Ben hala İngilizlerin, Amerikalıların, İsrail’in hatta Ruslar’ın Şam’ı altın tepside tek kurşun atmadan neden HTŞ’ye teslim ettiklerini bir türlü anlamış değilim!
Neden?
Evet cihatçıların Hama’ya kadar ilerlemelerine göz yumabilirlerdi, onları kırıntılara razı edip kendi destekçilerini iktidara taşıyabilirlerdi.
Yapmadılar!
Bu durum hem Amerika, hem Batı, hemde İsrail için risk oluşturmayacak mı?
İran’a yeni bir arka bahçe yaratmayacak mı?
Hatırlayın; 1980 İran İslam devrimi sırasında Amerikalar büyük elçilikteki görevlilerini havadan almak istemişti ama İran’ın müdahalesiyle bırakıp kaçmışlardı. Bu durum Amerika’yı çok yaralamıştı. Amerika yıllarca çizilen karizmasının intikamını almak için fırsat kolladı!
Önce Saddam ile İran’ı 8 yıl savaştırdı. Sonuç alamayınca bu sefer de 90’larda Irak ve Kuveyt savaşını çıkardı.
İran’a karşı kullandığı Saddam kontrolden çıkınca bu sefer de Saddam’ı devirerek kendine bağlı yeni bir müttefik yaratmak istedi!
Irak’a girdi!
Kürdler de fırsattan yararlanarak federasyon ilan ettiler…
Peki sonra ne oldu?
Amerika elinde olmayarak, istemeyerek Irak’ta İran’a bir arka bahçe yarattı!
Şiilerin iktidara gelmesiyle İran bölgede yayılmacı bir politika izledi…
Büyüdü, büyüdü büyüdü…
Sudan’dan Lübnan’dan, Irak’tan Suriye ve Kuzey Afrika’ya kadar bir çok alana yayıldı.
İşte İran’ın en büyük destekçisi silahlı milis gücü Haşdi Şabi böyle bir ortamda doğdu.
Yani Amerika bir anlamda kendi mezar kazıyıcısını da kendi yaratmıştı!
1979’ları hatırlayın; Sovyetlerin Aganistan’ı işgal ettiği bir süreçte Amerika Motorola’nın ortağı Suudi milyarderi Usame Bin Ladin ile anlaşarak El kaide’yi kurup Sovyetleri Afganistan’dan atıp, Sovyet destekçisi Babrak Karmal’ı da Sovyetlerin elçiliğinden alıp meydanda ayaklarından asıp öldürmedi mi?
Aynı örgüt daha sonra silahlarını Amerika’ya doğrultarak onlarca yıl Amerika’ya karşı savaşmadı mı?
Aynı örgüt, Amerika’nın kalbinde, onun sembollerine (İkiz Kuleler) yolcu uçaklarıyla kamikaze uçuşları yaparak 5 bin kişiyi katletmedi mi?
Bunların hepsi daha dün oldu!
Cihatçıların yarın kiminle uzlaşıp kime karşı savaşacaklarını kim garanti edebilir?
Amerika, İngiltere veya İsrail, yine aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklemeleri siyaset biliminin sınırlarını zorlamak değil mi?
Neden peki?
Neden?
SURİYE’DE YENİ SENARYOLARDA
KİMLER VAR, KİMLER YOK…
Gelişmelere bakılırsa Esat her an kaçabilir. Bu öyle çok da yabana atılacak bir görüş değil!
Suriye’de anbean yeni gelişmeler olurken buna parelel olarak yeni senaryolar da konuşulmaya başlandı, başlanacak.
Hiç şüphesiz ki; Amerika HTŞ ile stratejik bir işbirliğini düşünmez. Önünde Afganistan ve İkiz kuleler örneği dururken kendisine ve İsrail’e yeni bir düşman icad etmesi pek akılcı durmuyor!
Peki Amerika ve İngiltere, İsrail Kürd ittifakı HTŞ’ye nerde dur diyecek?
Yada HTŞ’nin Şam’ı almasına onay verecek mi?
Hayır…
Dediğim nedenlerden dolayı bunu yapmaz!
Hatta belki bu senaryonun gerçekleşmemesi için Rusya ile birlikte çalışarak Esad’ın bırakıp ülkeyi terketmesi için bir askeri darbe dahi düşünebilirler!
Peki başka sivil bir seçenek olur mu?
Zor…
Bu kaos ve karmaşanın içine hiç bir sivil oluşum veya kişinin çıkacağı çok zor ama imkansız da değil. Komşuların da üzerinde uzlaşabilecekleri bir sivil hükümet de denenebilir ama tutacağı tartışmalı…
Sokaklar kan gölüne dönmüşken çok zor…
Geriye yine tek seçenek kalıyor, cihatçılarla, Kürdlerle ve Amerika ile uzlaşabilecek bir askeri darbe!
Maalesef böyle bir seçenek ve böyle bir sıcak süreç var!
Cihatçıların derdest edilmesi sürecinde İran yeni bir müttefik kazanmaması için HTŞ’yi oyalayarak, İdlib ve Halep’de özerk bir yapıya ortakk ederek sus payı verebilir bir süre kontrol altında tutabilirler…
Bu durumda Türkiye bu işte en kaybeden taraf olmasa da, rolünü önemli ölçüde kaybedecektir!
Olası bir parçalanma senaryosunda, namlular her an Türkiye’ye de dönebilir!
Bu namlular hiçbir zaman Kürdlerden olmayacak. Kürdler bu süreç içinde Türkiye ile çatışma ve tahriklerden uzak duracak. Akılcı senaryolardan biri bu!
Hatta belki de İmralı üzerinden Türkiye’yi rahatlatmak için silahlı mücadeleyi bırakabileceklerini dahi açıklayabilirler!
Süreç böyle gelişirse içerde ciddi bir rahatlama da olur. Ne var ki;Türkiye başta HTŞ olmak üzere cihatçı örgütlerden gelebilecek saldırılara göğüs geremeyebilir. Dolayısıyla da Suriye’den çekilmek zorunda kalabilir!
Peki; Türkiye’nin kontrolündeki SMO yani ÖSO Kürdleri dağıtarak HTŞ ile Suriye’de güç elde edebilir mi?
Zor…
HTŞ dominant bir örgüt. Colani alanı bunlara bırakmaz. Hatta ilk işi bunları tasfiye etmek olur!
Bunu tamamen başaramasa da boyun eğdirerek biat ettirir!
Süreç o denli hızlı gelişiyor ki; takip etmekte zorlanıyoruz…
2025’e girmeden bir bütün olarak olmasa bile, Suriye’de bazı şeyler netleşecek gibi…