Dün ele aldığım ‘*17 Bin faali meçhulü de unutmamak gerek.. ‘ başlıklı yazımı seslendirmesini yapıp, ‘Abi bilgisayar bozuldu, yetmedi baskı makinasında sorun var. Bir hayli zorlandım ve yoruldum’ deyip, ardından ‘Gazeteyi erkenden bitirip, dinlenmem için bugünkü yazını biraz erkenden atabilir misin?’ diyen acar muhabirimiz, grafikerimiz, baskıcımız, dağıtımcımız kısaca her şeyimiz Baran’ın uyarısını aldığımda ben de bilgisayarı bırakıp, başına geçtiğim tv’de, hem Cumhurbaşkanı hem de genel başkanı olduğu partisi AK Parti Grup toplantısında konuşan Erdoğan’ı izliyordum.
Çünkü, PKK’nın kendisini fes ettiği haberi ardından ne diyeceği büyük bir merakla beklenen Erdoğan’ın kürsüde olduğunu duyuyor ve salona geçip, elimde ki telefonla birlikte kendisini ‘Acaba bir genel Af’ diyecek mi?’ diye bende nefes almadan izlemeye başlıyordum. O kadife elinde ki demiri bir kenara bırakmış edasıyla konuşan aynı Erdoğan’ın da partisinin grup toplantısına gelmeden önce ‘Dostum’ dediği ABD Başkanı Donald Trump, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, ve dün ve resmi kayıtlarda hâlâ terörist denen ama bugün cumhurbaşkanı olan Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile çevrim içi bir telefon görüşmesi gerçekleştirmiş, her satırı Kore’de ki gibi alkışlanan toplantıya öyle gelmişti.
Ve bana göre daha önce birçok kez yazdığım gibi Eyalet sistemine gidecek yolu işaret eden bir Erdoğan’ın karşımda olduğunu ve hemen herkese teşekkür ettiği barış süreçle ilgili kadifeli konuşması ardından yerel yönetimlerin kanunları ile şikayetlerini dile getirirken, aynı Erdoğan’ın bundan sonraki gündeminin aftan çok belediyeler kanunun olduğunu da anlıyordum.
Çünkü yeni vilayet planları olmadı, Büyükşehir projeleri hiç olmadı, rafta bekleyen bütünşehir, ise uzun iş.. En iyisi kıssadan hisse diyerek Eyalete gidecek olan yola alt yapısı olmayan köylere pat, pat dizilen Köy/Ds parkeleri gibi parke döşemenin daha kolay olduğunu anlatır gibiydi.
Evet, dostu Trump’a Suriye’ye yönelik ambargoları kaldırtıp, kendi ülkesinde ki demir kapıları açacak olan genel bir aftan bahsetmeyen aynı Erdoğan’ın herkese uzattığı kadife eldivenli elini trup torbasına uzatmayıp, adını vermeden bir kez daha üzerini çizdiği İmamoğlu’nun iki dönemdir kazandığı İstanbul başta olmak üzere ülkedeki kentlerin belediyelerine yönelik yeni planları olduğunu anlayıp yeniden başına geçtiği bilgisayarımda açık olan face sayfasının beni anlarmışçasına ‘Anılar’ bölümüne yansıyan ve 2018 yılında yazdığım, ‘Yaparsa ancak Erdoğan yapar..’ başlıklı bir yazım önüme düşüyordu.
Ve bir kışın daha bittiği, beyaz asfalt buzların eriyip, yollarını çamur deryasına döndürdüğü memleketim Ardahan’da hem de bahar denen Mayıs’ın 14’ünde karların yeniden yağdığı ve PKK’nin kendisini fes edip, Kürt Sorunu denen soruna yönelik yeni bir sayfa açtığı gibi doğanında Mayıs ayının ortasında yenden yağan karlarla bu sayfaya katkı sunduğu haberlerini yazarken 7 yıl önce yazdığım yazımın altına bir kez daha imza atarak, noktasına virgülüne değinmeden aynen yayınlamayı daha uygun buldum.

Çünkü, 2018 yılında yazdığım ve ‘Yaparsa ancak Erdoğan yapar..’ başlıklı aşağıda ki yazıma sadece ‘Ama’ kelimesini ekliyor, ve ayakkabı numarasına kadar bilindiği ve bittiği söylenen PKK’lıların, DEM’llilerin, 400 bine yakın insanın yani ülkenin iç barışının asıl sürecinin beklediği affı çıkarırsa yine Erdoğan çıkarır diyorum..
Tabi bu kez, ‘Kişinin dinî-hukukî hükümlere muhatap olmaya elverişliliği anlamında bir terim olduğu belirtilen, düşünceler arasında karşıtlık bulunan, birbirini tutmayan, çelişkili ya da birbirine az da olsa aykırı iki cümleyi birbirine bağlamak’ denen Ama’yı bir 7 yıl daha bekleyin demeden..
İşte yedi yıl önceki bugün denecek o 3 yazılarımdan biri daha..
*’Yaparsa ancak Erdoğan yapar..’
Yazıma başlamadan önce başta yapıldığından bu yana çok tartışılan saray da olmak üzere her alanda iyiden iyiye hem de yüksek sesle seslendirilmeye başlanan AF’a bakışımı baştan belirtmek isterim..
Evet, bir kez daha hem de üzerine diyorum ki; bu ülkenin güzel günlere yeniden merhaba demesinin tek yolunun seçimler ya da seçimlere girenlerin vaatleri değil, tüm ülkeyi rahatlatacak, karanlık oyunları en az 30 yıl geriye öteleyecek olan yarım yamalak değil geniş kapsamlı tam bir genel aftır.
Benim af konusunda ki görüşüm açıkça budur..
Bunu söylerken de bunu yapacak olan tek liderin de, tam başkan olmak için erken seçim kararı alan ve kazanacağına inandığım 24 Haziran öncesi yeni isimlerin ağırlıkta olduğu bir liste ile seçimlere gideceğini belirten Recep Tayyip Erdoğan’dır.
Çünkü aynı Erdoğan daha öncede şu an buzdolabının buzluğunda olan ve yeniden çıkarılması canı gönülden istenen barış süreci başta olmak üzere birçok ‘olmaz’ deneni yapmış ve bugüne dek iktidarda kalmasının birinci nedeni olan bu ülkenin önünü açan cesur kararları alabilmiş bir isimdir.
Benim gibi toplumun büyük bir kesiminin yanı sıra ekonomiyi çökerten yani dağ/taşı bombalamanın fayda getirmediği politikaların yeniden geri plana itilip, barışı, kardeşliği yeşertecek adımların atılmasını isteyen aydınlar da genel af diyor,
Aydınların yanı sıra bu ülkenin ana sorunu Kürt sorununun taraflarının da işaret ettiği geniş kapsamlı bir genel affın bu ülke üzerinde oynanan birçok karanlık oyunu da bozup, bitiremezse de en azında yıllarca geriye öteleyeceğini Erdoğan’da, son günlerde affı yüksek sesle seslendiren kurmayları da iyi biliyorlar.
Ve bunu yapacak olanın sen, ben, o yada bu değil Erdoğan olduğunu da..
Peki, Erdoğan bu cesur adımı atarsa ne olur?
Öncelikle son iki seçimdir oy aldığı şehit ailelerinin tepkisini alır..
Ama onları ikna edecek olan yine Erdoğan’dır..
Kaldı ki şehit ailelerinden sonra en büyük tepkinin gelmesi düşünülen MHP Lideri Bahçeli’de geniş olmazsa da bir affın şart olduğunu ilk seslendirenler arasındadır..
Bu durum da Erdoğan’ın elini rahatlatmaktadır..
Ve Erdoğan bu adımı atması halinde bugün küskün oldukları ileri sürülen Kürt seçmenden de büyük oranda oy alacağı kesin olur..
Ve 7 Haziran ile 1 Kasım’da alamadığı başkanlığı 24 Haziran öncesi, çıkarılacak olan bir genel afla alabilir..
Kader mahkûmları diye ayrım yapmadan 15 Temmuz hatasını işleyenlerin de insan olduğunu unutmadan çıkaracağı bir genel af ile kendi kaderine de yeni bir yön verecek olan yine Erdoğan olduğuna inanmaktayım.
Bu nedenle bir kez daha diyorum ki;
Yaparsa ancak Erdoğan yapar..