Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

casino siteleri deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler editorbet giriş

Fakir Yılmaz

KERBALA VE IRAK..

‘İyi ki doğdun’ diye başlayan mutluğunun, ‘nasıl oldu, niye, niçin öldü?’ hüzünle bittiği bir dünya da onca sevincin yanında üzüntünün doruklarda olduğu bir anda ‘ne yazılır? derken içinde bulunduğumuz anın metan dedikleri gazın nefes diye alınırken ölüme merhaba dediğinin farkına bile varamadığını anladığında çok ama çok geç olduğu kadar, bir o kadar da acı verir..

Kerbela da katledilen 12 İmamın yassının tutarken gelen kara haberde de 12 askerin şehit olduğunu duyduğuna yüreklere düşen ateşin ne derecede yaktığını bile anlayamaz, kala kalırsın, bir adım atacak ferin kalmadığı bir anda..

İşte o anlardan biri daha hem de, ‘gözden, benden, bizden, sevdiklerimizden Irak olsun..’ dediğimiz bir anda Kerbala’nın da olduğu Irak’ta gelen kara haber, Hz.Ali, İmam Hasan, İmam Hüseyin, Zeynel Abidin, Muhammed Bakır, Caf er Sadık, Musai Kazım, Ali Rıza, Muhammed Taki, Ali Naki, Hasan Askeri, Muhammed Mehdi’nin yassı kadar ağır, bir o kadar da kahreder ‘insanım’ diyeni..

Çünkü 12 İmamın yassını tutarken, 12 askerin ardından dökülen ağılar yakar insanı..

Savaşlar olmasın, barış olsun diye umutların yeşerdiği bir anda ne diyeceğini düşünürken ‘Allah sabır versin, yakınlarına, dostlarına ve de onlarla birlikte ağlayan tüm ülkeye diyerek, bir anda o gazlı havadan kurtulup, aşağıda ki yazıma, satırlara sığınıyorum..

Ve  ‘Bin nasihatten bir musibet yeğdir..’ şeklindeki Azeri ata sözünün anlam ve içeriğine baktığımızda karşımıza;

Yanlış bir yol tutmuş kimi insanlar vardır ki, onlara ne kadar çok öğüt verirsen ver, tuttukları yanlış yoldan çevirmekte olan bu öğütler bir fayda temin etmez.

Ama takip ettiği yanlış yolda başına gelen bir felaket, onu doğru yola getirmekte daha etkili olur. Çünkü kötü tecrübelerin öğretme gücü oldukça büyüktür” anlamında bir başka söz çıkar karşımıza..

Ve bu sözü biraz daha da açarsak eğer;

Bazı mücadeleler tek başına verilir sakın unutma güzel insan, en sevdiklerinin bile elinden bir şey gelmez..

Bunu daha iyi anlamak için devam edecek olursak eğer; ‘Herhangi bir sorun karşısında öyle anlar karşına gelir ki, geldiğinde ise seni doğuran annenin bile elinden bir şey gelmez..

Veya göz ucunda, dudağında çıkan küçük bir uçuk bile yaşadığın küçük bir sorunun çözümü için ‘trilyonların olsa fayda etmez’ diye devam eder..

Ve ‘hiç unutmaz insan.. Kimler savaşırken yanındaydı, Kimler seyirci koltuğun da?!.’ diye sürer..

Yani sen onca sorunu yaşarken halini sormayanlar, verdiğin mücadeleye ucundan bucağından da olsa ortak olmayanlar;

‘Senin için ne yapabiliri?’ sorusunu bile soramayanlar sen öldüğünde suçluluk dahi duymazlar..

Çünkü bugün benim ya da senin yaşadığın sorun ‘benim başıma da gelebilir’ diye düşünmez…

Ya da ‘benim başımda olsa ne yapardım?’ diye kendine sormaz.

Ama unutulan bir şey var

Kaderin piyangosu kime ne zaman vurur bilinmez.

Belki bir sabah ya da bir gece kapınızı çalmış kader,

Korkulu sancılı saatler dayanmış kapınıza,

Başlamış bir dönem hepimizin yaşadığı ve benim, ‘Alman aşısı değil, Ardahan Aşısı’ dememe karşın üretilip, yerlisinin üretilmediğini çokta anamadığımız  pandemi korkusu gibi ölüm, kalım savaşı bir başınıza…

Bilebilir misiniz ya da asla bana olmaz diyebilir misiniz?..

Diyemezsiniz demeyin de derim..

Çünkü alt tarafı insanız ve her iyi şey kadar kötü şeyler de bizim için şu hayatta…

Ve şunu da yazın bir kenara kalsın aklınızda,

Yaptıklarımızla gideceğiz bu dünyadan,

Gerisi malın mülkün paran eşyaların mı,

O saatten sonrasını düşünme, düşünemezsin de..

O saatten sonrası çünkü

Geride kalanların meselesi..

Evet, bu yazıyı ve anlatılmak isteneni anlamayıp, birde ‘Bırak akıl vermeyi, para ver’ diyenleri düşünün..

Ve o anda çekip, vurmayı düşündüğünüz bunu diyenin de haklı olabileceğini sizde biraz akıl edip, karınca kararınca el atmayı düşünseniz hayat daha güzel olabilir diye düşünenlerdenim..

Çünkü Azeri ya da Hint veya Corona denen işkenceyi tüm dünyaya yayan Çin ata sözlerini, nasihatleri dinlemek ve dinlerken onca nasihatin vasıtasıyla rahatlamak için önce sağlık sonra para ve cepte olan paranın verdiği psikoloji size ve ‘Bırak akıl vermeyi de para ver’ diyenlere büyük bir rahatlık verecektir…

Ama her ikisinin de bir kuralı var.

Oda; Aşkın, sevginin, sevmenin, sevilmenin insana verdiği panzehirleri gibi bu ikisi bir arada bulunamayan, Corona aşısı kadar zor bir ilaçtır alınacak nasihat, verilecek para..

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER