Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

casino siteleri deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler editorbet giriş

Fakir Yılmaz

Emekliler derneğinde geri çekilmeden seyyanen yazmak..

Uykusuz bir geceyi daha geride bırakıp, geç saatlerde içine girip, uyuduğum yatağımda uyanırken güne diş ve baş ağrısıyla başlasam da önümüze ki hafta yapılacak olan ‘Bağımsız Medya ve Gazeteciler Derneği’ 13 Aralık 2025 gün ve saat: 14.000 tarihli kongresi öncesi düzenlenen mini toplantıya davet edildiğimden erkenden çıktığım evde yüzüme vuran serin hava ile kendime gelip, bindiğim arabamın marşına basıyorum..
Ve uzun süredir bulunduğum İstanbul’a iyiden iyiye entegre olsam da her gün yeni gökdelenler yükseldiğinden sıkça değişen yollarını karıştırmamak için yine de konumu açıp, gaza basıyorum..


Sade bir üyesi değil, kurucusu olduğum İstanbul Bağımsız Medya ve Gazeteciler Derneğinin yaklaşan kongresi öncesi bir grup meslektaşımla bir araya gelip, kongre öncesi durum değerlendirmesi yapacağımız toplantının yapılacağı yere doğru giderken dizlerimin üzerine koyduğum telefonum aracılığıyla zaman zaman gazetelerimizin de ekranlarına yansıdığı ulusal medya da günün ilk haberlerini dinleyerek, toplantının randevu saatine yetişmek için trafik korkusuyla İstanbul Kadıköy Bostancı’ya doğru yol alıyorum.


Günün ilk haberleri arasında bulunan, ‘Seyyanen zam..’ tartışmalarını dinlerken 10 milyondan çok olduğu söylenen emeklilerden biri olan benimde bu haberler dikkatimi çekiyor ve önce ‘Seyyanen’ ne demek olduğunu yani açılımını merak edip, yüz yılın sözlüğü olan Google amcaya seslenerek, ‘Nedir bu seyyanen’ diye soruyorum…
Ve, ‘Seyyanen zam’ demenin, ‘Maaş oranlarına bakılmaksızın, kapsama alınan herkese eşit zam’ anlamına geldiğini görüp, bir emekli olan gazeteci olarak bunun neresinin bana ve emekliye yansıyacağını da düşünürken, CHP’nin başını çektiği muhalefetin, bunun sadece üst düzey kamu görevlilerine değil, biz emeklilerinde için de olduğu çalışan herkese uygulanmazsa eşitsizlik ve haksızlık olduğunu belirtip, itiraz ettiğini de öğreniyordum.
Ve CHP’nin, DEM’e yönelik Stockholm Sendromu suçlamasına benzer bir durumun burada da yaşandığını gözüm yolda, kulağım telefonumda seslenen haberleri dinlerken gülümseyerek, görüyordum.  Çünkü seyyanen zam konusunda ‘Eşitsizlik var’ diyen aynı CHP’nin hükümetin bu yönde önlerine getirdiği önergeyi imzaladıktan sonra çıkıp, ‘Bu bir eşitsizliktir..’ dediğini de bir emekli olarak anlıyor, algılıyorum..

Ve, ‘Bu ülkede İmam Hatipler çok, gerek yok’ deyip, ardından da ‘Benim anam bacımda başörtülü..’ diyen, ‘Babamı hacca gönderdim’ selfiyelerinin çekilmesi, bu yetmedi, Deniz Gezmiş’in idam kararına bazı arkadaşlarımız el kaldırsa da biz çoğunluk olarak katılmadık’ diyen ve AHİM’in, değiştirilmesi istenen Anayasa Mahkemesi’nin ‘bırakın’ dediği, emanet odalarında ki altınları çalınan hatta yerel Adliyelerin mahkemelerinin ‘Haksız yere yatırılıyor, tutuluyor, serbest kalmalı’ kararını verdiği ama devam ettiği söylenen yeni barış sürecine rağmen 10 yıldır cezaevinde tutulan Demirtaş’ın, ‘Dokunulmazlığı kaldırdık ama özür diledik ya..’ diyen bir CHP’nin imza atıp, onayladığı seyyanen zam istemine ‘bu haksızlıktır’ demesi de olması dikkatimi çekiyordu..
Evet, bizim şu Ardahan stk’ları gibi merkezi tabelası nerede olduğu belli olmayan bir dernek konumuna düşürülen Bağımsız Medya ve Gazeteciler Derneğinin olağanüstü kongresi öncesi yapılan toplantıya giderken benimde bir emekli olduğumu bana hatırlatan ve hala neden üye olmadığımı anlamadığım İstanbul Bostancı’da bulunan Emekliler Derneğine giriyordum..


İstanbul Bostancıda bulunun ve Kadıköy Belediyesinin semt parkının, taksi durağının hemen yanı başında yer verdiği Emekliler Derneğine girerken belediyeciliğin stk’lara verdiği önemin yanında Derneğin ne kadar ciddi bir kurum olduğunu hissettiren Emekliler Derneğine hayran olurken, seyyanen zam teklifini onaylayıp sonra da ‘Bu haksızlıktır.. Geri çekilmezse Anayasa Mahkemesine götürürüz..’ diyen CHP’ye gülüyor, şaşıyordum..
Çünkü aynı CHP’nin seyyanen zam teklifini, Ardahan’ın, Ardahanlının olan Yalanızçam Kayak Tesissilerini kentte bir müze açmayan, kültür müdürlüğü binasını bitiremeyen Kültür Bakanlığına bedavadan veren şu bizim Ardahan İl Genel ve Belediye Meclis Üyeleri gibi okumadan imzaladığı anlaşılıyordu.

Ve aynı CHP’nin devam eden yeni barış sürecine önce sıcak bakıp, oluşturulan komisyona üye verirken, süreç masasının başındaki muhataba gitmeyip, görüşmekten kaçtığı ülkede stk’ların da siyaset gibi kaygan bir alanda olduğu ve kuruluş hedeflerini kısa sürede unutup, tek adam, bir kaç yöneticiyle adeta birine pazarlandığını gördüğüm toplantı da hiç bir karar alınmadan dağılmasından anladığım bizim, demokraside, siyaseti, stk’da, hak, hukuk ve dürüstlükte daha çok fırın ekmeğe ihtiyaç duyduğumuzu da üzülerek bir kez daha anlıyordum..
Çünkü sözde kongre pardon olağanüstü kongreye gittiğini ilan eden kurucusu olduğum gazetecilerin kurduğu stk’nın da dün dediğini bugün değil, bir saat sonra unutan veya gidişata göre ayarlayan CHP’den farklı olmadığını da anlıyordum.

Ve CHP’nin baş muhalefet olduğu ülke deki siyaset gibi delegasyonun değil, birilerinin yönlendirmesiyle çoktan pazarlandığı bir anlayışın hükmünde kaldığını, hiç bir karar, sonuç bildirgesi alınmadan dağılan biz gazeteciler kongresi öncesi toplantısın da anlıyor, bir emekli olarak emekliler derneğinde bugünkü yazımı, neden adlığını bilmediğim ama iki ay sonrada olsa cezası biten ve tüm ülkeye yayılmasını umduğum AF’a uğrayan Whatsappı açılan 05322678015 nolu telefonumun tek parmakla cep telefonunda yazıp, evime geri dönerken yeni bir haber alıyordum.

O haber de; TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Bütçe Kanunu Teklif’i’ne eklenen üst düzey bürokratlara 30 bin TL’ye varan seyyanen zam verilmesini öngören düzenleme, kamuoyundan yükselen tepkiler üzerine TBMM Genel Kurulu görüşmeleri sırasında geri çekildiğini de haber alırken aynı diğer bir durumda oradan, buradan yani başka partilerden aldıkları oylar ile bir iki milletvekilleri olan ve ama toplum nezlin de 0,1 bile oyu olmayan DSP, HÜDAPPAR, DP’den sonra İP’in de komisyondan çekildiğini ‘Barış’ derken kimin e kadar samimi olduğunu da anlıyor, öğreniyordum.

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER