Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

casino siteleri deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler editorbet giriş

Fakir Yılmaz

Beykoz yetmez, Demirtaş ve İmamoğlular da Bırakılmalı..

Yarın, saat: 20.00’da uydu üzerinde yayın yapan ulusal tv TEMPO TV’de canlı olarak 5 yıldır kesintisiz yayınlanan ‘Gazetecilerle Gündem adlı programız da sözlü olarak en söyleyeceklerimi, birde burada, bu köşemde şimdiden yazıp, okunmasını umuyorum..

En büyük muhalefet partisinin yanı sıra 3. büyük partinin liderleri ve belediye başkanları, milletvekillerinin 400 binin üzerinde insanın olduğu söylenen cezaevlerinde tutuklu olduğu, birsinin kongresinin iptalinin istendiği, Van Büyüşehir Belediye Başkanlığından sonra diğer bir hemşerimi İl başkanlığına kayyum olarak atandığı, barosunun cezaevi kampüsünde yargılandığı ülkem hakkında başta kamuoyundan yani halkı ve seçmeninde kendine güven kalmadığından meclisinde güvenoyu alamayan ve hükümeti düşen Fransa’da olmak üzere dışarıda hiçte iyi haberler gelmediğini kabul etmek gerekir..

Çünkü unutulan mı, unutturulanlar mı anlamadığımız fetocuların kamp kurduğu söylenen okyanus ötesi Amerika’dan, Avrupa’da hatta insan hakları yok denen Afrika’da, Asya’da gelen siyasi haberlerle uluslar arası arenada bir hayli sıkıntıya girmeye başlayacağı kesin gibi görünmekte.

Havuz  ve besleme medya saklasa da, haber yapmazsa da gün geçtikçe iyiden iyiye sıkıştırılmaya başlanan ve ‘Uluslararası Yargılanmaya’ doğru giden bir sürecin içinde kendisini bulması ihtimal ülkemin neden bu duruma geldiğine baktığınızda iç hukuku kendi iktidarları lehine kullanmaya çalışanların dış hukuku görmemelerinin neden olduğunu görürsünüz.

Çünkü, İran, Kuzey Kore’yi kıskandıran daraltmalar yapılsa da başta internet olmak üzere  teknolojinin imkanları ile artık sınırların kalmadığı bir dünya da bugün, yarın tek başına kaldıklarını anlamayanların bugüne kadar ortaya koydukları politikaların artık inandırıcılığını kayıp etmeye başladığını ve daralan çemberi açmaktansa hak, hukuku yok edercesine içine girilen bir tavırla 23 yıldır yanlarında olanları dahil, tüm topluma nefes aldırmayacak  bir duruma sokulup, daha da daraltılırken hem kendilerini, hem de ülkeyi zora soktukları da görülmeli..

Gün geçtikçe önce Almanya’nın başını çektiği Avrupa’yı ardından Amerika’yı karşılarına alan ve bu yöntemle dünya lideri olduklarını sananların anlamadıkları diğer bir gerçekte ülke içinde ki baskıcı uygulamalarıdır..

Yaşanan bu durumu nasıl aşacaklarını merak ettiklerime benim bir önerim olacak..

Bu önerim dünya da gün geçtikçe yalnız kaldıklarını anlamayıp, yada anlamak istemeyip, aslında yaklaşan tehlikeyi sezip, bunu da ‘Pis koku’ lu başlıklı demeçleri ile kapatmaya çalışanların yapacakları tek şey ekonomiyi de güzelleştirecek olan süratle iç hukuku, siyaseti özgürleştirip, güçlü bir genel affında içinde olduğu bir çıkış ile fetocular denenler dahil bu ülkenin fertleri ile olan küs, kırgınları bir kenara bırakıp, Türkü, Kürdü demeden toplumun tüm kesim ve dinamikleriyle barışı sağlama yoluna süratle gitmelidirler diye düşünüyorum.

Ve Beykoz’la yetinmeyip, Demirtaş’ı, İmamoğlularını ve diğer milletvekillerini, siyasileri, gazetecileri, insan ve doğ hakkı savunanlarının bir an önce serbest kalmasını sağlayarak, dışarıdan yani okyanus ötesinde gelen çöl tozlu tusinamiye karşı toplumun tüm kesimleriyle el birliği yapmaktır..

Çünkü Okyanus ötesinde yükselerek gelen tusinamiye güneyde ki yani yine Okyanus ötesinde ki üflemelerle iyiden iyiye havalanan Suriye’nin olduğu Ortadoğu’da ki gün geçtikçe havalanan yakıcı çölün toz bulutlarını da hesaba katmak gerekir.. Ve o toz bulutları dağılıp, açıldığında ortalıkta bir şeyi görmeme tehlikesinin yanında beklenmedik çok şeyi görmekte mümkün olduğunda hesaplamalı ve kendi, siyasi kalelerinin değil tüm ülkenin iç barış kale surlarının dökülen taşlarının hep birlikte, el birliği ile ama samimice dizelim denmelidir..

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER