KÜLTÜR EVİ DEĞİL, AİLE EVİ!, Ulgar’ı Aşılamayan Posof Dağlarının Heybeti!..
YAZIYORSAM SEBEBİ VAR/FAKİR YILMAZ
Çok anlamlı (!) görüşmeler ve problemler..
Bizim kazcı ve sazcı derneklerin ‘belki başkan yada başkan yardımcısı veya yönetimde yer alırım, bende bol bol poz verip, iş yaptığımızı, kendimi, kariyerimi pardon ya memleketi kurtardığımızı, belediyelerin sunduğu imkanlarından gelen gelire ortak olmaya çalıştığı gizlemeye çalıştığımı da memleket sevdalısı olarak çalıştığımı ima ederim’ diyerek adeta ayak sürterek zora ki geldikleri kongrelere benziyor, şu günlerde bir araya geldiklerine çok sevindiğimiz siyasilerimiz.
Evet, kongreden kongreye bir araya gelir, sonrada derme, çatma delegelerle kaçırılırcasına al acele yapılan kongrenin yasal olmadığını belirtip, itiraz edip, iptali veya yenilemesini istediği gibi büyük, küçük siyasilerimiz de bir birilerine demediklerini bitirdikten sonra sanki dünyanın öbür ucunda yedi yabancılarmış, başka ülke siyasileriymiş gibi yıllar sonra hasretle (!) bir araya gelmekle problemleri çözdüklerini ima ederler.
İşte bunun en son örneği ‘helalleşeceğiz’ diyerek bir oyu bile olmayanlarla 6’lı masayı kurup, ülkeyi kurtarayayım derken altında ki koltuğu kayıp eden Kılıçdaroğlu’nun koltuğuna oturan Özgür Özel’in o çok tartışılan boş koltuklu Erdoğan ile görüşmesidir.
Ve tartışılsa da üç dönemidir bu ülkenin cumhurbaşkanı yani herkesin cumhurbaşkanı olduğunu belirten Erdoğan’ın 8 yıl sonra boş koltukla karşıladığı ana muhalefet lideriyle yaptığı görüşme sonrası, “Özgür Bey şu an CHP’de genel başkan oldu. Genel Başkan olduktan sonra böyle bir ziyareti kendisinin gerçekleştirmiş olması iktidar ve ana muhalefet arasında olumlu bir gelişme. Bundan önceki süreçlerde bu tür adımlar atılmıyordu. Bu adımın atılmasıyla siyasetin ülkemizde çok daha yumuşama dönemine girdiğini görüyoruz. Ben de Özgür Bey’e ilk fırsatta böyle bir ziyaretin karşılığını yapacağımı söyledim. Türkiye’nin buna ihtiyacı var. İlk fırsatta da bu ziyareti gerçekleştirerek Türkiye’de siyasetin yumuşama sürecini başlatalım istiyorum.” demiş.
Evet, sanki ben sertleştirmişim gibi bu çok ama çoook (!) önemli görüşme ardından bu kez Kılıçdaroğlu ile Özgür Özel’in görüşmesi gerçekleşiyor ve var olan problemlerin hemen hepsi adeta uçup gidiyor, gerçek gündem gibi unutuluveriyordu.
Esed’in Esad olamadığı ama Sisi’nin ‘kardeşim’ olduğu Ortadoğu ve Afrika cephesinde ki onca sorunlarımız gibi ekonomik kriz, adalet, hak, hukuk, dolup, taşmış cezaevleri sorunları gibi onca sorun çözülmese de unutulmasına katkı sunan bu önemli (!) görüşmelerin memlekete, millete hayırlar getirmesi için bende elimi açıyor ve ‘Sen aklımı koru ya rabim’ diyerek Allah’a dua ediyorum…
Çünkü havuz, ulusal, besleme, 500’lük abonelikler denen ne kadar varsa basın ve medyanın da bu aralar bir araya gelemezlerse de aynı güzel manşetleri atıp, barıştıklarını görüyor, izliyor ‘Bu bir rüyamı yoksa gerçek mi ve ‘acaba’ şüphelenmeden bu yaşananlar hayra alamet mi?’ diyerek korkuyorum..
Ha.. ‘Yok canım o kadar da şüpheci olma ‘erken seçime gerek yok, gerekirse birde bakan yardımcısı veririm’ diyen Özel’de barış süreci misali yeni bir kurgunun içine çekildiğini ve Erdoğan’ın bir 5 yıl daha rahatça cumhurbaşkanlığı yaparak, o aklındaki olan ama bir türlü oturtamadığı ‘tam başkalık’ sistemini kendisinin istediği gibi oturtması içindir bunlar, sen rahat ol’ da diyebilirsiniz..
Bilmem ama bu yazımın bittiği sırada beni arayan berberimin düşünmekten bunları beyazlanan sakallarımın tıraşa ihtiyaç duyduğunu ve çabuk gelmememi söyleyip, beklediğini yoksa eve gideceğini buluşmamızın gerçekleşemeye bileceğini söylüyordur.