çarlığa karşı keskin olmalıdır… Ben burada Kars’ın renklerini oluşturan bütün kültürel, etnik ve dinsel gruplara karşı önyargısız ve tarafgirlikten uzak hareket etmeye çalıştım. Hiçbir grup için mağdurluklarla veya zaferlerle dolu ‘görkemli’ bir tarih yazmaya çalışmadım, sadece hakikati anlamaya çalıştım. Bunun için her kaynağa karşı mesafeli olmak ve eleştirel yaklaşmak gerekiyordu, ben de bunu yapmaya çalıştım.”

İşte bu hassasiyet içinde oluşan 480 sayfalık kitapta 74 fotoğrafın, 52 belgenin ve 6 haritanın da bulunduğunu anımsatalım.

Kaynak: Ruslardaki Karsın öyküsü

Avrupa Merkez Bankası’ndan enflasyon uyarısı

17 Haziran 2023 Tarihli Haber

Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı, enflasyon uyarısında bulundu.

Özellikle oversized kesimler ve katmanlı giyim tarzı popülerliğini sürdürüyor. Aksesuar olarak ise altın ve gümüş tonlarında geometrik şekilli takılar tercih ediliyor. Ayakkabılarda ise platform tabanlı modeller gözde bir seçenek haline geldi.

Sağlık alanında büyük bir dönüşüm

Bir başka konu olarak, gündem haberlerinden bahsedelim: Teknoloji dünyasında yapay zeka ve otomasyon, iş dünyasında dönüşüm sağlıyor. Artırılmış gerçeklik uygulamaları, müşteri deneyimini geliştirerek perakende sektöründe fark yaratıyor. E-ticaret platformları, mobil ödemeler ve dijital pazarlama stratejileri de hızla gelişiyor. Sağlık sektöründe ise genetik testler, kişiselleştirilmiş tedavi yöntemlerinin gelişmesine katkı sağlıyor. Yapay zeka destekli teşhis sistemleri ve robotik cerrahi teknolojileri de sağlık alanında büyük bir dönüşüm yaratıyor.

Geçiş yapacak olursak, seyahat sektöründe ise alternatif tatil rotaları popülerlik kazanıyor. Doğa ile iç içe olan kamp tatilleri, yürüyüş turları ve bisiklet gezileri tercih ediliyor. Kültür turizmi ise tarihi ve arkeolojik mekanlara olan ilgiyi artırıyor.


Teknoloji ile entegre edilen turizm deneyimleri, seyahat severlere daha interaktif bir gezi deneyimi sunuyor. Ayrıca, yerel lezzetleri keşfetmek için gastronomi turları da tercih ediliyor.

Lorem ipsum gibi yapay metinler yerine, gerçek anlam taşıyan bu Türkçe metinleri kullanarak, demo sitenizi daha gerçekçi bir şekilde oluşturabilirsiniz. Bu metinler, tasarım ve içerik düzenlemelerinizi test etmenize yardımcı olacaktır. Sitenizi ziyaret eden kullanıcılar, gerçekçi içeriklerle etkileşime geçerek sitenizin işlevselliğini daha iyi anlayabilirler. Bu da potans

iyeliklerinizi artırabilir ve kullanıcıların sitenize olan ilgisini çekebilir.

Foto: Pexels

Gündem haberlerine geri dönecek olursak, politika dünyasında yaşanan gelişmeler büyük bir ilgiyle takip ediliyor. Seçim süreçleri, siyasi liderlerin açıklamaları ve hükümet politikaları kamuoyunun dikkatini çekiyor. Ekonomi alanında ise enflasyon, işsizlik oranları ve döviz kurları üzerindeki dalgalanmalar yakından izleniyor. Yatırımcılar ve iş dünyası, bu değişkenlerin etkilerini analiz ederek stratejilerini belirliyor. Ayrıca, sosyal sorumluluk projeleri ve sürdürülebilirlik girişimleri de iş dünyasında önem kazanıyor.

  • Yeni gelişmelerde hız oldukça arttı
  • Yapay zeka tüm kategorilerde önemli ilgi görüyor
  • Umutlandıran gelişmeler oluyor
  • Gündem özellikle spor ve sağlık
  • Haber akışlarında güzel bir akıcılık mevcut
  • Okuma seyri ve zevki gittikçe gelişiyor

Eğitim dünyasında ise dijital dönüşüm hızla ilerliyor. Online eğitim platformları, öğrencilere her yerden erişim imkanı sağlıyor. Uzaktan eğitim ve dijital sınıflar, öğrencilerin öğrenme süreçlerini destekliyor.

Takımlar Penaltı Kaçan Penaltı Kaçan
Fenerbahçe 17 2 7 1
Galatasaray 12 4 2 1
Adana Demirspor 10 3 8  
Beşiktaş 10 2 3 1
HangiKredi Ümraniyespor 10 1 10 1
Trabzonspor 9   6  
Fatih Karagümrük 8   10 3
MKE Ankaragücü 5 2 7  
Medipol Başakşehir 5 1 8 2
Fraport TAV Antalyaspor 4 1 6 2

Teknolojinin kullanımıyla birlikte öğretim metotları da değişiyor ve öğrencilere interaktif bir öğrenme deneyimi sunuluyor. Ayrıca, STEM eğitimi ve girişimcilik programları da gençlerin beceri ve yeteneklerini geliştirmeye yönelik çalışmalara öncelik veriliyor.

Lorem ipsum gibi yapay metinler yerine, gerçek anlam taşıyan bu Türkçe metinleri kullanarak, demo sitenizi daha gerçekçi bir şekilde oluşturabilirsiniz. Bu metinler, tasarım ve içerik düzenlemelerinizi test etmenize yardımcı olacaktır. Sitenizi ziyaret eden kullanıcılar, gerçekçi içeriklerle etkileşime geçerek sitenizin işlevselliğini daha iyi anlayabilirler. Bu da potans

Kripto paralar yoğun ilgi görüyor

  1. Yeni gelişmelerde hız oldukça arttı
  2. Yapay zeka tüm kategorilerde önemli ilgi görüyor
  3. Umutlandıran gelişmeler oluyor
  4. Gündem özellikle spor ve sağlık
  5. Haber akışlarında güzel bir akıcılık mevcut
  6. Okuma seyri ve zevki gittikçe gelişiyor

Sonuç olarak, bu örnek Türkçe metinler, demo sitenizin içeriğini gerçekçi ve anlamlı bir şekilde tamamlamanıza yardımcı olacak. Her bir paragraf, farklı konulara değinerek ziyaretçilerin ilgisini çekebilir ve sitenizin işlevselliğini test etmenize olanak sağlar. Gerçek anlam taşıyan metinler, kullanıcı deneyimini iyileştirebilir ve sitenizin profesyonel bir görünüm sunmasını sağlar.

DİĞER VİDEOLAR