Ülkenin en küçük kentlerinden biri olan ve tarımda, hayvancılıkta, nüfusta hep geri giden Ardahan’dan çıkıp, en büyük kenti İstanbul’a geldiğimde bugün adı, sanı duyulmayan, kuruluş merkezi tarumar olan Ardahan Dernekler Federasyonu, ARDAFED’in başkanı olmamın üzerinden 7 yıl geçmiş.
![](https://kuzeyanadolugazetesi.com/wp-content/uploads/2024/12/16d10424-ebca-4faa-8790-583119d16ccb.jpg)
Bir dönem başkan yardımcılığı, iki buçuk dönem başkanlığını yaptığım ARDAFED olarak Irak, Suriye hatta Afrika’dan gelenlerle bugün nüfussu 20 milyonu bulan İstanbul’a ülkenin Kafkaslara sınır kenti memleketim Ardahan’ın adını yazdırmak için atmaya hazırlandığım ilk adımımı atmadan önce fikirlerine başvurduğum Ardahanlı iş insanı, dostum Ali Rıza Nasıroğlu’nun makamını ziyaret etmiş ve fikirlerinin yanı sıra maddi, manevi desteklerini almıştım.
Siyasi görüş olarak bir araya gelemezler denecek şekilde tam zıt olan iki Ardahanlının Ardahan, ülke denilince ne kadar samimi olduklarının şahidi olan iş insanı Kutluhan Akçay ile birlikte ziyaret ettiğimiz ve verdiği fikir ile maddi, manevi desteklerle yola çıktığım o süreçte ‘olmaz, yapamaz’ denen devasa bir işe kalkışmış ve hala o alanda kurulan çadırların borcunu ödediğim Ardahan Tanıtım Günlerinin ilkini yapmaya karar kılmıştım.
Birilerinin ‘deli’ dediği Alirıza Nasıroğlu gibi samimi Ardahanlıların tam destek verdiği ve o dönemin yönetici arkadaşlardan bir kaçının samimi yardımları ile adeta bir devrim yapmış, 2 milyona yakın insanı İstanbul Maltepe sahiline dökmekle yetinmemiş, devasa kentin her tarafına Ardahan’ın adını yazmıştık.
Evet, bugün semt pazarlarına kadar düşen tanıtım günlerinin ilki ve sonuncusu denen o günler sonrası ‘Çeper dibi Ardahan diaporası, Ardahan adını gölgeleyen KAI belası’ dediklerimle yaşadıklarımı bir Allah bilir, birde Alirıza Nasıroğlu gibi samimi iş insanları gibi Ardahan sevdalısı dostlar..
![](https://kuzeyanadolugazetesi.com/wp-content/uploads/2024/12/fakir-yilaz-ardafed.jpg)
O devasa ve unutulmayan, hala konuşulan etkinlikte ve bu etkinlik öncesi, sonrasında oluşturma gayreti içinde olduğumuz ‘Güçlü Ardahan Lobisi’ parolamızı işaret etmesiyle 3 Ardahanlı da 39 ilçesi olan İstanbul’da belediye başkanı olmuştu.
Neyse anlatmakla bitiremeyeceğimiz ve dün ayağımıza takos olmaya çalışanların bile vicdana gelip, sağda solda ‘Fakir Yılmaz’ın yaptıkları ne kadar da doğruymuş..’ dediklerini duyarken asıl o devasa etkinlikte ve sonrasında yaşananları, yaşadıklarımı özetleyen sayın Nasıroğlunun 7 yıl önce yani birinci ve sonuncu olan ‘1. Ardahan Tanıtım Günleri’ sonrası tüm samimi duyguları ile ele aldığı mektubu okumanızı ve o gün bana hesap soranların bugün kaz diye ördek sattıkları kıytırıktan etkinliklerinin olduğu gibi Ardahan adına ne yaptıklarını birde sizin sormanızı isterim.
![](https://kuzeyanadolugazetesi.com/wp-content/uploads/2024/12/84b6f4d1-b584-4bd4-9c65-a0bd77b1ec63.jpg)
Çünkü sayın Nasıroğlu’nun 7 yıl önce ele aldığı ve sanalda paylaştığı o mektupta çukurdan da aşağı olanların sayın Nasıroğlu ve diğer samimi insanları nasıl aradıkları ve bana leke atmak için nasıl adice çabalar içinde olduklarını bugün bin pişman olsalar da tükürülmeyecek olan yüzleri ile hala adam diye ortalıkta gezdiklerini, Ardahan denilince suları duran MAKTEKSER Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Ali Rıza Nasıroğlu’na bir kez daha teşekkür ettiğim ve ‘Nasıroğlu’nun hesap sorup, hesap veremeyenlere mektubu..’ başlığını koyduğum aşağıdaki mektuptan daha iyi anlaşılacaktır..
İşte 7 yıl önce birincisi ve sonuncusu olan ve de hala konuşulan ilk ‘Ardahan Tanırım günleri sonrası yazılan ve birlerinin yüzsüz yüzlerine tokat olacak olan ve o süreçte bugün hâlâ bana bunu reva gören alçakları Allah’a havale ettiğim o günlerde yaşadıklarımı özetleyen O mektup