Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

casino siteleri deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler editorbet giriş

Fakir Yılmaz

TEKİN’İN ARDAHANLI ÖZGÜVENİ, DARALAN SİYASİ HAYAT VE DARALTILAN İNTERNET!

Yazıma başlamadan önce hemen şunu belirtmeden geçemeyeceğim. Çünkü bir Ardahanlı olarak yeter ki öz güvenimizin farkına varalım. Ki; O özgüvenin en iyi şekilde anlatan Ardahan Göleli Gürsel Tekin’in tüm tepkilere rağmen geri adım atmayıp, CHP İl Başkanlığına  gitmesidir.

Yani dünkü yazımda bahsettiğim ve iş hayatlarında ki başarılarıyla tanıdığım Veysel Karatay, Taşkın Karakoç, Sönmez Karadağ gibi bu iş insanlarını da örnek gösterdiğim Ardahanlılar gibi bu görev yani hiçte hoş olmayan kayyumluk bir başkasına, başka kentliye, başka bir isime verilseydi Tekin’in yaptığını yapamazlardı. Bu da biz ‘deli’ değil, öz güvenlerinin farkında olmayan ama Tekin’in bir kez daha hatırlattığı Ardahanlıları öz güvenlerini hatırlamaları için önemlidir..

Bu, ‘dip not’ değil, üst not fikrimi belirttikten sonra şimdi konumuza, yazımıza dönelim..

Tüm dünya da demokrasiye inananların ret ettiği, anti demokratik gördüğü, Avrupa başta olmak üzere hak, hukuk, insan hakları, siyasi özgürlük adaleti ön planda tutan ve bu nedenle gelişen ülkeler diye bilinenlerin elinin tersi ile geri ittiği ama ‘kayyum değilim, çağrı heyetiyiz’ diyen ve artık ‘Kayyum Gürsel’ diye anılacak olan Ardahan Göleli hemşerim Gürsel Tekin’in kabul edip, kendisinin olduğu gibi tüm ülkeyi gerdiği kayyum anlayışının başta ekonomiyi olmak üzere her alanı daralttığı bir gün bir hayli gergin olan ülkede bu yazımı yazarken, daha önce Cumhuriyet Gazetesine yönelik olduğu gibi bir polis bariyerleriyle CHP İstanbul İl Başkanlığının etrafının da daraltması ile İstanbul’da 24 saattir daraltılan internet akışından en iyi şekilde anlaşılıyor.
Günlerde pazartesi sendromu denen bir gün. Mesain yanında okulların açıldığı bir gün, Borsanın çakılmamak için direndiği stresli bir hafta başı ve Alamanyadan beter yerlerde sürünen ekonominin ‘belki’ ayağa kalkarım diye umutlandığı bir gün.. Ve bunların olabilmesi için aranan bir hayli geniş alanı olan internetin siyasi alan yüzünde yine daraltıldığı bir gün..

Evet, 45 yıl içerisinde 47 partinin çeşitli iddialar ile kapatılmak istendiği bir ülkede başta Demokratik Toplum Hareketi denen ve bugün adı DEM olan HEP’in ardından ÖZEP,ÖZDEP, DEP, HADEP, DEHAP, ÖTP, DTP ve BDP denen siyasi tarafın, bunlara benzer hareketleri bir Xtwitle kınayan dünkü CHP’den beter bir tutum içine girip, bu yapılanlar sanki kendisine hiç yapılmamışçasına oralı olmadığını da üzülerek görmekteyiz.

Ve son gelişmelere baktığımızda, yeni bir masa umuduyla adeta MHP gibi iktidara ortak olan ve susan DEM’e rağmen CHP’nin yalnız kalmadığı ve toplumun %50’sinden fazlasının yapılanların, demokrasiye baskı olduğunu ve ekonomik alan başta olmak üzere hayatın her alanının yine siyasi hesaplar dolaysıyla kötü bir daralma, daraltma durumu olduğunu yorumladığını ve gidişatın hiçte iyi olmadığını belirterek bir hayli gerildiğini de görmekteyiz.
Ve ekonomiyi düzeltip, refah içinde yeni bir 5 yıl hesapları yapan mevcut iktidarın geride kalan 3 yılı sonuna kadar kullanma hesaplarının yanında hep iktidarda kalma sinsiliği ve incelikleri ile her an olacakları kadife ile örttüğünü söylediği yumruğunu salladığı Suriye’ye ye girmek için bahane arayan, barış adına kuruldu denen iç kalenin duvarlarını barıştan çok 23 yıllık kendi siyasi geleceği adına ördüğünü de üzülerek değil, iyiden iyiye internetten beter daralarak ve nefes alma yollarını arayarak izlemekteyiz.
Ve dünkü ‘Ya Hakim de Göleli çıkarsa….’ başlıklı yazımda anlattığım, anlatmaya çalıştığım ve tepkiye rağmen kayyum olarak atandığı CHP İstanbul İl Başkanlığının önüne gelen Gürsel Tekin’i izlerken Tekin’i protesto edip, su petlerini atanlara bakıp, ‘Başta bu ara ortalıkta görünmeyen DEM ile birlikte ‘kent uzlaşısı’ ile bizim türkücü gibi belediye başkanı seçilen İstanbul Esenyurt Belediye Başkanı olan Prof. Dr. Ahmet Özer ve diğerlerine kayyum atanırken bunlar neredeydi? diyen Gürsel Tekin’e de hak veriyorum.

Ve bende ‘Evet ya bunlar DEM’e zulüm edilirken, CHP’li, DEM’li belediyelere kayyum atanırken o gün nerelerdeydiler?’ diye düşünüyor ve o an ‘yumuşama’ adı altında saraya çıktıktan sonra önce seçim istemeyip, ardından seçim diyerek giydiği ekoselli ceket ile miting, miting gezen Eczacı CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Erdoğan’ın ‘Gel Ankara’da partinin genel merkezinde siyaset yap’ çağrısına uymuşçasına bizim Ardahan’ın türkücü başkanı ile birlikte Belediye Başkanı İmamoğlu’n un tutuklu olduğu İstanbul’a gelmediği ve CHP’nin kuruluş yıl dönümü bahanesi ile Ankara’da bizim Ardahan Milli Egemenlik Parkı gibi kaldırımları perişan, pazarlara kadar düşen sözde tanıtım günlerini yapan derneklerin kurduğu kıytırıktan bir sahnede birlikte türkü söylediklerini de görüyordum.

Gerçi aynı durum Vanlı Esenyurt Belediye başkanı gözaltına alındığı gün Esenyurt’a değil, Bursa’ya giden İmamoğlu’nun o günkü tavrını da hatırlıyordum ya ‘neyse’ ve ‘şimdilik’ bu konu bir kenarda dursun diyerek burayı ‘Acaba etme, bulma dünyası mı?’ diyerek geçiyordum..

Çünkü, hiç gündemde yokken ve seçimlere 4 yıl varken ‘Cumhurbaşkanı adayıyım..’  diyerek hapis ettirdiği İmamoğlu’na yönelik yapılan operasyonun gün bugünkü gibi Ankara’da olan Özgür Özel, özle jet veya helikoptere değil, Yozgat’ta bindiği traktörle en çok 3 saatlik olan Ankara yolundan İstanbul’a geliyormuş gibi 6 saat süren bir karayolu ile İstanbul’a ancak gelebilmiştiyi de sinirlenerek hatırlayıp, iyiden iyiye geriliyorum..
Ve yeniden geri dönüp, başta borsa olmak üzere ekonomik göstergelerin hafta başı ne durumda olduğuna, başlayan eğitim, öğretim sezonuyla binlikte piyasaların durumuna balkıyor internetinden beter daralan iç piyasanın dışa yansıdığını görüp, vay benim memleketin haline diyerek senin kadar gergin bir atmosfer içinde iyiden iyiye gerilip, nefes alacak yer ararken, başkanı ve başkanları tutuklu olan ve İl başkanlığı da hakimin verdiği jet kararıyla polisle alınan CHP’li İstanbul’un bunaltan havasından su içinde kalıp, bugünkü yazımı bitiriyor, Çarşamba günleri uydu üzerinde yayın yapan ulusal tv TEMPO TV’de canlı olarak yayınladığımız ‘Gazetecilerle Gündem’ adlı programımın hazırlıklarına başlıyordum.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER