Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

casino siteleri deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler editorbet giriş

Fakir Yılmaz

Oyunuza değil, Toyumuza davet mektubu..

Sevgili, dostum, eş, akraba, arkadaşlarım, hemşerim ve meslektaşım..

Bu akşam saat: 20.00’da TEMPO TV’de canlı olarak yayınladığımız, ‘Gazetecilerle Gündem’ adlı programımızın yanı sıra bu hafta sonu, pazar akşamı, saat: 19.00’da sizi de davet ettiğim ve gazeteci kızım, partnerim Özlem Şeyma Yılmaz’ın dünya evine gireceği düğünümüzün telaşı ile başına geçtiğim bilgisayarın başında yazılan bu yazıyla bir kez daha merhaba..

Sayın dost..

bir taraftan İsrail Başbakanının Birleşmiş Milletler salonunda konuşurken BM’ye üye olan ülkelerin temsilcilerinin üyelerinin  Netanyahu’yu dinlemeyip, salonu terk etmesi ardından, “İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırganlığına” tepki olarak “boş bir salona” konuştuğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adını ağzına almadığı CHP’nin katılmadığı ve ülkenin en büyük muhalefetinin sıralarının boş kaldığı mecliste MHP ve DEM’e teşekkür ettiği konuşmasını dinleyerek, ele aldığım bugünkü yazımın ulusal değil, yerelde bizzat sana özel bir yazı olduğunu bilmeni isterim..

Ve bir yandan gazeteci olarak gündemi takip eden, diğer yandan da bir insan olarak, ‘Başta meslektaşım olan bir gazeteciye, hemşerime, dostuma, eş, akraba, arkadaşlarıma nasıl bir özel mektup yazılır? diye düşünüp ele aldığım bu mektubumun okumanızı umut ediyorum..

Umut ediyorum..

Çünkü 36 yıllı aşan gazetecilik hayatımda gördüğüm önemli diğer bir konu da, bırakın normal okuru, meslektaşlarım olan gazetecinin bile gazetecinin yazılarını pekte okumadığıdır..

Bu nedenle; Bu mektubumu bir yazı olarak değil, gazeteci meslektaşından, hemşerisine, dostuna, eş, arkadaş, akrabadan gelen bir dost mektubu olarak okumanızı rica ediyorum..

Sevgili Dostum..

Sizin gibi bir insan olmanın yanında bir gazeteci olarak günün 24 saatti başta Ardahan ve Ardahanlıları ilgilendiren haberler olmak üzere gelişen haber ve yorumlar peşinde koşarken bir gazetecinin önce insan olduğunu ve sadece ‘gazeteci olarak kalmamalı’ diye düşünenlerdenim.

Bu nedenle;

Alnımın teri, beynimin emeği ile evimin ekmeğini, onur duyduğum kariyerimi bana kazandıran işimin yanı sıra, birini bu hafta sonu, senin de davetli olduğun İstanbul, Kartal Aydos’ta bulunan Saklı Bahçe adlı düğün salonun da saat: 19.00’da evlendireceğim gazeteci kızım Özlem Şeyma Yılmaz’ında aralarında bulunduğu çocuklarımın, torunlarımızın nafakasını sağlayan gazetecilik mesleğimi aksatmadan, 36 yıldır her gün ama her gün günlük yorumumu yazarak, haberlerimle, insan olarak acı günde, tatlı günde olmaya çalıştım.

Ve yıllardır yaptığım gazetecilik mesleğim boyunca haberlerimizi dizdiğimiz gazetelerimiz ve haber sitelerimiz aracılığıyla adeta fırından çıkmış bir ekmek misali elime alıp bizzat dağıtarak, sanalda paylaşarak, ‘Reklamlarınızla yerelden ulusala gazetecilik’ şiarı ile muhabirliklerini de yaptığım ulusal gazetelerin ülke kamuoyunu takip eden haberlerini de takip etmeye çalıştığım bu ulvi görevi en iyi şekilde yapmaya gayret ederken, ülkemin, toplumumun, mesleğimin ve hemşerilerimin içinde de olmaya, toplumsal konularda bana düşen görevi en iyi şekilde yerine getirme çabası içinde mücadele eden bir arkadaşınız olduğumu bilmeniz isterim.

Yani gazetecilik mesleğimin yanı sıra şu an başında bulunduğum Ardahan Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı ile İstanbul’da bulunan ve iki dönem başkanlığını yaptığım Ardahan Dernekler Federasyonu ve Serhat Ardahan Spor Başkanlığımın yanı sıra Ardahanlı İş İnsanlı ve Sanayiciler Derneği Başkanlığım  meslektaşlarımın olmak üzere hemşerilerimin birlik, beraberlik içinde başta İstanbul’da olmak üzere tüm ülkede hatta tüm dünya da, ‘GÜÇLÜ BİR ARDAHAN LOBİSİ’ oluşturmaları için büyük gayret içinde olan bir gazeteci, bir stk başkanı ve Ardahanlı biriyim..

Sayın Akrabam, Arkadaşım, Dostum, Hemşerim, Kardeşim;

Evet, hepimizin yoğun bir koşuşturma yaşadığı bir kentte hem de dünyanın bir çok ülkesinde daha büyük bir İstanbul yetmez gibi güzelim Türkiye’min Serhat, Sınır kenti Ardahan’dan başlayıp, tüm ülkeye hatta dünyaya yayılmış olan Ardahanlıları güçlü bir lobi çatısı altında toplama mücadelesi veren ve ‘GÜÇLÜ BİR ARDAHAN LOBİSİ’ diyen bende bir Ardahanlı, bir gazeteci ve sizin gibi özverili olan, bu işe yüreğini koyan Ardahanlı yönetici, iş insanı, hemşerim, dost, akraba ve arkadaşlarımla birlikte gerek senin gibi bir gazeteci, gerekse stk başkanı ve ülkesini seven bir insan olarak  olarak karınca kararınca çırpınıyor ve uğraşıyorum.

Ancak bu mücadele esnasında gördüğüm en büyük eksikliklerden biri de meslektaşlarım başta olmak üzere biz Ardahanlıların yani bir çoklarımızın bu ulvi çabada senin olmayışındır..

Belki de; Bir Ardahanlı Gazeteci olarak çok isteyip, katılamadığın ‘bu tür çalışmalarda niye sende yoksun?’ diye hiç düşündün mü?

Yada belki de kerhen bu tür oluşum ve amaçları desteklemeye çalışan olsan da bu ulvi görevin büyük bölümünde yeterince yer almayan Ardahanlı gazeteci olan ve bu mektubu okuyan ‘sen’ hemşerim, arkadaşım, dostum, akrabam kısaca Ardahanlı olarak bu tür oluşumlar için de neden yoksun gibi.. Yada ben mi öyle anlıyorum..

Halbuki bunu o çok önemsediğimiz ülkemin 81 vilayetinin büyük bölümü, bölgesi, şehri, kenti hatta köyü gerçekleştirmiş, başta siyasette, ticarette, sosyal hayatta olmak üzere bir çok alanda söz sahibi olmamış mı?

Bu durumun bir Ardahanlı olarak beni, bir Ardahanlı olarak hemşerini yalnız bırakma anlamına geldiğini düşünmeni rica ediyorum.

Bu nedenle, ‘Gel sende bu taşın altına elini koy’ diyerek, ülkenin en yoksul kenti, göç vermeye devam eden serhat şehri, siyasi ve ticari İstanbul başta olmak üzere bir çok kentte adeta rüzgara kapılmış halde olan 216 köyü, 5 ilçesi, bir beldesi olan, ülkemin Serhat Ardahan’ı, onun için çabalayanları azda olsa anlamak gerekmez mi?

Ve nu yönde yapmak istediklerini, anlamak, dinlemek, görüş ve fikirlerinle katkı sunmak için ‘zamanım yok, falan işim var’ demeden Ardahan, Ardahanlıların  bir araya getirmeyi hedeflediğimiz ve 5 Ekim 2025 Günü, Saat 19.00’de İstanbul Kartal Aydos’ta bulunan Saklı Bahçe’de ve senide davet ettiğim mutlu günümüz, gazeteci kızım, Özlem Şeyma Yılmaz’ın, Çankırılı Alperen Damgacı ile pazar günü dünya evine gireceği toyumuza katılarak, birlikte 16 Milyonluk metropolde birlikte halay çekerek, birlikteliğin en güzel örneğini sergileyen Ardahanlı olmanın güzelliğini ortaya koymakla bir kez daha deneye biliriz..

Bunun en açık örneği, ‘Göle’yi kurtaracağız..’ derken, dernek ayrı bir kahvaltıyla, federasyon ayrı bir gece ile değil, benim ARDAFED’in başkanlığını yaptığım O şimdi aranan ve unutulmayan yıllar da yaptığımız ve sizi davet ettiği düğünümüzü yapacağımız Kartal’a komşu olan İstanbul Maltepe’de sahilinde milyonların bir araya getirdiğimiz ve o dönem siyasette, ticarette, kültürde, gelenek, göreneklerde birlikte olduğumuz halde ne yapacağımızı ortaya koymamış mıydık?!.

Evet, sana özel olan ve bu hafta sonu, pazar günü saat: 19.00’da ki toyumuza davet ettiğim sevgili, dostum, eş, akraba, arkadaş, hemşerim ve meslektaşım..

Bu, oyunuza değil, sana özel olan mektubuma son verirken Ardahan ve Ardahanlıların, Ardahan’ın da içinde olduğu 81 kentli ülkemin hep, her zaman, kardeşçe, samimice, ince ve çeper dibi hesaplar yapmadan birlik beraberlik içinde olabileceğini bir kez daha ortaya koyacak olan dileklerle birlikte ekte ki davetiyemizi bu yazı, bu mektup ile şahsen yanına gelip, eline, evine, iş yerine elden bizzat vermiş hissi ile düğünümüzde buluşmak, toyumuz da oynayıp, birlikte halay çekmek umuduyla saygılarımı sunuyorum.

Fakir Yılmaz/Gazeteci

Ardahan Gazeteciler Cemiyeti

ve ARSİAD Başkanı

05322678015-05322678015

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER