Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

casino siteleri deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler editorbet giriş

Fakir Yılmaz

BAHÇELİ’DEN ÖNCE BEN, ‘ÖCALAN’LA BİZZAT GÖRÜŞÜN’ DEMİŞİM..

Bayram tatili tembelliği içinde bir taraftan günün yazısını yazmaya hazırlanırken diğer yandan AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı, hemşerim AK Parti Esenyurt İlçe Başkanı Togay Çoban’ı saat: 15.00’da makamında hemşerilerimle birlikte ziyaret etmek için hazırlandığı bir esnada İzmir’den beni aradığını gördüğüm kız kardeşim Kıbrıs’tan gelen telefonu açtığımda, bizi erkenden terk edip giden Savaş’ın ardından daha yeni kayıp ettiğimiz Deniz kardeşini kayıp ettiği ilk günlerde ortaya koyduğu gözyaşlarıyla ağlayarak, ‘-Abi biliyor musun, Deniz’e çok benzediğinden mi yoksa bizzat tanışıp, konuştuğumda mı bilmem ama Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı direnemedi, o da çekip gitti..’ diyordu.

-Evet, maalesef kızım, dünyanın kuralı olan bu acıyı bende yüreğimde his ediyor, kendisine Allahtan rahmet, partisi CHP’lilere başsağlığı diliyorum..’ diyor, kardeşini kayıp etmiş gibi ağlayan kız kardeşimin daha çok ağlamaması ve onun kadar benimde üzüldüğümü ve daha çok üzülmemesi için, içinde bulunduğum atmosferi kendisine hissettirmeden teselli eletmeye çalışırken, CHP’li Başkanların başlarına gelenleri düşünüp, o atmosferden kurtulmak için hüzün içinde yeniden konuma, günün yazısına dönüyorum.

Aynı zamanda AK Parti Genel Başkanı olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir yıl önce Meclis’in yeni dönem açılış konuşmasında, “Vaat edilmiş topraklar hezeyanıyla hareket eden İsrail yönetiminin, tamamen dini bir fanatizm ile Filistin ve Lübnan’dan sonra gözünü dikeceği yer, açık söylüyorum, bizim vatan topraklarımız olacaktır” demesinin ne anlama geldiği tartışılırken, Esad, pardon Esed Suriye’de kaçıyordu.

Esed’in dostum Putin’e sığınması ile devam eden sürecin hemen ardından ortağı Bahçeli’nin beklenmedik anda sık sık mecliste olmaması gerektiğini belirttiği DEM’lilere ‘Dünya barışıyor, biz niye bayramlaşmıyoruz’ diyerek el uzatıp, sonra ‘Gelsin Mecliste konuşsun demesi ardından başlayan süreç devan ederken, şimdi de Bahçeli’nin ‘Kurucu Önder’ sözü tartışılıyor.

Çünkü, ülkenin asıl gündemlerinden biri olan ekonomik sıkıntı yüzünden kurban kesmekten zorlanılan bayramın birinci gününde MHP’nin kurucusu Alparslan Türkeş’in kabrini ziyaret eden aynı Devlet Bahçeli, orada yaptığı konuşmada Abdullah Öcalan’dan ‘Kurucu Önder’ diye söz etmiş, Türkeş’in oğlu, MHP’min değil, AK Parti Milletvekili Tuğrul Türkeş doğrudan Bahçeli’ye seslenerek, ‘Her yerde böyle diyebilirsiniz ama babamın kabrinde olmaz’ diyordu.

Ve bende geri dönüp, açtığım tarih sayfasında ilk gördüğüm bu süreci bir kez daha başlatılmasını zorlayan Suriye’de Bin 400 yıllarının Ekim’inde Şam’ı alan Timur, ilk Emevî halifesi Muaviye’nin oğlu olan ve Hazreti Muhammed’in torunu Hazreti Hüseyin ile yakınlarının Kerbelâ’da şehit edilmesine sebebiyet veren Yezid’in Şam’daki Bâbü’s-sagîr Mezarlığı’ndaki kabrini açtırması ve Yezid’in kemiklerini yaktırması ile yetinmeyip, birilerinin ‘namaz kılacağız..’ denen Emevî Camii’nin yakınında bulunan anıtını ortadan kaldırdığı notuydu.

O yılların bugünlere nasıl geldiğini ve sanki tekrarlandığını düşünerek dönüp, bu kez kendi arşivime bakıyor ve 11 Yıl önce yani 10 Haziran 2014 tarihinde ele aldığım yazımla Bahçeli’den önce ben ‘adım atın’ demiş olduğumu görüyor ve aynı Bahçeli’nin ‘Kurucu Önder’ dediği Öcalan ile neden görüşülmesi gerektiğini o zaman hem de Timur’un yüz yıllar önce yaptığı gibi bende kızılca, kıyametli günlerde cesurca aşağıda ki yazıyı yazmış, Bahçeli’den önce iktidarı, devleti uyarmışım ve bugün olduğu gibi o zaman Öcalan ile görüşün demişim..

İnanmıyorsanız alın size hala arşivimde bulunan yani 11 yıl önceki o yazım..

**Öcalan Direk Muhatap Alınmalı..

Son günlerde yaşanan olaylarla iyiden iyiye gerilen ortamın iki önemli aktöründen olan Başbakan, yaşanan olayların Diyarbakır’da ki bayrağın indirilmesi karşısında bir hayli öfkelenirken, PKK Lideri Abdullah Öcalan başta bayrağa yönelik müdahale olmak üzere tüm tarafları sakin olmaya ve sağduyulu davranmaya davet etmiş..

Evet başbakanın İranlı misafirini karşılarken tüm dünyanın önünde, canlı yayında o sert ve tahrik edici konuşmayı yaparken, bir ada da tutuklu bulunan ve aracılarla mesajlarını kamuoyuna iletmesine izin verilen Öcalan ise milletlerin simgesi olan bayraklara herkesin saygılı olmasını istemiş ve başta PKK, KCK ve diğer unsurlara olmak üzere herkese sakin olmaya ve sağduyulu davranmaya davet ediyor.

Türklerin, Kürtlerin kardeşliğinde bahsedip, yaşanan provokatörce bir küçük eylem karşısında kan kusanları iyiden iyiye gerdiği ortamı sakinleştirmek için al acele İmralı’ya giden heyetin artık aradan çekilmesi ve Öcalan’ın bir muhalefet parti lideri gibi direk muhatap alınması ve basının karşısına çıkıp, başbakan gibi mesajlarını kamuoyuna direk vermesi gerektiğini de hatırlatan bu gelişmelerin ve de olayların daha da büyümemesi için herkesin de yalandan değil, bayraklar altına saklanıp, milleti germeden sağduyulu davranması gerekir.

Bu sürecin bir birimize meydan okuyarak değil, sakin ve sağduyulu çağrılarla hareketle barışla sonuçlanacağını herkesin ama herkesin bilmesini isteyip, arzulaması gerekir.

Yani anlayacağımız tek bir şey var.

Oda; Bu barışın aracılarla değil, birinci muhatapları ile masada olmasa da canlı yayın araçlarıyla ile yapılmalı ve bunun da zamanı gelmiştir.

Yani Başbakan gibi Öcalan’da kamuoyuna direk olarak mesajlarını vermeli ve başta Kandil’i olmak üzere PKK’yı, KCK’yı, hata BDP-HDP’yi konuşturmamalı..

Çünkü başbakan da bakanları, idarecileri, askeri, polisi hatta cumhurbaşkanının konuşturmuyor ve bir çok konuda olduğu gibi ‘bu konuda da ben tek konuşurum’ diyor ve öylede yapıyor..

Kısacası benim bu olayların daha da büyümemesi ve sürecin zedelenmemesi için yapacağı teklif öyle sağa sola, kıvırtmadan değil, direk yani Öcalan’ın aracısız olarak muhatap alınmasıdır diyorum..

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER