Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

casino siteleri deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler editorbet giriş

Fakir Yılmaz

MUHALEFETİN OLMADIĞI ÜLKEDE KAFAYI BULAMAMAK!..

Bugünkü yazıma başlamadan önce aralarında memleketim Ardahan’ında olduğu bir çok yerde yani yerelde muhalefet olan AK Parti İl, İlçe hatta Belde Başkanlıklarının sanal sayfalarına bir bakayım dedim.
Yerelde iktidar olmayan partilerinin muhalefet olduğu kentlerin, kasabaların, köylerin, mahallelerin sorunları ve sıkıntılarıyla, kendilerinde olmayan belediye başkanları, meclis üyeleri ile ilgili ne demişler, hangi sorun ve sıkıntıları gündeme, sanallarına taşımışlar’ diye merak edip…


Ve sizin de başta kendi çevrenizde ki AK Partili siyasiler, bu partili olup ‘Reis’ demekten öteye geçmeyen ama dost, akrabalarını işe koymakla, bol paralı işler,, ihaleler almakla bir hayli başarılı olan, kentinizde ki, il, ilçe, kasaba ve köyünüzde ki AK Parti teşkilatlarının ve partililerin sanal sayfalarına bakmanızı rica ederken tüm ülkenin olduğu gibi bu partinin de o ağır tüm yükünün Erdoğan’ın omuzlarında olduğunu bir kez daha anlayacaksınız.
Ve neden ‘Erdoğan giderse AK Parti’de ANAP, DYP, DSP gibi biter..’ dendiğini de anlarsınız..
Çünkü, Erdoğan’ın bile şikayetçi olduğu bunların yani partiyi ikinciliğe düşüren son yerel seçimde sonra İl ve İlçe Başkanı hatta Mahalle başkanı bulup, kendisinin güncellemekten yani ‘değişim’ denenerek değiştirilmek istenen ama bir çok siyasi ve insanın umut kestiğinden olacak ki eskileri ile idare edilmek zorunda kalınan bu partinin büyüğünden, küçüğüne kadar hemen herkese hem iktidarlık, hem de muhalefetlik yapan Erdoğan ismi ile var olduğunu göreceksiniz.


Bunu anlamak ve görmek içinde sanal sayfalarına bakacağınız AK Partili tüm teşkilatların da içinde olduğu ve ‘AK Partiliyim’ deyip, malı götürme telaşı içinde olanların derdinin partinin ayakta kalmasını, daha da güçlenmesini ve yeniden 1. parti olmasının olmadığını, değil bir basın açıklaması ile kendilerine ait resmi veya özel sanal sayfalarında CHP başta olmak üzere diğer muhalefet partileri ile ilgili ‘Bir satır’ değil, bir kelime bile muhalefet yaptıklarını göremeyecek, anlayacaksınız.
Evet, bana inanmıyorsanız AK Partili dediğiniz kurum ve kişilerin sanal sayfalarına bir göz atın derim ve bizim sözde STK’lar gibi hangisinin ülkede, dünyada, genelde, yerelde yaşananlar konusunda görüş belirten, sorunların çözümü için yol gösteren yada yapılmayan işler için feryat eden bir satır bulmazsınız..
Ve hepsinin yine benimde içinde olduğu basın camiasının kentlerinde yaşananlardan bi haber haber siteleri gibi kendi etraflarında, mahallerinde, arka sokaklarda ki yaşanan gelişmeleri, yoksulluğu, yolsuzluğu değil de Erdoğan’ın konuşmalarını, söylemlerini, çabalarını ortaya koyan paylaşımlar dışında kendilerine özel bir satır yazmadıkları gibi muhalefet oldukları kentlerde, kasabalarda, köylerde, mahallerde ‘İktidara gerektiği gibi muhalefet yapmamakla eleştirilen mevcut muhalefet gibi muhalefet bile yapamadıklarını göreceksiniz.


Yani kısacası Erdoğan’ın kafa bulmakla suçladığı muhalefet gibi onun partilileri de partisiyle, kendisiyle kafa bulunduklarını göreceksiniz..
İnanmıyorsanız CHP’nin, DEM’in diğer partilerin belediyede, il genel ve belediye meclisinde hatta STK’lar da iktidar olduğu gibi benim memleketim Ardahan’da ki AK Parti İl, İlçe, sayfalarına yada kendinizin bulunduğu İl, İlçe, Kasaba, Belde, Köy’de ki CHP veya DEM’in yada diğerlerinin iktidar, AK Parti’nin muhalefet olduğu şehrinizde ki AK Parti İl, İlçe, kasaba teşkilat sayfalarına yada AK Partili bildiklerinizin sanal sayfalarına, ‘gazeteciyim’ diye geçinen ama ne iktidara nede muhalefete yönelik eleştirisel bir haber görmenizi umduğum yani sizin olduğu gibi çevrenizi ilgilendiren yerel haber sitelerine bir bakın ve bir göz atın.
Genel haber sitelerini demiyorum tam resmi AA, TRT, özel ama her iktidar dönemine yaranma telaşı içinde olan DHA, İHA ve özel kanal denen A Haber dahil onların Erdoğan’ın konuşmalarını derleyip, toplayıp, üstüne bir şeyler koyma başarısını ortaya koyamayan İletişim Başkanlığından gelen hazır haberleri alıp, yapıştırmakla meşguller..

Ha bu arada CHP ve DEM’e yakın yarım yamalak bir şeyler yapmaya çalışan ANKA ve diğerlerini de unutmadan..
Neyse kısacası bu ülkede iktidara karşı gereken muhalefeti yapmamakla eleştirenlerin muhalefeti suçlamadan önde iktidarın muhalefet olduğu kentlere, kasabalara, köylere, mahallerde ki AK Partililerin kurumsal ve de özel sanal sayfalarına bir bakın derim.. Ve bu ülkede asıl kurnazın kim olduğunu görün, görün ki senin de içinde olduğun ve ‘ne şiş yansın, ne kebap..’ diyen bir toplumun fertlerinin hem iktidarı, hem de muhalefeti kandırıp, biz iki isimin omuzlarında kendi özel çıkarları doğrultulsun da hal hareket içinde oldukları için bu memleketin muhalefetsiz ve bu halde olduğun görün..
Ha bu arada AK Parti’nin ‘Muhtar bile olamaz’ denilen bir süreçte önce milletvekili, sonra başbakan ardından cumhurbaşkanı yetmedi yarım, yamalakta ve içinde ‘özerklik’, ‘Eyalet’ olan diğer dünya ülkelere benzer olmazsa da kendisine başkan olma yolunu açma başarısını ortaya koyan Erdoğan adeta tek başına partisini geçip, birinci parti olan CHP’ye onca üyesi, teşkilatı olsa da tek başına yüklenmeye, muhalefet etmeye devam ediyor.
Bir diğer taraftan da nice devlet başkanları ve o devletleri temsil eden büyükelçiler ile ön veya arka kapılarda sıkça görüştüğü hatta haftanın bir veya iki günü nedense birde ortadan kaybolduğu ileri sürülen Cumhurbaşkanı Erdoğan bu günlerde yaptığı her açıklamada birilerini yani kendisine muhalefet eden CHP başta olmak üzere herkesi kafa bulmakla suçluyor.
Sezen Aksu’nun çıkışına “O uzanan dilleri yeri geldiğinde koparmak..’ gerekir dedikten sonra İngiltere Büyükelçisiyle görüşen İmamoğlu’nun bu görüşmesini ‘Sabahın erken saatlerinde büyük elçiliyle yemeğe gidenleri rakı içip, kafa bulmakla suçlayan aynı Erdoğan’ın son sert muhalefeti de Ardahan Dernekler Federasyonun kurulduğu İzmir’den geldi.
Evet, “Ben BOB eş başkanıyım hedefe ulaşmak için Kiliseye de, Havraya da giderim’ dediğini hatırladığımızı unutmuş gibi olsa da aynı Erdoğan’ın bir şiir okuduğu için hapse atılmasına tepki gösteren büyükelçiler arasında olan ama, İmamoğlu’yla yemeğe giden İngiliz büyükelçisi üzerinden tüm büyükelçilere “Boyunuzdan büyük işlere kalkışmayın. Bir büyük varsa o da benim” diyerek aba altından sopa göstermeyi de ihmal etmiyor.
“Ekonomiyi, enflasyonu biliyorum.. Hayat şartlarının gün geçtikçe zorlaştığını da.. Ama Turpun büyüğünü bekleyin göreceksiniz..” diyen aynı Erdoğan’ın “Sabır edin Gabar’da petrol, Karadeniz’de gaz çıkacak, ekonomide uçacağız Almanya, İngiltere, Fransa dahi tüm dünya bizi yine kıskanacak göreceksiniz” dediği ve toplumla asıl kafa bulanların kimler olduğunu da sorgulatırken bizlerin de bu durum karşısında kilosu değil kadehi bile bir hayli olan rakıyı içmeden sarhoş olan kafalarımız çok karmakarışık hem de bir restoranda gidip, balık yemeden, rakı içmeden…
‘En iyisi yerli malı ayranı yada zem zem suyu içmek..’ diyeceğim ama ayranda bir hayli pahalı demektense ‘zaten havalar soğuk bu soğuklar da ayran mı içilir?!.” diye teselli ararken zem zem suyunun sahtesinin yakalandığı da öğrenince korkuyorum.
Bu arada 2. kez seçilen ve Ardahan Damal’da ki değil, Amerika’da ki Beyaz Saray’ın Oval Ofisine geçer, geçmez bir kez daha bizim sağlık gibi ise yaramadığını açıkladığı Dünya Sağlık Örgütünün ardından ‘yeni pandemi var’ diyen Sağlık Örgütü gibi bütçesi kesilecek diye bir hayli paniklediğini de görüyoruz.
Aynı Turup’un Dünya Sağlık Örgütü gibi kendisinde bütçesinin keseceğini duyup, panikleyen ve ilk demecinde silah tüccarlarının temsilciliğine soyunup, ‘Gelecekte, belki de yarın büyük savaş var, her ülke acil silahlanmalı’ diyen BM’nin yeni Genel Sekreterinin tüm dünyada yarattığı korku atmosferinin içinde bir başka duruma üzülüyorum.
Çünkü bunca aç, imkansız, yoksul, ismim gibi fakir varken o tarafa götürmeyecekleri paralarının imkanları ve adım adım ölüme yaklaşıldığı korkusuyla geride kalan yıllarda ki onca günahını hatırlayıp, ‘bir kaç kez yetmez’ deyip defalarca Umre’ye gidenden, gelenden de beklediğimiz zem zem suyu gibi genelde, yerelde muhalefet olandan da bir şey görmez olduk ve selam.’ deyip ‘En iyisi bugünkü yazımıza gerçek yüzümüzü bize yansıtan ‘Aynalar nerede?’ başlıklı yazımıza bırakalım diyorum.

Aynalar nerede?
Zaman zaman kendinizle baş başa kalmak ve kendinizi dinlemek istediğiniz anların ağır bastığı duygulara karşılaştınız mı diye sormayacağım..
Çünkü insanım diyen herkesin sıkça yaşadığını en iyi bilenlerdeyim..
Ve o duyguların nedense her cumartesi beni esir aldığını da..
Beyaz karların her yanı serdiği bu kentte duygusallığın paylaşıldığı kaç yer var, kaç kişi sizi anlar acaba bilmem ama hepimizin o ağır basan duygulara esir olduğumuz anlarda yalnız kaldığımız bir gerçektir..
Çıkmak istersiniz dışarıya, içinizi karartan, sizi oksijensiz bırakan içeriden..
İlk çıktığınızda sizi soğuk bir hava sarar, üşürsünüz, şöyle bir dolaşmak isteğinizden vazgeçip, kala kalırsınız yerinizde..
Gitmek istediğiniz o yollara engel olan dağlar gibi karların o güzel görüntüsüne karşın bir beyaz kefen gibi etrafınızı sardığını görür, gitmek istediğiniz yere gitmenize engel olur..
Şevkinizi kırar, o gerilen vücudunuzun sıktığı avuçlar arasına kızgınlıkla aldığınız karlara bir tekme atarsınız tüm hırsınızla, istemezseniz de geriye içeri girdiğinizde..
Ve yine kendinizle baş başa kalır, kendinizi görmek için bir ayna ararsınız..
Ama bilmezsiniz ki belki de unutmuşsunuzdur o eskiden her duvarda olan aynalarında artık çekip, gidenler gibi ortalıkta olmadığını..

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER