Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Yüksel ERCAN

Dert dinleme uzmanı..

91 yaşında hayata veda eden büyük romancı Adalet Ağaoğlu’nun “Dert Dinleme Uzmanı” isimli eserini bir arkadaşımızın tavsiyesi ile birkaç kez okumuştuk, Türkiye Cumhuriyeti’nin analizi niteliği taşıyan “Dar Zamanlar” serisinin dördüncü kitabı “Dert Dinleme Uzmanı”, Adalet Ağaoğlu’nun on sekiz yıl aradan sonra yazdığı romandır.

Dert Dinleme Uzmanı” isimli eserinde merhum Adalet Ağaoğlu, her dert dökümünün simgesel anlam ve çağrışımları olduğunun altını çizerek, toplumsal ahlakın bozulması, yozlaşması ve sonunda bireyin kendisinin bile farkına varamadığı değişim ve dönüşümünü muzip bir dille anlatıyor.

Yayınevinde çalışan bir editör, başkalarının kitaplarını titizlikle düzeltirken, içinden geçtiği çağrışım, anı ve hesaplaşma karmaşasıyla boğuşur ve bu süreçte yaşadıklarını defterine hatırında kaldığı gibi çalakalem kaydeder. Sonuçta, metinlerin ve gündelik dilin birbirine karıştığı yepyeni bir anlatım çıkar ortaya.

Dert Dinleme Uzmanında isim, zaman, mekân belirsiz; çünkü günümüzde kalıcı olan adlar değil görsellik. Hayatımız şifreler üzerinden akıp gitmekte, ta ki kendimize tamamen yabancılaşıncaya kadar.

Roman, “semtin” kahvesinde ismi verilmeyen bir anlatıcının “Dert Dinleme Uzmanı” olarak tanıttığı biriyle karşılaşması ile açılır. Bu kişiyi daha önce görmüş olsa da, anlatıcı onunla ilk kez konuşur ve Dert Dinleme Uzmanı ona bir defter verir. Adam kısa süre sonra intihar ettiği için, anlatıcı bu defterle ne yapacağını bilemez, en sonunda defteri olduğu gibi yayımlamaya karar verir.

Defterinin son sayfalarına doğru, Dert Dinleme Uzmanı hayatı boyunca yaşadığı suçluluk duygusundan, pişmanlıklardan ve kendine karşı duyduğu nefretten sık sık bahsetmeye başlar. Defterin bu noktasına kadar bir sır olarak saklanan bilgi de, sonlara doğru açıklanır.

Adalet Ağaoğlu’nun nerede ise bütün eserlerini okuyan birisi olarak son yıllarını tedavi altında geçirdiğini biliyorduk 91 yaş insan ömrü için epey uzun sayılabilir buna rağmen eserleri ile bizi etkileyen Ağaoğlu’nun aramızdan ayrılışını çok yakın bir akrabamızın kaybı olarak değerlendiriyoruz.

Dün akşam saatlerinde Ağaoğlu’nun anısına “Dert dinleme uzmanı” isimli eserini yeniden raftan indirip bir kez daha soluksuz okuduk,

Normal şartlarda kitaptan etkilenmemiz gerekirken kitaba isim olan “Dert dinleme uzmanı” işin doğrusu bizi kendisine daha fazla çekmiş oldu.

Kitabı okurken bizde bir noktada “Dert dinleme uzmanı” olarak değerlendirmemiz gerektiğine inandık,

Normal şartlarda bu ülkede

“-Cumhurbaşkanı, Dert dinleme uzmanıdır

-Bakanlar, Dert dinleme uzmanıdır,

-Milletvekilleri, Dert dinleme uzmanıdır

-Belediye başkanları dert dinleme uzmanıdır

-Meclis üyeleri dert dinleme uzmanıdır

-Gazeteciler, Dert dinleme uzmanıdır”

Kısaca toplumda kendisini kabul ettiren, “Benim derdime derman olabilir” anlayışı ile kendisine baş vurulan herkes kayıtsız şartsız dert dinleme uzmanı olarak kabul edilir.

Biz çok önemli bir randevumuz yoksa en geç sabah saat 09.30 sıralarında gazetede oluyoruz,

sabah kahvesini içip günün plan ve programını yaptıktan sonra çalmaya başlayan telefonumuza ve var olan diğer iletişim araçları ile bize ulaşan vatandaşlarımızın tüm ihtiyaç ve taleplerini o saatten itibaren bilgisayarımızda açtığımız dosyaya kaydetmeye başlarız.

Vatandaşlarımızdan gelen sorunları çözdüğümüzde oluyor çözemediğimizde oluyor, Bize gelinceye kadar bulabildiği tüm “Dert dinleme uzmanlarına” sorunlarını anlatan vatandaş sıra ile bulabildiği her noktadan çare aramaktan kesinlikle vazgeçmiyor.

Adalet Ağaoğlu’nun konu ettiği “Dert Dinleme uzmanını” meşhur “Marko Paşa” ile karıştırmamak gerekiyor, zira bilindiği gibi Marko Paşa sorunları dinlemesine rağmen kimsenin derdine derman olmayan bir şahsiyet olarak bilinir, “Dert dinleme uzmanları” ise sorunları en ince noktasına kadar dinledikten sonra çözüm bulabilme başarısını gösterenlerdir.

Bizim “Dert dinleme uzmanı” olmaktan gocunduğumuz yok, şikayette etmiyoruz,

Burada bütün mesele “Dert dinleme uzmanlarının” varlığını ortadan kaldırmak yerine insanımızı canından bıktıran sorunların hayatımızdan çıkartılmasıdır.

İşte o zaman “Dert dinleme uzmanlarına” ihtiyaç kalmayacaktır.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER