Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

casino siteleri deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler editorbet giriş

Fakir Yılmaz

Deniz Akçam’ın muhabirliği ile ŞAP Selfiyesi ile habercilik..

Bölgede yıllardır rekor derecede yaşanan Buzağı ölümleri ardından şimdi de ŞAP’ın telef ettiği hayvanlardan sorumlulardan Ardahan İl Tarım ve Orman Müdürünün Selfiye çekerek hayvan ölümlerine çözüm aradığını haberini ve diğer haberlerimi yapıp, manşetleyip, ulusal basına da yolladıktan sonra bir günün gecesinin daha bittiğini, güzel sesli sabah ezanlarının kulaklarımda yankılanmasıyla anlıyordum.

Ve gece boyunca bölgenin, ülkenin, dünyanın derdini yazarak bir gecenin karanlığını daha yaran sabahın pazartesi sendromu eşliğinde yakıcı güneşin parlayan ışıkları ile anlayıp, girdiğim yatakta batı kentlerinde yanan ormanların sıcaklığı içindeymişim gibi ter içinde kısa sürede yeniden uyandığımda adının Deniz olduğunu öğrendiğim 12, 13 yaşlarında bir çocuğun, Şap konusuyla ilgili günlerdir yaptığımız manşetlerimizi, haberlerimizi his edip, okumuşcasına bölgede yaşanan ŞAP katliamını adeta profesyonel bir muhabir edasıyla anlatıp, çektiği videoyu, ‘Al gazeteci sana haber yaz gazeteci’ diyerek bana yolladığını görüp, izliyordum.

Ve muhabir adayı küçük Deniz Akçam’ın bana gönderdiği bu videoyu izlerken ‘Acaba?’ dedirten çok önemli bir şeyler dediğini fark edip, bir daha bir daha izlerken bu kez CHP Kars Milletvekili İnan Akgün Alp, ‘İSYAN EDİYORUZ!!!!’  başlıklı aynı konuyu işleyen ve fotoğraflarımız, görüntülerimiz eşliğinde ulusal medyada, Halk TV’de yer alan haberinin açıklamasıyla videosu geliyordu.

Ve küçük muhabir Deniz’in ‘İklim Kanunu öncesi hayvanlara vurulan aşılar ardından hayvanların art arda hastalandığını belirttiği videosuna geri dönüp, her şeyi anlatan o güzel ve muhteşem videoyu bir kez daha izlerken, Kars Milletvekilinin aynı konuya ilgili açıklamasında, ‘Şap aşıları hayvanları korumadığı gibi aşı olan hayvanlar da hemen hastalanıyor ve çok kısa bir sürede ölüyor, bu da aklımıza şap hastalığının aşı yoluyla yaygınlaşmış olabileceği ihtimalini getiriyor!!!!’ satırlarının da içinde olduğu açıklaması ile sanki aynı duruma dikkat çeker gibiydi.

Ve küçük muhabir Deniz’in Ardahan  Bağdeşen (Kinzodamal) kendi köyünde çektiği video ile, CHP Kars Milletvekili İnan Akgün Alp’ın yerel basından ulusal medyaya yansıyan açıklaması ardından bu kez CHP Ardahan Milletvekili Özgür Erdem İncesu’dan telef olan hayvanların bol görüntüleri eşliğinde, ‘Bu, yalnızca bir hayvan sağlığı sorunu değil, Ardahan’ın kırsal ekonomisinin çöküşüdür. Çiftçiye sırt dönen hiçbir uygulama sürdürülebilir değildir..’ açıklaması geliyordu.

Evet, İl Tarım ve Orman Müdürünün Selfiye çekip, çözüm aradığı bölgedeki ŞAP ile ilgili haberlerimizi yaparken aklım 12, 13 yaşlarında ki Deniz Akçam’ın gazeteci geçinenlerden daha iyi bir gazetecilik örneği sergileyerek, bölgede yaşananları özetlediği videosunu bir kez daha izlerken, memleketim Ardahan’da, Kars’ta, Iğdır’da, Erzurum ve Sivas’ta ve ülke genelinde hayvan meydanlarını kapatan ŞAP ile ilgili ünlü, ünsüz gazetecilerin güncel olan yakıcı konuyla ilgili haberlerini arıyorum.
Çünkü minik muhabir Akçam’ın ortaya koyduğu gazeteciliği, ‘gazeteciyim’ diyenlerinde yapıp yapmadıklarını merak ediyordum.

Ve konuyla ilgili olan, Ardahan ve ülkede ki Ziraat Odaları, bozuk yollardan sorumlunun ‘Ben onun başkanlığına da adayım’ dediği, mevcut başkanının seçim gününü ilan etmek istemediği Ardahan Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği, köyde,  derneklerimiz gibi yeri ve merkezi adresi belli olmayan yada köyde ki ağılda olan Ardahan Koyun ve Keçi Birliği, Esnaf Odaları, Ticaret ve Sanayi Odası, Çiftçi Birlik ve Kooperatifleri, Muhtarlar, Meydanda cambazlık yapıp vergi vermeden milyonlar kazananlar, ‘Şap ile, hayvancılıkla ilgili acaba bir şey demişler mi?’ diye bakınıyorum..

Ve, ‘Her zaman ki gibi boşuna beklersin..’ deyip, bir daha yazıma dönüp yıllar önce yazdığım ‘Sonuncu olmak sizi rahatsız etmiyor mu?’ başlıklı bir yazımı okuyor, o yıllardan bugüne değişen çok şey olmadığını bir kez daha anlayıp, yanımda yetişşen Gazeteci Barış Bilgin’in de köyü olan  Kinzodamallı küçük muhabir, Deniz’in köyünde yaptığı gazeteciliği yapamayanlara  bir kez daha bol, bol selamlar (‘!) edip, işime, gazeteciliğime ve ‘Yazıyorsam Sebebi Var’ dediğim bu köşemde her gün yazdığım yorumlarıma dönüyor ve ‘BATI ORMANLARINA, DOĞU HAYVANLARINA AĞLIYOR!’ başlıklı haberimi yazmaya geçiyordum.

Çünkü, 13 yıl önce yine bir 28 Temamız gününde ele aldığım aşağıda ki yazında diğer yazılarım gibi hiç mi ama hiç güncelliğini kayıp etmediğini anlıyor ve ‘yeniden yazmaktansa dün yazdığımın bugünmüş gibi okunması gerekir..’ diyerek az, çok güncelleyip, yeniden yayınlamaya karar kılıyorum.

Buna neden ise, ‘DEĞİŞMEYENLER oldukça Rektör değişmiş neyime?!.’ xtwitir paylaşımım ve ‘Yeni Rektör Eskilerle Safını Belli Etti: Vakıf Toplantısı Yeni Dönemin Habercisi Oldu..’ başlıklı haberimize konu olan Ardahan’ın üniversitesi  bana sınavlarında geçen yıllarda olduğu gibi bu yılda sonuncu olmasını hatırlatırken, her sorunda, konuda olduğu gibi bu konuda da İl genelinde yaşanan sessizlik dikkatimizi bir kez daha çekiyordu.
Evet, 13 yıl önce yazdığım ve bugünü anlatan o yazımı sizin de ‘Baa çok uzun’ demeden okumanızı beklerken, hala kendi müdürlük kapısını bile yapamayan İl Milli Eğitim Müdürlüğünün de Tarım ve Orman Müdürlüğünde çokta aşağı kalmadığını anlayacaksınız..

Çünkü her yıl gibi LYS sınavları öncesi açıklanan SBS, ÖSM sınavlarının sonuçları hatta nüfus sayımı bile adeta bir devlet sırrı gibi saklanması nedeniyle öğrenilenemediği şu Ardahan’da yaşanan bu başarısızlığa karşı başta öğrenci velileri olmak üzere, stk’ların, siyasi partilerin, basının ilgisizliği ve de duyarsızlığı bu başarısız sonuçlar kadar ilginç bir durum olarak değerlendirile bilinir..
İktidar partisinin gıgının çıkmadığı, muhalefetin oralı olmadığı, stk’ların yan gelip yatığı bu sonuçların velileri, öğrencileri, aydınları, ileli gelenleri, belediye başkanlarını, il ve belediye meclis üyelerini köy muhtarlarını olduğu gibi internetten al/yapıştırla çıkarılan, yayınlanan bir iki gazetenin ‘resmi ilanı kapma’ dışında bir düşüncesi olmayan bölgedeki, ülkede ki gazeteci diye geçinen basını da, medyayı da rahatsız etmediği görülmektedir..


-Falan müdür bele dedi, filan idareci ele getti..’nin dışında bu kentte, bu ülkede başka haber yapma becerisini ortaya koyamayanların eğitim düzeyinin mi bu durumu meydana getirdiği, yoksa ‘Bana ne, ben mi kurtaracağım bu memleketi?’ anlayışımı sürdürdükleri için mi bilmiyoruz ama kentte ve ülkede çıkan gazetelerin, medyanın bir ikisi dışında eğitim de yaşanan bu duruma hiç mi ama hiç mi üzülmediklerini görmekteyiz.
Bunca gazetenin yanı sıra onca internet haber siteleri bulunan bir ülkenin, bir kentin eğitim sorunu neden dile gelmez, niye tartışılmaz anlaşılamıyor..
Ülkedeki eğitim sendikalarının, stk diye bilinen Ardahan Derneklerinin, federasyonların, üniversitenin yaşanan bu duruma kafa yormadıkları gibi basınında oralı olmaması gerçekten vahim, bir o kadar da acıklı durumdur..
Halbuki aynı basının ve de medyanın kuyruğuna basıldığında, kendi çıkarları ellerinde gittiğinde attıkları o kalın puntolu manşet civaklamalarını iyi biliyoruz..
Halkın değil, kendi kişisel çıkar ve egoları için gazete çıkaranların, internet sayfası yapanların, çeper dibinde dediğim sanalda kalemşorlük yapanların bu kentin eğitim sorununu ne diye dile getirmeyi akıl edemedikleri, yaşanan soruna dikkat çekip,  öneri ve çözümlerde bulunmadığını merak eden bir gazeteci olarak diyorum ki;
Bu kentin, bu ülkenin eğitimden, sosyal hayatına kadar var olan sorunlarıyla ilgili eğer ilgilenmeyecekseniz, gözünüzün önündeki habere değer şeyleri es geçecekseniz niye gazeteci diye çarşılar da gezerseniz anlayamıyorum..

Ve diyorum ki; Şu, bana gelen videoda adeta savaş muhabiri edasıyla bölgede yaşanan ve savaşlarda, çatışmalarda atılan bombalarla yada çarpan yıldırımlarla can verip, yere serilen canlıları aratmayan görüntüler ile ŞAP’ı anlatan küçük gazeteci adayı Deniz Akçam’ı sizde bir izleyin de belki az olsun ‘Evet ya.. Bizden daha iyi gazeteci’ dersiniz..

Tabi, hayvancılığı Şap’tan telef olan, tarımının Diyarbakır samanına mahkûm olduğu, batıda cayır cayır yanan ağaçların, bugün yarın yeniden kesimine başlanacak olan doğuda ki sarı çamlı ormanlarının Müdürünü üzmeden..

Ve, ŞAP’ın yanında Buzağı ölümlerinin alıp, başını gittiği kentte ‘sayın’ dediğiniz müdürünüzün Selfiye çekip, poz vermesini, ‘Ardahanlı Kadın Üreticilere Şap Hastalığı Eğitimi Verildi..’ başlığı ile ödüllendirmeyi unutmayın..

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER