Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Fakir Yılmaz

İstanbul’u alan CHP, Kocaeli’ni niye alamaz?

Yeni bir Cumartesi yazısını es geçip, Pazar günü uydu üzerinde yayın yapan ulusal tv TEMPO TV’de  sunduğumuz ve bu pazar iki canlı yayını art arda sunacağımız, “Gazetecilerle Gündem” adlı programımızın hazırlığı telaşı ile bir taraftan gazetelerimi yaparken, diğer taraftan son dakika haberleri yoğunluğunun yarattığı yorgunluğun esiri olarak uzandığım yatakta, nedense İstanbul’u alan CHP’nin bir dönem “Siyah Beyaz Kocaeli” isimli üçüncü günlük gazetesini çıkardığım Kocaeli’ni niye alamadığını düşündüm.

Belki de randevu talebimi kabul eden ve önümüzdeki günlerde İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ile görüşeceğim diye mi yoksa sanki adliyeye, hâkime gitmiş gibi ‘Saray’a gittim gitmesinde de sonuçta generalleri bıraktırdım” diyen ama Saray’dayken adını anmadığı Demirtaş ile hâlâ tutulduğu cezaevinde görüşüp, AB’nin yolunun geçtiği söylenen Diyarbakır’a gidecek olan Genel Başkanı Özgür beyi takip ettiğimden mi CHP’ye takıldım..

Bilmem ama seçildiğinden bu yana yenim hariç kürsüde göremediğimiz memleketimin CHP Milletvekilini de hatırlarken, son günlerde ortalıkta görünmeyen, sesi sedası adeta kesildi denen İmamoğlu’nun hakkında çıktı çıkacak denen kararır da merak ettim.

Ardahanlı bir hemşerimin ikinci kez aday olup, bu son seçimde kazandığı Derince ilçesi ile Kocaeli’nin ana ismi olan İzmit Belediyesi ile Kocaeli’nde ancak iki belediye kazanabilen aynı CHP, sanki Diyarbakır veya Hakkari’ymiş gibi, il olmak isteyen kentin ilçe başkanının da benim gibi Ardahanlı olduğu ilçesi Gebze’de aday çıkaramamıştı.

Ve ilçede sevilen eski Ticaret Odası başkanının sayesine ancak üç vekilliği zorlayan bu partinin liste birinin tabanından uzak bir doktor oluşu sorulduğunda 3’mü, 4’mü milletvekili olduğu bile tartışılan CHP’nin değil, iş insanı olan, fabrikatör eski il başkanı gibi kendisinin oluşturduğu çevre ile milletvekili olduklarında az çok biliyorum.

Evet, kendisine seçimi kazandıran önce Kafatancıoğlu’nu, sonra Kılıçdaroğlu’nu yolcu ettikten sonra da İmamoğlu’nun ileri gitmesine engel olan kozmik odalı CHP, İstanbul’u art arda iki kez kazanırken, hemen yanı başındaki kent olan ve en önemlisi işçi kesimi ile dolu Kocaeli’nde neden kazanamıyor? En büyük ilçesi batı yakası ilçelerinin başı Gebze’de niye aday çıkaramayacak kadar perişan bir durumda?

Bilmem ama 1999 depremi öncesi üç yıl boyunca kentin ilk üçüncü günlük gazetesi olan “Siyah Beyaz Kocaeli” Gazetesi’ni çıkaran, kenti ve kenttekileri çok iyi tanıyan bir gazeteci olarak, o günlerde yani Sefa Sirmen’in büyükşehir belediye başkanı olduğu dönemde manşetten verdiğim ve hâlâ bayatlamayan manşetimi de hatırlıyorum.

Neydi o manşet diye merak edenler varsa, Kocaeli’nin gazete arşivine girip, “Bugün böyle sahte solculuk yaparsanız, partililer olarak gece yarılarına kadar goy goy yapmaktan öteye gidemezseniz yarın kaybedersiniz..” demiştim.

O dönem kendisi CHP’li yakınları MHP dahil her partinin üst düzey yöneticisi olan Gürcü milliyetçiliğini de yapmayı ihmal etmeyen Sirmen’in başkanlığını yapan belediye, gazetemize abone olmayarak bizden küsmüş, bugün yerlerine yeller estiğini öğrendiğim Çiğitlerin “Özgür’ denen ama Sirmen’e bağlı olan ve okurunun mavi dediği o dönemin Özgür Kocaeli” isimli gazetesine de bize yönelik “Dağdan gelmişler, bağdakilerini kovacaklar” manşeti attırılmıştı.

Biz hâlâ burada olduğumuz ama onların, tabiriyle biz dağdan gelenlerce değil, sahte ve goygoycu yüzlerini gören seçmenlerce yıllar önce kovuldular bile.
Ve bugün de uzaktan gözlemlediğim, zaman zaman torunumu görmek, kaynanamın elini öpmek için geldiğim Kartepe’den izlediğim Kocaeli CHP’nin yanı sıra, hemşerilerimin yoğun olduğu, çağını yemekten doyamadığım bir dönem de ev olarak ikamet ettiğim Darıca’dan, dosttan öte ilişki içinde olduğu arkadaşlıklarımın yanı sıra köylülerimin, akrabalarımın çok olduğu Gebze’ye, benim gibi Kürt olan Ağrılıların yoğun olduğu ve bir dönemde arkadaşım, akrabamın belediye başkanlığı yaptığı Dilovası’na kadar diğer ilçelerine bakalım derim.

Evet, Ardahan Hoçvanlı bir hukukçunun başında olduğu Derince’yi geçtikten sonra güzel torunum Miray’ın olduğu Kartepe’ye, sonra da denizine özel ve zevkle girdiğim Kerpe’ye uzanalım mı?

Bilmem ama çok kalamadığım ama “keşke bir daha gitsem” de bol bol gezsem dediğim deniz ve doğasıyla muhteşem Körfez’den, Gölcük’e, Karamürsel’den Başiskele ve Çayırova’ya baktığımızda her güzelliği görürken CHP’yi görmek mümkün değil o kentte.

Neyse, nedense “İstanbul’u alırken Kocaeli’ni niye alamaz?” diye düşündüğüm CHP, memleketim Ardahan’ı aldı da ne oldu ki?
Onu da bana değil, Ardahan’a gidip gelen Kocaeli’nde oturan hemşerilerime sorun derim.

Çünkü ilçe başkanının ortada olmadığı, il başkanının belediye başkanı ile konuşmadığı Ardahan’dan farklı olduğunu düşünmediğim Kocaeli CHP’nin mevcut yönetiminin de kadın başkan Fatma Hanım’la olduğu gibi benimle de kavgalı olmasını istemem. Çünkü mevcut içinde yakından tanıdıklarım da var.

Bu nedenle onları ben daha çok üzmeyeyim, onlar da beni anlayıp, bu gazeteci niye böyle bir şey düşündü ve niye bu yazıyı yazdı diye biraz düşünsünler. “Şimdilik” burada nokta koyalım, onlar da bana “Sen de goy goy, pardon yazmışsın..” demeden…

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER