Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

casino siteleri deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler editorbet giriş

Fakir Yılmaz

İşi Allah’a kalmış bir Ardahan..

Bir yakınımın beklemedik vefatı dolaysıyla eşimle birlikte geldiğim Esenyurt’ta bulunan Esentks’in Yönetim Kurulu Başkanı Ertan Bulut’u ziyaret ettim.

Sektöründe marka olmuş Esenteks’e doğru yol alırken yanımdaki eşime ‘Burasıda Ardahanlı, orası da Ardahanlı..’ diye diye büyük Ardahan Esenyurt’ta hemşo sermayesi yiyenler yüzünden nasıl var ama yok oluşumuzu da anlatıyordum..

Ve gelip, güler yüzü ile ısmarladığı çayını içtiğimiz Ardahanlı tekstilci Ertan Bulut ile sohbet ederken ‘Güçlü Bir Ardahan Lobisi’ deneni gerçekleştiremediğimizden gelip, geçenlerin bırakın bir eserini, bir damla suyunu avuçlayıp, yüzümüze vuracağımız çeşme bile yapamadıklarından dert yanıyorduk..

Ve bu sohbette Ertan beyinde rahmetli anası adına Ardahan’a yönelik bir kız öğrenci yurdu yapmayı düşündüğünü ama başta yerel idarecilerden olmak üzere gerekli desteği göremediğinden beynindeki bu projesinin ‘şimdilik’ beklediğini söylüyordu..

‘-Abi projeden baz geçme, bende bana düşen görev konusunda sana yardımcı olacağım’ dedikten sonra kendisinden ayrılırken bu memleketin, var olan Organze Sanayisine bir çivi çakılamayan Ardahan’ın diğer bir sorununun da yerelin genelle kuramadığı diyalog eksikliğinden dolayı gelişemediğine bir kez daha yanıyordum..

Çünkü Ertan beyin bu fikrini açıkladığı yerel yöneticilerin hem moral bozan, şevk kıran tutumları hem de geri dönüp, ‘Patron o güzel fikrin için bana, bize düşene hazırız.. Gel beynindeki o projeyi, kız yurdu hayalini gerçekleştir..’ dememiştiler..

Ve Esenteks’ten, Ardahanlı iş insanı Ertan Bey’den çıkıp, hemen yan sokakta cep telefonumdan bugünkü bu yazımı yazarken bir taraftan da diğer telefonumdan yeni rektörümüze, ‘Sayın rektörüm merhaba.. Müsaitseniz Ardahan’a bir iş insanımızın memleketi Ardahan’a bir kız öğrenci yurdu yapma düşüncesi var. Bunun için sizi aramak isterim.. Fakir Yılmaz/Gazeteci’ mesajını atıyordum..

Ve güneşi gölgeleyen dev binalarla süslü büyük Ardahan denen Esenyurt’tan her gün küçülen Ardahan’ın yerelde ve genelde ki talihsizliğini düşünerek bugüne kadar olanların nasıl olup, gerçekleştiğini düşünürken, ara sokakta al acele ele aldığım bugünkü yazıma, ‘İşi Allah’a kalmış bir Ardahan..’ başlığını koyuyordum..

Çünkü, başta, ‘Vatan-Millet-Sakarya’ diyenler olmak üzere ‘Ruslar geliyor..’ diye vatanı, milleti ve yalandan Sakarya dedikleri gibi Ardahan’ı bırakıp, kaçanların bu korkaklıklarını kahramanlaştırdıkları ‘Kaça, kaç..’ denen yıllarda Osmanlı yöneticilerince iki de bir savaş tazminatı olarak Ruslara verilen ve Kurtuluş Savaşı tarihinden bu yana yüzü gülmeyen Ardahan’ın talihsiz talihini değiştiren onca ‘Kendiliğinden’ bir şeyler olmuş ki; İnsanın, ‘Ardahan’ın işi Allah’a kalmış’ dedirtiyor..

Çünkü bu memlekete birileri acımazsa da sanırım Ardahan’a Allah acıyor..’ ve ‘Bir atanmış tarafından s’tir çalınan siyasetçisinin olduğu, yan gel yat diyenlerin çoğunlukta olduğu bu kentte memur denen idarecinin yapacağı bir şey olmadığı memleket Allah’a kalmış..

Bu nedenle büyük Allah’ın acıyıp, ‘Sahipsiz bu Ardahan ile bizzat ben ilgilenmeliyim’ dediğini anlıyordum..

Ve vilayet olduğundan bu yana gelmiş, geçmiş, gitmiş, unutulmuş, lanetlenmiş hayırsız siyasetçinin, makam, mevki dışında bir şey düşünmeyen idarecinin değil, her zaman onun Ardahan’a el attığını düşünüyordum..

Evet, ilk olarak bizim ‘İl olsun’ diye ilk feryat ettiğimiz yıllarda bizim gibi bir iki kısık sesin karanlıkta ıslık çalmasına önce inanmayan, hatta ‘dalgamı geçiyorsunuz?’ deyip, başımıza gülen ama ‘olmaz’ denenin yani Ardahan’ın 1992 yılında beklenmedik bir anda yeniden vilayet olmasıyla ahırlarını bile ev yapıp, 30, 40 bin TL.’ye kiraya verenler gibi bu kentin kaderinin ‘memleket sevdalısıyım’ deyip makam, mevki aşkından öteye gitmeyen siyasetçilerin veya idarecilerin çabalarıyla değil, kendiliğinden yani Allah’ın acımasıyla değiştiğini bir kez daha hatırlıyordum..

Çünkü Ardahan İl olduktan sonra bir anda Posof/Türkgözü (Badele) Gümrük Kapısı’nın olduğunu hatırlayanı oluveriyor, kağıt üzerinde yıllarca açık görünen ama bizim Ardahan merkezle yetinmeyip, yok şartları zorlayıp, Göle, Hanak’tan sonra gidip, 2 bin nüfuslu Çıldır’da ofset matbaa kurup, ilk gazetesini, Çıldır Gazetesini çıkarıp, 3 yıl boyunca logosuna ‘Aktaş Artık açılsın’ logosu ve manşetleri atarken ‘Bunlar çıldırmış’ deyip, ‘Çıldır Aktaş nasıl açılır? diye bizimle dalga geçenler şimdi Aktaş’ın, Türkgözü gümrük kapısının kaymağını yiyorlar..

Ve, ‘olmaz’ denen aynı Ardahan’ın yeniden vilayet olmasının ardından bu kez önce yüksek okul, ardından kimsenin aklında yokken bir anda üniversiteye kavuşuyordu..

Yani, Allah’ın Ardahan’a acımasıyla kendiliğinden bir şeyler oluyordu..

Ondan önce en önemli şey ise halen tezek yakılarak ısınılmasına karşın burnunun dibinde geçen ve ikisi doğalgaz, biri petrol boru hattı olmak üzere üç boru hattı uzanıyor, Çin’den kalkıp, Kafkaslara uzanan KTB tren yolu geçiyor, buda bölgeyi kendiliğinden stratejik bölge haline getiriyordu..

Serka tarafından Lojistik Merkezi Çıldır Yukarı Canbaz’dan alınıp, çalınsa da ve tren yolu Çıldır gölünün batı yakasından değil, de doğu yakasından geçse de ve Doğu Expresi Trenini getirecek bir durak üzerinde kurulamazsa da Ardahan sınırları içinden Orta Asya’dan kalkıp, Kafkaslara uzanan bir tren yolu geçiyordu..

Hem de hiç bir siyasinin, hiç bir idarecinin aklında olmayan devasa projelerle..

Sadece bunlar mı?

Tabi ki hayır..

Dünya ısınırken denizden rakımlarca yüksekte ki Ardahan’ın önemi daha artıyor, bin bir çiçekle örülü yaylaları bir anda bulunmaz Hint kumaşı oluveriyor..

Bakın işte dernekleri kışları kaz yiyerek, yazları saz çalarak geçirdiği bir Ardahan’da Posof kömürü, Göle petrolü bile aranmaya başlanmış ama unutulmuş, arkası gelmemişti..

İşte size, Cılavuz köy enstitüsü mezunu, benim köyüm Şişka’da da öğretmenlik yapan babanın oğlu bir iş insanının anası hayrına Ardahan’a bir kız yurdu düşüncesini gerçekleştirmesi için kimse dönüp, çaba göstermezse de Gürcistan ve Ermenistan’a sınır memleketim Ardahan’ın Allah’a kaldığının küçük bir hikayesi..

Yani birçok küçük ama değerleri büyük örneklerle dolu ama önüne gelenin ‘ben ne yaparım’ demeden sahipsiz, lobisiz denen Ardahan’dan birilerinin aklına gelmeyen ama Allah’tan olan şeyler..

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER