Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Fakir Yılmaz

Evin danaları, elin boğaları..

Yayın grubumuzun amiral gazetesi Kuzey Doğu Anadolu başta olmak üzere ‘Reklamlarınızla yerelden ulusala gazetecilik’ ilkesi ile haber dolu gazetelerimizin manşetlerine çektiği haberlerin günlük bir gazete amadan ‘Gazeteci nerede*’ diye bağıran toplumu olduğu gibi haber ve manşetlerimize konu olanları nasıl sarstığını his eden bir gazeteci olarak haber ve manşetlere konu olanların başında gelenlerin siyasiler olduğu malum.


Ve onca ses getiren haber ve manşetlerimiz ardından gelen onca takdir, teşekkür mail, mesaj ve direk telefonlarla aldığımız destek bizi de şaşırtmıyor değil.
Çünkü taşı gediğine koyan haber manşetimizin yerinde ve de yazılması ve gerek yerelde gerekse ulusalda kayda değer haberler olduğuna dikkat çeken okurlarımız habere konu olan isimlerden yani siyasilerden bir hayli dertli olduklarını söylüyordular.
Seçimden seçime hemşeri olan, yeri geldiğinde ‘Sen Türk, o Kürt, falan Suni, filan Alevi’ diyerek insanları kampa bölen siyasilerin vatanı-milleti sakarya olmazsa da ülkeyi ve Ardahan’ı kurtaranların seçildikten sonra telefonlarını başta olmak üzere tüm kapıları yüzlerine kapattığını belirten okurlarımız haberlerimizin yerinde ama devamını istediklerini arzulamaları gerçekten düşündürücü bir durum..

Çünkü dün olduğu gibi bugünde önlerine getirilenlere oy verenlerin de kendilerinin olduğunu unutan ve evin danalarının öküz olmasının tek yolunun beklemek değil, elin boğasına onay ve oy verenlerin danaların siyasetin üst tabakasında oluşması gereken kamuoyu için kendilerine ihtiyaç duyduğunu anlamaz, duymaz, söylemez, ‘Vay elim kırılsaydı da oy vermeseydim..’ diyerek İsrail’in yerle bir ettiği topraklarda bulunan ağlama duvarı yaptıkları biz gazetecilere ağlarlar..


Şimdi sorarım, ‘Sen bugün bir gazete bayisine gidip, günlük bir gazete almayan, gazeteci nasıl geçinir, nasıl güçlenir?’ deyip bir reklam için gazeteciyi aramayan sen..
Her sıkıştığında ‘Yaz gazeteci bizim halleri de yaz’ diyerek aradığın gazetecinin de aralarında olduğu evin danalarının dururken Şavşat danasını, ülkeyi olduğu gibi bölgeyi, kentleri, köyleri hatta yaylaları kısacası her seçimde çantacıları eline alıp geleni başına boğa eden sen değil misin?..
Yani, ‘düşen ağlamaz’ diyen o duvara bir bak.. Bak ki dün onlarda senin gibi evin danası varken elin, İngiliz’in boğasına kanıp, senin halini görüp, kendisine dert eden gözü çıkardıklarını gör, görebilirsen o ‘Komşunun olmasın, benimde..’ dediğin o kör gözlerinle..

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER