Tınne

Başrol oyunculuğunu ve yönetmenliğini Sermiyan Midyat’ın yaptığı bir sinema filmi vardı “Ay lav yu” adında. Belki birçoğunuz izledi, o filmi izlerken, insanlar kahkahalara boğuluyor, değil mi? Aslında film de anlatılmak istenen, çok önemli mesajlar var işte, bu tarz bir filmi izlerken hem gülüp eğleneceksin, hem de verilmek istenen mesajı da alıp, kendine bir pay çıkaracaksın.
O filmde bir sahne vardı, İbrahim rolünde oynayan, Sermiyan Midyat’ın babası rolünü oynayan, Meray Ülgen’e Jandarma komutanı, adını sorduğunda adını komutana söylüyor, komutan diyor ki “sen resmiyette yoksun diyor.” “Kayıtlarda yoksun” diyor, oda bunun üzerine “komutanım ben varım, işte karşındayım, yaşıyorum, yaşadım ben, hem de çok yaşadım” diyor ya hani, yaşadığı köyün ismi de “Tınne” bu kelimenin Türkçedeki karşılığı yok demek, bu kelime özellikle Doğu ve Güney doğuda, Kürt vatandaşlarımızın, günlük hayatta ve sohbetlerinde, çok sık kullandığı kelimelerden biridir. Bir defa köyün ismi resmiyette yok, hem köyün adı Türkçe anlamında yok, hem de köy resmiyette yok.
Köyde yaşayanların kimlikleri yok kimse resmiyet kazanmış değil sadece birkaç kişinin kimliği var onun dışında kimsenin kimliği yok. Şimdi bütün bunları neden anlattım. İnanın buna benzer bir olay da Günümüzde yaşanıyor desek yeri var. Afyonkarahisar’ın Sultandağı İlçesine Bağlı Üç Kuyu köyü daha önceden Kasaba idi. Çıkarılan bir kanunla maalesef köye dönüştürüldü, bu şekilde köye dönüştürülen Afyonkarahisar’da 60’a yakın belde var.
Üçkuyu köyü onlardan bir tanesi. Köyde cami var İmam tınne, Okul var tek bir ücretli öğretmen var yani öğretmen tınne, Sağlık ocağı var doktor tınne köyde çocuklar var ama çocukların oynayacağı bir çocuk parkı maalesef tınne köy içinde vakti zamanında yapılan lojman tarzı binalar var fakat içerisinde oturanlar tınne. İnanın bunların tamamı acı bir gerçek. Devletimizin uyguladığı beldeleri köye dönüştürme politikası, inanın bu hızla giderse, artık köyler tamamen boşalacak. İşin özü Üçkuyu diye bir köy de yakında kalmayacak.

Köye dönüş projesi adı altında, devletimiz gençleri tarıma, çiftçiliğe ve hayvancılığı teşvik etmek için çeşitli projeler üretse de maalesef önemli sonuçlara ulaşılmış ta değil. Şimdi köyler neden boşalıyor? Siz sağlık ocağı olan köye doktor, camisi olan köye imam, Okulu olan köye Öğretmen göndermezseniz elbette sonucu bu olur. Şehirler sürekli göç alıyor, çaresizlik insanları sürekli göç etmeye zorluyor. İşte yukarıda saydığım köyün birlik ve beraberliğini dağıtan bu etkenler yüzünden köyler maalesef boşalıyor. Üç kuyu köyü de onlardan bir tanesi.
Köyde yaşayan insanlar yetkililerden çok şey istemiyor. Gelin bu köylerimize sahip çıkalım, Kanuni Sultan Süleyman “Köylü milletin efendisidir” sözünü boşa söylememiş. O nedenle doktor, öğretmen ve imam köyü ve köylüyü kaynaştıran birleştiren unsurların en başında gelir. Boşalan köyler nedeni ile artık şehirler de, yaşanmaz hale geldi. Şehrin gürültüsü, trafiği, okullardaki öğrenci yoğunluğu, hastanelerdeki kuyruk ve yoğunluklar, sınıflarda ders gören öğrencilerin yoğunluğunu artık şehir de kaldırmıyor. Bizler köylerimizi ne kadar yaşanabilir bir hale getirirsek o kadar güzel olur.
Burada muhtarlara da çok iş düşüyor, sen bir muhtar olarak köyün eksikleri hususunda, gerekli yerlere müracaat ederek, çözüm yoluna kavuşturamıyorsan, kusura bakma, bu muhtarlığı yapma o zaman. Millet sana, bostan korkuluğu gibi otur ve maaş al diye, seni seçmedi herhalde, benim haklarımı savun, isteklerimi ve taleplerimi çözüme kavuştur diye oy verdi. o nedenle ben konuyu fazla uzatmadan Başta Sayın Sultandağı Kaymakamımızdan, sayın Milletvekillerimizden, Sayın Valimizden istirhamımız lütfen bu Üç Kuyu köyüne ve buna benzer köylere el atın burada yaşayan insanları unutmayın. Unutmayalım ki Eğitim, Sağlık ve insanca yaşam herkesin hakkı.