Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

casino siteleri deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler editorbet giriş

Fakir Yılmaz

Bahçeli’nin 10 yıl önce bugün yaptığı çağrısı..

Beklenmedik bir anda ‘Dünya barışıyor, biz niye barışmayalım?!.’ diyerek attığı adımla ile başta Suriye’de olmak üzere Ortadoğu’da ortaya konulmak istenen oyunu sonlandırmazsa da öteleyen, ‘şimdilik’ bozan Devlet Bahçeli’nin bugün söylediklerini aslında 10 yıl önce söylediğini, 36 yıldır her gün yazılar yazıp, yorumladığım ‘Yazıyorsam Sebebi Var’ adlı bu köşemin arşiv yazılarımın arşivinde görürken keşke dün söylenenler bugüne kalmasaydı ve onca insanı toprağa vermeseydik, ‘sen bir kurşun ‘un kaç dolara alınıldığını biliyor musun?’ denen silahlara giden paraları eğitim, sağlığa, yol ve suya harcasaydık diyesim geldi.

Evet, bugün hala nasıl eder, nasıl bozarız denen yeni sürecin tam olarak hayata geçmese de adından bahsetmenin bile zaten zorda olan ekonomiye, sosyal hayata ne kadar yaradığını şu bir kaç ay içinde göremeyenlerin bir diğer cemaat gazetesi olan Türkiye Gazetesi’nin 16 Şubat 1993 yılında, “Cephede bir Sırp vurdum” adi manşeti gibi çığırtkanlığı yaparak, Yugoslavya’yı bölüp, paralayanlara bilerek, bilmeyerek katkı sunanların bu ülkede de kendisinden olmayana, ”hain, bölücü..’ demeye devam ettiğini de görmenin üzüntüsünü yaşarken MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 10 yıllar önce söylediklerini bugün, ‘tarihi çıkış’ olarak manşetlerine çeken basın ve medyanın o dönemki savaş çığırtkanlığı 7 sütuna manşetleyenleri de unutmamak gerek.

Dün, Ape Musa’nın, Tahir Elçi’nin de katledildiği Diyarbakır Sur’da, bugün, Gazze de, olanları izleyen bir ülke vatandaşı olarak iç kalelerimizi deldirmeden dökülen taşlarının yerine koymak için çabalayanların değerini bilmediğimizde anlatmaya çalışan 10 yıl önceki yazım gibi onca yazılarımızı anlamayanların yüzünden bugün 10o yılık ülke olan ülkemizin ekonomide, sosyal ve siyasal hayatta 100 daha ileride olmasının önünde en büyük engeller olduğunu anlayacakları günün en güzel gün olacağının unutulmaması gerekir.

Ve o günün en erken gün olmasını umut edip, başta ulusalcı tayfanın olmak üzere bu sürrece takos olan engellerin etkisinde kalıp, Dolmabahçe masasının yıktığı söylenen Erdoğan’ın ardından Bahçeli’nin 10 yıl önce ve bugün söylediklerinin geniş kapsamlı bir af ile yerine oturacağını da bir ez daha hatırlayıp, arşivime bakıp, bir kez daha okuduğum 10 yıl önceki, ‘Bahçeli’nin Önemli Çağrısı..’ başlıklı yazımı, bende ‘Dünya barışıyor, biz niye barışmayalım’ diyerek yeniden başlatılan ve milletin meclisinin çatısı altında devam eden  yeni süreç gibi bende ‘Belki anlaşılırım’ diyerek bir kez daha yer vermek isterim.

İşte adeta bugün söylenen, yazılan 10 yıl önceki o yazı..

Bahçel’nin Önemli Çağrısı..

Art arda yaşanan olayların hepimizi iyiden iyiye gerdiği ve sağduyunun hakim olması için duaların yapıldığı şu günlerde en büyük görevin yine siyasilere düştüğünü görmekteyiz..

Çünkü onların her konuşması, her demecinin ya yeni bir gerginliğe, yeni bir çatışmaya yada huzur ortamına yol verdiğini, şu 20-25 gün içinde yaşanan istenmeyen olaylardan daha iyi anlamaya başladık gibi..

Bunu anlayanların başından gelen ise gerek 7 Haziran genel seçimleri öncesi yurt dışına çıkarken Dolmabahçe’de ki masayı tekmeleyen konuşmasıyla, gerek ise 7 Haziran seçimleri sonrası yaşanan olayları tetikleyen demeçleri ile adeta hata ettiğini anlayıp susan sınırına çekilmesi istenen Erdoğan geldi gibi..

Benim barış sürecinin başladığı günlerde ele aldığım ve ‘İster ayakkabı kutuları ile dolarlar götürün, ister istediğiniz gibi kadrolaşın, ister cemaatle kavga edin ama aman aman Öcalan’ın kandırmaya kalkmayın’ derken bugün yaşananlara işaret ettiğimi de anladığım şu günlerde Erdoğan’dan sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de 80 Milletvekili alan HDP’yi tanımama formatına girip, ortamı geren açıklamaları ile bugün yaşananlardan payı olanların başından gelmekte..

Ancak dün yaptığı ve adeta ‘savaştansa, barış daha iyi’ dediği ve en önemlisi istikrara ihtiyaç duyulan bir zamanda AKP ve CHP’nin zaman kayıp etmeden hükümet kurmasını istemesi en anlamlı çağrıydı..

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER