Aralarında, Göleli hemşerim Mehmet Baransu’nun da olduğu onca gazetecinin tutuklu olduğu bir ülke de, ‘Basın Özgürlüğü için Mücadele Günü’nü kutlamak ne kadar mantıklı bir durum bilmem ama yine de, ‘bayram işte’ diyerek, ’24 Temmuz’u kutlamak gerekir..’ deyip, gazetecilik mesleğini tüm maddi imkânsızlık ve siyasi baskılara karşın yapmaya çalışan gazeteci meslektaşlarımı tek tek kutlarım..
Ardahan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve 36 yıldır, onca haberin yanında bu köşede her gün günlük yorumunu yazan bir gazeteci olarak bu ülkede, bu kentte gazeteciliği yaparken yaşananları yazarken ‘Acaba başımıza bir şey gelir mi?’ diye düşünüp, beynimizde ki düşünceleri özgürce kamuoyuna aktarma çabası içinde verdiğimiz mücadelede karşımıza hep dikta özlemi çeken siyasilerin, bürokratların hatta ‘yazma ula, çekme kardeşim’ diyen insanlarca da demokrasinin 4. kuvveti denen gazetecilerin karşısına çıktığını, höt ettiğinde iyi biliyoruz.
Yerelde olduğu gibi ulusalda da bin bir soruna karşın inadına gazetecilik mesleğini yerine getirip, normal günlerde yada basın bayramı denen günlerde, ‘reklam ver’ demeye gelince oralı olmayı düşünmeyip, yalandan, al yapıştır, içi kuru mesajlar ile hatırlanan gazetecilerin diğer bir istem ve arzusu da iktidarım deyip, kendi yeddi sülalelerini kamu dairelerine yerleştirenlere dikta olmayın, iktidar olun sizden hizmet bekleyen halka hizmet edilmesini sağlama çabasıdır..
Bu nedenle;
Birilerinin dikta olma hevesini bir kenara itip, iktidar veya muhalefet olduğunu hatırlayarak, bir dönem kaz, tavuk, hindi bırakmayan yalancı veba yani Kuş Gribi gibi yada Gabar petrolü gibi hala aşısı bulunamayan Corona’dan beter Şap’a, yanı karaya, dabak’a , buzağı ölümlerine başta olmak üzere bozuk yollar var deyip, haber, manşet ve de yorum yaparak yazan, konuşan gazetecilerin dile getirdiği sorunlara çare araması ve merkezlerinde doğru dürüst bir wc’si bulunmayan bu kentin ve onca değil, binlerce sorunla baş başa olan ülkenin sorunlarına el atmasıdır..
