Bir atı var Ala Paça peh, peh, peh, Mecal vermez kırat kaça hey, hey, hey Az kaldı ortamdan biçe Ağam kim, Paşam kim, Nigar kim, Hanım kim Kiziroğlu Mustafa Bey Bir beyin oğlu Zor beyin oğlu
Diye başlayan ve devam eden o ünlü yöre türküsünün asılında bu dünya da nice Kiziroğlu, Zaloğlu Rüstemlerin gelip, geçtiğini ve yaşamları boyunca ortaya koydukları tavırlarıyla geride bıraktıkları toz dumanın hiç ama hiç yere inmediğini yani geride bıraktıkları şan, şöhretlerinin ailelerine olduğu gibi kentlerine, köylerine, bu vefasız dünyaya, geride kalanlara bir miras olarak kaldığını anlatmaya çalışır..
Evet, kurulduğu ilk yıllarda haber, yorum, çabalarımızın teşvikleriyle iş insanlarınca verilen gönüllü ve samimi desteklerle 3. lige çıkmasına ramak kalmışken o meşhur kobuğun verdiği hainlik hissi ile paçaya yapışmalarımız dolaysıyla son anda hem de bir puanla geride kalan Serhat Ardahan Spor’a her seferinde bir omuz verilmeye kalkıldığında yine aynı ayak oyunu dolaysıyla bu yöndeki bitmeyen çaba ve şevkimiz kısa bir duraklamaya girdi.
Çünkü, yaklaşan lig maçları öncesi başkansız, futbolcusuz kalan takıma sahiplenme adına ve ‘Ne yapabiliriz?’ sorusuna cevap aramak için yani Ardahan’ın 3. lige çıkması vazgeçmeyip, yine arayışımız sürdürürken ve ‘Ardahanlı iş insanı İmdat Tatar’ın hem de bu ekonomik sıkıntılar içinde olunan şu zamanda Ardahan’ın futbol takımının BAL Ligine katılması için gereken parayı yatırdı..’ haberimiz sonrası (bana göre alçakça ve şerefsizce) bir haber ve o habere bilerek yada bilmeyerek konu edilenlerin yüzünden iyi niyetli bir iş insanının olduğu gibi benimde şevkim kırıldı. Çünkü Ardahan’ın önünde asıl engellerden olan birileri yine sahneye çıkmış ve şevkle başlatılan çalışmaya yine takos olmuştular.
‘Alın başınıza çalın’ dedirten bu tür alçakça takoslamaların yüzünden değil mi mevcut belediye başkanının bile, ‘Ya burada adam olmadığından ben başkanım’ dediğine şahit olduğumuz Ardahan’ın neden terk edildiği, niye geri kaldığı ve takımı başta olmak üzere bu kent için bir şeyler yapmak isteyenlerin samimi insanların niye şevkinin kırıldığını 2018 yılında ele aldığım bir yazımı yeniden okurdan daha iyi anlıyordum.
Ve o yazıya konu olan rahmetli insanın da ve onun gibilerinin de hep bu ayak oyunları, takoslar yüzünden yorulup, alçaklara da kalamayan bu dünyayı çok erkenden terk ettiklerini düşünüyordum.
Çünkü bu yok halimle ve şu an adı, sanı orta da olmayan aynı takoslamaların yüzünden adeta yok edilen Ardahan Dernekler Federasyonu Başkanı iken ‘lige girsin, yoluna devam etsin..’ diye bir sürede başkanlığını yapıp, sıfırdan kurup, lige soktuğum Serhat Ardahan Spor Başkanlığım esnasında ortaya koyduğum samimiyetimi görüp, hem de benden habersiz, bana destekten çok karınca, kararınca Ardahan’a sahip çıkmaya çalışan yaşarken değeri bilinmeyen öldükten sonra aranan onca insanlardan biri olan rahmetli Şefik Öktem’in samimi çabasını duyup, öğrendiğimde, 7 yıl önce ele aldığım o yazıyı yeniden olurken Öktem’in köylüsü de olan Tatar’ın ve Tatar gibi düşünenlerin şevkini kıranların aslında Ardahan ve Ardahanlılara olduğu gibi kendilerine de ihanet ettiklerini de bir kez daha anlıyordum.
Evet, son bir hafta içinde yeniden duraklama dönemine girdirilen Serhat Ardahan Spor için attığımız adımlardan biri için ortaya koyduğu çabası üzerine yıllar önce ele aldığım ‘Teşekkürler Şefik Öktem’ başlıklı yazımı yeniden yayınlarken belki bu takoscular anlamazsa da bu kentin önündeki takosların aslında kimlerin olduğunu anlar ve benim yerime siz onların yüzüne tükürürsünüz diyerek, sabahın ilk ışıklarında bir kez daha okuyup, kendisini bir kez daha andığım ve ‘Allah Rahmet Etsin’ dediğim Şefik Öktemlerin ölmediğini hep yaşayacaklarını da düşünüyordum.
Ve ‘O iyi insanlar kadar olmasanız da bu kentin önünde takos olmayın ey alçaklar’ diyor ve geceyi yaran sabahın ışıklarının verdiği umutla bir kez daha Tatar ile aynı köylü olan rahmetli Şefik Öktem’in çabasını ortaya koyacaklara şimdiden teşekkür ediyor ve aşağıda ki; ‘Ardahan’ denlince samimi onlara da selam olsun diyorum.
Teşekkürler Şefik Öktem
Yaşı 60’ı geçmiş olsa da gönlü hala 20’lik genç delikanlı. Aşkı ise yaşadığı kenti.. Gecesi, gündüzü bu kenti idare edenlerin nasıl olması gerektiğini anlatmakla geçer, yaşadığı şehrin gelişip büyümesi için kendini paralar.. Gerçi ailesi de öyle değil miydi? Kentin ileri gelenleri, şehre katkı sunanlar.. Ve tam bitti derken çok zor şartlar içinde yeniden filizlenen çocukları ile şehrime ne katarım düşüncesiyle yüreği çarpar. Adı Şefik Öktem.. Yaşı dediğim gibi daha 20 lik.. Aşkı ise tüm moral bozan, şevk kıran, engellemelere karşı tek etmediği ve hala yaşadığı şehri Ardahan.. Şehir Kulübünde otururken baktığı caddede gezenleri nasıl olur katarım bu kentin geleceğine diye düşünür.. İdarecileri ziyaret edip, neler yapılması gerekenleri anlatmaya, uygulatmaya çalışır.. Hiçbir şey yapamasa da döner köyüne, memleketine olduğu köyüne, atadan, dedene kalan arazilerle uğraşır, o yaşına karşın ot biçer, pulur toplar, patos vurur.. Ve hep yakışıklı giyinir, bırakmaz kendisini alienin son ferdi olsa da ayakta olduğunu ortaya koyar ve inadına dimdik yürür.. Adı Şefik Öktem.. Elindeki telefonla arada bir değil, her zaman Ardahan’dan İstanbul’a uzanır, yetinmez Bursa’ya, oradan İzmir’e yetinmez Yurt dışını arar şehrini unutanlara kızar, ‘gelin en azından gençlere sahip çıkın’ diye o yaşına karşın adeta yalvarır.. Yaşadığı şehrin kaymağını yediklerini izler ve hep onlara da kızar.. Kentin kaymağını, balını yerler ama yerlerinden kalkıp, bu kente sahip çıkma adına mücadele edenlere beş kuruş fayda sağlamazlar diye.. Ve son bir şey daha yapar.. Hem de hiç beklenmedik bir anda, adeta sürpriz yaparak.. Gençler uyuşturucu bataklığına saplanmasın, göç etmesin, dağlara çıkmasın ve yeşil sahalar da kalsın diye yeniden, baştan oluşturulamaya başlanan Serhat Ardahan Spor’a sahip çıkılması adına bir çalışma başlatır.. Önce ailesinden başlar, ardından eski dostlarını arar ve der ki; ‘Ya Allah rızası için şu gençlere sahip çıkın’ diye sitem eder.. Ve bir enerji katar, bu yönde çaba sarf edenlere.. Ve en büyük katkısını bu ulvi davranışı ile ortaya koyar.. Teşekkürler Şefik Öktem..