Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

casino siteleri deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler editorbet giriş

Fakir Yılmaz

Basın ve Medya Niye Göremiyor?..

Bir yandan gazeteci, partnerim, kızım Özlem Şeyma Yılmaz’ın pazar günkü düğün hazırlıkları, davetiyeyi dost, eş, arkadaşa ulaştırma telaşı, diğer yandan ülke ve dünya gündemini takip edip, her çarşamba günü saat: 20.oo’da uydu üzerinde yayın yapan ulusal tv’de ki programımız Gazetecilerle Gündem’ adlı programımıza hazırlıklar yaparken ‘Reklamlarınıza yerelden ulusala daha özgür gazetecilik..’ şiarı ile hazırladığımız gazetelerimizin ekranlarına yansıdığı medya ve ulusal basını da takip etme telaşı ile dikkatimi çeken bir çok konuyu not edip, düğün hazırlıkları dolaysıyla bir hayli dolan hafızamın bir kenarına kaydediyorum.


Ve başta ülke de olduğu gibi dünyada yaşananları ya görmeyip, yada bir iki satırlarla geçiştiren ulusal medya ve gazetelerinin ülke ve dünya genelinde yaşananlara olduğu gibi yerel ise de çokta ilgilenmediğin görüyor, izliyor, pazar günü saat: 19.00’da İstanbul Aydos’ta Saklı bahçe adlı düğün salonunda 4. çocuğunu evlendirmeye hazırlanan bir gazeteci olarak üzülüyorum..
Ve dönüp, hem yaşayıp, yaşamadığını öğrenmek hem de seni olduğu gibi pazar günkü düğünümüz için aradığım meslektaşlarıma soruyorum..


Sevgili gazeteci arkadaşım;
Dünya genelinde olağanüstü olayların yaşandığı ve hemen her gün yeni bir çatışma ve bir o kadar da ölüm haberinin geldiği güney sınırının ötesinde, Suriye, Irak başta olmak üzere o sınıra gelmek isteyen İsrail’in kan gölüne çevirdiği bölgede yaşananlardan haberiniz var mı?
Evet başta Güney’de olmak üzere 3 tarafı denizlerle çevrili ülkemden, dünyanın bir çok yerinde gelen onca acı, tatlı haberleri benim de aralarında olduğu, ‘basın ve medyada ne kadar görülüyor?’ diye baktığımızda ya 1. sayfa da yer almaz yada cumhurbaşkanın, bol maaşlı bürokratın hatta meteorolojiden sorumlu bakanın 8 sütun manşetlenmiş alakasız bir açıklamasının gölgesinde okunmaz bir hale sokulup, veriliyor..

Peki, ‘Bunun nedeni nedir? diye soracak olunursa buna cevap verecek bir kimseyi bulabilir misiniz?
Bulamazsınız..
Çünkü..

Ne sabah kalktığında gazete bayisine gidip, günlük bir gazete alıp okuyan bir toplum var, ne yerel gazetenin matbaasının nerede olduğunu bilen ve dizilerden boşanıp, boşanma, aldatma programlarından vakit bulup, onca ciddi haber, yorum yapan gazeteleri okuyan bir o kadar ciddi programlarını izleyen var..
Olan da sesini çıkaramıyor..
Çünkü çıkarılırsa şehit ailelerine dahil isyan edenlere, Reis’in gemi değil, selam gönderdiği Sumud Filosu’nun  Türk savaş gemileri ile korunduğunu, çölde serap gören Araplar misali denizde Türk Donanması gemisi hatta motoru olmadığı bizzat Dışişleri Bakanı Hakan Fidan tarafından söylenen yerli üretim KAAN uçağını gören Ak Trollerce denmedik bırakılmıyor.
Ha buna Ak trollerin gücü yetmediği anda pembe gözlüklü iletişim başkanlığı devreye girer ve üstü kapalı ‘Hımmm’ tehditkar açıklamaları haber olur..
Yetmezse göbekten devlete, hükümete, saraya, banka kredilerine bağlı sözüm ona medya ve basının havuzu taşar..
Korku imparatorluğu kurulmuş, bizim ‘anam anam, ben niye gurbete geldim, istedim vermediler’ türkülerini söyleyen aşıkların yada hıngal, bişi, kaz, tel peyniri paylaşan Ardahanlı, Karslılar gibi face, twitter, tel mesajları bile alakasız paylaşımlar ile doldurulup, kendi küçük dünyalarında, çeper dibinde bam başka gündem oluşturmaya çalışırlar..

Ve Güney’de başta olmak üzere ülkenin, dünyanın hemen her yerinde ekonomik sıkıntı içinde olan analar ağlar, öldürülen kadınların cenazelerini taşıyan babalar bağırır, okula harçlıksız giden çocuklar, bağrı yanıklar kendisini yırtar ama o ünlü, ünsüz birçok medya ve basın yaşananları göremiyor..
Çünkü Amerika’ya gidip, gelirken soru sormayı aklına getirmeyenlerin derdi, hem dolarlı yollukları almak, hem de beleşten dünyayı gezip, Reisle birlikte verdikleri bolca pozlar paylaşıp, başta siyasette olmak üzere belediyede k inşaat ruhsatı, hatta trafik cezası dahil her alanda iş ayarlamak için arabulucu olduğu bir basın ve medya denen sözde gazetecilerin türediği bir dünya dönemi..

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER