Ardahan Aşısı, Ardahan acısı..

36 Yıllık gazetecilik hayatımda Ardahan’ın gelişmesinde, tanıtımın da ve Ardahanlılar olarak o çok arzuladığımız güzel hayallerini gerçekleşmesi için verdiğimiz mücadele ortada dururken birilerinin yaptıklarımızı gölgelemek uğraşı içinde olmasının yanında bizi kopyalayıp, iş yaptıklarını sandıklarını da görmekteyiz..
Gerçi bu süre içinde hep aşıp, kenara attığımız bunların benim bir dönem değil 3 döneme yakın Ardahan Federasyonu Başkanı olmamla birlikte bayatlayan yol ve taktiklerle o dönemde de çeper diplerinde aleyhime dedikodular ürettiklerine de şahit olmuştum .
Evet defalarca bu tür yazılar yazarak, bu gölgecillere, diaspora ve çeper dibi fesatlara karşın doğru bildiğim yerde durup, hep bir adım daha ileriye diyerek işime bakarken bunların beni kendilerine benzetme çabalarının da artık tutmadığı ve benim değil, toplumun onların yüzlerine tükürdüğünü de görmüyor değilim..
Ardahan’dan gelip, 16 milyonluk İstanbul’da, sıla hasreti ile sığınacak bir çatı arayan 700-800 bin Ardahanlıyı temsil ettiklerini  iddia eden diasporaya rağmen 6.5 yıl başkanlığını yaptığımda adeta tarih yazan ARDA/FED Başkanlığım döneminde tek dişi kalmış canavar misali son bir kaç çırpınışla sözüm ona önümü kesmeye, benim ve ARDA/FED’in yönetiminin yaptıklarını karalamaya çalışanların beyhude çabaları sonuç vermezse de mide bulandırmamış değildi..

Çünkü Ardahanlıların yakından tanıdığı bu dinozorların defterini kapatan bir çok çalışmaya imza atmaya başladığımız şu süreçte önce ‘Bizde federasyon kuruyoruz’ deyip, dün olduğu gibi bugünde kaz pişirip, şenlik ve festivallerde göbek eriten dernekçiliklerinden öteye geçememeleri, ardından ‘Birlik başkanları’ atayarak, kendilerini ARDA/FED’den üstün görme çabaları, yetmedi kirasını, özel ilişkilerimi kullanıp, bir kaç duyarlı iş adamının desteği ve çelim, çocuğumun hakkı olan cebim de ödediğim ve bugün kirası ödenmediğinden İstanbul’un ortasında ki merkezi darma, duman edilip, levhası da alınmadan Şişli’de kapı dışarı edilip, kenar mahalleye atılan ARDA/FED merkezini özel kullandığım yönünde dedikodular üreterek, yerini bilmedikleri ARDA/FED’i karalamaya çalıştıklarını unutmuş değilim..

Bugünde hala devam eden dün şerefsizliğin daniskasına başvuran bunların kendi sözde derneklerini ceplerinde taşıdıklarını unutup, sözüm ona bana yönelik çamur atma çabalarının da boşa ve beyhude olduğunu toplumda görmüş, tükürüğe bile yazık denmişti..

Bunların yanı sıra o dönem de yaşanan pandemi değil, Kafkas arısı ürettiği Arı’nın tadı ve gücü ile oluşan Ardahan aşısı hatırı için yanımda, solumdan olanlar dahil yalandan yanımda görünüp, arkadan kuyu kazıyanların da olduğunu iyi bilen biri olarak buradan bir kez daha diyorum ki;

Sizin boşa çabalarınıza karşın, bizim Ardahan ve Ardahanlı sevdamız her geçen gün daha da büyümektedir..
Siz ne kadar dedikodu üretirseniz biz o kadar çalışacağız..
Siz ne kadar dedikodu üretseniz de biz daha çok çalışacağız ve toplumun o çok arzuladığı ama bu soyları tükenmek üzere olan diasporalar, dinozorlar yüzünden bugüne kadar gerçekleşmeyen, ‘Güçlü Ardahan Lobisi’ ni gerçekleştirmeye. bugün ARDAFED’de olmasakta ARSİAD, AGC ve içinde olduğumuz medya ve basın yoluyla gerçekleştirmeye çabalayacağız, çabalıyoruz da.

Kısacası; Bugün ortaya konan çaba da budur..
O ele demiş, bu bele demişe bakmadan gücümüzün yettiği, ömrümüzün izin verdiği yaşam süresinin en son saniyesine kadar doğru bildiğimizi ve yerlerde sürünen Alman aşısı değil, Ardahan aşısı ile iğneleyerek işimizi, gazeteciliğimizi yapmaya devam edeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın..
Ve selam..