
Dün ele aldığım ’17 Bin faali meçhulü de unutmamak gerek.. ‘ başlıklı yazımı seslendirmesini yapıp, ‘Abi bilgisayar bozuldu, yetmedi baskı makinasında sorun var. Bir hayli zorlandım ve yoruldum’ deyip, ardından ‘Gazeteyi erkenden bitirip, dinlenmem için bugünkü yazını biraz erkenden atabilir misin?’ diyen acar muhabirimiz, grafikerimiz, baskıcımız, dağıtımcımız kısaca her şeyimiz Baran’ın uyarısını aldığımda ben de bilgisayarı bırakıp, başına geçtiğim tv’de, hem Cumhurbaşkanı hem de genel başkanı olduğu partisi AK Parti Grup toplantısında konuşan Erdoğan’ı izliyordum.
Çünkü, PKK’nın kendisini fes ettiği haberi ardından ne diyeceği büyük bir merakla beklenen Erdoğan’ın kürsüde olduğunu duyuyor ve salona geçip, elimde ki telefonla birlikte kendisini ‘Acaba bir genel Af’ diyecek mi?’ diye bende nefes almadan izlemeye başlıyordum. O kadife elinde ki demiri bir kenara bırakmış edasıyla konuşan aynı Erdoğan’ın da partisinin grup toplantısına gelmeden önce ‘Dostum’ dediği ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, ve dün ve resmi kayıtlarda hâlâ terörist denen ama bugün cumhurbaşkanı olan Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile çevrim içi bir telefon görüşmesi gerçekleştirmiş, her satırı Kore’de ki gibi alkışlanan toplantıya öyle gelmişti.
YAZARLAR
TÜMÜ