Yazıma başlamadan önce şu an Ardahan’da olan Posof, Damalı Hanak ve Çıldır dernekle başkanları, iş insanları, aydınlar, kadınlar, gençler başta olmak üzere herkesi Göle’de yaşanan Orman Katliamı için bir araya gelip, en azında bu konunda yani doğayı koruma konusunda bir arada oldukları ortaya koyacak bir basın toplantısı yaparak, orman katliamına son verilmesi için hep birlikte çağrı yapmalarını öneriyorum..
Ve acilen yapılması gereken en önemli konu, etkinlik, şenlik, festival budur. Bununa gerçek anlamada sivil toplum örgütlülüğü ve ‘Güçlü Bir Ardahan Lobisi’ orman katliamı konusundaki samimi çabayı ortaya koyan Göle Dernekler Federasyonu Başkanı Eren Küpeli’nin bu yöndeki çabası gibi samimiyeti ortaya koymuş olurlar.
Ve en önemlisi bugün Göle’de yaşananın yarın Hanak, Damal, Çıldır, Posof’ta ve tüm ülkede başta orman katliamı ve diğer sorunların olmaması yada var olan sorunların en aza inmesi için için ve var olan sorunların birimizin değil hepimizin olduğunu anlatmak ve O çok istenen ama hala birileri gibi ortada olmayan birlik beraberlik yani ‘Güçlü Bir Ardahan Lobisi’ için bu bir fırsattır..
Evet, ülkede yaşanan ekonomik sıkıntının zorunluda olsa bir araya getirip, birlikte basın toplantısı yapmak zorunda kalan üç işçi sendikası gibi acilen sizin de bir araya gelmeniz ve geldiğiniz gurbete geri dönmeden bunu yapın ve samimiyetiniz ortaya koyunda bende, Ardahanlılarda, ülkede desin ki; ‘İşte budur sivil toplum örgütlülüğü ve halk, bürokrat, aydın, ileri gelen duyarlılığı’ diyelim.
Tabi bunu sadece dernek, federasyon başkanları, şu an tatil veya memleket hasreti gidermek için Ardahan’da olan duyarlı Ardahanlı gurbetçiler, gençler ve kadınlar değil, kentteki siyasi partilerde bu eyleme destek verip, ‘Orman katliamına dur’ demek için onların yanında yer almalıdır. AK Parti dahil CHP, DEM başta olmak üzere Ardahan’da ki siyası partiler, birlik ve oda başkanları, sendika temsilcilikleri, cami dernekler dahil dernekler, federasyonlar da Küpeli’nin günlerdir bas bas bağırdığı, bizim karınca, kararınca yerel ulusla basına taşımaya çalıştığımız olaya, orman katliamına karşı çıkmalıdır. Ve başta bozuk yayla, köy yolları olmak üzere bu yönde var olan sorunlar konusunda en azından bir basın toplantısı yapmalılar.
Evet buraya kadar anlattıklarımız ve kamuoyuna açık çağrımız şu an Ardahan’da olan dernek, federasyon ve ortada olmayan konfederasyonunda içinde olduğu ve en önemlisi sadece kışları kazcı, yazları sazcı olmadıklarını ortaya koyacak samimi, duyarlı sivil toplum örgütleri, bu örgütleri ayakta tutan gurbetçi Ardahanlılaraydı..
Gelelim Ardahan’da ki belediye başkanlarına, siyasilere, bürokratlara, birlik ve ATSO, ESOBB, AŞOB, AZO, ESOB, Damızlık ve Arıcılık Birliği, Göle ve diğer ilçe stk”ları, yerel ve ulusal basın meslektaşlarıma, derneklere, federasyonlara, belediye ve il genel meclis üyelerine, muhtarlara azalara ve Kızılay, Yeşilay dahil ileri, geri gelen tüm Ardahanlılara..
Ben belediye başkanı olsam başında bulunduğum vilayete, kasabaya yada muhtar olsam köyüme gelen gurbetçileri ya kendi imkanlarımla veya da başında bulunduğum kurumun imkanları ile bir gün de olsa karşılar hatta evime misafir ederim.
Çünkü ben vali, kaymakam, belediye başkanı yada meclis üyesi, muhtar olsam vilayetime, ilçeme, kasabama, köyüme gelenin hem bu memleketin sahibi, hem dost, hem akraba, hem de misafir olduğunu bilirim ve en önemlisi her yılın yaz aylarında gelip, kentimi, kasaba mı, köyümü canlandıran bu misafirlerin kendi memleketlerin de birer misafir olduğunu bilir ve buna göre adım atarım..
Özelikle işsizliğin diz boyu olduğu memleketime her yaz gelen ve tatillerini memleketlerinde geçiren hemşeri iş adamlarını, onların buralara gelmesine azda olsa katkıları olan dernek yöneticilerini bizzat aratır, buldurur, kentimin ileri gelenleriyle birlikte vereceğim bir yemek ile ağırlar ve başında bulunduğum memleketin sorunlarının çözümü konusunda kendilerinden yardım ister, fikirlerini dinlerim.
Son yıllarda sayıları bir hayli artan yerli turist olarak adlandırılan bu insanlarımın geldikleri ata/dede topraklarına olan vefa borçlarını hatırlatır, onlarında bu kentin gelişmesinde, kendilerinin bu topraklarda göç etmesine neden olan sorunların ortadan kalkması için ne yapabileceklerini tartışır ve onları küçükte olsa bir hediye ile, bir plaketle onurlandırırım..
Evet ben belediye başkanı, hatta vali veya bu kentin yönetim kadrolarının birinin başında olsam her yıl memleketime gelen hemşerilerime, insanlarıma karşı yani misafir hemşerime saygı anlamına gelen bunu yaparım. Yapmalıyım da..
Buna nedense benim yapamadıklarımı onların omuz vermesini sağlamak ve onlarında yapılması gerekenlerde görev almasını teşvik etmek ve en önemlisi bu kentin el ele verilmesi halinde o çok hayal edilen, istenen bir kent olacağını anlatmaktır.
Evet şu an, şimdi bu yapılamaz mı, gecikildi mi, gelenler gitti mi?
Tabi ki hayır..
Bakın işte yeni bir fırsat!
Yaz tatili, okulların tatilli ve Kurban Bayramı tatili ve bunların getirdiği birlik, beraberlik ve sabır bu düşüncenin yerine gelmesi için bir fırsat vermiştir..
Gelin gurbetçilerimiz, iş adamlarımız, dernekçilerimiz, gazetecilerimize, hemşerilerimiz Ardahan’dan ayrılmadan onları bizlerle bir araya getirip, vereceğimiz bir kahvaltı, yemekle kendilerine ‘Hoş geldiniz’ diyelim..
Diyelim ki; Bu kentin sorunlarını birlikte, el ele verip, ancak çözebileceğimizi anlatalım..
Haydi gecikmeden emir edelim, bula bildiğimiz kadar şu an bu kentte bulunan hemşerilerimizi bir araya toplayalım ve bir olduğumuzu anlatıp, onlara yeniden ‘hoş geldiniz’ diyelim..