Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

casino siteleri deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler editorbet giriş

Fakir Yılmaz

BÜYÜKAKIN ENKAZ DA!

36 yıldır ‘Yazıyorsam Sebebi Var’ adlı bu köşem de her gün kesintisiz ele aldığım yazılarımın artık www.kocaelinabiz.com da da okunmaya başladığı ilk gün bugünkü köşemin başlığını da buluveriyordum.

Çünkü kendi yayın gruplarımızın yanında, ‘Gazetecilerin meslektaş dayanışması’ parolası ile Afyon’dan, Hakkari’ye’, Erzurum’dan Rize’ye kadar binlere ulaşan bir çok gazete ve internet haber sitelerinde yayınlanan günlük yazılarımdan ilkinin yayınlanmaya başladığı Kocaeli’nin Nabzı diye adlandırılan www.kocaelinabiz.com adlı haber sitesinde dikkat çekici bir manşet haberi siteyi tıklayıp, dikkatle okuyordum.

Bu dikkat çekici ünlemli başlıklı haberi tıklayınca, ilk başkanlık dönemimde ARDAFED Başkanı olarak makamında Ardahanlıların olduğu bir heyet ile ziyaret edip, İstanbul’da altına imza attığımız tanıtım günlerinin benzeri etkinliklerinin Kocaeli’nin de yapılması gerektiğini belirttiğim ve bu önerimi dikkate alıp, bu yönde bir çok çalışmaya imkan veren, Kocaeli’nin eski Genel Sekreteri, Vali yardımcısı olarak bildiğim AK Partili Kocaeli’nin Büyükşehir Belediye Başkanını konu eden başlığı ile haber olduğunu görüyordum.

‘BÜYÜKAKIN ENKAZ DA!’ başlıklı haber aynen şöyle devam ediyordu. ‘KOCAELİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI TAHİR BÜYÜKAKIN ENKAZDA! “RABBİM YARDIMCIMIZ OLSUN” Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, enkaz alanına girerek çalışmaları bizzat yönetti. Başkan, “Rabbim yardımcımız olsun, ekiplerimiz büyük bir özveriyle çalışıyor.” satırlarını ‘hep aynı masallar’ diyerek okuyordum.

Evet, tesadüfümü bilmem ama daha bir gün önce bir hayli geliştiğini ve ama hala kimsenin girip, yaşamadığı onca yeni binanın daha faaliyete girmediğini ve konu oldukça, ‘Güzel anları yaşadığım merdivenli ev olarak..’ ateşli anılarımla birlikte yazılarımda adı geçen Darıca’nın simgesi denen saat anıtının etrafının da peyzaj çalışmaları yapıldığını gördüğüm ve 99 Marmara depremi öncesi ‘Kocaeli Siyah Beyaz Gazetesi’ adlı ilk 3. günlük gazetesini çıkardığım Kocaeli’ndeydim..

Ve uzun süredir görmediğim dostumuz Uğur’la birlikte bizi beklediği Darıca İlçesinin hayvanat bahçeli Osmangazi mahallesinde kokoreç yapan kuzen Hakan Yılmaz’a doğru giderken İstanbul ile Kocaeli’nin sınırında ki Çayırova ilçesi yolu üzerinde bulunan ve yol ortasında kurulan polis karakolunun olduğu bölgede ki üst geçide ‘Kocaeli’nde Büyük Dönüşüm Başlıyor’ reklamının asıldığını görüp, yanımda ki kardeşim Dicle ve eşim Selmi hanıma ‘Bakın, burada da rantsal dönüşüm başlıyor’ diyordum.

Bu görüşme sonrası gecenin geç saatlerinde afiyetle Kokoreçlerini yediğimiz kuzen Hakan’a teşekkür edip,  onunla birlikte bizi karşılayan Uğuru da aracıma alıp, önce Uğur’un evinin olduğu Çayırova’da ki evine sonra İstanbul Kartal’da kentsel dönüşüm alanına giren evime doğru yol alırken, memleketim Ardahan’ın özlemin çektiği uçaklarından birinin getirilip, çay bahçesi yapıldığı Çayırova’nın da bir hayli geliştiği ve bir okulun yıkılıp, yerine cami yapıldığını da görüp, eve döndüğümüz ilk sabahında bir dönem aktif gazetecilikte yaptığım Gebze’de 7 katlı bir binanın çöktüğünü sabah haberlerinden izliyordum.

Ülke ve dünya gündemi ile birlikte bu haberi de görüp, üzülerek izlerken daha bir gün önce gittiğimiz ve Orhan kaya abinin sunduğu bir Youtube kanalının programına katılan kardeşim Dicle’yi beklediğimiz Darıca’da beklerken Balıkesir Sındırgı’da saat 22.48’de 6.1 büyüklüğünde meydana gelen depremi oradayken hissedip, bizzat yaşadığımızda hatırlıyordum.

Koç-Shell’in olan Tüpraş ile SOCAR&Turcas Ortak Girişimin olan Petkim’ Kavşağı’ndan başlayıp, İzmit Doğu İstasyonu’na kadar devam edecek denen ve 26,85 Km uzunluğunda 18 adet istasyon bulunup sırası ile Körfez, Derince, İzmit ve Kartepe ilçelerinden geçeceği söylenen hattın üzerinde yapılan Kocaeli Kuzey Hafif Raylı Sistem Hattı yani memleketim Ardahan’ın Ulgar dağının bir türlü bitmeyen ve dereleri zehirlediği söylenen siyanürle açılmaya çalışıldığı ileri sürülen tünelini de hatırlıyorum.

Ulgar dağı ve İstanbul Pendik Havaalanının tünellerinin akıbetine benzer bir proje ile yıllardır devam eden ve bir türlü bitmeyen metronun inşasının yarattığı sarsıntı dolaysıyla yıkıldığı ileri sürülen Gebze’de 7 katlı binanı ayaktayken çekilmiş fotoğrafına bakınca, ‘Merdivenli ev, Kırmızı Oruspu’ başlıklı yazılarıma da ilham olan Darıca’da ki, Kocaeli merkezde ki, Gebze’de ki o güzel anılarım gibi yerle bir olduğunu görüp, aynı kentte bizzat Marmara depremini yaşayan bir gazeteci olarak of çekiyordum.

Yeniden dönüp, bundan sonra her gün yazılarımın yayınlanmasını umduğum www.kocaelinabiz.com adlı haber sitesinin haberleri ile nabzını tuttuğu ve Ardahan gibi İl olmak isteyen Gebze’de yaşanan son yıkımla yerle bir olan bina ile ilgili haberi bir kez daha okuyordum.

‘Kısa süre önce duvarlarında ve kolonlarında ciddi çatlaklar oluşan dört katlı bir bina büyük bir gürültüyle çöktü. Olay yerine çok sayıda itfaiye, AFAD, sağlık ve arama kurtarma ekibi sevk edilirken, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç. Dr. Tahir Büyükakın da çalışmaları bizzat yerinde takip etti. Enkaz alanına girerek ekiplerle birlikte durumu değerlendirdi..’ haberin satırlarını bir kez daha okurken benim 3 yıl boyunca günlük olarak Kocaeli Siyah Beyaz Kocaeli isimli gazetemi çıkardığım dönemde ki CHP’li Belediye Başkanı, Yuvacık barajı ile anılan Sefa Sirmen gibi tek adam rolünü oynadığı ileri sürülen Başkan Büyükakın, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı diye haber şöyle devam ediyordu.

“Rabbim yardımcımız olsun. Kardeşlerimize bir an önce ulaşmayı nasip etsin. Tüm ekiplerimiz burada, büyük bir gayret ve özveriyle çalışmalarına devam ediyor.” diyen o haberi okuyunca, aralarında Kocaeli’nin ve onca anımın da yerle bir olduğu 99 depreminde de aynı sözleri gerek haber olarak, gerek depremzede olarak okuduğumu hatırlayıp, çok şey anlatan ünlemli ‘Büyükakın enkaz altında’ başlığını, ‘ülke de hepimiz, her konuda enkaz altındayız da haberimiz yok..’ diye değişmek istiyordum…

Çünkü bir ailenin daha yok olduğunu, başta Gebze Belediyesinden olmak üzere resmi bizden ve o aileden sorumlu bir yetkili olmak üzere yine kimsenin ‘hata benim’ deyip istifa etmediği, Trupumun şowu eşliğinde ‘Barış yapıldı’ denen Gazze’yi andıran görüntüler eşliğinde ‘son dakika’ haberi olarak verilen Gebze yıkımı her zamanki gibi ‘Her şey Allahtan’ diyenlerin devletin resmi kurumlarının yanında kendilerinin gayri resmi şirketlerinin reklamları ile doldurduğu havuz medya tarafından ‘Büyük başarı, titiz çalışma’ denerek çıkarılan cenazeleri üzüntü ile izliyordum..

Ve sabah ezanının okumasıyla uykusuz geçen bir gecenin daha bitmek üzere olduğunu hissedip, İstanbul Cağaloğlu’nda gazetecilik yaptığım yıllar da Kocaeli Kartepe Sarımeşe’de ki evim de eşimle birlikte 3 çocuğumla birlikte yaşadığım bizzat içinde olduğum 17 Ağustos 1999 sabahı, yerel saatle 03.02’de meydana gelen Kocaeli/Gölcük merkezli deprem ile gecekondu metropolü İstanbul’da da ‘yaşanacak’ denen deprem korkusuyla ha bugün ha yarın evimin kentsel değil, rantsal dönüşüme kurban gideceğini de düşünerek, TEMPO TV’de her pazar günü, saat 15.00’da canlı olarak yayınlanan ‘Gazetecilerle Gündem’ adlı programımın hazırlıklarını da düşünüp, bugünkü yazıma da  son veriyordum.

 

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER