Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

casino siteleri deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler editorbet giriş

Fakir Yılmaz

GİTTİ, GİDECEK OLAN İMAMOĞLU MAĞDUR ROLÜYLE CHP’Yİ DİZAYN Mİ EDİYOR?!.

Baştan beri dediğimi yani ‘Önce Kaftancıoğlu, sonra İmamoğlu ve ardından Kılıçdaroğlu gönderilecek..’ iddiam sadece bir sıra değişimi ile devam edecek diye yenilerken benim bu iddiama ‘değişim’ diyerek CHP’nin son kongresi öncesi 5’li çeteyle gizlice görüşüp, KIlıçdaroğlu’nu kendisinden önce gönderten İmamoğlu’nun adım adım kendisine gelen sıranın telaşı ile CHP’yi dizayn etmeye çalıştığını ben anlasam da CHP’liler anlıyor mu onu bilmem..

Evet, CHP’lilerin ‘tek adam’ diyerek eleştirdiği Erdoğan’dan farklı olmadığını yani yavaş yavaş sesli olarak dillendirmeye başladıklarını gördüğümüz Erdoğan’ın E harfiyle adı başlayan İmamoğlu’nun bugünlerde yine Erdoğan’ı örnek alarak oynadığı mağdur rolüyle gölge başkanlığını yaptığı söylenen CHP’yi dizayn etmeye çalıştığını da CHP’lilerin çoğunluğu ve iktidarın değişiminden umut arayanlar görmezse de ben ve bazı duyarlı CHP’liler görmekte..

Evet, solcu, sosyalist denildiğin de elle gösterilecek olan isimler arasında ilk sırlarda denen memleketim Ardahan’ın eski gelini Dr. Canan Kaftancıoğlu ve ondan önce Kılıçdaroğlu’na İstanbul’u kapı kapı gezdirip, tanıtan ama köyünde partisine oy alamayıp, İstanbul’da CHP’den defalarca milletvekili, hatta bu partide Genel Sekreter bile olan Ardahanlı hemşerim Gürsel Tekin, Esenyurt’un kurucu Belediye Başkanı Dr. Gürbüz Çapan gibi ekibin el ele verip, eski ANAP’lı İmamoğlu’nun da bu ekibe katarak, AK Parti’nin elinden aldıkları İstanbul’dan sonra Erdoğan’ın o günden bugüne kadar bu ekibi dağıtmak için elinden geleni yaptığı da unutulmamalı.

Ve Erdoğan’ın bu hedefine alttan alta destek veren CHP’nin kozmik odasındaki küçük beyinciklerinde ki sakladıkları kafatasçılıklarıyla tanınan ulusalcı CHP’lilerin önce ‘Neden Mustafa Kemal’in askeriyiz’ demiyorsun diye Kaftancıoğlu’na yüklenmeye başladılar.

Sonra aynı Kaftancıoğlu Suriyeliler ile ilgili bir açıklama yapması üzerine dedesi Deniz Gezmişlerin asılmasına onay verenlerden olan ve şu an bir çokları gibi adı sanı unutulan o dönemin CHP sözcüsünün kameraların karşısına çıkıp, ‘Sen böyle konuşamazsın..’ dediği günü kuzunun yalnız kaldığını görenler bunu fırsata çevirmiş aynı gün verdikleri karar ile Kaftancıoğlu’na olanları bildiğinizden dolayı Kaftancıoğlu’nun gönderilmesi hikayesini anlatıp, uzatmayacağım..

Tabi bu arada ilk seçimde olduğu gibi son seçiminde de yanında olan ve en önemlisi ilk seçiminde Binali Yıldırım’ın çıkıp, ‘ben kazandım..’ demesini ret edip, oy sonuçları için İl Başkanlığı ekibi ve kendisi gibi idealist devrimcilerin katkısıyla mücadele eden, saniye saniye bütün oy sandıklarını, seçim sonuçlarını sanal ortamda sürekli veren ve oynanmak istenen oyunu bozup, kendisine seçim kazandıran Kaftancıoğlu’nu seçilir, seçilmez geri iten ve yalnız bırakan diğer bir isimde İmamoğlu idi.

Evet, aynı İmamoğlu ile CHP’nin kozmik odasısındakilerinin el birliği ile yalnız kalıp, kendisini çok seven (!) iktidarın önüne atılan Kaftancıoğlu İstanbul’u AK Parti’den alan 3’lüden biri olarak siyaset sahnesinden alınıp, saha kenarına itilmişti.

Ve buradan en karlı çıkan ise ‘İstanbul’u alan Türkiye’yi alır’ denen İstanbul’u ve atıl alanın geçtiği söylenen Üsküdar ile birlikte yıllar sonra da olsa geçen bu üçlüden biri önce CHP’nin komik odasındaki ulusalcı ve ‘Atatürk’ün Askerleriyiz’ deyip çocuklarına paralı askerlik yaptıranlardan sonra İmamoğlu’nun katkıları ile iktidarın etkisinde olduğu ileri sürülen Adalet mekanizmasının verdiği jet hızlı kararla üçlüden biri gitmiş değil, gönderilmişti.

Ve aynı ekip ile İmamoğlu bu kez ‘Değişim’ adı altında hem Kürt, hem Alevi dedikleri Klıçdaroğlu’na dönmüş ‘Sen seçim kazanamıyorsun’ diyerek alttan alta altını oymaya başlamıştılar ki Kılıçdaroğlu’nun görüşmeyi ret ettiği ve 5’li çete dediği çete ile gizlice görüşüp, yanına alarak ve büyük paraların döndüğü söylenen kongre öncesi sanki genel başkanmış gibi davranıp, başında olduğu İstanbul’a hizmeti bırakıp, memleketim Ardahan’ında içinde olduğu 81 kenti dolaşmaya başlamıştı.

Ve aynı ANAP’lı, sağcı ailenin ferdi olan hatta Kur’an okuyan bir muhafazakar kişiliği olan ama solcu olmayan İmamoğlu’nun burada da yaptığı hinliklerle dizayn etmeye çalıştığı CHP’yi top yükün ele geçirme hesapları bir nebze tutmuş ve benim, ‘Önce Kaftancıoğlu, sonra İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu’ gidecek iddiam ve tezimi çürütemezse de sıraladığım isimlerin sırasını değiştirerek, gölge bakanları ile gittiği sarayda iktidarın gölge ortağı oluğunu iddia ettiğim ve CHP’de de hala ‘gölge başkan’ diye adlandırılan Özgür Özel’in Genel Başkan olmasına omuz vermiş, Kaftancıoğlu gibi Kılıçdaroğlunu da yolcu etmiş ve o suç işleyenler misali kızarıp, çok terleyen yüzünü silerken önün de ki ağır taşları sildiğini sanıp, üçlü olarak başladığı oyunu tek adam, bir kişi, dediği dedik, çaldığı onun düdüğüydü..

Bu arada, ‘ülkemizde bazı şeyler alışkanlık haline geldi örnek ‘Anayasa yetmiyorsa cumhurbaşkanına uygun olan yasa yapılıyor..’ diyen aynı CHP’ye de sirayet etmeye başladığını da görüyoruz.

Yani Anayasaya göre Cumhurbaşkanı adayını CHP’nin ve partilerin meclis grubu belirleyebiliyor. Ama ne hikmetse bu durum Kaftancıoğlu ile Kılıçdaroğlu’nun gitmesine büyük katkısı olan İmamoğlu’na yetmiyor: Ve anlaşılan o da mevcut iktidardan aldığı örneğe uygun olarak partiyi ve Anayasayı kendisine uydurmaya çalışıyor.

Ama Anayasal olarak CHP üyesi cumhurbaşkanı adayı belirleyemez. Ve bir önceki yerel seçimlerde olduğu gibi ‘Adayları CHP’li üyelerin seçmenleri gerekir..’ denilirken iktidara ve Erdoğan’a özenen aynı İmamoğlu istemiyle CHP listelerine kayyum gibi üstten ve İBB’nin memur kadrosunda olanlar atandı.

Yani İstanbul’dan kilo metrelerce uzaklıkta ki Hopa’da dahil bir çok yerde İmamoğlu’nun belirlediği CHP’li adaylarla seçim yapmak zorunda kaldılar. Seçmen İmamoğlu ve şuarası tarafından dayatılan adaylar seçilmek zorunda bırakıldılar.

Şimdi “ön seçim” , ‘Anket’ ‘Delege belirlesin’ ‘Üye karar versin’ diyenlere sormak gerekmez mi daha bir yıl önce bu akıl o zaman neredeydi?

Bilmem ama İstanbul adaylarını belirlerken, burada biraz akıl tutulmasından bahsetmektense Kaftancıoğlu ile Kılıçdaroğlu’nun gitmesine büyük emeği olan İmamoğlu’nun, CHP’yi olduğu gibi Yavaş’ı da hızlıca devre dışı bırakma hesapları içine oluğunu ve bunu da art arda açılan davaların paniği ve perdelemesiyle ‘mağdur’ oyunu ile CHP’yi iyiden iye kendisine doğru dizayn etme hesabıdır derim..

CHP’li olmayan ama 56 yaşına ayak basmış olan ve hiç sol iktidar görmesi nasip olmayan bir gazeteci olarak ya sol yada halkına eşitçe bakan, diline, dinine, dediğine ‘höt’ etmeyen, seçilenin yerine kayyum atamayan, İmamoğlu’nun da özendiği tek adam rolü oynamayan bir iktidardan yana olan benim, Önce Kaftancıoğlu, sonra İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu’ tezim ha bugün belki de bugünden de yakın illaki gerçekleşecek..

Çünkü, mevcut iktidara gölge ortak olduğunu iddia ettiğim ve ‘Ula oğlum sen bir kere CHP Genel Başkanı olduğunu hisset. Ve tam bir genel başkan olmanı ortaya koyulmasını gölgeleyen İmamoğlu gibileri senide yer.. Bırak, mevcut iktidar Kafancıoğlu gibi çok adaletli bir şekilde onu da hal eder, zaten edecekte’ denen Özgür Özel’in de içinde bulunduğu ekibin kendisinden hiç razı olmadığını gören İmamoğlu başta olmak üzere sarı öküzleri tek tek verenlerin sıranın kendilerine geldiğini anlamışlar bile..

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER