Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

casino siteleri deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler editorbet giriş

Fakir Yılmaz

BAKIRHAN’DAN BARIŞI BÜYÜTEN MANŞETLİK AÇIKLAMALAR..

Sabaha kadar yazdığımız haberlerimizin, yaptığımız gazetelerimizin sanalda ki paylaşımlarını bitirip, bugünkü yazımı yazmaya hazırlandığım bir esnada yayın gruplarımızın patronu, sevgili eşim Selmi Yılmaz hanımın bir süre önce gittiği Ardahan’dan, sabahın erken saatlerinde beni aradığını çalan telefonuma bakarak anlıyordum.

‘Beni arayıp, sormayın, torunlarımla olacağım’ diyerek beni İstanbul’un ataş derecesin de sıcaklarında bırakıp, yolları, suları olmazsa da serin yaylarla çevrili olan Ardahan’da, ‘torunlarımla olacağım’ deyip, bana bekçi olarak burada bıraktığı iki kızına caka satıp, özlediğim memlekete giden ‘patron beni niye aradı?’ diye telefonu açıyordum.

Merhaba dedikten sonra vali olarak Ardahan’a geldiği ilk günkü heyecanını hiç kayıp etmediğini gördüğüm Valisi Hayrettin Çiçek’in, sağına, soluna Ardahan İl Emniyet Müdürü ile Jandarma Komutanını alıp, Ardahan’da ki huzuru sağlayan güvenlik konusunda yaptığı toplantıya gittiğini ve çıktığını belirtiyor ve ‘Fakir Yılmaz senin burada olman gerek.’ diye sitemlerini duyuyordum.

Ve ‘Fakir, yolları, içme suyu başta olmak üzere bin bir sorunu olan bu kentin soru soracak gazetecilere ihtiyacı var. Benimde olduğum sayın valinin toplantısına katılan gazeteci meslektaşların hiç biri bu kentte, bu ülkede, bu dünyada yaşanan ve cevap bekleyen onca sorun, sıkıntıya karşın katıldıkları ve leb, lebilerle birlikte, Bahçeli’nin ‘Benim de bir çikolatan olsa, benimde bir püskevitim olsa., anne bana niye almıyorsun, bizde niye yok.” dediği bisküvietleri bastırmaktan hiç bir soru sormadılar’ diye konuşmasına devam ediyordu.

Evet, beni konuşturmadan sözlerine devam eden Selmi hanım hem yayın grubumuzun patronu olarak, hem bir eş olarak, hem de bir vatandaş olarak katıldığı toplantı da uzun bir durum değerlendirmesi yapan ve huzurlu bir kent için çalıştıklarını söyleyen vali beyin açıklamalarını yaptıktan sonra kendisine soru sormayan gazeteci meslektaşlarımı tanımıyormuşum gibi bana kızarak anlatıyordu.

Ve, toplantıya davet edilen gazetecilere fotoğraf, görüntü bile çektirilmeyen ve bunun nedenini bile sormayan gazetecilerin olduğu, Vali beyin, ‘huzurlu kent’ başlıklı basın toplantısında ki açıklamasını bitirdikten sonra dönüp, ”Gazeteci dediğin gittiği toplantılar da sadece önlerine konan leblebi, bisküvet yemez sorularda sorar’ dercesine, ‘Sorunuz var mı?’ dese de toplantıya katılan gazeteci meslektaşlarından birisinin kısa bir sorusu hariç diğerleri hiç ama hiç bir soru sormadılar. Zaten bazıları da nedense toplantıya katılmamıştılar’ diyerek hırsını benden çıkarır gibiydi.

‘Sıkma canını patron, gördüğün manzara sadece Ardahan’da mı ki? Erdoğan’ın basın toplantısında yada uçağındaymışsın gibi düşün.. Gerçi şu an izlediğim bir basın toplantısında da durum çokta farklı değil ve hep aynı..’ diyerek kendisini teselli edip, telefonu kapattıktan sonra yazıma dönüyordum.

Ve aynı zamanda Türkiye Büyükelçisi olan ABD elçisinin ve Türkiye’nin, ‘SDG’ye Suriye ordusuna katılmaları için bir ay süre tanıdı.’ haberlerini okuyup, izledikten sonra ‘Gericilerce sakalları kesilip, alçakça kurşunlanan Dürzülerden sonra sıra dünyada ki tüm Kürtlerin pür, dikkat kesilip, birbirleriyle olan tartışmaları, ayrımları, düşünceleri bir kenara bırakıp, top yükün birleşerek yankından izlediği, Rojava ve Suriye’de ki Kürtlerde mi’ diye düşündüğüm, bir sırada açtığım yotubde Karslı hemşerim, DEM eş başkanı Tuncer Bakırhan’ın canlı yayında olduğunu görüp, kanalı tıklayıp, açıp izliyorum.

Anadolu Ajansı başta olmak üzere havuz medyası diye bilinen basın ve medyanın mikrofonlarının değil, bir kaç tanıdık ve bildik kanalın yanı sıra çokta izlemediğim, bilmediğim yayın organlarının önüne koyduğu mikrofonlara konuşan Bakırhan’ın altı kalın kalemle çizilecek olan çok önemli açıklamalarının arasında dikkatimi çeken en önemli satırları, ‘medyada iktidarın sözcüsü kabul edilen kalemlerden barış yerine fitne, fesat yayma ateşi çıkıyorsa; ‘ ve ‘Bir zahmet bunları da manşete çıkarın, DEM parti bunları da diyor deyin’ diye haklı sitemiydi.

Başta havuz ve besleme denilenlerin yanında ulusalcı tayfası diye bilinen meydanında aralarında olduğu gazetecilere ve tek taraflı bakan medyaya, ”Bir zahmet bunları da manşete çıkarın, DEM parti bunları da diyor deyin’ diyen Bakırhan’ın ne kadar haklı olduğunu bir kez daha anlarken, orada olmayan AA ve diğer abone derdinde olan sözde ajanslar ‘Silahların yakıldığı süreç’ adını koyduğum bu sürece karşılar mı yoksa diye merak ederken, diğer bir taraftan da, ‘hak, hukuk, özgürlük, eşitlik, kandaşlık..’ deyip diğer taraftan tekçi yakada duranlardan emir almadıklarından mı orada olamadıklarını da düşünüyordum.

Evet, DEM Eş Başkanının o istenen olumlu kamuoyunun oluşmasına yardımcı olması gereken bürokrasi ve yargı gibi ‘Basına, baba özgürlük ama benden olmayana değil..’ edebiyatlarıyla gazetecilikte de iki yüzlü olduğunu ortaya koyanların bu yeni barış sürecine yönelik samimiyetsizliklerine dikkat çektiği o açıklamasına baktığımda, tekçi zihniyetin basın ve medyasının da masasına beyaz toros fotoğraflarını koyanlardan çokta farklı olmadığını da anlıyordum.

Ve daha uzatmadan bugünkü köşemi, Bakırhan’ın dikkat çektiği o önemli açıklamalarının hak ettiği, ‘BAKIIRHAN’DAN BARIŞI BÜYÜTEN MANŞETLİK AÇIKLAMALAR..’ manşetini bazı gazeteciler atamazsa da barıştan yana olan bir gazeteci olarak burada da atıyor o çok istenen ama samimiyeti de bekleyen barışa bu manşetimizle bir kez daha destek veriyoruz.

Yargı ‘Beyaz Toroslardan’ inmelidir..

Tuncer Bakırhan, AİHM’nin ihlal kararına rağmen Selahattin Demirtaş’ın tahliye edilmemesine tepki gösterdi: “Yargı bir süreç varmış gibi davranmıyor. Yargı ‘Beyaz Toroslardan’ inmelidir.” dedi.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Parti Meclisi (PM) toplantısı öncesi yaptığı konuşmada, HDP’nin eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş başta olmak üzere siyasi tutukluların serbest bırakılmamasına tepki gösterdi. “Yargı ‘Beyaz Toroslardan’ inmelidir” dedi.

Bakırhan, Demirtaş’ın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) verdiği hak ihlali kararlarına rağmen tahliye taleplerinin reddedildiğini hatırlattı. “Yaklaşık 9 yıldır cezaevinde kalıyor arkadaşlarımız. Hemen tahliye edilmeleri gerekirken bir sessizlik, bir suskunluk… Bu siyasi rehine durumu yönünde kararlar veriliyor. Mahkeme, açıkça uluslar arası hukuku, Anayasa’nın 90’ıncı maddesini çiğneyerek ağır bir suç işliyor” dedi.

“Bu ayıba, bu akıl tutulmasına artık bir son verilmeli” diyen Bakırhan, “Cezaevindeki tutsak arkadaşlarımızın bizimle birlikte bu süreci yürütmeleri, katkı vermeleri sürecin de hayrına, yararına olacaktır. Umarım arkadaşlığımız tez zamanda özgürlüklerine kavuşarak bizimle birlikte burada çalışmalara aktif bir şekilde katılırlar” ifadelerini kullandı.

“Yargı bir süreç varmış gibi davranmıyor”

Abdullah Öcalan’ın bugüne kadar tek taraflı adımlar attığını söyleyen Bakırhan, “Eğer iktidar da aynı ciddiyetle yaklaşıyorsa ülkenin selameti için gereken adımlar artık ivedilikle atılmalıydı. AİHM ve AYM kararlarına rağmen mahpus yoldaşlarımız halen aramızda değil” dedi.

Güvenlik bürokrasisi ve yargının sürece uygun adımlar atması gerektiğini altını çizen Bakırhan, “Yargı bir süreç varmış gibi davranmıyor. Sanırım sürecin onlara ulaşması zaman alıyor. Bu kadar uzaktan izliyorlar. Madem Türkiye barışa niyet etmiş, yargı bir an önce bu niyetin yeşermesini sağlayacak kararlar almalıdır” diye konuştu.

Bakırhan, “Yargı ‘Beyaz Toroslardan’ inmelidir. Hukuk, Kürtçe düşmanlığını mahkum etmelidir. Ana dilimize tekme atma artık son bulmalıdır. Cübbeler siyasetin pelerini olmaktan çıkmalıdır. Savaşı değil barışı büyüten manşetler atılmalıdır. Kimse hakem değil, kimse jüri değil, Kürtler de DEM Parti de yarışmacı değil. Herkes aklını başına alsın, haddini bilsin” dedi.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER