23 yıl önce kurduğu ve 22 yıldır iktidarda olmasının gururuyla partisinin 23. yıl dönümünü kutlayan Erdoğan’ın, camisinden namaz kılamadığı Suriye ve ABD’nin yeni üsler kurduğu Yunanistan’dan sonra İsrail’e yönelik ‘Bir gece ansızın..’ dediği sözlerinden sonra memleketi Rize’de yaptığı konuşmada davetine icabet etmemekle suçladığı ve Türkiye’nin ziyaret davetine icabet etmediğini için “özür dilemesi gerektiğini belirttiği Filistin Lideri Abbas bu kararından vazgeçip, Amerika’da beyaz sarayda ayakta alkış aldığı kongreye yönelik konuşan İsrail Başkanına mesaj olarak TBMM’de konuşmak için bugün Türkiye’ye geliyormuş.
Erdoğan’ın adeta fırça denilen “Bazı siyasi partiler diyorlar ki; Hükümet Filistin Başkanını Türkiye’ye davet etsin ve Parlamentoda konuştursun demişler. Size davet etmediğimizi kim söylüyor?, Davet ettiğimiz halde gelmeyen Sayın Abbas, kusura bakmasın önce bizden ayrıca özür dilemesi lazım. Davet ettik gelmedi. Bekliyoruz bakalım gelebilecek mi?” açıklaması ardında Türkiye’ye geleceği açıklanırken bazılarınca gavur diye itham edilen İzmir’den bir haber geliyor.
Haber şöyle; ‘Dilruba isimli bir kadının İzmir’de bir sokak röportajında kullandığı ifadeler nedeniyle “halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama” ile “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla tutuklanarak cezaevine gönderildi.’ şeklinde..
Dilruba isimli bu kadının o sokak röportajında ne dediğine baktığımızda ise; Tüylü Mikrofon isimli YouTube kanalının yaptığı sokak röportajında Instagram’a erişim engeli getirilmesiyle ilgili konuşan ve kullandığı ifadeler nedeniyle tutuklandı.’ diyordu.
Osmanlı döneminde sıklıkla kız çocuklarına verilen isimler arasında yer aldığını öğrendiğimiz ve Farsça kökenli bir kelime olan ve ‘gönül alan, gönül kapan’ anlamına gelen Dilruba isimli kadının sokak röportajında Instagram’a getirilen erişim engelini eleştirmesi ardından saat sabah 10.00’da gözaltına alındığı daha sonra İzmir Adliyesi’ne sevk edildiği ve önce tutuklama istemeyen ilk savcının ardından başka bir savcının yani nerdeyse 3 savcının değiştirilerek, ifadesini alındıktan sonra tutuklandığı ve hapse atıllığını öğreniyoruz.
Kısacası Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz Cumartesi günü asıl adı ‘Ardahan-Artvin Havaalanı Projesi’ olan ama Ardahanlı siyasilerin ilgisizliği dolaysıyla Ardahan’da gerçekleşmesi beklenen hatta ilan edilen bu proje bir anda ‘Rize-Artvin Havaalanı’ yapılıp, denizin ortasına yapıldığı memleketi Rize’de yaptığı konuşmayı hatırlatıyordu.
Çünkü Erdoğan’ın Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın Türkiye ziyaretine ilişkin açıklamalarda bulunması ve bu açıklamaları ardından Filistin’in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa, Abbas’ın yakında Türkiye’ye resmi bir ziyarette bulunarak Erdoğan ile görüşeceğini açıklamasını yaptığı esnada Dil’nın röportajı ve tutuklanması haberi ajanslara düşüyordu.
Ve, “Ben kimseye hakaret etmedim. Hakaret kastıyla konuşmadım ama görüşlerimi açıkladım. Görüşlerimi açıklamaya devam edeceğim. Beni korkutamazlar, sindiremezler” diyen Dilruba isimli o kadının sokak röportajında söyledikleri dolaysıyla tutuklanması olayını bir birine bağlayacak olursak, olayın Cumhurbaşkanına yönelikten çok İsrail’in, İran’da kalbi denecek bir askeri karargâhta vurup, öldürdüğü Hamas’ın liderine yönelik sözleri ‘Çok ince’ bir diplomatik bir mesajdır diyebiliriz.
Çünkü önce gelmek istemeyen ardından geleceğini açıklayan Filistin Liderinin ülkeye gelme kararını vermesinin hemen ardından yaşanan Dilruba vakası tamamen ülkeye gelme kararı alan Abbas’a yönelik ‘Davetimizi kabul ettiğin için hoş geldin’ mesajı olarakta algılıyorum.
Yani bu çok ince diplomatik mesajda verilmek istenenin, ‘Biz her ne kadar çokta sevmediğin Hamas lideri İsmail Haniye yaşarken onla kol kola olsakta sende bizdensin bak işte ispatı’ denerek ‘Bize ne Filistin’den, yastan’ diyeni bile 400 bine yakın siyasinin, suçlu, suçsuz denmeden birçok insanın yatırıldığı hapishanelerimize atarız, ‘ denmek istenmiştir. Nokta..
Ve, ‘ Abbas gelip, gidene kadarda hanımefendiye içeride tutularak gereken ceza verilmiş sayılacak ve ‘DEM’den uzaklaşma ödülü olarak serbest bırakılacaktır, milletvekilliği hakları iade edilecektir’ diye iddia ettiğim Hatay milletvekili gibi o da bırakılacaktır..
Ve kısacası bir ileri, iki adım geri atarak 22 yıldır aslanlar gibi iktidarda kalmayı başaran ve bu gidişle ‘Normalleşme’ diyerek daha da silik bir muhalefet yapan CHP’nin gölge ortaklığı ile bir 4 yıl daha iktidarda kalacak gibi değil, net gibi görünen aynı iktidar, ‘Vekillerinin, belediye başkanlarının kuruluşumuzun yıl dönümü hediyesi olarak partimize geçtiği sayın muhalefet sizde boşu boşuna ve içi boş muhalefetliğinizle yalandan panik yapmayın lütfen..’ demiştir.
Ha unutmadan özgürlük mü, adalet mi, insan ve hayvan hakkı mı?
Ortadoğu, Suriye, Rojava, Filistin, İsrail, ABD, Rusya, Çin, BOB var.. Bırakın şimdi hak, hukuku.. Kısacası, 22 yıl önce ‘Yolsuzlukla, Yasaklarla, Yoksullukla Mücadele’ dediysekte bu yazıyı yazan gazeteci Fakir gibi soy ismi Y’mi yoksa K’mi olduğu anlaşılmayan Dilruba’nın zamanı değil..
Ha çok istiyorsanız gelin ‘Bir defa ile bir şey olmaz’ dene dene delik deşik olan, aldığı kararların uygulanmadığı hatta kapatılması gerekir denenin yerine yeni Anayasa’yı yapalım o zaman düşünürüz..