Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

casino siteleri deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler editorbet giriş

Fakir Yılmaz

AÇ GAZETECİLER GÜNÜ…

Her yıl ortalama bin, bin 500 kişinin göç ettiği Ardahan’dan, aynı yıl Ardahan’ında aralarında olduğu birçok kentten 15 bin ila 20 bin arasında insanı nüfusuna katan ülkenin, 4 milyon 493 b242 nüfusla  3. büyük metropolü İzmir‘in 30 ilçesinin arasında bulunan ve İzmir’in olduğu gibi ülkenin sanayi ilçelerinden olan Aliağa’da misafir olarak kaldığım evden al acele çıkıyorum..

Çünkü Aliağa’ya komşu İzmir’in Çiğli ile Menemen ilçelerinin Ardahanlı kaymakam hemşerilerimce idare edildiğini öğreniyor ve kendilerinden aldığım randevu saatlerine yetişme adına telefonumun konumunu aceleden açıp, konumunu ‘Paralı pardon otobana yönlendir’  özelliğinden çıkarıp, adeta ‘biri sizi gözetliyor..’ odasındaymışım gibi her tarafı kameralarla dolu normal karayoluna koyuluyordum.

Ve haftanın ilk gününü yani başta iş dünyasınca olmak üzere ekmek kavgası veren her çalışanın, ‘sendromlu gün’ diye adlandırdığı haftanın ilk günü olan pazartesiyi hemşerim kaymakamlarla tanışma adına yan yana olan kaymakamlıklara gittiğim ziyaretlerimi yaparak geçirip, geri misafiri olduğum kız kardeşimin evinin bulunduğu hem sanayi, hem de sahil ve tüm belediyeleri CHP‘li sanılan şehrin, MHP‘li Belediyenin yönetiminde olan Aliağa ilçesine dönüyor ve günün yorgunluğuyla uzandığım yeğenimin odasında uyuya geçiyordum.

Ve gece yarısı uyanıp, saate baktığımda, pat diye uzanıp, daldığım yatakta, ‘Oooo memleket haber bekler’ diyerek uyurken üzerime atılan ince yorganı kenara atıp, al acele bilgisayarımı açıp, önce geride kalan gün boyunca ülke ve dünyada yaşananları daha sora yerel ve sanalın gündemini tarıyor, bir taraftan da gün boyu yaptığım ziyaretlerin yanı sıra şu an bulunduğum yağmurlu İzmir’de edindiğim izlenimleri yazıya dökme hesapları yapıyordum.

Ve ilk iş olarak haberlerimi yazıp, sonra gün boyu çektiğim video çekimlerimi başta Youtube ArdahanTVHaber kanalımıza olmak üzere facebook, Instagram, tik tok ve diğer sanal sayfalarımda da paylaşıp, arada da uyuyan ev halkını rahatsız etmemek sessizliği ile balkona çıkıp, karanlıkta parlayan ışıklar eşliğinde bir başka güzel İzmir’i izleyerek cigaramdan nefes almaya çalışıyordum.

Başta, basını davet etmeyen, yazılınca da gazetecilere kızan resmi kurumlar gibi kendi kendilerine kahvaltılar, etkinlikler, geceler, gündüzler düzenleyen ardından bir kaç kişinin yani akraba, dost, eş, arkadaşları takibinde öte başkasının bakmadığı sanal sayfalarında başlık bile vermeden paylaştıkları fotoğraflarla mutlu olan stk’lar arasında bulunan ve her düzenlediği kahvaltı ardından ya tartışmalı yada yeni derneklerin kurulmasına neden olduğu görünen bağlı olduğu federasyonunu takmayan İstanbul Göle Derneğinin kadının olmadığı yeni bir toplantı ile yine kahvaltılı bir toplantı yaptığını, Hoçvan Federasyonunun da bir önceki burs toplantısının hesabını daha kamuoyuna açıklamadan yeni bir burs etkinliğine hazırlandığını görüp, habere değer görmeden geçerken, gelen mesajları inceliyordum.

Bu mesajlar arasında gördüğüm şok olup, bir daha okuduktan sonra, ‘Hanak‘ta ki skandalın suçluları sadece anne/kız mı?!. ‘Öldürüldü denen çocuğun babası veya babaları kimler?’ diye DNA testi yapıldı mı?!.. ‘Cinayete kurban edildi!’ denen çocuk nerede, hangi mezarlıkta gömüldü?!..’ başlığıyla paylaşıp, devamını sabah konuyla yapacağım bazı görüşmelere bırakırken, Son Vilayet, Posof ve Göle Gazetelerimizin manşetlerine oturan haberleri bir kez daha gözden geçirip, ulusal medyaya gönderdikten sonra pencerelerden sızan ışıklarla bir gecenin daha yazılarım, haberlerim eşliğinde sabahladığını anlıyordum.

Son bir iki haberi daha yazdıktan sonra, ev sahibem kahvaltıyı hazırlayana kadar biraz uyuyayım diye düşünüp, üniversite eğitimin almak için gittiği Antalya‘da olan Kerem yeğenimin bana bıraktığı yatağına gecenin yorgunluğu ile yeniden uzanırken bu kez hem de sabahın erken saatinde telefonuma gelen mesaja bakınca bir gazeteci olan benim aklımda bile olmayan ama gece gündüz bizi düşünen (!) Valilik Basın Müdürlüğünün biz gazetecilerin günü olduğunu bana hatırlatıyor ve vali beyin güne yönelik mesajını attığını okuyordum.

Ve İdarecilerinde günü olan 10 Ocak dışında bilmediğim günümüz dışında bu da yenimi diyen bir gazeteci olarak yetişemediğimiz bu günün olup, olmadığına ve bu günün ne günü ne zaman ilan edildiğine bakmak için googel amcaya bakıp, hangisi, neyin yayına başladığını demeden, ’21 Ekim 1860 tarihinde yayına başlamasına dayandırılarak bugün de kutlanmaktadır. İstanbul Gazeteciler Cemiyeti, PTT idaresine 1960 yılında pul bastırmıştır, bu nedenle 100.yıl anısı da taşımaktadır.’ şeklinde ki açıklamayı da okuyor, uzandığım yataktan geri kalkıp, önce mesajı atan valilikteki meslektaş arkadaşı daha sonra Basın Müdürlüğüne vekaleten baktığını da öğrendiğim Ardahan Valiliği Yazı İşleri Müdürü İbrahim beyi telefonla arıyor, ‘Müdür bey bu gazetecileri doyurmayan mesajlar için yine de teşekkür ederim ama bir günde gelin abone yapalım, maddi destek verelim sizi..’ demiyorsunuz?’ diyordum..

Evet, Valimiz Hayrettin Çiçek, 21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü dolayısıyla bir kutlama mesajı yayınladı.
Valimizin mesajı şöyle;
“Doğru, ilkeli ve objektif görev anlayışı ile kamuoyunu ülke ve dünya gerçekleriyle buluşturan basın; toplumu bilgilendirmeye, bilinçlendirmeye, araştırmaya ve doğru bilgiye ulaşmaya yönlendirmektedir.
Hukukun evrensel kurallarından ayrılmamak, meslek etiğine uymak, kişi haklarına ve özel hayata özen göstermek, basının en önemli sorumluluğudur. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte günümüzde yaşanan hadiselerin en kısa sürede geniş kitlelere ulaşmaya başlaması, basın mensuplarının sorumluluğunu ve basının önemini daha da arttırmıştır. İlkeli, tarafsız, araştırmacı yazılı ve görsel bir medya, ülkenin demokratik gelişmesine katkı yaptığı gibi, yol gösterici yayınlarla toplumu olumlu yönde etkilemekte, zaman gözetmeyen çalışma hayatıyla da toplumu bilgilendirerek yazılı ve görsel bilgilerle topluma ışık tutmaktadır.
Bu duygu ve düşüncelerle tarafsız ve ilkeli yayın anlayışıyla, bu işe emek ve gönül veren basın mensuplarımızın ‘21 Ekim Dünya Gazeteciler Günü’nü kutlar, tüm basın çalışanlarına sağlık, mutluluk ve başarılar dilerim”.’ şeklinde sabahın erken saatinden gönderilen bu mesajın hemen ardından Sağlık Müdürünün de kendi grubuna buna benzer bir mesaj attığını da görüyor, okuyordum.

Ve ardından bu yazı bitene kadar Cuma mesajlarını geçen ve rekor kıran aynı dileklerle süslenmiş bir çok mesajları da görünce Valilik Yazı işleri müdürüne telefonla sesli olarak anlattığımı birde, ‘Aç Gazeteciler Günü‘ başlığı ile yanı siz bizi ancak bugünlerde yada başınız ağrıdığın da ‘Bizi de yaz gazeteci’ diyerek  hatırladığınız gazetecileri hatırlayıp, 86 milyonluk ülke de 200 bini spor, 150 bini bulmaca, at yarışı, yada erotik, magazin olmak üzere topu topu 800 bin günlük gazete satılan, o satılanında iktidara yağcılık karşılığında aldığı kamu reklamları ile ayakta kaldığı ülkede en azında bugün bir gazete bayisine gidip, günlük bir gazete alasınız diyerek..

Yada; ‘Karanlıkları aydınlatan sevgili gazeteci günün kutlu olsun ama bana birde İman pardon İban atar mısın? Reklamı mı, ilanımı yada vali beyin mesajı gibi bir mesajda benim adıma yaz..’ dersinizde biz de gazeteci olarak günümüz olduğunu anlar, her günün bugün olması için dua ederiz..

Ha bu arada geçtiğimiz gün benim ‘modern çeper’ dibi diye adlandırdığım sanalda türkücü birinin bir meslektaşıma yani bizzat adını verip, ‘Özkan alçağa cevap ver..’ dediğim ama Özkan’ın kendisine cevap verme becerisini ortaya koyamadığı yada sanki suçluymuş gibi ‘Alçak sen bunu kime diyorsun?’ diyemeyen meslektaşıma, 21 Ekim Dünya Gazeteciler Gününü kutladığım meslektaşlarımı ima ederek yazdığı çukurdan bir aşağı mesajı da hatırlıyorum.

Ve tesadüfen vekil olup, 5 yıl dilekçe yazarak beleşten erkenden emekli olup, yat kat almadan namusuyla bu mesleği yani gazeteciliği yapan gazeteciler için yazdığı alçakça mesajı görünce bu alçağın şu an başında olduğu ama beleşten aldırdığı uçak biletleri ile sık sık İl dışında olduğundan doğru dürüst makamında görünmediği kurumun 36 yıldır gazetecilik yapan bana yada başka bir gazeteciye bugüne kadar ne koklattığını, hatta abone olduklarına yönelik bir fatura ortaya koyacak belgesiyle ortaya çıkıp, kamuoyuna sunmayacaksa ‘yaptığı, yazdığı kendisi gibi şerefsizlikten öte hatta Ardahan yollarında ki çukurlardan daha aşağı bir şey değil..’ diyerek bende, hem de para istemeden onun 21 Ekim pardon 10 Ocak İdareciler Gününü yok ya bir türkü söylemek için beden Ardahan Tanıtım Güleri İçin 8 Bin lira isteyen idarecinin idaresiz gününü kutlarım..’ diyorum…

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER