‘Güçlü Bir Serhat lobisi, güçlü bir Ardahan Lobisi’ çalışmaların çerçevesinde Ardahan Gazeteciler Cemiyeti ile Ardahanlı İş İnsanları ve Sanayiciler heyeti olarak son bir ay içinde 159 köyü bulunan İstanbul Valisini, 39 ilçesi olan İstanbul’un Şişli, Esenyurt, Çekmeköy ve Kocaeli Belediye Başkanlarını ziyaretim ardından perşembe günü saat: 14.00’da da İstanbul Sancaktepe Belediye Başkanını ziyarete hazırlanırken günün günlük yazısını da yazıyordum.
Ve bir diğer yandan da ‘Sayın Özgür Özel sen bir af mı istiyorsun?’ diyen ortağı Bahçeli’nin CHP liderine sorduğu 4 soru ile ortamı yeniden gerdiği bir sırada küfür ettiği Amerika’nın hurda helikopterinde düşmesi sonucu ölen İran Cumhurbaşkanı için ilan ettiği ama bayrakların yarıya indirilmesinden çokta öteye gitmeyen bir günlük yastan sonra yeni bir kararname imzalayan Erdoğan’ın tartışmalı yeni bir kararname imzalayıp, yayınlattığı haber ajanslarına düşüyordu.
Kobani davası ardından yaptığı açıklamasının hiçte yumuşak olmayan Erdoğan’ın hangi kararı imzaladığını, imzalanıp, yayınlatılan yeni kararın ne anlama geldiğini anlamaya çalışırken kendisine tam başkan dedirtmeyen ama reis dedirten Erdoğan’ın imzalayıp, yeni bir yetkiyi kendi eli altında topladığını görüp, bunun ne anlama geldiği yönündeki başkanlık sisteminin güçlü bir heyet ile ziyaret edip, tanıştığım, fikirlerimiz bir dosya halinde sunduğumuz belediye başkanlarına ne getirdiğine de bakıyordum.
Çünkü son kararname ile yeni bir tartışmanın başladığı bir esnada diğer dünya ülkelerince gayet şeffaf ve eşitçe uygulanan başkanlık sisteminin benzerinin uygulanmaya çalışılan ama gün geçtikçe tek imza ile idare edilen bir ülke konumuna sokulan Türk usulü başkanlığın verdiği güç ile Anayasa değişikliğine gitmek, yeni tasarruf tedbirleri uygulamak isteyenlerin öncelikle hem de bir gece yarısı imzasıyla önce büyükşehirlerdeki kaymakamlıkları ve muhtarlıkları kapatması daha iyi olmaz mı?
İşte size en son bir örnek;
Aynı zamanda AK Parti Genel Başkanı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan dün gece imzaladığı son kararname ile 24 Mayıs 1990’da yayımlanan “Seferberlik ve Savaş Hali Tüzüğü”nü yürürlükten kaldırdı. 52 sayfalık yeni “Seferberlik ve Savaş Hâli Yönetmeliği” yayımlanarak yürürlüğe girdi. Kararla birlikte, seferberlik ilan etme yetkisi bakanlar kurulundan alınarak Cumhurbaşkanı’na verildi.
Yani yeni bir tartışma başlatacağı üstteki bu kararı alanların tüm yükün valiliklerde, belediyelerde olduğu bu ülkede büyük, küçük İl ve ilçelerdeki nerede oldukları unutulup, adresleri gibi kimin kaymakam, kimin muhtar olduğu bile bilinmeyen bu artık gereksiz ve bürokratik yükü halkın, milletin, vatandaşın verdiği vergi ile devlet olan kurumun sırtından ağır bir yükü atar diye düşünenlerdenim.
Evet, tam bunu düşünüp, yazmaya başlamıştım ki gazeteci arkadaşlarımla yaptığım bir sohbetin haber çevrildiğini ve bu haberi okuduğumda başkanlık denen ama her geçen gün ‘tek adam’ yönetimi olmakla eleştirilen son ‘Yetmezse ama Evet’ denerek oy verilen Anayasa değişikliği ardından ‘tek adam’ olarak suçlanan sadece Erdoğan olmadığını onu eleştirenlerinde içinde olduğu belediye başkanlarının da hemen hepsinin iki dudağı arasında çıkacak olan olumlu, olumsuz sözün hemen hayata geçirildiğini de ‘Beykoz’u Beykozlular Yönetecek’ denen İstanbul Beykoz Belediyesinin şirketinin başına getirilen ithal idareciyi ve en son ziyaret ettiğim diğer belediyelere yapılan atamalarla hatırlıyordum.
Yani sadece Erdoğan değil, belediye başkanlarının da bir çok yetkiye sahip olduğu bu ülkede bu başkanları yani belediye başkanlarının partili, dost, akraba, arkadaş yakınlarını hemen işe başlattıkları gibi Şehr-i Eminliğini yaptıkları kentlerde halka, seçmene yönelik hiç bir hayrı olmayan ama başkan değişmiş, değişmemiş önemli değil deyip, belediyelere adeta çöken sülalelere, sözde sivil toplum örgütü olduğunu belirtip, Kent Konseylerinden daha çok belediyelerin arazilerinden, hiç bir ciddi kültür etkinliğinin olmadığı seçimden seçime kendilerini ziyaret eden adaylarla bol bol poz verip, ‘Oylarımızı senindir’ deyip seçilmek isteyenden ya para istedikleri, yada kendilerinden oy, destek isteyen siyasilerden çocuklarını, yakınlarını işe almalarını önerdikleri milyon dolarlık arazileri belediyelerin olan arsalara konan, belediyenin bütçeleri ile yapılan binalarını Erdoğan’ın bir imza ile bakanlar kurulundan alıp, kendisine bağladığı ‘Seferberlik ve Savaş Hâli Yönetmeliği ‘yetkisi gibi alıp, asıl kendilerini seçen ve hizmet bekleyen halka sunamazlar mı?
Tabi ki yaparlar, tabi ki sunarlar. Yeter ki bir komutanın keyif, göbek eritmek için spor yapmaktan başka bir işe yaramadığı görülen o şehir merkezlerinde kalan ve yatırıma, ‘Çevreyi, yeşili ormanı katletmeden en önemlisi 5’li denen çetelere, Arap şeyhlerine özel ihalelerle vermekle değil, konut başta olmak üzere halka yönelik yatırımlar içi paraya çevrilse daha iyi’ diyerek benimde desteklediğim, onayladığım dev askeri arazileri bir kalemde alıp, TOKİ’ye, hatta Arap şeyhlerine vermekle eleştirilen Erdoğan gibi yetkinin kendilerinde olduğunu anlayıp, cesur ve kararlı olsunlar.
İşte tam burada birçok Ardahanlının yaşamını idame ettiği İstanbul Esenyurt’ta kendisiyle yaptığım sohbeti habere çeviren gazeteci arkadaşımın, ‘Abi dünkü sohbetimizde böyle bir haber hazırladım, olmuş mu, onaylarsan yayınlayacağım’ diyordu.
Gazeteci arkadaşımın hazırladığı haberi okuyunca ‘Ula benim bugün ne yazacağımı mı sezdin de benden önce bu haberi yaptın’ diye takılıp, evet aynen altına benim imzamı da atabilirsin’ diyordum.
Çünkü yukarıda yazdığım ve anlatmak istediğim ve altına bir kez daha imza atıp, onayladığım düşüncemi adeta toparlayan ama belediyeciliği, belediye yönetmenliklerini çok iyi bilen belediyeler birliğinin kurulmasına emek veren, bir çok kitabı olan hem de profesör olan ve ‘Özel Ricam’ eskilerden kalma, eski başkanlarına ‘başarısız oldu’ damgasını yedirten, Esenyurt halkı tarafında yüzleri artık görülmek istenmeyen ekibi en tez zamanda değiştirmesini önerdiğim Esenyurt Belediye Başkanı Prof .Dr. Ahmet Özer’in Erdoğan gibi cesur davranıp, davranamayacağını, düşündüğüm o haberi köşeme alıp, ‘bir de ben yayınlayayım’ deyip, tartışmanın fitilini ateşleyen arkadaşın hazırladığı haberi birde siz okurlarımın okuyup, bu konuda ne düşündükleri konusunda fikirlerini almak isterim.
İşte o haber..
‘KÜLTÜR EVLERİ OKUL, KREŞMİ OLUYOR?
Aynı zamanda Ardahan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve ARSİAD Başkanı olan Tempo TV’de yayınlanan ‘Gazetecilerle Gündem’ isimli programın yapımcısı, Gazeteci Fakir Yılmaz’ın bir süre önce Ardahanlıların olduğu bir heyet ile ziyaret ettiği İstanbul Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer bu heyetin önerisi sonrası görüşmeye çağırdığı bölgede ki federasyon başkanlarına devasa arazi ve binaları olan ve belediyenin olan Kültür Evlerinin Esenyurt ve Eseyurtluların büyük ihtiyacı olan okula, kreş, çocuk yuvasına, hatta kadın evlerine çevrilip, çevrilmeyeceğini konuştuğu ve bu yöne adım atmaya hazırlandıklarını söylediği ileri sürüldü.
Başkan Özer’in Bir kaç ‘değişmez’ yöneticinin adeta kendileri yapmış, kendi özel mülkleriymiş gibi keyfi kullandığı ve çokta aktif olmayan devasa araziler üzerine konulmuş, yapımı hatta çevre bakımları belediye tarafından yapılan Kültür Evlerinin Esenyurtluların hizmetine okul, kreş, kadın evlerini geri alıp, halkın hizmetine vermeyi daha uygun gördüklerini bu yönde ki düşüncelerini diğer İl, ilçe, Köy Derneklerine de aktaracaklarını toplantıya çağırdığı federasyon başkanlarına aktardığı öğrenildi.
Konu hakkında bir açıklama yapan AGC Başkanı, Gazeteci Fakir Yılmaz yaptığı açıklamada, TEMPO TV’de ki bir programına konuk olarak katılan İş insanı Veysel Karatay’ın önerisi olan ve Okul, Kreş sorunu gibi bir çok sıkıntı ile baş başa bulunan Esenyurtlularının da katıldığı bu görüşü başkanı ziyarette kendisine aktardığını, başkanında bizimle görüşmesi ardından bazı İl, İlçe, köy federasyon başkanlarını çağırıp, kendileri ile toplantı yaptığını ve bu görüşü federasyon başkanlarına aktardığını öğrendim. Federasyon başkanlarının da başkana hiç bir şey demeden dinlediği belediye başkanın bu fikrini diğer Kültür Evi dernek yöneticilerine de aktarıp, başkana dönüş yaparak bu fikir konusunda görüş belirteceklerini öğrendiği söyledi.’
Evet, sizce bu haber halka yönelik bir haber mi yoksa yıllardır Esenyurt Belediyesine olduğu gibi diğer belediyelere çöken sülaleler ile sözde çok kültürlü stk’lara yana bir haber mi?
Bilmem ama onu da başta siz okurlar ve İstanbul Esenyurt Belediye Başkanı ve diğer belediye başkanları karar versin..