Belediye başkanı ve ekibinin yanı sıra eş, dost akrabalarının da göz altına alındığı ülkenin en büyük metropolü İstanbul’da emniyet müdürüyken bir çokları gib valilik rütbesi almak için Gürcistan ve Ermenistan’a sınır, biri demiryolu olmak üzere 3 gümrük kapısı olmasına karşın ithalattan, ihracattan sıfır çeken Ardahan’a Vali atandıktan sonra yeni bir barış süreci başlatan MHP’den milletvekili olduktan sonra ortalıkta kayıp olan Hasan Özdemir kısa bir süre valilik yaptığı Ardahan’dayken bu yıl çokta seslendirmediğini gördüğüm24 Nisan’lar da gündeme gelen Ermeni sorunu meselesi ABD’nin ve batı ülkelerinin değişme bakışıyla yine de tartışılıyordu..

Her konuda patavatça konuşan Trump’un da bu konuda belki de (Suriye, Kıbrıs, İran ve mevcut iktidarın devamı için yaptığı hesaplarının hatırı için) bir hayli sakin olduğunu da gördüğümüz bu yılki 24 Nisan bana önceki 24 Nisanlardan birini ve bu konuda yaptığımız ve altına bir kez daha imza attığımız bir haber ardından o günden bugüne çokta tartışılmayan, büyük puntolarla manşetlere çekildiği günleri hatırlatıyordum..
Başta, Ardahan Halilefendi mahallesin de bulunan mezarlıkta olmak üzere bölgede Ermenilerin katlettiği ileri sürülen Türklere ait denilen kazılarda dışarı taşan insan kemiklerini gösterip, bunları Ermenilerin katlettiği anlatılıyordu..
Ve günler yine bir Nisan günü olan tarih, 24 Nisan idi..
Her 24 Nisanlar da hep aynı iddialar ve geçekleri saklamalar, alakasız insanların da aralarında olduğu ve ARÜ’nün parasıyla sözde bu yönde yeni bilgi ve buluşlar olan ama Google toplanan saçma sapan al/yapıştırlı bir kitap çıkaran birinin de aralarında olduğu sözde tarihçilerin, bilim adamlarının açıklamaları ve bugünkü çok bilen deprem uzmanların benzer çok bilmiş oncalarının konuşmaları vardı..
Biz gazeteciler de şehir planına uymayan, kontrolsüz ve belediyelere yapılan bağışlarla al acele yapılan, mimarlık yönü olmayan ‘kemdim yap, kemdin dik’ denen rantsal dönüşümlü inşaatlar için kazınan her temele koşa koşa gittiğimiz gibi Halilefendi Mahallesinde ki toplu mezar denilen alanda da fotoğraflar çekiyor, kendi gazetelerimiz ve muhabir olarak bağlı olduğumuz ajanslara, gazetelere “Ardahan: da toplu mezar bulundu!..’ diye haberler geçiyorduk..

Ve yine bir 24 Nisan’dı..
O zamanın merkez cami imamı, eski Kızılay Ardahan Şube Başkanı Ahmet Ballı’nın elinde bir insan kafatası karesini çektikten sonra, ‘YA ERMENİ KEMİĞİ OLDUĞU ANLAŞILIRSA!’ başlığıyla haber yapıyordum..
Evet, o gün yeni bir süreç başlatıldığı söylenen Kürt sorunu gibi 100 yıldan fazladır tartışılan Ermeni ve Türk iddialarıyla ilgili yaptığı haberimiz aynen şöyle sesleniyordu..
“Bırakın, kafatasçı tarihçileri, lobileri bilim gelişmiş tıp çözer bu işi.. Kemiklerin DNA’sı incelensin kimin kimi kırdığı ortaya çıksın..” diyordu..
Bu haberi okuyan o dönemin polis kökenli Valisi Hasan Özdemir Ardahan’da bu yönde yapılan kazıları durdurmuş, adeta, ‘Karıştırmayın, haberde dendiği gibi biri çıkıp, DNA testi yaptırmaya kalkışsa o zaman ne olacağı belli olmaz?!.’ demişti..
Ve o günden beri ve bu yılda bu yönde bir haber yada kazı görmedik..
Ve şimdi size soruyorum..
O yıl bu yönde yaptığımız haberimiz ve iddialarımız yanlış mı?
Yanlışsa haydi o zaman DNA testine..
