Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

casino siteleri deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler editorbet giriş

Murat Akkuş

Halepçe Asla Unutmayacağımız Kara Günün Adıdır..

Tarih: 16 Mart 1988 Diktatör Saddam’ın Irak’ında savaş uçakları Halepçe’yi bombalıyordu. Ortalığa keskin bir elma kokusu yayılmıştı. Çocuklar kokuya doğru koştu. Son sözleri ‘Daye behna seva te’ yani ‘Anne elma kokusu geliyor’ oldu. Sonra da birer birer öldüler. Acılar içinde öldü, İnsanlar, kuşlar, koyunlar, böcekler…

Tarihin kara sayfalarından bir sayfadır Halepçe katliamı… Halepçe, katliam önce yetmiş bin nüfusa sahip bir şehirdi. İran sınırına 40 km uzaklıkta bulunan Halepçe, Irak Kürdistan Özerk bölgesinde bulunuyor. Halepçe de yaşanan vahşeti hiçbir yazı tam olarak anlatamaz.

Adına vahşet, adına soykırım demek, adına katliam demek Halepçe`yi anlamak için yeterli değil.

37’nci Yıl dönümüne geldiğimiz Halepçe Katliamı dünyanın en büyük insanlık trajedilerinden biridir. Aradan yıllar geçmesine rağmen bugün hala kimyasal gazların etkisi devam ediyor. Bombardıman sonrası ortaya çıkan vahşet görüntüleri çoğumuzun hala hafızalarında tazeliğini korumaktadır. Sokak ortalarında, evlerinde, iş yerlerinde birbirine sarılarak ölen yüzlerce ailenin görüntüleri insanlık dışı vahşeti tasvir ediyor.

Torununu kucağında korumaya çalışan yaşlı dedenin görüntüsü ile Şivan Perwer’in “Halepçe” ağıdı yaşananları sembolize etmeye çalışıyor.

16 Mart 1988 tarihinde diktatör Saddam Hüseyin yönetimi tarafından gerçekleştirilen ve iki gün süren zehirli gaz bombardımanı sonrası çoğunluğunu çocuk ve kadınların oluşturduğu en az beş bin kişi kaçma fırsatı dahi bulmadan zehirlenerek ya da yanarak öldü.

17 Mart’a kadar aralıklarla süren saldırılarda ölenlerin sayısı hâlâ net değil. Birçok kesimin kabul ettiği ortak sonuç, çoğu kadın ve çocuk en az 5 bin kişinin öldüğü, 14 bin 765 kişinin yaralandığı. Ancak savaştan sonra kasabaya giden yabancı gözlemciler, sayının çok daha fazla olduğu görüşünde.

Irak ordusu önce bölgeyi konvansiyonel silahlarla bombalayarak camların kırılmasını sağladı. Bununla ikinci harekâtın önünü açtı. Sonra da kimyasal bombalar devreye girdi. Camlar kırıldığı için içeri kaçanlar da zehirli gazlardan kurtulmadı. Doğanın da büyük ölçüde zarar gördüğü bu saldırıda çevre kirliliği yanında su kaynakları zehirlenmiş, kimyasal gazların etkisiyle on binlerce evcil hayvanın yanı sıra bütün canlılar telef olmuştu.

Kullanılan kimyasal gazlar günümüze kadar takriben 50 bin kişinin ölümüne on binlerce insanın da sakat kalmasına sebep olmuştur. Araştırmalara göre Halepçe’de özürlü doğum oranı Hiroşima ve Nagasaki’nin 4 katıdır. Bu nedenle Halepçe “Orta Doğu’nun Hiroşiması” olarak tanımlanır.

Bilindiği gibi ABD’nin başını çektiği batılı ülkeler, kimyasal silah ürettiği gerekçesiyle 20 Mart 2003 yılında Irak’a girerek katil Saddam Hüseyin’i yakalayıp Irak Yüksek mahkemesine teslim ettiler.

Katil Saddam Halepçe Katliamı’nda Kürtlere karşı işlediği katliam suçundan yargılanmış ve Duceyil Davası’nda, insanlığa karşı işlenen suçlardan mahkûm edilmiş, asılarak idamına karar verildi.

Ayrıca Mahkeme, Halepçe Katliamının başrolünde yer alan Saddam’ın kuzeni, Kimyasal Ali’yi, Halepçe’deki kimyasal gaz saldırısının sorumlusu olarak insanlığa karşı suç işlemekten idama mahkûm etmiş, 24 Ocak 2010’da ceza infaz edildi.

Öncesinde Birleşmiş Milletler ve birçok ülke Halepçe katliamını soykırım olarak tanımıştır. Daha sonara 1 Mart 2010 yılında da Irak Yüksek Ceza Mahkemesi Halepçe katliamını ‘soykırım’ olarak resmen tanıdı.

Mazlum Kürt halkının katledildiği Halepçe Katliamının 37’nci yıl dönümünde katliama uğrayan masumları bir kez daha saygıyla anıyorum. Geçmişten günümüze böylesi katliam ve soykırımlarla insanlığa büyük acılar yaşatan insanlık düşmanı tüm katliamcıları lanetliyor, İnsanlık tarihinin bundan sonra böylesi acıları yaşamamasını diliyorum.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER