Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

casino siteleri deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler editorbet giriş

Fakir Yılmaz

22 Yılda Bürokraside ve ARÜ’de Ne Değişti?

Kimse İl başkanı, ilçe başkanı olmuyor, yeni kurulan ve askerin, sistemin hatta ‘Muhtar bile olamaz’ diye manşetler atan basının bugün havuza düşüp, karşısında hazırola durdukları, soru bile soramadıkları Erdoğan ile dalga geçtiği dönemlerdi.
Erdoğan şu an bir şirket altında bir araya gelip, birleştiğimiz ve gazetelerimiz olan 23 Şubat, Kuzey Doğu Anadolu, Ardahan Haber, Son Vilayet, İstiklal adlı gazetelerimizi birlikte ‘Ardahan Haber Gazetesi’ olarak çıkardığımız büromuz o zaman yeni kurulan AK Parti’nin Ardahan İl ve İlçe Başkanlığı idi..
Erdoğan yeni kurduğu partisinin ilk heyecanı ile Ardahan’a gelmiş, bende gazetemi getirip, şu an oturduğum masada oturan Erdoğan’a uzatıp, Ardahan’ı anlatan manşet haberimi okutmuştum.


Gazetemi inceledikten sonra elini omuzuma atarak yerinden kalkan ve ‘sende gel, partimin yönetiminde yer al..’ diyen Erdoğan haberimden dolayı beni kutlarken bende ona bu ülkenin ana sorunlarının başında gelen bürokrasinin Ardahan gibi Ankara’da uzak yerlerde Buzlar Çözülmeden filminin versiyonunu oynattıklarını ve ülkenin asıl önemli sorununun siyasilerin başarısızlığı değil, asıl dertleri vatandaşa hizmet etmek olan siyasilerin başında olup, ama iktidarları boyunca kontrol etmekten zorlandığı bürokratların iş yapamamalarının bedelini siyasilerin ödediğini ve kendisinin başbakan olması halinde ilk iş olarak bu soruna el atmasını istemiştim.
Ardahan’dan ayrıldıktan 5-6 ay sonra mı iki yıl sonra mı bu kez Ankara’da başbakan olmuş, bugünkü Cumhurbaşkanı/AK Parti Genel Başkanı olan aynı Erdoğan’la yıllar önce ilk ve son olan Ardahan heyeti olarak ziyaret eden heyetin içinde partilisi değil, bir Ardahanlı, iktidar olmadan önce dedikleri ile iktidar olduktan sonra çeliştiğinde kendisini de eleştiren bir gazeteci olarak ikinci kez karşılaştım..
O dönem Ardahan’a bir türlü atanmayan vali dolaysıyla Timur’a giden Nasrettin hoca misali Ardahan’dan Ankara’ya gidip, aylardır atanmayan valisini isteyen Ardahan heyetinin Erdoğan’ın liderlik baskısının yarattığı heyecandan konuşamadığı ve kızdırdığı günü bugün gibi hatırlıyorum.
Çünkü bugün ki gibi bir hayli gergin olan Erdoğan’ın Ardahan heyetinin bekletildiği salona gelişi ve heyeti dinlemesi ardından bende söz istemiştim.
Ve Ardahan’da anlattığımı bu kez orada da anlatınca yine ayağa kalkan ve beni göstererek, ‘işte bu gencin dediği gibi bu ülkede bizde hükümet olmamıza karşın maalesef bürokrasiyle baş edemiyoruz. Kardeşim alın size kaç gündür valiler kararnamesini götürdüğüm Cumhurbaşkanı Sezer kararnameyi bir türlü imzalamıyor, işler yürümüyor’ deyip, elini ceketinin iç cebine götürerek çıkarmak istediği evrakları sinirden titreyen elin de yere düşürüp, sağa sola dağıtıyordu.
Çünkü ikinci kez karşılaştığım Erdoğan’a orada da dediğim şey ‘Siz bu ülkede yerini oğluna, kızına bırakan, millete hizmet götürmek isteyen siyasiye sürekli genelge, kanun engeli çıkarıp, iş yaptırmayan bürokratlarla baş edemezsiniz..’ demiştim.
Örnek mi?
35 yıldır bozuk olan Ardahan bir türlü gül açmayan yollarından sorumlu birini onca yarı resmi stk başkanları gibi değiştiremezseniz, Meteoroloji müdürleri gibi bir çok idareci ölmeden makam terk etmediği bu ülkede başarılı olamazsınız’ demiştim..
Ha bu Ardahan konu gelmişken yukarıda anlattıklarımın bir örneğini de MHP’li olduğu söylenen Zafer Aykanat hocayı yardımcılığına getiren Ardahan Üniversitesine yeni atanan Ardahan Posoflu hemşerim Rektör Dr. Öztürk Emiroğlu’na da küçük bir not düşeyim.
Sayın hocam.. Çıldırlı Rektör döneminde işe başlayıp, daha yeni profesörlük alır almaz yardımcın ettiğin Zafer hoca da benden daha iyi bilir ama 16 yıldır Personel Daire Başkanı Filiz Vural, 13 yıldır Sağlık Kültür Daire Başkanı Hava Vanlı, önce Özel İdare’de sonra Belediyeye ardından üniversiteye kapağı atan daha sonra kendisi gibi onca soruşturma ve iddialarla karşılaşan eşi, Ardahan eski Genel Sekreteri Anıl hanımı da yanına alan ‘Bende Posofluyum’ diyerek senin yıllar sonra Ardahan’a gelmenle etrafına çaka satan ama bu kışı SYDV’nin kömürleri ile ısınarak geçiren Posof Yüksek Okulu ile bile ilgilenmeyen ve bir Jeolojicinin ne anladığını anlamadığım ve onca yıldır orada olmasına karşın ne yaptığını Özel İdareye, Belediyeye sorulması gereken Yapı İşler Teknik Daire Başkanı Yakup Aksel , 12 Yıl boyunca yaptığı Genel Sekterterlikten alınıp, Kütüphane Daire Başkanı olan Ercan Gültürk, 12 yılda üniversitenin güvenliğini çok (!) sağlam sağlarken, kendi özel hayatının güvenliğini bir türlü sağlamayıp, garip kuş misali yeni yuva arayan Güvenlik Amiri , hangi stratejiyi uyguladığını çokta şahit olmadığımız Çağrı Coşkun bey gibi çalışanlarına da buradan selamlarımı iletmek isterim.

Neyse dün ve bugüne baktığımız da Recep Tayyip Erdoğan’ın 16 yıldır başında olduğu ülkenin bürokrasisinin durumu bir iki idarecinin İmam Hatip kökenli olmasından ve rektörler gibi partinin il, ilçe başkanıymış misali iş yapmaktan öteye gitmekten başka çokta bir şey değişmediğini görmek mümkün.
Çünkü Erdoğan gibi ondan önceki siyasilerin de sıkça şikâyetçi olduğu bürokrasinin bu ülkede asıl iktidar olduğunu ve Erdoğan gibi güçlü bir lider ve iktidara bile dayandığını 22 yıllık Erdoğanlı iktidarında da görmekteyiz.
Erdoğan’ın bile baş edemediği resmi kurumlara baktığınız da idarecileri gibi hantal hizmetleriyle ünlü onca daire görmeniz mümkün.
Nüfus ayını, Tarım aynı, Meteoroloji aynı, iktidarlara yalakalık yaparak her gelene paşam diyen TRT ve diğerleri aynı tas, aynı hamam..
Onca teknolojik imkânlara karşın değişmeyen bilgisayar kullanmayı bile öğrenemeyen bürokrasi, idareci ve zihniyet nedeniyle bana göre bir adım öne gitmeden bürokrasinin değişmediğini, şurada en yakın bir tapu dairesine ve ‘Ardahan Organize Sanayisine neden yatırımcı almıyor?’ diye düşünmeyen, bir proje yapamayan, Küçük sanayinin arazilerinin CHP’li, Ardahan Belediyesi tarafından parsel parsel satıldığından bi haber sanayi müdürlüğüne giderek görebilirsiniz..
Tapu da olduğu gibi 1960’yıllarda kalan sararmış dosyaların raflarda toz içinde olduğunu, Adliyelerin alt katlarında ki arşivlerin üstten akan kanalizasyon suları ile bir arada olduğunu, müdür ve idarecilerinin çoğunun da emekli olmamak için direnen birer yorgun demokratlar değil, metal gibi paslanmış, yıpranmış olduğunu görmeye devam ettiğimiz ülkede ki asıl iktidar olanın bürokrasinin, Tayyip Erdoğan’lı güçlü siyasi iktidara rağmen 22 yıldır bir adım ileri 3 adım geriye gitmekten öte bir değişiklik yaşamadığını da anlarız.
Bunu anlamak için Vali yada devlet memuru olmak için çalmadığı kapı bırakmayan, vali yada memur olduktan sonra vatandaşa kapı kapatanlar gibi bu ülkede yürütmenin başında olanların bürokrasiyi ve onun başında olanları yani siyasileri bir adım ileriye yürütemediğini bugüne baktığınızda da görmek mümkün.
Kısacası bu ülkede asıl iktidar olan ve değişime karşı ısrarla direnen bizim bürokrasi ve bürokrat Özal’ın bir dönem salladığı, Tansu Çiller’in ‘Bizim bürokrasi Komünizmdekinden daha beter’ dediği, Ecevit’in ANAP-MHP Koalisyonunu dağıtan bürokrasi şimdi de Erdoğan’ı göndermek üzere gibi..
Çünkü kendi teşkilatlarının metal yorgunluğu içinde olduğunu belirtip, asıl bu yorgunluğu yaratanın bir türlü değiştiremediği bürokrasi ve onun babadan, oğula kalma bürokratlarının ülkeyi olduğu gibi AK Partiyi de yorduğunu anlayamadı.
Anladıysa da iktidara geldiği günlerde verdiği ilk vaatler arasında olan ‘Lojmanları boşaltıp, satacağım’ deyip, milletvekili lojmanları dışında onu da başaramayan Erdoğanlı hükumetler cumhuriyetin kuruluşundan bu yana hala oturdukları koltuklara kök salan bürokratlarla baş edemedi.
Baş ettiklerinin yerine getirdikleri de ya işin ehli değil yada iş yapıyorum derken particilikten, trollükten yakınlarını işe aldırmaktan öteye geçemedi..
Ve bugüne geldik, aynı bürokrasi, bürokratlar duruyor yetmedi bir türlü dünyadakiler gibi olamayıp, Türk pardon Tayyip Erdoğan usulü kalan başkanlık sisteminde bakanlar bile bürokratlardan olurken ‘yeni bir Anayasa ile daha da sivilleşeceğiz..’ diyen bizler ise ülke ve eriyen kar taneli logosu bir türlü parlamayan Ardahan Üniversitesi gibi geri gidiyoruz gibi..

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER