Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

casino siteleri deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler editorbet giriş

Fakir Yılmaz

Koç Devlet Bahçeli’ye gittiği gün kayıp etti!..

Önümüzde ki ayın ilk haftası, 5 Ekim’de gerçekleştireceğimiz olan ve ulusal tv TEMPO TV’de canlı olarak sunulan ‘gazetecilerle Gündem’ adlı programını sunduğum gazeteci kızım özlem Şeyma Yılmaz’ın, Damgacı ailesine gelin olacağı düğün hazırlıklarının stresiyle son 10 gündür gündüzleri gün boyu bir hayli şekilde yoğun şekilde geçmesi doyasıyla gece geç saatlerde başına oturduğum bilgisayarımla sabaha kadar birlikte olup, ‘Memleket haber bekliyor..’ diyen bir çok gelişmeyi haberleştirip, ‘Reklamlarınızla yerelden ulusala özgür gazetecilik..’ diyen gazetelerimizi yazıyor, yapıyorum.

Ve bir yandan yazdığım haberlerimi manşetlerine çektiğim gazetelerimizi diğer yandan dinlediğim youTube kanallarının birinde tesadüfen duyduğum ve taraftarı olduğum takımım da olan Fenerbahçe’yi, biz Ardahanlıların Serhat Ardahanspor gibi şampiyon etmeyi bir türlü beceremeyen Ali Koç’un yapılan kongrede çok az bir farkla seçimi kayıp ettiğini öğrendiğim de gülüyorum kendi kendime..

Çünkü, Fenerbahçe gibi CHP’nin de gittiği seçimlerin Ardahan’da bulunan yarı resmi kurumlarca neden yapılmadığı ve kentte bulunan  ATSO, AZO, DYBB, ESOB’ların niye hala kongrelerini yapmadıkları manşet haberini yazarken 36 yıldır her gün düşüncelerimi aktardığım ‘Yazıyorsam Sebebi Var’ adlı köşe yazımın konusu başlığını da bulmuştum.

Ve 2 yıl içinde 3 kurultay yaparak, genel başkanlığını teyit ettirmeye çalışan CHP’nin  eczacı lideri Özgür Özel’in iddiasına göre randevu listesine ismini yazmadan Trump’un oğlu ile görüşüp, babası ile görüşme karşılığında ABD’den 300 uçak alma sözü verdiğin iddia ettiği Erdoğan’ın bu çıkışının altında da ne yattığını düşünüp, aslında bu konuyu deşen bir yazı yazmaya hazırlanırken bir anda ülkenin en büyük holdinglerinden birinin ferdi olan Ali Koç’un, Ardahanlı Hülya Avşar ile evliyken kentteki YİBO’nun bahçesine bir kapalı spor salonu da yaptıran eski eniştemiz olan iş insanı Sadettin Saran, karşısından çok az fark ile seçimi kayıp etmesinin nedenini de düşünüyordum.

Ve bunları düşündüğüm bir anda uykusuz geçen bir gecenin ardından mutfağa sızan güneşin ışıkları eşliğinde kahvaltı yaptığım esnada dinlediğim ve benim gibi fenerli olduğunu da yeni öğrendiğim gazeteci Cüneyt Özdemir’in kendi youTube kanalında diğer meslektaşlarımla gündemi yorumlayan sohbetlerini dinlerken Özdemir’in, ‘Haydi sizde yorum yapın, sizce Ali Koç neden kayıp etti?’ şeklinde ki sorusuyla sanki benim bugün ne yazacağımı hissettiğini de düşünüp, yorgun gözlerle bir kez daha gülümseyerek bugünkü yazımı yazmaya başlıyordum.

Ve Gazeteci meslektaşım Cüneyt Özdemir’in, ‘Bu konuda kanalıma yorum yapın’ daveti üzerine Koç’un kayıp etmesinin nedeninin, ‘MHP’liyim..’ dediği an cevabımla birlikte ‘Koç Devlet Bahçeli’ye gittiği gün kayıp etti!.’ başlıklı yazımı bana yazdırıyordu.

Evet, çokta ilgilenmezsem de TFF hakemi olan oğlum Doğu’nun, yeğenim Güney’in 3. Lig futbolcusu olması futbolcu olması, bir  dönemde bir türlü 3. lige çıkaramadığımız Serhat Ardahan Spor başkanlığı yapan benim de taraftarı olduğum Fenerbahçe’nin artık eski olan başkanı Ali Koç’un neden kayıp ettiğine baktığım da, bugünkü yazıma ‘Koç Devlet Bahçeli’ye gittiği gün kayıp etti!.’ başlığı öne çıkıyordu.

‘Hem de Bahçeli’nin el uzatmasıyla AK Parti ile kol kola giren DEM’e rağmen DEM tabanı yani seçmeni olan insanların benim gibi ‘Aaa Ali Koç MHP’liymiş..’ demesi yüzünden Ali Koç kayıp etti..’ diyor, aynı kaybın DEM’in de başına geleceğini de buraya not olarak düşüyordum..

Ve bu iddiamın altına bir kez daha imza atıp, burayı hızla geçerken 300 uçak karşılığında Trump ile görüşme randevusu aldığı ileri sürülen AK Parti Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın derdinin, aslında gücü yetmediği Gazze değil, Suriye olduğunu da aha buraya yazıyordum..

Çünkü, ‘Erdoğan’ın başında olduğu Türkiye’nin kozmik odasına göre gün geçtikçe sarılıktan kırmızıya döndüğünü görülen Suriye’nin sarı yakasının kırmızılaşmaması için 300 değil, bugüne dek verilmeyen uçaklarında içinde olduğu 600 F-35’e razı olduğunu unutmamak gerekir..’ diyordum..

Ve babasıyla aynı isimli Trump’un oğlu Donald Trump Jr’ın Dolmabahçe Sarayı’nda ismini randevu listesine yazmadan gizlice görüşür, görüşmez fetonun dile getirilmekten vazgeçilen Okyanusun ötesine doğru yol alan Erdoğan’ın ve Türkiye’nin kozmik odasının derdinin, ‘Gün geçtikçe daha da kırmızılaşmaya devam eden Suriye’nin sarı yakası olduğunu aha bugün yada 25’inde Damal’ın değil, dünya cendermesi ABD’nin  Oval Ofisli Beyaz Saray’ın da yapılacak olan Trump-Tayyip görüşmesinin hemen ardından hep birlikte anlayacağız.’ diyordum..

Ha bu arada Erdoğan’ında gittiği aynı okyanus ötesine dünkü cihatçı terörist HTŞ’nin lideri Ebu Muhammed el Colani olan, bugünkü her an bölündü, bölünecek denen Suriye’nin Ahmed eş-Şera’lı cumhurbaşkanı olan Colani pardon Eş-Şara’ın da ABD’ye gittiği an sınır ötesi yeniden karışıyor ve yeni çatışmaların başladığı haberleri de geliyordu.

Kısacası, Gezi olaylarında eylemcilere kapısını açtığı oteliyle mevcut iktidar partisi AK Parti’nin not ettiği Ali Koç ‘MHP’liyim..’ deyip Bahçeli ile görüştüğü gün beni ve Diyarbakırlı Aziz Yıldırım gibi fenerlileri kayıp ederken, Suriye’de kimin kazanacağını Erdoğan-Trump görüşmesi ardından ortaya çıkacak olan yüz hatları ve söylenecek olan açıklamalarla göreceğiz..’ diyorum..

Ve sevgili meslektaşım Cüneyt Özdemir’in, ‘yorum yapın’ dediği, benim de ‘özgür basın adına siz de dinleyin, abone olun, yorum yapın..’ dediğim Cüneyt’in YouTube kanalının altına ‘yorum yapayım’ derken kendisinden aldığım ilham ile günün yazısını yazdığım bugünkü yazım ve yorumum, Ali Koç ve Suriye iddialarım da böyle..’ deyip, yazımı bitirmeye hazırlanırken önüme düşen bir haberle seviniyorum..

Çünkü yıllardır söylediğimiz ve onca haber, yorumun yanında bizzat, başta Atatürk caddesi esnafını olmak üzere Ardahanlıları tek tek gezerek başlattığım imza kampanyası ile ısrar ettiğim bir rüyamın da gerçekleştiğini görüyor, seviniyordum.

Buna neden ise TOKİ tarafından yapılan ancak müteahhit firma ile yetkili, ilgili, ilgisiz idareciler dolaysıyla şimdiden kent içinde ki Ardahan Belediyesinin hizmet alanında olan Milli Egemenlik Parkı gibi perişan halde olan, dikilen ağaçları kuruyan, ışıklandırması gibi wc’leri çalışmayan köprü başındaki askeri alanda yapılan Millet Bahçesinin içinde olan tarihi bir binanın, ‘Güzel Sanatlar Fakültesine verin ve birde orada müzesi olmayan kente bir müze yapın o alanın hepsini üniversiteye verin..’ dediğim Ardahan üniversitesine gecikmeli de olsa Güzel Sanatlar Fakültesi yapılması karşılığında nihayet verilmesiydi.

Ama aldığım diğer son dakika bir haberde ise; Ek bodrumuyla tartışılan üniversitenin soyadını değişen, rektör olur olmaz 3 ay içinde et hızıyla 3. evliğini yapan rektörü gibi Posoflu olan bir çalışanın jandarmanın yaptığı uyuşturucu operasyonunda, Ardahan merkez köylerinden bir muhtar ve bir esnafla birlikte uyuşturucu taciri iddiası ve zanlı diye gözaltına alındıklarını da duyuyor, üzülüyordum.

Ve, 5 Ekim’de, İstanbul Aydos’ta gerçekleşecek olan kır düğünü ile evlendireceğimiz gazeteci kızım Özlem Şeyma Yılmaz’ın ‘düğün hazırlıklarına devam’ diyerek, mutlu günümüe, düğünümüze davet ettiğim siz sevgili okurlarıma gerginsiz, sendromsuz ve güzel haberler alacağınız bir hafta diliyorum..

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER