Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

casino siteleri deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler editorbet giriş

Tekin; Kayyum değil, çağrı heyetiyiz.. Çağırsalar Ardahan’a da Gideriz..

YAZIYORSAM SEBEBİ VAR/Fakir Yılmaz
**Tekin; Kayyum değil, çağrı heyetiyiz..
Yazıma başlamadan önce hemen şunu belirtmeden geçemeyeceğim. Çünkü bir Ardahanlı olarak yeter ki öz güvenimizin farkına varalım. Ki; O özgüvenin en iyi şekilde anlatan Ardahan Göleli Gürsel Tekin’in tüm tepkilere rağmen geri adım atmayıp, CHP İl Başkanlığına gitmesidir.
Yani dünkü yazımda bahsettiğim ve iş hayatlarında ki başarılarıyla tanıdığım Veysel Karatay, Taşkın Karakoç, Sönmez Karadağ gibi bu iş insanlarını da örnek gösterdiğim Ardahanlılar gibi bu görev yani hiçte hoş olmayan kayyumluk bir başkasına, başka kentliye, başka bir isime verilseydi Tekin’in yaptığını yapamazlardı. Bu da biz ‘deli’ değil, öz güvenlerinin farkında olmayan ama Tekin’in bir kez daha hatırlattığı Ardahanlıları öz güvenlerini hatırlamaları için önemlidir..
Bu, ‘dip not’ değil, üst not fikrimi belirttikten sonra şimdi konumuza, yazımıza dönelim..
Tüm dünya da demokrasiye inananların ret ettiği, anti demokratik gördüğü, Avrupa başta olmak üzere hak, hukuk, insan hakları, siyasi özgürlük adaleti ön planda tutan ve bu nedenle gelişen ülkeler diye bilinenlerin elinin tersi ile geri ittiği ama ‘kayyum değilim, çağrı heyetiyiz’ diyen ve artık ‘Kayyum Gürsel’ diye anılacak olan Ardahan Göleli hemşerim Gürsel Tekin’in kabul edip, kendisinin olduğu gibi tüm ülkeyi gerdiği kayyum anlayışının başta ekonomiyi olmak üzere her alanı daralttığı bir gün bir hayli gergin olan ülkede bu yazımı yazarken, daha önce Cumhuriyet Gazetesine yönelik olduğu gibi bir polis bariyerleriyle CHP İstanbul İl Başkanlığının etrafının da daraltması ile İstanbul’da 24 saattir daraltılan internet akışından en iyi şekilde anlaşılıyor.
Günlerde pazartesi sendromu denen bir gün. Mesain yanında okulların açıldığı bir gün, Borsanın çakılmamak için direndiği stresli bir hafta başı ve Alamanyadan beter yerlerde sürünen ekonominin ‘belki’ ayağa kalkarım diye umutlandığı bir gün.. Ve bunların olabilmesi için aranan bir hayli geniş alanı olan internetin siyasi alan yüzünde yine daraltıldığı bir gün..
Evet, 45 yıl içerisinde 47 partinin çeşitli iddialar ile kapatılmak istendiği bir ülkede başta Demokratik Toplum Hareketi denen ve bugün adı DEM olan HEP’in ardından ÖZEP,ÖZDEP, DEP, HADEP, DEHAP, ÖTP, DTP ve BDP denen siyasi tarafın, bunlara benzer hareketleri bir Xtwitle kınayan dünkü CHP’den beter bir tutum içine girip, bu yapılanlar sanki kendisine hiç yapılmamışçasına oralı olmadığını da üzülerek görmekteyiz.
Ve son gelişmelere baktığımızda, yeni bir masa umuduyla adeta MHP gibi iktidara ortak olan ve susan DEM’e rağmen CHP’nin yalnız kalmadığı ve toplumun %50’sinden fazlasının yapılanların, demokrasiye baskı olduğunu ve ekonomik alan başta olmak üzere hayatın her alanının yine siyasi hesaplar dolaysıyla kötü bir daralma, daraltma durumu olduğunu yorumladığını ve gidişatın hiçte iyi olmadığını belirterek bir hayli gerildiğini de görmekteyiz.
Ve ekonomiyi düzeltip, refah içinde yeni bir 5 yıl hesapları yapan mevcut iktidarın geride kalan 3 yılı sonuna kadar kullanma hesaplarının yanında hep iktidarda kalma sinsiliği ve incelikleri ile her an olacakları kadife ile örttüğünü söylediği yumruğunu salladığı Suriye’ye ye girmek için bahane arayan, barış adına kuruldu denen iç kalenin duvarlarını barıştan çok 23 yıllık kendi siyasi geleceği adına ördüğünü de üzülerek değil, iyiden iyiye internetten beter daralarak ve nefes alma yollarını arayarak izlemekteyiz.
Ve dünkü ‘Ya Hakim de Göleli çıkarsa….’ başlıklı yazımda anlattığım, anlatmaya çalıştığım ve tepkiye rağmen kayyum olarak atandığı CHP İstanbul İl Başkanlığının önüne gelen Gürsel Tekin’i izlerken Tekin’i protesto edip, su petlerini atanlara bakıp, ‘Başta bu ara ortalıkta görünmeyen DEM ile birlikte ‘kent uzlaşısı’ ile bizim türkücü gibi belediye başkanı seçilen İstanbul Esenyurt Belediye Başkanı olan Prof. Dr. Ahmet Özer ve diğerlerine kayyum atanırken bunlar neredeydi? diyen Gürsel Tekin’e de hak veriyorum.
Ve bende ‘Evet ya bunlar DEM’e zulüm edilirken, CHP’li, DEM’li belediyelere kayyum atanırken o gün nerelerdeydiler?’ diye düşünüyor ve o an ‘yumuşama’ adı altında saraya çıktıktan sonra önce seçim istemeyip, ardından seçim diyerek giydiği ekoselli ceket ile miting, miting gezen Eczacı CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Erdoğan’ın ‘Gel Ankara’da partinin genel merkezinde siyaset yap’ çağrısına uymuşçasına bizim Ardahan’ın türkücü başkanı ile birlikte Belediye Başkanı İmamoğlu’n un tutuklu olduğu İstanbul’a gelmediği ve CHP’nin kuruluş yıl dönümü bahanesi ile Ankara’da bizim Ardahan Milli Egemenlik Parkı gibi kaldırımları perişan, pazarlara kadar düşen sözde tanıtım günlerini yapan derneklerin kurduğu kıytırıktan bir sahnede birlikte türkü söylediklerini de görüyordum.
Gerçi aynı durum Vanlı Esenyurt Belediye başkanı gözaltına alındığı gün Esenyurt’a değil, Bursa’ya giden İmamoğlu’nun o günkü tavrını da hatırlıyordum ya ‘neyse’ ve ‘şimdilik’ bu konu bir kenarda dursun diyerek burayı ‘Acaba etme, bulma dünyası mı?’ diyerek geçiyordum..
Çünkü, hiç gündemde yokken ve seçimlere 4 yıl varken ‘Cumhurbaşkanı adayıyım..’ diyerek hapis ettirdiği İmamoğlu’na yönelik yapılan operasyonun gün bugünkü gibi Ankara’da olan Özgür Özel, özle jet veya helikoptere değil, Yozgat’ta bindiği traktörle en çok 3 saatlik olan Ankara yolundan İstanbul’a geliyormuş gibi 6 saat süren bir karayolu ile İstanbul’a ancak gelebilmiştiyi de sinirlenerek hatırlayıp, iyiden iyiye geriliyorum..
Ve yeniden geri dönüp, başta borsa olmak üzere ekonomik göstergelerin hafta başı ne durumda olduğuna, başlayan eğitim, öğretim sezonuyla binlikte piyasaların durumuna balkıyor internetinden beter daralan iç piyasanın dışa yansıdığını görüp, vay benim memleketin haline diyerek senin kadar gergin bir atmosfer içinde iyiden iyiye gerilip, nefes alacak yer ararken, başkanı ve başkanları tutuklu olan ve İl başkanlığı da hakimin verdiği jet kararıyla polisle alınan CHP’li İstanbul’un bunaltan havasından su içinde kalıp, bugünkü yazımı bitiriyor, Çarşamba günleri uydu üzerinde yayın yapan ulusal tv TEMPO TV’de canlı olarak yayınladığımız ‘Gazetecilerle Gündem’ adlı programımın hazırlıklarına başlıyordum.

Ardahan’dan Görüntülü Haberler İçin 

yukarıda ki videonun sesini açabilir,

https://www.youtube.com/@ArdahanTVHaber

Tıklayabilirsiniz..

Çarşamba Günü, Saat:: 20.00’da TEMPO TV’de

https://www.youtube.com/@ArdahanTVHaber

Reklam ve Mesajlarınızla Daha Özgür Gazetecilik,

Daha Güçlü ve Gür Yayıncılık.. Ara: 05354183258

BİZDEN SİZ OKURLARA BİR HİZMET DAHA..

Belki de senin de aradığın geçmişte yaşananlara,

Ardahan’ın hafızası 30 Yıllık Haber Arşivimize göz atmak ister misin?..

https://arsiv.kuzeyanadolugazetesi.com/

https://arsiv2.kuzeyanadolugazetesi.com

Tekin; Kayyum değil, çağrı heyetiyiz.. 

Çağırsalar Ardahan’a da Gideriz..

Polisle birlikte gittiği CHP İstanbul İl Binasının CHP Genel Merkezince kapatılıp, başka bir adrese taşınması ardından ‘Binayı memleketim Ardahan’a taşısanız da fark etmez..’ diyen Ardahanlı siyasetçi, Gürsel Tekin, ‘Kayyum değiliz, çağrı heyetiyiz’ diyerek, ‘kayyum oldu..’ yönünde ki eleştirilerine, asıl CHP’li olan kendilerine yapılan en büyük haksızlıktır.
Ardahan Göleli Gürsel Tekin gittiği CHP il başkanlığı önünde “Şikayet eden de bizi öneren de CHP’li. Yaşanan olayların sorumlusu ben değilim. Biz kayyum değiliz. Yaşanan olayların sorumlusu ben değilim. Partimizin uğramış olduğu ve mahkeme koridorlarına yansıyan sorunların çözümü için tüm çabayı sarf edeceğiz. Biz kayyım heyeti değiliz, bir çağrı heyetiyiz” dedi.
Gürsel Tekin kendisine atılan su şişesiyle ilgili olarak “Sorun değil isterse kurşun atsınlar.” ifadelerini kullandı
Mahkemece İstanbul CHP İl Başkanlığına görevlendirilen Gürsel Tekin şunları söyledi:
“Partimizin uğramış olduğu ve mahkeme koridorlarına yansıyan sorunların çözümü için tüm çabayı sarf edeceğiz. Biz kayyım heyeti değiliz, bir çağrı heyetiyiz” .
Çocuklarımız ve ailelerimiz tehdit ediliyor. Ben hayatımda böyle bir şey görmedim. Biz bu tehditlere pabuç bırakmayacağız. Amacımız baba ocağının kurumsal niteliğini korumaktır. Bunlarla yargı önünde hesaplaşacağız.
Bakın biz çağrı heyetiyiz, kayyum değiliz. Kayyuma tepki gösterenler Esenyurt’a gitsin.
Halk TV nerde?

Beni TV’ye çağırıyordular, ihale çeteleri ve imar çetelerine yönelik açıklama için. Ne oldu da şimdi, 300 evi var, 10 tane akaryakıt istasyonu var haberleri yapmaya. Halktv’ciler utanmıyor mu? İhale çetelerine yönelik açıklama yaparken iyi, çağrı heyeti olduğumuzda kötümüyüz.
Biz bu partinin öz evladıyız ve sorunun tarafı değiliz. Mahkemeye başvuran CHP’liler, karşı taraf CHP’liler. biz iki taraf arasındaki sorunu çözmek için mahkeme tarafından görevlendirilmiş çağrı heyetiyiz.

Tekin’e su şişesiyle saldırı
(Kendisine atılan su şişesi) Biz son derece rahatız. Sorun değil isterse kurşun atsınlar. CHP’lilerin bana tepkisi olmaz. Kimlerin olduğunu biliyorum.

Karatay: Tay bizimdir.. Yorga zamanı yormamalıyız!

Aynı taraftaki ayaklarının birlikte hareket ettiği ve binicisini sarsmayan bir koşu şekli olan Yorga Atın anlamını örnek göstererek son siyasi gelişmeleri değerlendiren TAY Sürücü Kursları Yönetim Kurulu Başkanı, Ardahanlı siyasetçi , iş inanı Veysel Karatay, başta Ardahan Hanaklı olan AK Parti İstanbul Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban’a ve CHP İstanbul İl Başkanlığına kayyum olarak atanan ve aralarında bazı hemşerilerimizin de olduğu kişilerce hukukun verdiği bu görevi kabul etmesi eleştirilen Ardahan Göleli Gürsel Tekin’e yönelik önemi açıklamalarda bulundu.


İYİ Parti’den AK Parti’ye geçen Vanlı hemşerimiz İstanbul Milletvekilinin Ardahanlı İlçe Başkanı olmaksızın Göle’ye gitmesinin yanında daha önce İl Başkanlığı, Milletvekilliği ve Genel Sekreterlik gibi önemli görevlerde bulunduğu partisinin yaşadığı hukuki sorunlar ardından CHP İstanbul İl Başkanlığına atanmasının Ardahanlı birlikteliği, Ardahan lobiciliği ve Ardahanlının siyasi alanda ki gücünü ortaya koyduğunu belirten Karatay, ‘her iki hemşerimiz ve diğer hemşerilerimizde zaman zaman bazı sorunlar yaşasakta yine de hemşerimiz ve Ardahan adını temsil ettiklerini unutmamak gerekir.’ dedi.
Zaman tayın yorgaya döndüğü ve koşmaya başladığı zaman olduğunun unutulmamasını isteyen TAY Sürücü Kursları Ymentim Kurulu Başkanı Veysel Karatay, ‘Geride kalan ve büyük kayıplar yaşadığımız ve ders almamız gereken seçimlerde olduğu gibi yaklaşan seçimler öncesi Ardahanlı birlikteliğine zarar verecek hiç bir şeye izin vermemek ve en önemlisi ülkenin, bölgenin gidişatına yön veren siyaset alanında yer alan, tutunmaya çalışan her hemşerimize önce Ardahanlı ve Ardahan lobiciliği gözüyle bakmak gerekir. Biz, Ardahanlı siyasiyi almadan Göle’ye gidenlere katılmayarak, her zamanki ‘Önce Ardahanlı..’ diyerek tavrımızı ortaya koyduk. Bizler gitmeyince bir çok Ardahanlı hemşerimiz de bu ziyarete katılmadı ve gitmeyi düşünlerde vaz geçti.’ dedi.
‘Ardahanlı derken o Ardahanlılarında bugün yaşadıkları sıkındırlar, birileri tarafından toplumda, siyaset alanında yalnılızlaştırılmalarının nedenini düşünüp, elleri arasına alacakları başları ile iyi değerlendirmelidirler.’ diyen Ardahanlı siyasetçi, iş insanı TAY Sürücü Kursları Yönetim Kurulu Başkanı Veysel Karatay, hemşerilerine ve onların çatısı altında bir araya gelmeye çalıştığı derneklere seslenerek, sözlerini şöyle bitirdi.

‘Bölge derneklerinin, ‘GÜRSEL TEKİN BİZE SAHİP ÇIKTI MI Kİ BİZDE ONA SAHİP ÇIKALIM!’ şeklinde haklı, haksız sitemleriyle Tekin’e sahip çıkıp, çıkmamakla tereddüt edilmesinin anlamsızlığına da şu bakışla dikkat çekmek isterim. ‘İster sahip çıksın ister sahip çıkmasın. Ancak unutulmakladır ki; Diğer kesimler denen tarafların gördüğü, bizlerin görmediği veya görmek istediği güç karşısında ister istemez bizim toplum dikkate alınıyor. lütfen bunu da unutmayalım.


Evet, benimde zaman zaman yakındığım, yeterli enerjiyi ortaya koymadıklarıyla eleştirdiğim Çoban ve Tekin gibi siyasi faktörlerimizin eleştirilecek yönlerini ve şahıslarla yaşanan özel problemler mümkün olduğunca kendi aralarında çözülmelidir. Yani kol kırılır yen içinde kalır’ diyerek yaşanan  gelişmelere Yaşanan problemler mümkün olduğunca kendi aralarında çözülmelidir.
Özel durumların ilgisiz kişilere duyurulmaması gerekir. Dahası, “baş yarılır fes içinde kalır” gelişmelere bakmanın daha doğru ve o çok istenen ama bu tür ferdi çıkışlar ile yara alan Ardahan birlikteliğinde ki samimiyeti ortaya koymanın zamanıdır diyerek yanlarında olduğunu belirtti.

ARDAHANLI KAYYUM ÜLKEYİ GERDİ!

13.02.2024 yaptığı paylaşımla CHP’den istifa ettiğini duyuran ancak geçtiğimiz günlerde istifa ettiğini açıkladığı CHP İstanbul İl Başkanlığına kayyım olarak atanan CHP eski Genel Sekreteri ve eski İstanbul Milletvekili, Ardahan Göleli Gürsel Tekin ülkeyi gerdi.

İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesinin verdiği kararla bir dönem başında olduğu CHP İstanbul İl Başkanlığına bu kez kayyum olarak atanan Ardahanlı Gürsel Tekin’in kayyum olarak atandığı CHP İstanbul İl Başkanlığına gideceğini açıklaması üzerine kayyuma karşı olan CHP’lilerin Tekin’i İl Binasına almayacağız açıklaması ardından İstanbul Valiliği İl Binasını polisle ablukaya aldırıp, bir çok yasak getitmesi, sonrası intarnette de daralmalar yaşanmaya başladı.
CHP İstanbul İl Başkanlığı’ndaki polis ablukası sürerken, X, Instagram, YouTube ve TikTok’u etkileyen bant genişliği daraltması yaşandığı bildirildi. WhatsApp ve Telegram’ınsa sadece bazı servis sağlayıcılarında sorun olduğu kaydedildi.

İncesu İlçelerde ve Damal’daydı..

CHP Ardahan Milletvekili Özgür Erdem İncesu, Ardahan’ın 34 ilçesinde ve Damal’da vatandaşlarla bir araya gelerek birlik mesajı verdi
Ardahan Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekili Özgür Erdem İncesu, Damal ilçesinde vatandaşlarla bir araya gelerek gündemi değerlendirdi ve vatandaşların taleplerini dinledi.
İncesu, Pazar ve sokaklarda vatandaşlarla buluşurken, “Her birinizin tebessümünde aynı umut var. Karadağ’ın eteklerinde güneş batarken beliriveren Atatürk silüetini bize bir kez daha gösteriyor: Bu topraklarda birlik oldukça yolumuz aydınlık” ifadelerini kullandı.


Milletvekili İncesu, buluşmada vatandaşların sorunlarını çözmek için çalışmaya devam edeceğini vurgulayarak, “Gündemimizi değerlendirdiğimiz bu buluşmada, hemşerilerimim her talebini duymaya ve çözüm için çalışmaya devam edeceğim. Varlığınız güç, sevginiz emanetimdir” dedi. Ziyaret, vatandaşlarla sıcak sohbetler ve karşılıklı fikir alışverişi ile son buldu.

TÜRKÜCÜ BAŞKANIN

KARDAŞI DA BAŞKAN OLMAK İSTİYOR!

DSP’nin dibe vurduğu günlerde  Küresel güçlerin bugünleri hesaplayarak eve teslim şeklinde Türkiye’ye teslim ettiği Abdullah Öcalan’ın yakalandığı haberlerinin oluşturduğu havayı siyasi atmosferine katıp, seçimlere giden DSP’den Ardahan Milletvekili adayı olan ve bugün ‘partim’ dediği CHP’nin barajda kalmasına vesile olanlardan bir olan Ardahan’ın türkücü Belediye Başkanının kardeşi de başkan olmak istiyor.

Bir dönem Ardahan Milletvekilliği, iki dönemdir de Ardahan Belediye Başkanlığı yapmasına  gibi karşın hala Ardahan’da bir evi olmayan türkücü başkanın kardeşi olan Güven Demir’de Karadeniz Ereğlisi’nde CHP İlçe Başkanı olmak için aday olduğunu duyurdu.

İL BAŞKANI BULAMAYAN PARTİ İÇİ MUHALEFETİN BAŞINI ÇEKİYOR.. AMA!

Kardeşinin Karadeniz Ereğlisi’nde CHP’de İlçe Başkanı olmak için aday olan, bir süre önce CHP’den istifa eden ve önümüzde ki günlerde AK Parti’ye geçeceği söylenen CHP’li Belediye Başkanı Gökhan Budak ile birlikte ‘Namusum kadar güveniyorum’ dediği AK Partili Prof. Dr. Orhan Atalay’ı evinde ziyaret ettiğiyle tartışılan Ardahan’ın CHP’li Belediye Başkanı da partinin Ardahan İl ve İlçe Örgütlerini eline geçirmek için Vakıfbank’ın olduğu binada ki büroda yoğun bir şekilde siyasi kritikler yapsa da kapısını açmadığı partinin mevcut yönetimine karşı aday olacak bir isim bulamadığı da bilinmekte.

AK PARTİLİ SİYASİNİN SOYULAN TRİLYONLUK

PARA KASASINININ SORDURDUĞU SORU’

DEMİR’İN DE PARA KASASI VAR MI?

Ardahanlı Gazeteci, Halk TV’nin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Dinçer Gökçe‘nin ortaya çıkardığı Oğulun babasının kasasını soyduğu yönünde ki haber ülkenin birinci gündem maddelerinden bir haline gelirken bu ilginç olay Ardahanlı siyasilerin de içinde olduğu siyasilerin kendilerine ait özel kasalarının olup olmadığ9nı da sordu.AK Partili Gaziosmanpaşa İlçe Başkanı Fatih Aydemir’in evinden çalınan 13,5 milyon TL’yi oğlu Muhammet Emin Aydemir’in çaldığı iddiaları başta, kirli bir peçetece varlığını yazan ve lüks bir yat aldığı da ileri sürülen CHP’li türkücü, 123 bin 759 tl. Emekli milletvekili maaşının yanında iki dönemdir de 100 bin TL’nin üzerinde olduğu belirtilen belediye başkanlığı maaşı da aldığıyla bilinen CHP’li Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir‘in olmak üzere siyasilerin kasasının olup olmadığı ve bu kasaların bankalar mı yoksa özel şahıslar olup olmadığın sordurdu.7 Eylül’de Ankara’da düzenlenen konserde yine türkü söyleyecek olan çift maaşlı CHP’li Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir gibi siyasilerin kasasının olup, olmadığını sorduran olay AK Parti İstanbul Gaziosmanpaşa İlçe Başkanı Fatih Aydemir’in evindeki hırsızlığa ilişkin soruşturması dosyasında, Aydemir’in oğlu, kasadaki paraları bizzat kendisinin çaldığını söylemesiyle başladı.
Bilindiği gibi Aydemir’in çelik kasasında TL, dolar ve Euro’nun yanı sıra çok sayıda altın ve elmasın da olduğu ortaya çıktı. Tutuklanan bir kişi; oğlunun, Aydemir için “Babam rüşvet alıyor” dediğini açıkladı.

Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmaya konu olay geçen 24 Ağustos günü yaşandı. AKP Gaziosmanpaşa İlçe Başkanı Fatih Aydemir’in evindeki çelik kasada bulunan ve toplam değeri 13,5 milyon TL seviyesinde olan para ve ziynet eşyası çalındı.

Kasada 13.5 milyon TL’lik ‘hazine’

Halk TV’den Dinçer Gökçe’nin haberine göre; Fatih Aydemir, şikâyetçi olarak verdiği ifadede “Yatak odasında şifre ile açılan kasam vardı. Kasaya baktığımda 100 bin TL, 172 bin 575 dolar, 73 bin 640 Euro, 5 tane 50 gramlık toplam değeri 1 milyon 75 bin TL olan altın, 20 bin dolar değerinde 2 adet 5 taş elmas yüzük, 10 bin dolarlık bir adet elmas zincir, her biri 10 gram olan 19 adet Ajda bilezik yoktu. Her biri 600 bin TL olan 1,2 milyon TL değerindeki 2 çekim ise kasadaydı” dedi. Anılan varlıkların TL karşılığı 13,5 milyon TL seviyesinde.

‘Çelik kasadaki paraları ben aldım’

Fatih Aydemir’in ifadesinden sonra 21 yaşındaki oğlu Muhammet Emin Aydemir’in ifadesi alındı. İfadesinde sanal bahise bulaştığını hesaplarını kullandırdığını ve bu nedenle hakkında açılan dolandırıcılık davalarının olduğunu belirten Muhammet Emin Aydemir, babasının aksine çelik kasadan sadece paraları aldığını ziynet eşyasını almadığını söyledi. Aydemir, ziynet eşyalarını ise, kendisini para için sıkıştıran kişilerin almış olabileceğini söyledi. Emniyette ‘şüpheli’ sıfatı ile ifadesi alınan Aydemir, savcılıkta ise ‘şikâyetçi’ olarak ifade verdi.

‘Sanal bahis işi yapıyordu’

Muhammet Emin Aydemir’in, içinde para olduğu düşünülen bir sırt çantası ile evinin olduğu siteden çıktığı anlar kameralara yansıdı.

Dün sabah ise yeni bir gözaltı yapıldı. Bu kez, Muhammet Emin Aydemir’in sık sık görüştüğü Engin C. K. (26) gözaltına alındı. Engin C. K., çalınan para ve altınlarla hiçbir ilgisinin olmadığını, Aydemir’in sanal bahis işi yaptığını hesaplarını bu işler için kiraladığını söyledi. Engin C. K., Aydemir’in, AKP Gaziosmanpaşa İlçe Başkanı olan babasının rüşvet aldığını kendisine söylediğini anlattı.

ARDAHANLI BAŞKANIN ÇEKMEKÖY’ÜN DE

BU KEZ SAVCI ÖLDÜRÜLDÜ!

Geçtiğimiz günlerde yaşanan İstanbul Çekmeköy Belediyesi Spor Kulübü başkanının oturduğu bir cafe de uğradığı silahlı saldırı sonucu kafasında aldığı kurşun sonrası hayatını kayıp etmenin şokunu yaşarken, bu kez yine Çekmeköy’de bu kez bir savcı öldürüldü.

Alınan bilgilere göre Adli Tatilinin bitmesiyle göreve başlayan Adliye çalışanları arasında bulunan Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda Genel Soruşturma Bürosu‘nda görevli Cumhuriyet Savcısı Ercan Kayhan (58), daha önceden husumetli olduğu ileri sürülen ve savcı ile aynı fotoğraf karesinde görünen Mustafa Can G. (19) tarafından Ardahanlı birinin belediye başkanlığı yaptığı İstanbul‘un Çekmeköy ilçesine bağlı Ömerli Mahallesi’ndeki bir restoranda boğazından bıçaklanarak öldürüldü. Restoran’ın garson olarak çalıştığı belertilen şahıs tarafımdan boğazında bıçaklanarak öldürülen savcının olduğu da ileri sürülürken,  bu konuda ve savcının polis korumasının olup, olmadığı konusunda resmi bir açıklamam yapılmaması dikkatlerden kaçmadı.

ARDAHAN ADINI TAŞIYAN STK’LAR;

‘TOPLANIN ARDAHANLILAR

HEMŞERMİZİN KAYYUM ATANDIRĞI

İSTANBUL CHP’YE GİDİYORUZ!’ DİYECEK Mİ?!.

Ardahan’ın eski gelini Canan Kaftancıoğlu‘nun İl Başkanlığı yaptığı sırada alınan, alınırken de toplanan paraların kameralara taklip, Ağ saçlı olarak bilinen İstanbul Şişli eski Belediye Başkanının Muammer Keskin‘in, yine Ardahanlı olan Turgay Özcan ile birlikte başlatılan ‘kayıt dışı para sayma soruşturmasında şüpheli olarak ifade verdiği İstanbul İl Başkanlığı yeniden Ardahanlıların gündeminde.

Yazları yaz, kışları kaz geceleri ile zaman soldurmakla eleştirilen, seçimler geldiğinde ise ‘Ardahanlı ise hangi partiden olursa olsun desteğe varız’ diyerek ‘sözde’ birlik, berberlikte bahseden ama sadece bahsetmekten öteye geçmeyen ünlü, ünsüz Ardahanlı stk’ların, derneklerin, CHP İstanbul İl Başkanlığına kayyum olarak atanan Ardahanlı hemşerilerine sahip çıkıp, çıkmayacakları merak edilmekte.

CHP’lilerin Kayyumu partinin kapısından içeri bırakmayacağız’ diyerek tepki gösterdikleri son kayyumun bir siyasi partinin İl Başkanlığına atanmasının ve bunun bir Ardahanlı olmasının Ardahanlı derneklerin ne yapacağını , nasıl davranacakları ve Toplanın Ardahanlılar Hemşerimizin Kayyum Olarak Atandığı İstanbul CHP’ye gidiyoruz’ deyip, CHP İstanbul İl Başkanlığına kayyum olarak atanan bırakılmayacağı ileri sürülen Ardahan Göleli hemşerileri yanında olup, destekleyip, desteklemeyecekleri merak edilmekte.

Öte yandan İstanbul İl Başkanlığına sokulmayacağı ileri sürülen Ardahanlı Gürsel Tekin, yaptığı son açıklamasında göreve başladığını ve İllaki İl Binasına gitmenin şart olmadığını belirtirken, CHP MYK, CHP’nin İstanbul İl Başkanlığına kayyum atanmasının ardından Gürsel Tekin’e partiden ihraç etmeye yönelik karar verildiğini açıkladı.

Özgür Özel’in Haberi var mıydı?

Gazeteci Fakir Yılmaz‘ın yaşanan gelişmelere bakışında dikkat çekici ve bir o kadar düşündürücü.

Özgür Özel‘in bu yaşananlardan ve Tekin’in kayyum olarak İl Başkanlığına atanacağında önceden haber olduğunu iddia eden Gazeteci Fakir Yılmaz’ın Tekin’in atanması ardından attığı xtwiti şöyle;

KAYYUM OLARAK CHP İSTANBUL İL BAŞKANLIĞINA ATANAN GÜRSEL TEKİN’İN BİR KAÇ GÜN ATTIĞI BU MESAJ BİR DAHA OKUDUĞUNDA SANKİ BUGÜN YAŞANACAKLARDAN ÖZGÜR ÖZEL’İNDE HABER VE ONAYI VARMIŞ GİBİ..
ÇÜNKÜ!..  SAYIN HEMEŞEHRİMİN SANKİ DÜNDEN, ÖZEL’DEN İZİNLİ PARTİ YÖNETİCİSİYMİŞ MİSALİ, ‘SAYIN GENEL BAŞKANIM..’ DİYE MESAJA BAŞLAMASI O GÜNDEN İL BAŞKANI OLDUĞUNUN GÖSTERGESİ GİBİ Mİ?!. BEN BİLMEM ONU DA GİDEN, GELEN, KALAN CHP’LİLER DÜŞÜNSÜN!..

BİR TEPKİ’DE BURAK TAŞTAN’DAN..

Gürsel Tekin’in CHP İstanbul İl Başkanlığına kayyum olarak atanması karşında her zamanki suskunluğuna devam eden Ardahan Derneklerinin yanında CHP Ardahan İl ve İlçe Başkanlıkları ve CHP’li Ardahan ile Posof Belediye başkanından bir ses çıkmazken, aynı zaman da CHP Ardahan İl Başkanı Yalçın Taştan’ın da oğlu olan Ardahan Konfederasyonu Başkanı, Türkiye Kent Konseyleri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi, TOSYÖV Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi BURAK TAŞTAN Burak Taştan‘dan geldi.

Günaydın kıymetli dostlar.

30.08.2025’te atılan bu tweet tesadüf değil. Parti içinde örgütler arasında huzursuzluk yaratmak isteyen zihniyetlerin sözde hukuk arayışlarını dün İstanbul’da kayyum olarak atandıklarında gördük. Gördüğümüz yanlışları, kirli ilişkileri tarihe not düşmek ve kamuoyuyla paylaşmak zorundayız.

Ülkemizin kurucu partisine; “Kur’an kurslarını, medreseleri kapattı, camileri samanlığa çevirdi” diyen bir siyasetçiye, kendi menfaat ve çıkar ilişkilerinden dolayı “NAMUSUMU EMANET EDECEK KADAR GÜVENİYORUM” diyen bir KİRLİ ADAM, partiyi karıştırmak için de her türlü kirli ilişkinin içinde olur.

Kamu kaynaklarıyla iş verip, ardından “seni çavuş yaptım” diyerek partilileri tartaklatan bu kirli adamlardan, yaşadığımız hukuksuz süreçler sonucunda partimizin temizlenmesi umuduyla…

Ardahan Konfederasyonu Başkanı,

Türkiye Kent Konseyleri Birliği Yönetim Kurulu Üyesi,

TOSYÖV Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi BURAK TAŞTAN

TÜRKÜCÜ BAŞINDA OLDUĞU ŞEHRİ DEĞİL,

KENDİSİNİ PAKLARKEN, KENTİ ÇÖP GÖTÜRÜYOR!

ARAÇ YOLU ÇÖP DOLU..

29 AĞUSTOS 2025 TARİHLİ HABER

CHP’den istifa eden Göle Belediye Başkanı ile eski AK Parti Milletvekili Orhan Atalay’ın evine gittiği ve bazı pazarlıklar yaptığı iddia edilen Ardahan’ın türkücü Belediye Başkanı bugünlerde parti içi tartışmalarda kendisini paklamaya çalışırken, başında olduğu belediyeyi ve kenti paklamayı unutmuş durumda.

‘Budak gitti sıra ondan..’ denerek tartışılan Ardahan’ın türkücü Belediye Başkanının, araçlar gibi inanların gezmekten incindiği şehir içi bozuk yollarında etkisiyle ağıran ayağı dolasıyla hastalanıp, rahatsızlanan AK Parti İl Başkanı ile verdiği fotoğrafa karşın  ‘O gitti vallahi ben gitmeyeceğim, AK Parti’ye katılmayacağım..’ şeklinde sanalında ve ‘besleme’ diye adlandırılan basın aracılığıyla yaptığı açıklamalarda sanki kendisi 40 yıldır aynı partide siyaset yapmamış, partiyi en zor gününde bırakıp, başka partiye gitmemiş ve şu an bulunduğu partiye rakip olup başka partide milletvekili adayı olmamış gibi ‘parti disipline uymuyor.

Kendi başına hareket ediyor, partiyi yok sayıyor’ denenerek kendisi hakkında 5 sayfalık rapor hazırlayıp, genel merkeze gönderen CHP Ardahan İl ve İlçe Başkanlarını üstü kapalı bir şekilde eleştirip, ‘ben partimdeyim, partiliyim’ demeye uğraştığı şu günlerde başta Araç Muayenenin bulunduğu cadde olmak üzere doğru dürüst çocuk parkı olmayan, olanları kullanılmaz bir durumda olduğu kentin her tarafını çöp götürmekte.

Öcalan’ın yakalandığı süreçte reytingi artan DSP’de bir dönem milletvekilliği yapan, son iki yerel seçimlerde ‘Kent uzlaşısı’ adı altına DEM ile yapılan iş birliği ve yakınlarını işe aldığı helwacıların gerçek hewaller yanıltması sonucu 8 yıldır da CHP’de belediye başkanı olan türkücü başkanın ‘kendisi başka yerde paylaştığı fotoğraflar başka yerde..’ olan sanal paylaşımlarla bir taraftan gitmediği, gelmediği CHP İl Başkanlığını eleştirip, diğer yandan da her şey yolundaymış misali kendisi gibi çok çalışan (!) çalışanlarına doğum günü pastalarıyla yaptığı gibi sanal paylaşımlarla genel merkeze yaranma hesapları yaparak, kendine özel siyasi geleceğinin alt yapısını hazırlama çalıştığı görünürken kentin olağanüstü bozuk yolları, kaldırımlar gibi çocuk parkı olmayan şehrin her yanı saran ve belediye ile işler yapan çekim inşaatın bağışladığı çöp tenekelerinin dolup, taşıdığı çöpler vatandaşı olduğu gibi güzel doğayı canında bezdirmiş durumda.

Üniversite Başçavuşlarla, O çavuşlarla ışı sıkı tutuyor..

Öte yandan giriş kapısının bile içler acısı durumda olan belediyede çalışanlar ve çalışmaların yakınları ile kendinse yönelik yapılan eleştirileri durdurmaya çalıştığı da görülen türkücü başkanın bunlar aracılığı ile İl ve İlçe Örgütünde ki partilileri aşağılayan, sinkaf kelimelerle tehdit ettirdiği de ileri sürülürken, Ardahan genelinde yaşanan ve belediyenin sorumluluk alanı içinde bulunan çöp, çamur, kullanılma halde olan çocuk parkı akan su, bozuk yol ve kaldırımlarda unutulmuş gibi.

Bakımdayız!

Başta kent içi yollar olmak üzere alt yapı konusunda hala 1970’li yılların manzaralarının görüldüğü Ardahan merkez ve ilçeler evir, çevir taktiği ile kaldırımlar yeniden yenilenmeye çalışılıyor.
Ardahan Belediyesinin kendi binasının önünde başlayarak, kent içinde ki bozuk yol ve kaldırımları onarmaya çalıştığı Ardahan’da işlerini yaptırmak için belediyeye gidenler, ‘Bakımdayız’ cevabı veriliyor.
Bir zamanlar kent içi yollarının tamamının Ruslardan kalma taş parkelerle kaplı olan Ardahan’da kanalizasyon, elektrik, telefon, doğalgaz, yağmur suyu kanalı ızgaraları gibi alt yapılar tamamlanmadan plansız, projesiz ve üst üste atılan asfaltların bir türlü tutmamamasın dolaysıyla yıllardır bitmeyen yol çalışmalarının bir yenisine daha başlandı.
Her gelen yeni belediye yönetiminin kafasına göre yaptığı çalışmaların da sonuç vermediği gibi büyük para kayıplarına rağmen hala kent içi bozuk yolların konuşulduğu Ardahan merkez gibi mahalle yol ve kaldırımların da kent içinde ki bozuk yolları aratmıyor.

Özellikle son 10 yıldır bir tülü tamamlanamayan yol çalışmalarının bir yenisine başlayan Ardahan Belediyesi, ‘Sök, kaldır, çevir’ yöntemi ile ‘Kum, kaldırım benden, işçi senden’ yöntemi ile yapmaya çalıştığı gözlenen kaldırım çalışmalarını kentin ana merkez yollarından olan İnönü caddesinin zaten trafikten geçilemez olan ana caddelerden biri olan İnönü caddesinin adeta kapatmış durumda.
Kent içinde bulunan caddelerin üzerinden geçen anayolların bir bölümünün karayollarına ait olmasının ve belediye ile karayollarının bu yollar üzerinde yetki tartışmasına girmesinin de yıllardır bir türlü tam bir şekilde yapılıp, bitmemesine neden olduğu da bilinmekte.

Erdal Yılmaz: Göle 30 Ağustos Kadar Önemlidir!

Göle’nin vatan topraklarına katılışının yıl dönüm olan 30 Eylülü hatırlatan 30 Ağustos Zafer Bayramını kutlayan Göleli iş insanı, Göle Vakfının Başkanı Erdal Yılmaz zaferle sonuçlanan ve bir kez daha gururla kutladığımız büyük taarruzu andığımız şu günlerde Göle’de yaşanan istifa tartışmalarının boşa zaman harcamaktan öte olmadığını ve bu içi boş tartışılmaları bir kenara bırakıp, o güzelim yeşil Göllenin sorunlarına eğlenilmesi gerek dedi.


Aynı zamanda uluslararası bir firma olan ÖRTAŞ Antreponun sahibi olan Ardahan Göleli İş insanı Erdal Yılmaz, ‘bu yıl benim gibi Göle’ye giden gurbetçilerin hepsinin şahit olduğu al yapıdan yoksun güzel Göle’mizin şehir içi, köy ve yayla yolları, kaldırımları, ara sokaklarının o perişan hali öyle iken boş şeyleri tartışmanın hiç bir faydasının olmadığını başta kenti yönetenler olmak üzere herkes iyi anlamalı ve hizmete endekslenmeli’ dedi.
Tüm ülkenin 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 103. yıldönümünü tebrik eden ve 30 Ağustos ile 30 Eylül’ün bir birinden farklı olmadığını da dikkat çeken Yılmaz, zaman bu zaferleri bize tattıran atalarımızın, şehitlerimizin biz bıraktıkları ülkenin alt yapısından üst yapısına sahip çıkıp, medeni ülkeler sırlamasında en üst seviyeye çıkarmak zamanı olduğunu belirttiği açıklamasında, 30 Ağustos’u kutlayarak, sözlerine şöyle devam etti.

‘Her yıl heyecanla gittiğimiz Göle’de ki yaz şenliklerinde araçlarımızı olduğu gibi ayaklarımıza damar atlatan Göle ve Ardahan’ın yolları başta olmak üzere onca sorun varken, ‘Falan ele etmiş filan bele etmiş yada demiş..’leri değil gerçek anlamda hizmet etmişi konuşmalıyız’ diyerek başta partisinden istida eden Göle Belediye Başkanı olmak üzere tüm idarecilerin bir çok hayvan telef eden ŞAP sorunu, buzağı atmaları, devan eden göç gibi ilçenin ve tüm Ardahan’ın gerçek gündemi öteleyen şeylerden uzak durup, işine endekslenmeli.’ dedi.

SANAL SAHTEKARLIKTA YAKALANAN

TÜRKÜCÜ BELEDİYE BAŞKANI

AYNI GÜN HEM ANKARA’DA, HEM DE ARDAHAN ‘DA

HANGİSİ GERÇEK, HANGİSİ YALAN BAŞKAN?

11 Temmuz 2025 Tarihli Haber

Bir dönem milletvekilliği, iki dönemdir de ŞAP’ın kırıp, geçirdiği, eğitimde 81 kent içinde sonda, bir türlü gelmeyen, olmayan hizmetler dolaysıyla her yıl Bin, Bin 500 kişinin göç ettiğinden dolayı göçte ilk sıralarda olan, içme suları çamurlu, doğalgazı zehirleyici kokulu, 3 beldesinden ikisinin kapatıldığı, köylerinin boşaldığı, biri  üzerinde her gün gelip, geçen trenlerin duracağı durağı olmayan, yüklerin indirilip, bindirileceği Antreposu yapılmayan bir demir yolu olmak üzere 3 gümrük kapsı olmasına karşın ithalat, ihracatın ‘sıfır’ denecek derecede olduğu Ardahan’da 1 dönem milletvekilliği, 2 dönemdir de Belediye Başkanlığı yapan Ardahan’ın türkücü Belediye Başkanı sahte diplomaların tartışıldığı şu günlerde sanalda sahte işler yaptığı br kez daha tespit edilip, tescillendi.

Sanal sahtekarlıkla Ardahan dışında yaşayanlara hizmet ettiğini belirten CHP’li türkücü Başkan Demir, gerçekte Ay ve Mars yüzeyinden beter kent ve mahalle içi yolları ‘evir, çevir’ taşlarla bir kaldırıma dizdiği taşlarla poz verip, Ardahan’daymış gibi kaldırım ve yolların yenilediğini belirtip, ardından da 20 yıla yakındır aktif siyasetinde yer aldığı Ardahan’ın ’50 yıldır hizmet görmemiş, artık bundan sonra hizmet görecek’ sanalda paylaştığı sahte mesaj ile aynı gün sanki Ardahan’daymış ve çok ‘çalışıyormuş’ gibi poz verdiği sanaldaki fotoğrafları paylaştığı gün, kendisi gibi uzun yıllar Ardahan milletvekilliği yapan Şavşatlı Saffet Kaya ile Ankara’da olduğu ortaya çıktı.

Başkanın bu sanal sahtekarlığını görenler, ‘Sanırız başkan kendisine has bulduğu ışık hızıyla aynı gün hem Ardahan’da, hem de Ankara’da mı?’ diyemeden kendilerini aşamadılar.

BUNU HEP YAPIYOR, KENTTE OLANLAR GÜLÜYOR,

KENT DŞIBDAKİ SAF SANALCILARDA SAF SAF ALKIŞLIYOR!..

Gazeteci Hakan Azar’ın, bir süre önce yerel basın tarafından ‘Kayıp Aranıyor.. Görenler Belediyeye haber versin’ başlığı ile ortada gözükmediğini anlatan bir haber ile gündeme taşıdığı CHP’li Ardahan Belediye Başkanı, türkücü Faruk Demir’in bu sanal sahtekârlığını aynı gün paylaşılan iki fotoğrafla kanıtlayıp, ‘Ver mehteri.. Adam Ankara’da kendisini Ardahan’daymış gibi gösterip. birde sosyal medya hesaplarından paylaşım yapıyor. Yetmiyor yaptığı paylaşımda Ardahan 50 yıldır hizmet görmemiş, artık bundan sonra hizmet görecekmiş ama bütçesi yeterli olmadığı için idareli kullanmamız gerekiyor demiş. Başkan, bütçeyi idareli kullanmak istiyorsan öncelikle her hafta şehir dışına çıkma işinden vaz geç. Asli görevin olan belediye Başkanlığını yap.. Yakında yollar yüzünden araçları hurdaya dönen vatandaşlar faturaları sana gönderecek..’ mesajı ile okurlarına yaşananı olurlarına duyurdu.

Ardahanlı Gazeteci, Hakan Azar’ın, sanalda aynı gün paylaşılan başkanlı iki fotoğrafla sanal sahtekarlığı ortaya koyarken, ‘Ver mehteri..’ başlığı ile türkücü başkanın iki yüzünü de ortaya koymuş oldu.

Milyonluk yat alan ama bu konuda yaptığımız ve ulusal basına da yansıyan haberimiz üzerine yeni yatında bir fotoğrafını da paylaşması istenen CHP’li türkücü belediye başkanın 20 yıldır aktif olarak yani hem bir dönem milletvekili, hem de iki dönemdir de belediye başkanı olarak siyaset sahnesinde olduğunu unutup, ’50 yıldır hizmet görmemiş’ dediği Ardahan’da hala kendinse ait bir evi bile yok.

Gazeteci Hakan Azar’ın, CHP’li türkücü başkanın sanal sahtekarlığın aynı gün, aynı saatlerde Ankara ve Ardahan’da çekilen fotoğraflarla ortaya koyarken yaşanan bu durum son günlerde çokça tartışılan sahte diploma skandalını hatırlattı.

Ve aynı başkanın, ’50 yıldır hizmet görmemiş’ dediği Ardahan’da kendisi 20 yıl, birlikte fotoğraf çektiği ve kendisi gibi Ardahan’da hala bir evi olmayan Saffet Kaya’nın da 30 yıldır aktif siyaset yaptığını unutulmadığı gibi aynı CHP’li Ardahan’ın türkücü Belediye Başkanı Başkanın bu sanal sahtekarlığı her zaman yaptığı da biliniyor.

BAŞKAN DEMİR!

‘SEN KAÇ LİRAYA ALDIĞINI SÖYLEMEDİĞİN

YATINI NEREYE DEMİRLEDİN?’

7 Temmuz 2025 Tarihli Haber

Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un özel yatının olduğunu ve Yunanistan’a gittiği belirtilen lüks yatın değerinin 1.5 milyar lira (Eski parayla 1.5 katrilyon) olduğu ortaya çıktığı ulusal basının manşetlerinde yer alırken, bu duruma benzer bir haberin gazetemizde manşet olmasının üzerinde aylar geçmesine karşın CHP’li Ardahan Belediye Başkanı tarafından halen cevaplanmış değil.

FARUK DEMİR’DEN TUNÇ SOYER’E BÜYÜK VEFASIZLIK!..‘ başlıklı manşetimiz üzerine gecikmelide olsa kendisine ait sanal sayfada Ardahan’da 6 Milyon TL. gönderen İZBETON soruşturması ardından tutuklanan Soyer’in yanında olduğunu açıklamak zorunda kalan CHP’li Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir’e burada bir kez daha soruyor ve yoksul Ardahan’ın CHP’li Ardahan Belediye Başkanın aldığı lüks yatının kaç liralık yat olduğunu ve nerede olduğu cevaplamasını bekliyoruz. İşte O cevap bekleyen Soru;

DEMİR, ‘MİLYONLUK LÜKS YATI SEN NEREYE DEMİRLEDİN?!

Hizmet için ‘Para yok’ diyen

Faruk Demir kendisine lüx yat aldı!

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra eski Başbakanlardan olan Binali Yıldırım’ın oğullarının gemiciklerinin olduğu yönünde ki tartışmaların sürdüğü ülkenin denizle alakası olmayan  Bin 811 rakımlı sınır kenti Ardahan’ın  CHP’li  Belediye Başkanı Faruk Demir, seçimler öncesi buruşuk bir kağıt üzerine yazıp, açıkladığı mal varlığının arasın da olan 2 metrelik teknesini satarak yerine lüks bir yat aldığı öğrenildi.

Dün ‘terörist, elebaşı’ denen bugün ‘Kurucu Önder’ diye adlandırılmaya başlanan Abdullah Öcalan’ın 1999 yılında Kenya’da yakalanıp, Türkiye’ye getirilmesinin oluşturduğu siyasi atmosferden yaralanıp dönemin iktidar partisi DSP’ye kapağına atıp, 1999-2002 yıllarında Ardahan Milletvekilliği yaptıktan sonra bu partiden ayrılıp, İsmail Cem’in kurduğu partide bir kez daha Ardahan’da milletvekili adayı olan ancak aldığı 699 oy ile seçilemediğinden siyasete ara verip, mesleği olan türkücülüğe devam eden Demir, 2019 tarihinde yapılan Yerel Seçimlerde HDP’nin iş birliği ile bu kez Ardahan Belediye Başkanı olmuştu. Geçtiğimiz yıl yapılan ve bu kez helwacı denen hewallarin kendi yakınlarını belediye de işe koyması taahhüttü ile ‘Kent Uzlaşması ‘ işbirliği yapılan DEM’in desteği ile 2. kez  belediye başkan olmuştu.

https://www.ardahanhaber.com un haberine göre Muğla’nın tatil beldesi Bodrum’da sahibi olduğu 2 metrelik mütevazı teknesini lüks bir yatla değiştiren 285 bin TL. emekli maaşı alan eski Milletvekili emeklisi 100 Bin TL. başkanlık maaşlı CHP’li Ardahan Belediye Başkanı Demir emeklilik hayallerini erkenden gerçekleştirmiş oldu.

Göreve geldiği günden itibaren sık-sık il dışı ziyaretleri nedeniyle kamuoyunun ağır eleştirilerine maruz kalan Belediye Başkanı Faruk Demir’in yakın çevresine bu yaz yeni yatıyla uzun bir tatil planı yapacağını söylediği de iddia edildi.

Türkiye’de sanatçı ve siyasetçi kimliği ile tanınan Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir, 2019 yılında yapılan yerel seçimlerden önce Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi’nde yöneticilik yapmak dışında ülke çapında verdiği konserlerden elde ettiği gelirini yeni aldığı milyonluk yata harcadığı da ileri sürülmekte.

İZBETON’UN ARDAHAN İZİNİNE DE BAKILACAK MI?!.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar ile Organize Suçlar bürolarından sorumlu başsavcı vekili Necati Kayaközü’nün koordinasyonunda sürdürülen, ve eski belediye başkanı Tunç Soyer ile birlikte 60 kişinin tutuklandığı İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki İZBETON AŞ’de, taşeron şirketler eliyle yolsuzluk yapıldığı iddiası üzerine başlatılan soruşturma aynı şirket tarafından Ardahan’a yapılan asfaltı da akıllara getirirken, ‘İZBETON’un izne Ardahan’da da bakılıyor mu, bakılacak mı?’ sorularını da gündeme getirdi..

ARDAHAN BELEDİYESİNİN ŞİRKETLERİ NEDEN İNCELENMİYOR?!
Bilindiği gibi CHP’li Ardahan Belediyesi ile İZBETON Soruşturması sonucun da gözaltına alınıp, tutuklanan Tunç Soyer’in başkanlığı döneminde İzmir Büyükşehir Belediyesi arasında yapılan ‘Kardeş Belediye Protokolü’ çerçevesinde İzmir Büyükşehir Belediyesinden Ardahan’a aktarılan 6 milyonluk kaynak ile toplam 8 km sıcak asfalt serim çalışması yapılmış, asfaltı yapan firmanın parasının da ödenmediği ileri sürülmüştü.

PARALAR NASIL, HANGİ YOL İLE AKTARILDI?
‘İzmir’den gelen 6 Milyon TL. Ardahan’a hangi yoldan, nasıl geldi, kimin hesabına aktarıldı, belediyenin şirketi varken önce müdürüne görev çektirildi, sonra yeni bir şirket kuruldu..’ denen Ardahan Belediyesinin İZBETON aracılığı ile Ardahan’a yaptığı asfaltın, Ardahan’a ulaşıp ulaşmayacağı ve bahse konu ola İZBETON’un izinin Ardahan’da da araştırılıp, araştırılamayacağı da merak edilmektedir.

Öte yandan yine aynı CHP’li Ardahan Belediyesinin davalık olduğu bir müttehitte yaptırdığı İtfaiye ve Tamirhane ile ilgili iddialarla ilgilide önümüzde ki günlerde yeni gelişmelerin yaşanacağı yönünde de özel bilgiler alındı.

FARUK DEMİR’DEN TUNÇ SOYER’E BÜYÜK VEFASIZLIK!..

Geçtiğimiz günlerde gözaltına alınan ve günlerdir hala ifadesi alınmayarak nezarethanede bekletilen önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve çalışma arkadaşlarıyla ilgili süreç kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, Soyer’in geçmişte Ardahan’a önemli katkılar sunan bir isim olması nedeniyle gözler Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir’e çevrildi.

Ancak Tunç Soyer’in görevde bulunduğu dönemde, Ardahan’a asfalt desteği, ET Ticaret aracılığıyla yapılan ayni yardımlar, altyapı katkıları gibi birçok alanda destek vermesine rağmen, Faruk Demir’den bugüne kadar kamuoyuna açık bir destek yada kınama hatta kötü/oldu/iyi oldu şeklinde açıklaması gelmemesi dikkat çekti.

TUNÇ GÖREVDEYKEN MERDİVAN ALTI KAVURMALAR İLE SIK SIK İZMİRDE POZLAR VEREN DEM DESTEKLİ 2. KEZ SEÇİLEN Faruk Demir’in Tunç Soyer’e yönelik bu sessizliği, hem Ardahan kamuoyunda hem de ulusal basında “büyük bir vefasızlık” olarak değerlendirildi. Özellikle üzerinde şow yaptığı asfalt desteğinin bugünlerde soruşturma konusu yapılması ve soruşturmanın Ardahan’a kadar uzanabileceği iddiaları, Faruk Demir’in suskunluğuna yönelik eleştirileri daha da artırdı.

“Yıllarca destek aldığınız isme, zor gününde bir cümle etmemek siyasi etikle bağdaşır mı?” sorusu gündeme gelirken, birçok vatandaş Faruk Demir’den kamuoyuna net bir duruş sergilemesini bekliyor.

VALİ MASATI,

DEMİR’İN SORUŞTURULMASINA İZİN VERMEMİŞ!

Başta Ardahan’a da 6 milyon TL. gönderen İzmir İZBETON soruşturması olmak üzere CHP’li Belediyelere yönelik soruşturmaların devam ettiği şu günler öncesi için soruşturmalardan birinin Ardahan’da yapılmak istendiği Ancak şu an Hatay Valisi olan Ardahan eski valisi Mustafa Masatlı’nın savcılığın soruşturma yapmasına izin vermediği ileri sürüldü.
Gazetemizin edindiği bilgiye göre Sabah gazetesinin bir haberine göre Başkanlığını CHP’li Faruk Demir’in yaptığı Ardahan Belediyesi’nin, şehrin merkezindeki itfaiye arazisine işadamlarından para toplayıp yaptırdığı hangarı iki kez ihaleye çıkardığı öne sürülmüş ve savcılık tarafından soruşturma başlatılmıştı.
İddiaya göre CHP’li Başkan Demir, “Bize yardım edin, itfaiye araçları soğuktan donmasın. İtfaiye hangarını yapalım” teklifiyle işadamlarından yardım istedi. Ardahan’daki işadamları bu çağrıya cevapsız kalmamış, 10 işadamından yaklaşık 600 bin lira toplanarak hangarın yapımı tamamlandığı, İşadamlarına katkıları için teşekkür plaketi bile yaptırılıp hangarın kapısına asıldığı yönünde haber ve iddialar ortaya atılmıştı.

SAVCININ İSTEDİĞİ SORUŞTURMAYA VALİ İZİN VERMEDİ İDDİASI!
Söz konusu plaketler, toplanan paralarla yapılan hangarı ihaleye çıkarmadan önce kaldırıldı. O tabelada ismi olan Diyarbakırlı işadamı Diyaddin Kasımoğlu ise CHP’li Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir’den şikâyetçi oldu. Bu süreçte Başkan Demir’den tehditler almaya başlayan Kasımoğlu’nun kaldığı otel belediye başkanının adamları tarafından basıldı. Şikâyetçi olan Kasımoğlu, emniyetten koruma kararı aldırdı.

Ardahan Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili soruşturma başlatmak için valiliğe yazı yazdığı ama o dönem Ardahan valisi olan şimdiki Hatay Valsı Mustafa Masatlı’nın Demir’in soruşturulmasına izin vermediği için soruşturma yapılamadığı ileri sürüldü.
Bu konu ve diğer bazı iddialar konusunda önemli gelişmelerin olacağı yönünde bilgilerde elde den gazetemiz, dönemin Ardahan valisinin hala devam eden iddialara rağmen neden izin vermediği ise merak konusu oldu.

Kayyum atamalarına yönelik yeni bir suç unsuru olarak değerlendirilen Kent Uzlaşısı ile seçilen CHP’li Belediye Başkanları kamuoyunda, ‘Helvacılar’ diye adlandırılan DEM’lilerin aracılığı ile yeni bir taktik hayata geçirmeye başladıkları görülüyor.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, “kent uzlaşısı” kapsamında yapılan işbirliğinin belediyelere örgütünün altyapılanması yerleştirmek olduğunu öne sürüp, başlattığı soruşturmalar ardından son yerel seçimlerde ‘Hewal’ olarak bilinen ama aslında kendi yakınlarını belediyelere sokup, BANKAMATİK elaman olarak çalıştırmak hesapları için olan HELVACILARIN DEM ağırlıklı oyları yönlendirip, seçtirdikleri Belediye başkanlarını koruma, kollama adına ince bir taktikle HELVACILARIN bizzat kaleme aldığı basına yaptıkları kıytırıktan açıklamalarla, ‘Biz ayrıldık sevgili’ taktiğine başvurmaya başladıkları görülmeye başlandı.

HALKA HİÇ BİR ŞEY VERMEDİLER, HEP KENDİLERİ ALDILAR!..

Ve bunların savcılığın dediği gibi örgüt elemanı falan değil, ayda en az 50 bin TL. maaş alan yakınlarının yani aslında KENT UZLAŞISI adı altında kol kola girdikleri ve yakınlarını BANKAMATİK elaman olarak çalıştırdıkları belediyeler yönelik olabilecek bir kayyum ataması karşısında korumak ve yarın olabilecek bir soruşturmada ‘HA BAK BEN İŞBİRLİĞİ İÇİNDE FALAN DEĞİLİM, ONLARIN DEDİĞİNİ YAPMADIĞINDAN AYRILDILAR  ZATEN.. VE ONDAN BÖYLE AÇIKLAMALAR YAPIYORLAR’ diyerek halka yönelik hizmet içine yapılan gerçek anlamdaki KENT UZLAŞI ile değil, HELVACI olarak bilinenlerin yönlendirilmesiyle seçilenleri yaşanabilecek yeni soruşturmalar karşısında temize çıkarmak, yani Halka değil, hep kendilerinin aldıklarını kollayıp, kollamak..’ olduğu da öne sürüldü.

ÖRGÜT ELAMANI FALAN YOK, HELVACILARIN YAKINLARI VAR!

Bilindiği gibi İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, PKK/KCK örgütünün örgütsel bir faaliyeti olduğu değerlendirilen “kent uzlaşısı” kapsamında belediyelere sızdırıldığı ve terör örgütünün altyapılanması olan HDK mensubu oldukları iddiasıyla İstanbul Kartal ve Ataşehir belediye başkan yardımcıları ile Üsküdar, Sancaktepe, Fatih, Tuzla, Adalar, Şişli ve Beyoğlu belediye meclis üyeleri hakkında soruşturma başlatmıştı.

Savcılığın ‘belediyelere sızdırıldığı’ dediği kişilerin aslında ne bir partinin nede ülkenin derdinde olmadıkları asıl dertlerinin hem partililer hem de devleti kandırıp, BANKAMATİK  elaman olarak oturdukları yerde halka hizmet için harcanması gereken paralardan maaş adı altında nemalanma olduğu ve bunu da saklamak için ‘BİZ AYRILDIK SEVGİLİ’ taktiği ile yakınlarını işe alıp, iş yaptırmadan maaş ödeyen başkanları korum, kollamanın dışında başka bir şey olmadığı da öne sürülmekte.

CHP’de Çebi Ailesi Etkisi!

️En son Büyükçekmece Belediyesi’ne Hakan ÇEBİ vekil olarak atandı. böylece Küçükcekmece Belediye Başkanı KEMAL ÇEBİ, Beylikdüzü Belediye Başkan Vekili SERKAN ÇEBİ Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı ÇAĞRI ÇEBİ, Büyükçekmece Belediye Başkan Vekili HAKAN ÇEBİ oldu.

CHP’ye yapılan operasyonlar Çebi Ailesi’ne yaradı!

CHP’li Belediyelere yönelik yapılan operasyonlar ardından yaşanan tutuklamalarla boşalan başkanlık makamları en çok bir aileye yaradı.
️Esenyurt’ta başlayıp, İBB’den sonra en son Büyükçekmece Belediyesi’ne yönelik yapılan 2. operasyonla Hakan ÇEBİ Büyükçekmece Belediye Başkanlığına vekil olarak atandı.


Böylece Küçükcekmece Belediye Başkanı KEMAL ÇEBİ, Beylikdüzü Belediye Başkan Vekili SERKAN ÇEBİ Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı ÇAĞRI ÇEBİ, Büyükçekmece Belediye Başkan Vekili HAKAN ÇEBİ oldu.
Erdoğan’ı, ‘Tek adamlıkla suçlayan CHP’yi adeta ‘Tek aile partisi’ durumuna sokan bu ilginç durum bşr tesedüf mü yoksa bir ailenin tün fertlerine belediye başkanlığı, belediye meclis üyelği verilmesinin mi neden olduğu anlaşılamazken, yaşanan bu duruma Xtwitte tepki koyanların başını yine CHP’lilerin çekmesi dikkat çekti.


Gazeteci Dilek Diden’in, ‘CHP’de Çebi Ailesi Etkisi!. başlığı ile, ‘En son Büyükçekmece Belediyesi’ne Hakan Çebi vekil olarak atandı, böylece Küçükcekmece Belediye Başkanı KEMAL ÇEBİ, Beylikdüzü Belediye Başkan Vekili SERKAN ÇEBİ, Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı ÇAĞRI ÇEBİ, Büyükçekmece Belediye Başkan Vekili HAKAN ÇEBİ oldu.’ şeklinde ki paylaşımı ardından CHP’li Çetin Çapan, Didem’in twitini kendi X twitir sayfasında, ‘Anavatan Partisi kurulduğunda, Kars İl Başkanlığı görevini 6 yıl boyunca Karadenizli otelci Temel Yıldırım üstlenmişti.
Sadece işletmesi Kars’taydı, ikameti de, oy hakkı da kentte değildi.
Bize oy verip vermedikleri meçhul olsa da, Allah’tan bu arkadaşların ikametleri burada :)’ mesajı ile ilginç bir ironide bulundu. 

Mavi Sandal Balıkçısına
iyi gelen komşu Nevada Coffee..

Kartal Sahili’nde İki İmza Mekân: Ardahanlı Yücel Bingöl ve Özer Bingöl’den Nevada Coffee ve Mavi Sandal Balıkçısı İstanbul’un hızla gelişen sahil bölgelerinden Kartal’da, hem deniz havasını soluyup huzur bulmak hem de lezzetli tatlarla buluşmak isteyenler için artık iki önemli adres var:

Nevada Coffee ve Mavi Sandal Balıkçısı..
Bu iki mekânın ardında ise Ardahanlı iş insanları Yücel Bingöl ve abisi Özer Bingöl yer alıyor.
Modern Bir Kafede Sakinlik: Nevada CoffeeKartal Sahili’nde konumlanan Nevada Coffee, sade ama şık atmosferiyle bölge halkının yeni gözdesi olmayı başardı.
Kafede üçüncü nesil kahvelerden taze kruvasanlara, detoks içeceklerinden tatlılara kadar geniş bir menü yer alıyor.


Sahil yürüyüşü yapanların uğrak noktası haline gelen Nevada Coffee, aynı zamanda sessiz çalışmak isteyenler için de ideal bir ortam sunuyor. Bingöl kardeşler, bu kafe ile sahil hattına hem şıklık hem fonksiyon katan bir dokunuş yapmayı amaçladıklarını belirtiyor.

Lezzetle Gelen Gelenek: Mavi Sandal Balıkçısı..

Kartal sahilinin bir diğer köşesinde, taze deniz ürünleri ve geleneksel meze kültürünü modern dokunuşlarla birleştiren Mavi Sandal Balıkçısı bulunuyor. Mekân, sadece lezzetleriyle değil, sunduğu manzara ve atmosferle de dikkat çekiyor. Özellikle yaz akşamlarında dolup taşan bu balıkçı, aileler, dost sofraları ve romantik yemekler için tercih edilen adreslerden biri haline gelmiş durumda.
Mavi Sandal’ın mutfağında Özer Bingöl’ün imzası var. Aynı zamanda Gebze, E5 üzeri ve Erenköy’de de şubeleri bulunan restoran zinciri, “denizden sofraya tazelik” mottosuyla çalışıyor.

Ardahan’dan İstanbul’a Uzanan Girişimcilik Hikâyesi

Ardahanlı iş insanı Yücel ve Özer Bingöl kardeşler, yıllar içinde edindikleri tecrübeyi artık kendi markalarıyla taçlandırıyor. Hem restoran işletmeciliğinde hem kafe konseptinde güçlü bir vizyona sahip olan Bingöl kardeşler, bölgeye yeni bir soluk kazandırıyor.
Yücel Bingöl, Nevada Coffee’nin planlamasında ve marka konumlandırmasında rol alırken; Özer Bingöl, mutfak kültürü ve operasyonel başarılarıyla dikkat çekiyor. Kardeşlerin ortak hedefi ise Kartal sahilinde gastronomiyle birlikte kültürel yaşamı da canlandırmak.
Yeni Projeler Yolda
Nevada Coffee ve Mavi Sandal ile istikrarlı bir başarı yakalayan Bingöl kardeşler, yakın dönemde farklı semtlerde yeni şubeler ve etkinlik odaklı projeler planlıyor. Kartal Sahili’nde hem yerel halkın hem de ziyaretçilerin yakından tanımaya başladığı bu iki mekân, şimdiden bölgenin markalaşma yolculuğunda önemli bir rol üstleniyor.

Organizatör firmanın para istediği

Göle Federasyonunu, Derneklerini ve Kaşarlarını dışlarken,

Göle’nin CHP’li Başkanı AK Partiyi arkasına aldı!

Göleli olamayan bir organizasyon firma ile festival hazırlıklarına başlayan CHP’li Göle Belediye Başkanı, dernekleri, federasyonu ve kaşarcılarsız yapmaya hazırlandığı şu günlerde AK Parti’yi de arkasına aldı.
Geçtiğimiz günlerde gittiği İstanbul’da görüştüğü Göle Federasyonu ve federasyona bağlı dernekleri iş birliğine ve festival davet eden CHP’li Başlan bu ziyareti arından verilen birlik resimlerinin paylaşılmasının hemen ardından AK Parti İstanbul İl Başkanlığı dâhil bir dizi ziyaretlerde de bulunduğu görüldü.

CHP’li Belediye Başkanı Gökhan Budak önümüzde ki ayın içinde düzenlenecek olan festival öncesi İstanbul ve Ankara’da ziyaretlerde bulunduğu sırada, Göleli olmayan organizatör firmanın festivalde konuşma izni veremeyeceklerin belirttiği Göle federasyonundan, dernekler ve kaşarıcılardan festival alanında açacakları stant ve çadırlar için 10 ila 15 Bin TL. arası fiyat biçtiği de alınan bilgiler arasında olurken, federasyon, ve dernekler gibi kaşarlılarında festivale katılmayacakları alınan bilgiler arasında oldu.

KALAN ARAZİ ve ARDALARI SATAMADI..

Geçen yılda aynı sıkıntıların yaşandığını belirten Göle Dernekler Federasyonu ve Dernekleri, başkanın stk’ları ile kaşarlıları dışlayan bu tutumunu kınadıklarını belirtirken, bunun en baş sorumlusunun Göleli olmayan, Göle’yi tanımayan ama ne hikmetse tüm tepkilere karşın başkanın geçen yıl olduğu gibi bu yılda yine birlikte çalıştığı ve derdi Göle, Göleliler veya tanıtma değil para olan ve festival alanını siyaset şovuna çeviren organizatör firmaya bu festivalde de iş verilmesinin neden olduğunu da belirtip, federasyonun, derneklerin ve kaşarcıların olmadığı festivalin geçen yılki gibi gerginliklerin yaşandığı b ir etkinlik ve içi boş olacağını iddia ettiler.

Öte yandan Ardahan ve Posoflu CHP’li Belediye Başkanlarına özenip, AK Parti ve Yeniden Refah Partili Meclis Üyelerinin de onayı ile belediyeye ait arsa ve arazileri satılığa çıkaran CHP’li Göle Belediye Başkanı Budak son satış ihalesini yapamadı.

Alınan bilgilere göre başta Göle Sineması olmak üzere bir çok arsa ve araziyi satılığa çıkaran belediyenin açtığı ihaleye katılan firmaların verdikleri tekliflerin yeterli olmadığı gibi bazılarının eksik evrakla ihaleye katıldığını bu nedenle ihalenin önümüzdeki ayın ilk haftasına ertelendiği de alınan bilgiler arasında oldu.

Kahramanmaraş depremi ve diğer affet olayları ardından yardımda bulunmak isteyen yurttaşlar için banka hesap numaraları paylaşan AFAD’a özenen belediyeler ile stk’lar da festival ve şenlikler için iş insanlarından İBAN’la yardım istiyor.
Belediyeler gibi dernek, federasyon gibi stk’ların, ‘Festivalimize destek olmak isteyen katılımcılar için hesap bilgilerimiz aşağıda yer almaktadır. Katkılarınız, kültürümüzü yaşatmamıza ve birlikteliğimizi güçlendirmemize vesile olacaktır. Şimdiden ilginiz ve desteğiniz için teşekkür ederiz’ diyerek mesaj yoluyla attıkları İBAN’larına festival ve şenliklere parasal destek istedikleri görüldü.

İZİN ALMADAN FESTİVAL, ŞENLİK YASAL MI, KORSAN MI?
Attıkları İBAN’arla yaz etkinliklerini yapmaya çalışan belediyeler ve stk’ların başta valiliğe olmak üzere kaymakamlıklara resmi bir başvuru yapmadıkları öğrenildi.
Ardahan’da yaz aylarında düzenlenecek olan festivallerin tarihleri belli olurken, bu tarihler için valilik ve kaymakamlıklara resmi bir dilekçe verilmediği öğrenilirken, mevzuatlar gereği ‘gösteri, yürüyüş, etkinlik için zorunlu izin gerekir’ diyen resmi kurumların bu duruma nasıl izin verdikleri merakla edilmektedir.
Öte yandan Ardahan’da yaz aylarında düzenlenecek olan festivallerin tarihleri belli oldu.
Ardahan il genelinde 2025 yılı festival takvimine göre, Temmuz ve Ağustos aylarında yapılacak.
Ardahan’da bu yıl düzenlenecek olan yaz etkinliklerinin gurbet ile sıla arasında köprü olurken, kentin tanıtımı açısında da önemli bir yere sahip. Ardahan ilçe ve köylerinde düzenlenen festivaller binlerce insanı bir araya getiriyor.
Ardahan il genelinde birçok dernek ve belediyenin yaptığı ve geleneksel hal alan festival ve şenlikler için neden izin almadıkları merak edilmektedir.

Göle ve Posof’ta Başkanlar sinemayı kat karşılığında ihale edip, elma bahçesini satarken Köy Muhtarı ise köy kütüphanesini taziye evi ve morga çevirecek!

Ekonomik sıkıntı içinde olan Ardahan’ın Göle ilçe belediyesi İl’in tek sinemasını
kat karşılığında müteahhitte vermek için
ihaleye çıkarken, Posof Belediyesi de dışı gibi içide kırmızı olan 80 dönümlük elma tarlasını satışa çıkardı.
Öte yandan Profesör Selçuk Şirin’in köyü de olan Ardahan’ın Göle ilçesine bağlı Türkeşen köy muhtarı, derneğin yaptırdığı Kütüphaneyi Taziye evi ve Morg yapmak için yıkma kararı aldı.
SİNEMAYI KAT KARŞILIĞINDA SATACAK..
Festivale hazırlanan CHP’li Göle Belediyesi de Ardahan ve Posof ‘ta ki CHP’li Belediyeleri gibi elinde ki arazi ve iş yerlerini satışa çıkardığı öğrenildi.
Göle Türkeşen köyünde ki kütüphanenin morga çevrilmesinin tartışıldığı bir esnada Göle Belediyesinin de Göle merkezde bulunan ve Göle Sinemasının olduğu binayı kat karşılığında ihale edeceği öğrenilen belediyenin Göle-Ardahan yolu üzerimden bulunan Mal meydanından yanında ki arazinin yanında Tekel Binasınınım yanı başında ki arsayı da satmak için ihale açtığı öğrenildi.
Öte yandan eski kaymakamlığın yeni Belediye binasına halen taşınamadığı da alınan bilgiler arasında oldu.

CHP’Lİ POSOF BELEDİYESİDE
İÇİ DIŞI POSOF’U SATMAYA BAŞLADI!
Hizmettense, ‘Sat-Ye’ taktiği ile Ardahan’ın CHP’lli Belediyeyi kendine örnek alan CHP’li Posof Belediyesi Posof’un ilk kuruluş merkezi olan Yurtbekler (Caksu) köyünde ki içi dışı kırmızı elmanın yetiştiği 80 dönümlük araziyi satmaya devam ediyor.
Posof Belediyesine ait 80 dönümlük arazisini satmaya başlayan CHP’li Posof Belediyesi satışa çıkardığı ve sattığı arsaları alanlarla davalıkta olduğu ortaya çıktı.
Alınan bilgilere göre göreve geldiğinden bugüne kadar gözle görülür bir çalışma ve çabası bulunmayan CHP’li Posof Belediye Başkanının emriyle belediyeye ait arazilerin satılmasına karar kılındığı ve bugüne kadar milyonluk gelir elde ettiği ancak ne hikmetse o paralarında ortada olmadığı iddia edilirken, aynı belediyenin ‘Borcum var’ deyip sattığı arazilerden elde ettiği paraları olduğu söylenen borçlara vermediği de öğrenildi.
Bir önceki belediye yönetiminin bölgeye has olan ve dışı gibi içi de kırmızı olan elmanın yetişmesi için çevre düzenlemesi ve yolunu yaptığı devasa araziyi bahçeye çevirdiği ve içi de dışı gibi kırmızı olan bşr çok elma fidanı ektiği öğrenilen araziyi satlığa çıkardı.
CHP’li Belediyenin hizmet yapmaktansa ‘Sat-Ye’ taktiği ile sattığı arazilerden elde elde ettiği paraları nereye harcadığı da meraka edilmektedir.

DEM ‘SATMA’ diyor, CHP Satıyor, AK Parti-MHP İzliyor!
Belediyeye ait ne kadar arsa varsa b unların büyük bölümünü satan Ardahan’ın CHP’li Belediyeyi örnek alan Posof’un CHP’li Belediyenin gözden ırak Caksu’da ki belediyeye ait 80 dönümlük arazileri satmaya devam ederken bunca satış ve gelire rağmen hiç bir hizmetleri göz çarpmayan CHP’li Belediyelerinin keyfi davranışlarına karşı DEM’li Belediye Meclis Üyelerinin yapıldığı ileri sürülen onca usulsüzlük ve keyfi işlere dur demeye çalıştığı, AK Parti ve MHP’li Belediye Meclis Üyeleri ile AAK Parti il, İlçe Teşkilatlarından hiç bir kimsenin bu yaşananlara karşı sessiz kalıp, bu yönde ne bir açıklama nede bir tepki göstermedikleri dikkat çekmekte.

KÖPRÜSÜ İLE ÜNLÜ KÖY..

Bir zamanlar Posof’un merkezi olan, bu neden belediyenin 80 dönümlük araziye sahip olduğu Yurtbekler (Caksu) köyünde Posof çayı üzerinde bulunan ce 1906 yapımlı tarihi köprü o dönemde 3 yılda yapılıp, bitirilmiştir. Uzunluğu 48 metredir, genişliği içten içe 4 metre 35 cm olan köprü dıştan dışa 5 metre 60 cm uzunluğundadır. Geçtiğimiz dönem belediye yönetimince orijinaline uygun restore edilen köprünün yanı sıra bu köyde aynı zammın da bir askeri hudut karakolu bulunmakta.

İŞ YOK DENEN ARDAHAN’A İTHAL İŞÇİ GETİRİLECEK..

‘İş yok’ denen Ardahan’da çalıştıracak işçi bulmayan yatırımcılar ve tekstil atölyeleri ya kapanıyor yada kapanmamak için direniyor.
Bu sorunu aşmak için başta Türkmenistan’dan olmak üzere yurt dışında yabancı işçi getirilmesi için kolları sıvayan hayırsever iş insanı Selami Erdoğan ve Erdoğan’ın memleketine yaptırdığı 250 kişiye iş istihdamı sağlayan tekstil atölyesini işleten firmanın yönetim kurulu başkanı Taner Badem başta Türkmenistan’dan olmak üzere yurt dışında işçi ithal etmeyi düşündükleri öğrenildi.
Ardahan Posoflu iş insanı Selami Erdoğan’ın anası, babası hayrına memleketine yaptırdığı devasa tekstil atölyelerinin 3’ünden biri çalıştıracak elaman bulamamaktan kapanırken, diğeri de yine aynı sıkıntı dolaysıyla zor günler yaşıyor. Alınan bilgilere göre ata yurdu Ardahan merkeze ve Posof’a dev atölyeler kuran Ardahan Posoflu iş insanı Selami Erdoğan”ın kendi baba ocağı olan Posof’ta ki tekstil atölyesi işletmecinin çalışacak işçi bulamadığından kapanmasına üzüldüğü, Ardahan merkez deki Ardahan Tekstil isimli tesisinde aynı durumla karşı karşıya olduğunu öğrenince yeniden devreye girerek şu an açık olan ama ‘İş yok’ denen Ardahan’da çalıştıracak işçi bulamayan Ardahan Tekstil’i işleten iş insanı Taner Bademle yaptığı istişarede gerekirse yurt dışında işçi ithal edilebileceğini ve bu konuda kendisine yardımcı olabileceğini belirttiği öğrenildi. Gazetemizin konu hakkında yaptığı araştırmada iş yok, yatırım yok denen Ardahan’a yapılan devasa yatırımı ayakta tutmak için tüm imkanlarını seferber eden Ardahan Hanaklı iş insanı Taner Badem’in ‘iş yok’ denen Ardahan’da çalıştıracakları işçi bulamadıklarını Ardahan Valisi ve Belediye Başkanına da aktardığını ve yardım istediği de öğrenilirken, sorunu duyan Valinin İş-Kur Müdürünü çağırtıp, çalışacak kimseyi bulamaktan iş yerini kapatma noktasına gelen Badem’e yardımcı olmalarını emir ettiği, Ardahan Belediye Başkanının ise sanal ortamda yaptığı açıklamada iş için hiç bir kimsenin belediyeye başvurmamasını, gidip, çalıştıracak işçi arayan Ardahan Tekstil’de hazır işi yapmasını istediği görüldü.

**POSOF GİBİ GÖLE’DE DE AYNI DURUM YÜZÜNDEN TEKSTİL ATOLYELERİ KAPANMIŞTI..
Ardahan Tekstil’im ‘iş yok’ denen Ardahan’da çalışacak işçi bulamadığı ve tam kapasite ile çalışamadığı için aldığı işleri yetiştirmekten zorlandığı öğrenilirken aynı durum daha önce de Posof ve Göle’de de yaşanmıştı. Ardahan’ın ilçeleri olan bu kentlerde kurulan ve 100-150 kişiye iş istidamı sağlayan tekstil atölyeleri kapanmak zorunda kalmıştılar.

Posof Belediyesinin desteği ile bir süre açık kalan ve bir çok işsize iş sağlayan Posof Tekstil gibi Göle Belediyesinin desteği ile Göle’de açılan tekstil atölyesi de ‘iş yok’ denen Ardahan’da çalıştıracak işçi bulunmayınca, Gölede ki tesis kısa sürede kapatılarak, Erzurum’a taşınmıştı.

SORUN İŞ-KIR’UN BANKAMATİÇİLERİ!

İşsizliğin diz boyu olduğu yönde sürekli çağrı ve eleştirilerin olduğu Ardahan ve Ardahan gibi kentlerde çalıştıracak işçi bulmaktan zorlanan yatırımcıların en büyük şikayetlerinin ‘işsizim’ diyenlerin siyasiler aracılığı ile başvurdukları İş-Kur’un yönlendirmesi ile kamuda çalışıyor gibi gösterilen bankamatikçi çalışanlar olduğu da ileri sürüldü.

Tekstilciler gibi küçük büyük veya organize sanayilerinde devasa yatırım yaparak iş istidamı sağlayan iş insanlarının aradığı yetişmiş veya acemi işçi bulamamanın nedeni siyasilerin oy hesabı üzerine kurulan anlayışlarının geldiği bununda İş-Kur gibi önemli bir kurumu bankamatikçi anlayışla iş arayanlara sağladıkları siyasi imkanlar olduğuna dikkat çekilirken, başta valilik, kaymakamlık, belediye ve diğer kamu görevlerine geçici de olsa kapak atan işsizlerin hem çalışmadıkları hem de iş yerlerine bile gitmeden bankamatiklerden maaş alıp, hem çalışmadıkları gibi hem de iş yok denen Ardahan’da çalışacak işçi bulmayı zorlaştırdıkları da ileri sürüldü.

ÇALIŞACAK İŞÇİ BULUNAMADIĞI

ARDAHAN’A HAYVAN’DA İTHAL EDİLECEK..

İş yok denen Ardahan’da işçi bulmaktan zorlanan yatırımcılar gibi hayvan yetiştiriciliğinde de bu duruma benzer bir durum yaşandığı görülen Ardahan’a Brezilya’dan 10 bin hayvan getirileceği de alınan bilgiler arasında oldu.

Yerel ve ulusal basında geniş yankı bulan haberlere göre kırımızı et deposu olarak bilinen Ardahan’da ‘iş yok’ denilip, çalışacak işçi bulunamadığı gibi damızlık ölümlerinin yoğun olduğu ve devam eden göç dolaysıyla hayvan sayısı da gün geçtikçe azalmasının gerçek anlamda hayvan yetiştirildiği yapan ve yeterli hayvan bulmaktan zorlanan yatırımcıları ithal hayvana yönlendirdiği de alınan bilgiler arasında oldu.

Aleviler yasta iken festival ve şenlik yapılmasına tepki!

Alevi Dedesi: Alevilerin Mateminde eğlenmeyi,

halay çekmeyi düşünenleri Allaha ve Vicdanların bırakıyoruz..

Hüseyin’in Kerbelâ’da şehit edilmesi ve Ehlibeyt’in uğradığı büyük felâketler sebebiyle, daha çok Şiîler’in vücutlarına zincirlerle vurup ilâhî ve mersiyeler okuyarak yaptıkları yas törenlilerinin yapıldığı bir zamanda Alevi inancında büyük öneme sahip olan Muharrem Ayına rastlayan günler içinde yapılacak olan festival, şenliklere tepki gün geçtikçe artıyor.

Alevi Kültürü Hatırlatıyor: Muharrem Eğlence Ayı Değil”

Bu yıl 26 Haziran – 7 Temmuz tarihleri arasına denk gelen Muharrem Ayının içinde bölgede yapılacak denen bol eğlenceli festival ve etkinliklerin Alevi toplumuna saygısızlıktan öte bir şey olmadığını belirten Damalı Alevileri temsilen Alevi dedesi Aliekber ÇARİ, başta Muharrem ayı içinde olunduğunu bile bile bu etkinliklere izin veren, gitmeye hazırlanan devlet yetkililerine olmak üzere tüm duyarsızlara tepki gösterilmesini istedi.

Aleviler yasta iken..

Başta Damal’da olmak üzere Hoçvan ve diğer kent ve köylerde aynı günler içinde yapılacak denen şenlikler ve festivallerin başka tarihlere alınmasını isteyen Ardahanlı Aleviler, biz matem içinde yasta iken birilerinin eğlenip, halay çekmesinin ne geleneklere, nede kültürümüze ve de kardeşliğe yakışmaz diyerek aynı tarihlere gelen festival ve şenliklerin ipta edilmesini matemde olan bir topluma saygının samimiyetini gösterir diyorlar.
Bilindiği gibi bu dönem, yani Temmuz ayının ilk haftası Kerbela şehitlerini anma, yas, ibadet ve içe dönüş zamanı olarak kabul ediliyor. Alevi toplumunda bu süreçte eğlence, düğün ya da kutlama gibi etkinlikler kesinlikle uygun görülmüyor.
Ancak bazı bölgelerde bu tarih aralığında düzenlenmek istenen yayla şenlikleri ve benzeri organizasyonlar, Alevi toplumunda rahatsızlık yaratıyor. Alevi toplumu, Muharrem Ayı’na denk gelen her türlü etkinliğe açıkça karşı olduklarını ifade ediyor.
Alevi kültüründe bu tür etkinliklerin, inanç değerlerine ve toplumsal hafızaya zarar verdiği gibi, ortak yas duygusunu da zedelediği kabul ediliyor. Bu nedenle Alevi yurttaşlar, ilgili kişi ve kurumlara, bu tarihlerde planlanan etkinliklerin ertelenmesi gerektiği yönünde çağrıda bulunuyor.
Toplumsal barışın, saygının ve inanca duyulan hassasiyetin bir göstergesi olarak, Muharrem Ayı boyunca her türlü eğlenceden uzak durulması gerektiği güçlü bir şekilde vurgulanıyor.

Muharrem eğlence ayı değildir..

Damallı vatandaşlar, 26 Haziran ile 7 Temmuz 2025 tarihleri arasında yapılacak her türlü festival ve şenliklerin Muharrem ayı olması nedeniyle ertelenmesini istiyor.
Müslüman âlemi için kutsal aylardan biri olan aşure günü olarak da bilinen Muharrem ayı (matem ayı) 26 Haziran 2025 Perşembe günü başlıyor.
İslam dünyasında büyük anlam taşıyan hem hicri yılbaşı olarak kabul edilen Muharrem ayının gelişi hem de Hz. Hüseyin ve Kerbela şehitlerini anma vesilesiyle tüm dünyada olduğu gibi Alevi nüfusunun yoğunluklu olduğu Ardahan’ın Damal ilçesindeki canlar bu dönemi oruç ve ibadetlerle geçiriyor.
Damal ilçesinde yaşayan canlar, Alevi inancında büyük öneme sahip olan Muharrem Ayı’nda Kerbela şehitlerini anma, yas, ibadet ve içe dönüş zamanı olarak kabul ettikleri için bu dönemde eğlence, düğün ya da kutlama gibi etkinlikleri kesinlikle uygun görmüyor.
Ancak bazı bölgelerde bu tarih aralığında düzenlenmek istenen yayla şenlikleri ve benzeri organizasyonlar, Alevi toplumunda rahatsızlık yaratıyor. Alevi toplumu, Muharrem Ayı’na denk gelen her türlü etkinliğe açıkça karşı olduklarını ifade ediyor.

Alevi kültüründe bu tür etkinliklerin, inanç değerlerine ve toplumsal hafızaya zarar verdiği gibi, ortak yas duygusunu da zedelediği kabul ediliyor. Bu nedenle Alevi yurttaşlar, ilgili kişi ve kurumlara, bu tarihlerde planlanan etkinliklerin ertelenmesi gerektiği yönünde çağrıda bulunuyor.
Damallı canlar sosyal medya hesaplarından “Muharrem ayı eğlence ayı değildir” etiketi ile başlattıkları duyuru toplumda geniş yankı uyandırdı. Yapılan duyurular da ayrıca, toplumsal barışın, saygının ve inanca duyulan hassasiyetin bir göstergesi olarak, Muharrem Ayı boyunca her türlü eğlenceden uzak durulması gerektiği güçlü bir şekilde vurgulandı.

YAYLALARI GÜZEL, YOLLARI ÇİRKİN..

Yayla sezonun hareketlendiği şu günlerde hayvancılıkla geçinilen bölgede en büyük sorun olağanüstü bozuk olan kent ve köylerde olduğu gibi yayla yollarında da aynu sorun yaşanmakta.
Yıllardır alt yapıdan yoksun yolların bir tülü tamamlanıp, yapılamadığı Ardahan şehir ve köy içi yolları gibi olağanüstü bozuk olan yayla yolları zaman zaman ölümlü kazalar dahil bir çok istenmeyen olaylara da neden olmakta.
Kentin en yüksek dağı olan Kısır Dağı’nın yanında Keldağ, Uğurlu Dağı, Akbaba Dağı, Göze Dağı gibi tek dağların ve Allahuekber, Yalnızçam gibi sıradağlarının yamaçlarında yer alan yaylalarıyla bilinen Ardahan’da, resmiyette ‘köy altı iskân şekli’ olarak adlandırılan yayla sezonu erken başladı.
Doğu Karadeniz Bölgesi sınırında bulunan Artvin, Göle ve Şavşat arasında ki Bülbülan yaylası başta olmak üzere Yalnızçam Yaylası, Göle Okçuoğlu Yaylası gibi Çıldır Göydağlar İnektepe yaylasının yanu sıra 16 yaylası bulunan Posof’un Urama, Suskap Yaylaları, Damal Otağı Köyü Yaylaları, Hanak Çiçeklidağ yaylası gibi birçok yaylası bulunan Ardahan’ın 226 köyünün büyük bölümü yaylalara çıkmaya başladılar.

2025’in ilk çeyreğinde 25 gazeteci tutuklandı, 25 milyon TL ceza kesildi!..

Gazeteci Ercüment Akdeniz’den sonra Gazeteci Fatih Altaylı’nın tutuklanması ile bir kez daha gündeme gelen basın özgürlüğü tartışıla dururken ülkede Expression Interrupted’ın yayımladığı rapora göre, yılın ilk üç ayında 157 gazeteci yargılandı, 25’i tutuklandı. RTÜK ise muhalif yayın organlarına 25 Milyon para cezaları kesti.
Expression Interrupted platformunun hazırladığı “İfade ve Basın Özgürlüğü Gündemi” başlıklı üç aylık raporun 13’üncüsü yayımlandı. Ocak, Şubat ve Mart 2025 dönemini kapsayan rapor, Türkiye’de gazetecilere yönelik baskıların sertleştiği bir döneme işaret ediyor.
Rapora göre, yılın ilk çeyreğinde 90 farklı davada toplam 157 gazeteci yargılandı. Bu davalardan 32’si sonuçlandı; 19’u mahkûmiyet, 14’ü ise beraatla sonuçlandı. Mahkûm edilen 28 gazeteciye toplamda 41 yıl 1 ay 12 gün hapis cezası ve 8.850 TL adli para cezası verildi. Aynı dönemde 25 gazeteci hakkında yeni dava açıldı, 10 gazeteci hakkında da soruşturma başlatıldı.
Gazeteciler en çok ‘örgüt üyeliği’ ile suçlandı
Gazetecilere yöneltilen suçlamalar arasında en yaygın olanı, 27 davada görülen “örgüt üyeliği” (TCK 314/2) ve 21 davada yer alan “örgüt propagandası” (TMK 7/2) oldu. Bunun yanı sıra 14 davada “hakaret/kamu görevlisine hakaret”, dokuz davada “Cumhurbaşkanına hakaret” ve yine dokuz davada “devlet kurumlarını aşağılama” suçlamaları öne çıktı. Yedi ayrı davada ise “halkı yanıltıcı bilgiyi yayma” anlamına gelen TCK 217/A maddesi kullanıldı.

Protestoları izleyen gazetecilere gözaltı ve tutuklama..

Yılın ilk çeyreğinde 50 gazeteci gözaltına alındı; bunların 22’si Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ve Van Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanmasıyla ilgili protestoları takip ettikleri için hedef alındı. Protestoları izlemeye çalışan yedi gazeteci de tutuklanan 25 gazeteci arasında yer aldı. Bu dönemde 10’u yeni tutuklanan toplam 21 gazeteci tahliye edildi.
Yılın başında 33 olan tutuklu gazeteci sayısı, çeyrek sonunda 34’e yükseldi.
RTÜK’ten rekor cezalar ve ekran karartma
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), yılın ilk üç ayında Halk TV, NOW, SZC TV ve TELE 1’e toplamda 25.344.068 TL para cezası verdi. Bu cezaların 22 milyon TL’si, İmamoğlu’nun tutuklanmasına ilişkin yayınlar nedeniyle kesildi. Ayrıca SZC TV’ye 10 gün süreyle ekran karartma cezası verildi. Kurul, “olumsuz yayınlarla vatandaşları karamsarlığa sürükleme” gerekçesiyle muhalif yayınlara yönelik bir uyarı da yayımladı.
Bu dönemde RTÜK’ün yetkisi YouTube’a kadar genişletildi. Cumhuriyet gazetesi, Fatih Altaylı ve FluTV gibi kanallara lisans alma zorunluluğu getirildi.
Yeni sansür aracı: Siber Güvenlik Kanunu
19 Mart’ta yürürlüğe giren Siber Güvenlik Kanunu, basın örgütlerinin tepkisini çekti. Kanunun “veri sızıntısı varmış gibi gösterenlere iki ila beş yıl hapis” cezası öngören 16. maddesi, yeni bir sansür aracı olarak değerlendirildi. Ayrıca sekizinci madde ile savcılara hâkim kararı olmadan dijital materyallere el koyma yetkisi tanınması eleştirilere yol açtı.

AYM ve AİHM’den ihlal kararları
Anayasa Mahkemesi, daha önce iptal ettiği “örgüte üye olmadan yardım etme” suçunu bir kez daha aynı gerekçeyle iptal etti. Ayrıca gazeteciler tarafından yapılan en az iki başvuruda adil yargılanma ve basın özgürlüğü ihlalleri tespit edildi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 2024 verilerine göre ise Türkiye, Avrupa’da en çok hak ihlali yapılan ülke oldu. AİHM önünde bekleyen yaklaşık 60 bin başvurunun yüzde 35,8’i, yani 21 bin 600’ü Türkiye’den yapıldı.

ORGANİZE HAYVAN BARINAĞI AÇILDI!

20 yı önce kurulmasına karşın 81 kent içinde tek yatırımın yapılmadığı Ardahan Organize Sanayinin yeni bşr yere taşınması tartışılırken Ardahan Valisi Hayrettin Çiçek’in önderlik ettiği, Ardahan merkez, 5 ilçe, 1 Belde ve 226 köyün başı boş hayvanlarının barınacağı mevcut ama bugüne dek bir yatırımcının çivi çakmadığı organize sanayinden büyük devasa bir hayvan barınağı yapıldı.
Ardahan merkeze 30 km mesafedeki Eski Beyrehatun köy mevkiinde yapılan barınak alanını gezen Vali Çiçek, projeye ilişkin alanda çalışma yapan Özel İdare yetkililerinden bilgi aldı.
Ardahan Valisi Hayrettin Çiçek, sahipsiz sokak hayvanlarını korumak ve kontrol altına almak amacıyla Valilik ve İl Özel İdaresi iş birliğiyle yapımı tamamlanan sahipsiz hayvan barınağında incelemelerde bulundu.
Çıldır’ın eski Beyrehatun köy mevkiinde sokak hayvanlarına hizmet vermeye başlayan modern barınak alanını gezen Ardahan valisi Hayrettin Çiçek, köpek kulübeleri, rehabilitasyon, yemleme ve sulama ünitelerini yerinde inceledi.
Öte yandan Vali Çiçek, barınakta görevli personelden barınağa alınan hayvanların durumu ve barınaktaki işleyiş hakkında detaylı bilgi aldı. Vali Çiçek, sokak hayvanlarının korunması, bakımı ve rehabilitasyonu için yapılan tesisin Ardahan’daki önemli bir ihtiyacı karşılayacağını ifade ederek, “Sokak hayvanlarımızın hem sağlıklı bir şekilde yaşamlarını sürdürmesi hem de toplumumuzda huzurun temini için bu tür tesislerin önemi büyüktür. Barınağımız tüm bu amaçlara hizmet edecek şekilde eksiksiz bir şekilde tamamlanmıştır” ifadelerini kullandı.

3. Lig olmadı 2. Spor salonu..

Ardahan’ı Bölgesel Amatör Ligde temsil eden erkek futbol takımının bu yılda 3. lige çıkamadığı, Kadın futbol takımının en son Gürcistan’a yenildiği, Amatör Futbol Liginin yapılamadığı, yaz etkinliklerin de yer alacak güreşçilerin arandığı Ardahan’a 2. spor solunu yapılacak.

AK Parti Ardahan Milletvekili Kaan Koç, şehrin spor altyapısını güçlendirmeye yönelik önemli bir projeye daha imza attı. Ardahan’da gençlerin ve sporcuların dört gözle beklediği 1500 kişilik kapalı spor salonu için çalışmalar resmen başlıyor.
Milletvekili Koç’un girişimleriyle Spor Toto Teşkilat Başkanlığı ile yapılan protokolün ardından proje hayata geçiriliyor. Uluslar arası müsabakalara ev sahipliği yapabilecek niteliklerde tasarlanan spor salonunun temeli bu yaz atılacak.
Projeyle ilgili açıklamalarda bulunan Kaan Koç,” Uluslar arası müsabakalara uygun şartlarda, içerisinde birçok spor dalının salonları bulunan, gençlerimizin spor faaliyetlerine büyük katkı sunacak ve yeni şampiyonlar yetiştirecek 1500 kişilik kapalı spor salonu Serhat Ardahan’ıma hayırlı olsun. Spor Toto ile protokolümüzü imzaladık. Temelini bu yaz atacağız. Bu önemli ve büyük yatırım için Gençlik ve Spor Bakanımız Sayın Osman Aşkın Bak’a Şehrimiz adına teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.

1924’ün penceresinde Karslı izlemek..

Karslı Dr. Gürbüz, Zeki ve Çetin Çapan kardeşlerin memleketleri Kars’a yaptıkları Otel 1924 kısa sürede kenttin simge yatırmaları arasına girdi.
Şu günlerde Ardahan’ın Damal Karadağ’ına silueti yansıyan Atatürk’ün Kars’a geldiğinde kısa bir süre konakladığı tarihi binayı alarak, memleketlerine yaptıkları dev bir yatırımla baştan aşağıya yenileyen ve bölge turizmin hizmetine sunan Çapan kardeşlerin Kars merkezde ki eviniz denen OTEL 1924’te konaklayanlar başta Kars kalesini olmak üzere tüm karsı izleme fırsatı da buluyorlar.
Kars’a gidenler ve kentin tarihi yapısının yanı sıra Kars’ın damak tadını hissettikleri kahvaltı ve yemek esnasında Kars’ı izlerken, ‘Otel 1024’ün penceresinde Kars..’ şeklinde muhteşem Kars fotoğraflarını kendi sanal sayfalarına paylaşımları Kars’ı tanıtımında diğer bir önemli rol oynamakta.

Et ve Samandan sonra ŞİMDİ DE İTHAL İŞÇİ GELECEK!

‘İŞ YOK’ DENEN ARDAHAN’A
DIŞARIDAN İTHAL İŞÇİ GETİRİLECEK..

İthal et ve saman getirilen Ardahan’a bu kez ithal işçi için girişim başlatıldı.
Buna neden ise; ‘İş yok’ denen Ardahan’da çalıştıracak işçi bulmayan yatırımcılar ve tekstil atölyeleri zorda.
İşletmeler bu sorunu aşmak için başta yurtdışı olmak üzere yurt dışında yabancı işçi getirilmesi için kolları sıvayan hayırsever iş insanı Selami Erdoğan ve Erdoğan’ın memleketine yaptırdığı ve 250 kişiye iş istihdamı sağlayan tekstil atölyesini işleten firmanın yönetim kurulu başkanı Taner Badem başta yurtdışından olmak üzere Ardahan dışında işçi ithal etmeyi düşündükleri öğrenildi.
Ardahan Posoflu iş insanı Selami Erdoğan‘ın anası, babası hayrına memleketine yaptırdığı devasa tekstil atölyelerinin 3’ünden biri çalıştıracak elaman bulamamaktan kapanırken, diğeri de yine aynı sıkıntı dolaysıyla zor günler yaşıyor.
Alınan bilgilere göre ata yurdu Ardahan merkeze ve Posof’a dev atölyeler kuran Ardahan Posoflu iş insanı Selami Erdoğan”ın kendi baba ocağı olan Posof’ta ki tekstil atölyesi işletmecinin çalışacak işçi bulamadığından kapanmasına üzüldüğü, Ardahan merkez deki Ardahan Tekstil isimli tesisinde aynı durumla karşı karşıya olduğunu öğrenince yeniden devreye girerek şu an açık olan ama ‘İş yok’ denen Ardahan’da çalıştıracak işçi bulamayan Ardahan Tekstil’i işleten iş insanı Taner Bademle yaptığı istişarede gerekirse yurt dışında işçi ithal edilebileceğini ve bu konuda kendisine yardımcı olabileceğini belirttiği öğrenildi.
Gazetemizin konu hakkında yaptığı araştırmada ‘iş yok, yatırım yok’ denen Ardahan’a yapılan devasa yatırımı ayakta tutmak için tüm imkanlarını seferber eden Ardahan Hanaklı iş insanı Taner Badem’in ‘iş yok’ denen Ardahan’da çalıştıracakları işçi bulamadıklarını Ardahan Valisi ve Belediye Başkanına da aktardığını ve yardım istediği de öğrenilirken, sorunu duyan Valinin İş-Kur Müdürünü çağırtıp, çalışacak kimseyi bulamadıklarını, tam kapasite ile çalışması gerek iş yerlerinin kapasite çalışmadığını belirten gelen Badem’e yardımcı olmalarını emir ettiği, Ardahan Belediye Başkanının ise sanal ortamda yaptığı açıklamada iş için hiç bir kimsenin belediyeye başvurmamasını, gidip, çalıştıracak işçi arayan Ardahan Tekstil’de hazır işi yapmasını istediği görüldü.

2025’in ilk çeyreğinde 25 gazeteci tutuklandı,
25 milyon TL ceza kesildi!..

Gazeteci Ercüment Akdeniz’den sonra Gazeteci Fatih Altaylının tutuklanması ile bir kez daha gündeme gelen basın özgürlüğü tartışıla dururken ülkede Expression Interrupted’ın yayımladığı rapora göre, yılın ilk üç ayında 157 gazeteci yargılandı, 25’i tutuklandı. RTÜK ise muhalif yayın organlarına 25 Milyon para cezaları kesti.
Expression Interrupted platformunun hazırladığı “İfade ve Basın Özgürlüğü Gündemi” başlıklı üç aylık raporun 13’üncüsü yayımlandı. Ocak, Şubat ve Mart 2025 dönemini kapsayan rapor, Türkiye’de gazetecilere yönelik baskıların sertleştiği bir döneme işaret ediyor.
Rapora göre, yılın ilk çeyreğinde 90 farklı davada toplam 157 gazeteci yargılandı. Bu davalardan 32’si sonuçlandı; 19’u mahkûmiyet, 14’ü ise beraatla sonuçlandı. Mahkûm edilen 28 gazeteciye toplamda 41 yıl 1 ay 12 gün hapis cezası ve 8.850 TL adli para cezası verildi. Aynı dönemde 25 gazeteci hakkında yeni dava açıldı, 10 gazeteci hakkında da soruşturma başlatıldı.
Gazeteciler en çok ‘örgüt üyeliği’ ile suçlandı
Gazetecilere yöneltilen suçlamalar arasında en yaygın olanı, 27 davada görülen “örgüt üyeliği” (TCK 314/2) ve 21 davada yer alan “örgüt propagandası” (TMK 7/2) oldu. Bunun yanı sıra 14 davada “hakaret/kamu görevlisine hakaret”, dokuz davada “Cumhurbaşkanına hakaret” ve yine dokuz davada “devlet kurumlarını aşağılama” suçlamaları öne çıktı. Yedi ayrı davada ise “halkı yanıltıcı bilgiyi yayma” anlamına gelen TCK 217/A maddesi kullanıldı.

Protestoları izleyen gazetecilere gözaltı ve tutuklama..
Yılın ilk çeyreğinde 50 gazeteci gözaltına alındı; bunların 22’si Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ve Van Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanmasıyla ilgili protestoları takip ettikleri için hedef alındı. Protestoları izlemeye çalışan yedi gazeteci de tutuklanan 25 gazeteci arasında yer aldı. Bu dönemde 10’u yeni tutuklanan toplam 21 gazeteci tahliye edildi.
Yılın başında 33 olan tutuklu gazeteci sayısı, çeyrek sonunda 34’e yükseldi.

RTÜK’ten rekor cezalar ve ekran karartma
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), yılın ilk üç ayında Halk TV, NOW, SZC TV ve TELE 1’e toplamda 25.344.068 TL para cezası verdi. Bu cezaların 22 milyon TL’si, İmamoğlu’nun tutuklanmasına ilişkin yayınlar nedeniyle kesildi. Ayrıca SZC TV’ye 10 gün süreyle ekran karartma cezası verildi. Kurul, “olumsuz yayınlarla vatandaşları karamsarlığa sürükleme” gerekçesiyle muhalif yayınlara yönelik bir uyarı da yayımladı.
Bu dönemde RTÜK’ün yetkisi YouTube’a kadar genişletildi. Cumhuriyet gazetesi, Fatih Altaylı ve FluTV gibi kanallara lisans alma zorunluluğu getirildi.
Yeni sansür aracı: Siber Güvenlik Kanunu
19 Mart’ta yürürlüğe giren Siber Güvenlik Kanunu, basın örgütlerinin tepkisini çekti. Kanunun “veri sızıntısı varmış gibi gösterenlere iki ila beş yıl hapis” cezası öngören 16. maddesi, yeni bir sansür aracı olarak değerlendirildi. Ayrıca sekizinci madde ile savcılara hâkim kararı olmadan dijital materyallere el koyma yetkisi tanınması eleştirilere yol açtı.

AYM ve AİHM’den ihlal kararları
Anayasa Mahkemesi, daha önce iptal ettiği “örgüte üye olmadan yardım etme” suçunu bir kez daha aynı gerekçeyle iptal etti. Ayrıca gazeteciler tarafından yapılan en az iki başvuruda adil yargılanma ve basın özgürlüğü ihlalleri tespit edildi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 2024 verilerine göre ise Türkiye, Avrupa’da en çok hak ihlali yapılan ülke oldu. AİHM önünde bekleyen yaklaşık 60 bin başvurunun yüzde 35,8’i, yani 21 bin 600’ü Türkiye’den yapıldı.

ARDAHANLI SALTAŞ DARICA CHP’YE ADAY!..

Salı günü, saat: 20.00’da düzenleyeceği toplantı ile CHP Darıca İlçe Başkanlığına aday olduğunu resmen açıklayacak olan CHP Darıca İlçe Başkan Adayı Tuncel Saltaş, son seçimde kıl payı belediye başkanlığını kayıp eden Darıca CHP’li 400 delegeden ve Darıca kamuoyunda destek isteyecek.

Ülkenin batı kentlerinde var olma mücadelesi veren ve stk’ları aracılığı ile ‘Güçlü Bir Ardahan Lobisi’ parolası ile istenen birlikteliği sağlamaya çalışan Bir çok Ardahanlının yaşadığı ama siyaset sahnesinde yok denecek kadar Ardahanlının olduğu Kocaeli’nin Darıca İlçesinin CHP İlçe Başkanlığına aday olan Ardahanlı iş insanı, hemşerimiz Tuncer Saltaş başta CHP’de siyaset yapan delege olan Ardahanlı hemşerilerinden olmak üzere tüm CHP’li Darıcalılardan destek istiyor.


Güçlü bir yönetimle bir dönem bir Ardahanlının belediye başkanlığı yaptığı Kocaeli’nin fabrikalar içinde kalan deniz kenti Darıca’ya gerekli katkıyı sunmak, tüm Darıcalıların sorun ve sıkıntılarının çözümde rol almak için aday olduğunu belirten CHP Darıca İlçe Başkan Adayı Tuncer Saltaş ”Hep birlikte kazanacağız’ diyerek çıktığı bu yolda Salı günü saat: 20.00’da CHP Darca İlçe Binasında yapacağı, adaylık açıklamasına tüm partilileri davet etti.
Ardahan merkeze bağlı Kuşuçmaz (Hoppal) köylü olan ve evli, 3 çocuk babası olan Saltaş TIP merkezi sahibi başarılı bir iş insanı.

DİĞER VİDEOLAR