Uydu üzerinden yayın yapan, ulusla tv TEMPO TV’de 4 yıldan fazladır kesintisiz yayınladığımız Gazetecilerle Gündem’e konuk olan İstanbul Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’i dinlerken bu ülkede bir zamanlar her olaya, her istenene karşı eylem ruhunu ortaya koyan o ruha ne olduğunu düşünüyordum.
Çünkü ‘profesördür, ne anlar belediyeciliği, ne anlar iş yapmayı?’ denen Esenyurt’un profesör Belediye başkanını dinlerken aslında dün başkan olmaması için direnen, bugün başkan olan bu insanı eleştirenlerin asıl korkularının ne olduğunu da anlıyordum.
Çünkü dün ve bugün Prof. Özer ve onun gibi eleştirenlerin asıl korkusunun yapacaklarından samimi olan, eylem ruhlu Özer ve onun gibilerinin otaya koyacağı performansla sahte yüzlerinin ortaya çıkacağı, eylem ruhundan bi haber insanlar ve sistemin adamları oldukları ortaya çıkacağının korkusu yaşadıklarını anlıyordum.
Yani, ’12 Eylül tankları bizi ezdi’ diyen ama ne 12 Eylül’den önce nede sonrasından bir şey yapmayan sahte solcu, devrimci, sosyalist, aydın diye kendini yutturanların onlar olduğu ortaya çıkacak, çıkıyor da.
Evet, bir şey yapamaz denen ama 100 gün içinde yaptıkları ile öncelikle o kötü yüzüyle hep olumsuz yönleri ile basına ve medyaya yansıyan Esenyurt’ta kardeşliğin nasıl yeniden yeşereceğini ortaya koymaya başlayan kent uzlaşması ile Esenyurt Belediye Başkanı olan Vanlı profesörüm eylem ruhunu yansıttığı ve ortaya oymaya başladığı şu günlerde günlerdir ele aldığımız Ardahan ve ülkedeki onca sorunların yanında katliama varan orman kesimlerine dönmek istiyorum.
Ve seçimden seçime ortaya çıkıp, Ardahan’ı kurtaracağını belirtip, oy isteyen seçilemeyince de kabuğuna çekilen biriyle Türkiye Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği Başkan yardımcısı olan Ardahan DSYB Başkanı, Veteriner Hekim Yunus Baydar ile geçtiğim gün telefonla görüşürken Baydar’ın dikkat çektiği ve bizim, “Baydar: Avans Almayın” başlığı ile verdiğimiz haberi yaparken, Baydar ve 36 yıla dayanan gazetecilik hayatım boyunca O haber gibi yüzlerce haber, yorum yazan benim kime seslendiğimi düşündüm.
Çünkü aslında bana göre dron satmak için “çekirge istilasına uğradı” denen ama aslında bşr zamanlar Ayçiçek tarlası olan Esenyurt gibi beton siteler blokların istilasına uğrayan Ayçiçeklerin, Kirazların, Elmaların hatta Muzların yetiştiği tarlaları satanın aynı köylü olduğunu da düşünüyordum.
Evet, sarılaşan sendikaların, yazın saz, kışın kaz etkinlikleri dışında STK’cılık yapmayanların tabela dernekçilik denen sivil toplum örgütlülüğünün yapıldığı, Feyzioğlu’ndan sonra adını çokta duymadığımız Barolar Birliği başta olmak üzere, onca aydını temsil ettiklerini iddia eden kurum ve kuruluşların bile suspus olup üç maymunu oynadığı ülkede köylünün su parasına satılan süt için değil eylem yapmasını aldığı erken avansı almamasını istemek ne kadar etkili olur bilmem.
Çünkü yolu olmayan yaylaya çıkmaya hazırlanan köylü ve çiftçinin, yani hayvanının bakım yükünü eşinin üzerine yıkan, çocuğuna çobanlık yaptıran, kentte kahve köşelerinde pinekleyen, köyde ya çeper dibinde, ya da küf kokan köy bakkalında dedikodu yapan, kirli şapkasıyla oynayarak zaman geçiren köylünün devrimci değil, eylemci köylü olmasını bekler misiz?…
Bilmem ama benim bildiğim köylü o sizin bildiğiniz köylü değil, atadan dededen kalma, üzeri metrelerce toprakla örtülü ahırlarda yaptığı hayvancılıkla, kilosunu bir bardak çaya bir yıl öncesinde mandıracıya teslim eden köylüdür.
Ve benim bildiğim köylü ‘eylem nedir, nasıl yapılır?…” ı bilmediği gibi kendi hakkını bile aramaktan aciz, meydanlara getirdiği bir ineğini oradaki kimsenin “Siz burada ne iş yaparsınız?” diye sormadığı ve havadan para kazanan ve sonrada bu paraları esnafa yüksek faizlerle veren ve kara para işiyle paralarına para katan cambazlara kaptıran köylü olduğunu iyi biliyorum.
Bu nedenle şaptan hayvanları telef olan, kaba yem bulmakta zorlanan ve memurlarımız, esnaflarımız gibi bankalarca haczedilen köylü de ben bir eylem, bir hak arama hareketi ya da litresi su parasına alınmasına neden olan sütün gerçek değerini bulması için avans almayın demenin çokta fayda sağlamayacağını biliyorum.
Ve “Yok sen yanılıyorsun?” diyenleriniz varsa o zaman sorumu yeniliyorum;
Hani nerede o eylemci ruhlu köylü?
Hele gösterin bana bir fotoğrafını çekip, haber yapayım…
Ha bu arada bugün saat: 15.00’da yine TEMPO TV’de 78 Dönemin iki isimin de olacağı Gazetecilerle Gündem’de bu konuyu konuklarımla canlı yayında da tartışacağım. İzlemeniz umuduyla..