Lan tamam anladık vicdanınız yok, aklınıza ne oldu?
Bitmiyorsunuz değil mi?
Daha önce de böyle manzaralar yaşadık!
Hatırlayın; 1955/6-7 Eylül olayları nasıl başlamıştı?!
İstanbul’da Rumların evlerine mallarına göz diken bazı ırkçı yobazların, “Selanikte, Atatürk’ün doğduğu evi yaktılar” yalanını ortaya atarak nasıl korkunç bir katliam yaptıklarını biliyorsunuzdur!
3 günde yüzlerce Rum ve Ermeni öldürüldü, evleri iş yerleri yağmalandı. İnsanlar canlarını kurtarmak için doğduğu toprakları, yaşadıkları mahalleleri, oturdukları evlerini, anılarını bırakarak kaçtılar!
Bu konularda genetiğinde bi hayli tarihi tecrübesi yazılı olan ırkçıların ne yazık ki en büyük destekçileri hep yoksul ayak takımı olmuştur. İçlerinde normal diyebileceğiniz hiçbir kimseye rastlayamazsınız!
Bugün bile bu tip ırkçı partilerin tabanına bakın; hepsi aynı tornadan çıkmış gibi, aç sefil ve yoksuldur.
Bu kurallar hiç değişmez.
Hangi ülke, hangi ırk olursa olsun, bütün bu özellikleri taşır!
Çünkü:
Irkçı insan; düşünce kabızlığı yaşayan insandır.
Irkçı insan; ahlak erezyonuna uğramış insandır…
Irkçı insan; hamasetle karnı doyan insandır!
Irkçı insan; aile içinde baskıya ve şiddete maruz kalmış bastırılmış insandır!
Irkçı insan; çok sesliliği, çok renkliliği sevmeyen insandır!
Irkçı insan; güce tapan insandır!
Irkçı insan; sormayan, sorgulamayan insandır!
Irkçı insan; fırsat eline geçtiğinde ilk önce ailesine baskı yapan insandır!
Irkçı insan; sevişmeyi değil, çiftleşmeye meyilli insandır…
Irkçı insan; eşitliği ve özgürlüğü sevmez!
Irkçı insanın tek sermayesi; kendisine miras bırakılan din ve onun gayrimeşru çocuğu hamasettir!