Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

casino siteleri deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler editorbet giriş

Fakir Yılmaz

Önce Asacaksın, Sonrada da Astığın Ağacın Altında Ağlayacaksın!

Bir dönem Göle Belediye Başkanlığı yapan en sevdiğim simalardan biri olarak hep saygıyla andığım Sabri Muratoğlu’nun bir gün beni görüp, ‘Seni önce asacağız, sonrada astığımız ağacın altında oturup, ağlayacağız’ sözünü bana hatırlatan iki gelişmeyi bugünkü iki yazıma yansıtmaya çalışacağım..

Son olarak Psikolog/Yazar Doğan Cüceloğlu’nun hayata göz yumduğu dünyada, nice değerlerin varlığından habersiz ölenlere, ağlayanlar kervanına, sözde kitap okurlar, siyasilerinde katıldıklarını bir kez daha görünce, Nazım Hikmet gibi aydınların ve Osmanlı’dan yana tavır almadığı için asılan Pir Sultan Abdal, ‘Yaşasın Halkların Kardeşliği, Kahrolsun Amerika’ diyen Deniz Gezmiş gibi devrimcilerin doğdukları topraklardan uzak asılarak öldürülmelerinden sonra arkalarından dökülen timsah göz yaşlarını hatırlıyorum.

İnsan hakları, demokrasi ve hak edilen bir yaşam için ömürleri boyunca mücadele eden insanların, öldükten sonra neden değer gördüklerini de düşünürken, bu değerlilerin yaşarken düşüncelerini aktardıkları için gördükleri onca değersizliğin, ne kadar kalitesiz ve sahte olduğunu da anlıyor insan.

Yayınevlerinin, gazetelerin yazılarını yayımlamaktan korktukları maddi çıkar olmayınca yayımlamadıkları, televizyonların söylediklerini görüntülemedikleri, siyasilerin randevu vermeyip ve yalakalarının yanına gelerek bir fotoğraf çektirtmekten korktukları değerlerin öldükten sonra değer görmelerini ise insan psikolojisini yıllarca yazıp anlatan ‘Doğan Cüceloğlu’na sormak lazım..’ diyeceğim ama o da çekip gitti bu dünyadan..

Ülkesine Nobel ödülünü getirecek kadar önemli bir değer olan, ancak bugün sağken neredeyse hain, terörist ilan edilen ama öldüğünde Cüceloğlu gibi ardından timsah göz yaşı döküleceğini şimdiden bildiğim benim yaşanmışlarım ardından adeta takıntı yaptığım asıl adı Orospu Kırmızı olan benim ise ‘Kırmızı orospu..” dediğim kitabın ismini bana bir kez daha hatırlatan Orhan Pamuk’un Kırmızı Saçlı Kadın kitabında söylediği “Şairi önce asacaksın, sonra astığın darağacının altında ağlayacaksın,” sözünün ne kadar doğru olduğunu bir kez daha anlıyoruz.

Ve bu sözün sadece şairlere değil, tüm değerler için geçerli olduğunu verdiği mücadelede her gün, her saat, her an yaşıyorum. Bu insan oğlunun psikolojisinin niye bir türlü düzelmediğini düşünürken dün memleketim Ardahan’da sanal ortamda yayın yapan bir üçlüyü dinlerken onlara attığım mesajımı burada bir kez daha yayınlayıp, sizin gerek ulusal denecek yukarıda ki okuduklarınıza, gerekse yerel ile ilgili düşüncelerimi nasıl bir yorum bırakacağınızı merak ediyorum.

KAZ KASABALILAR MERHABA..

Derneklerinden sonra helvacı hewallerin desteği ile 2. Trump dönemi yaşayanları da derneklerimizi kıskanıp, önümüzde ki günler de İstanbul’da lüks bir restoranda kaz gecesi düzenleyeceğini biliyor musunuz?

Yok canım 3 gümrük kapısına karşın ithalatın, ihracatın yanında bir konsolosluğunun olmadığı kentte çeki, senedi ticareti olmayan sanayi temsil etmesi ile, taş sallarla örtülü, çürük kontların altında yapılan hayvancılıkla kalkına bilir miyiz..

Yazıyorum buraya.. Seneye Ardahan nüfusu 87 bin olacak.. Gelecek yıl ise plakasının rakamıyla ikiz olacak gibi..

Bilmiyorum ama geçen günlerde 20 yabancı ülkenin, 12 bin yerli, yapancı askerinin katıldığı bir tatbikatın yapıldığı Kars’a geri bağlanacak gibiyiz..

Adına da Eyalet sistemine yönelik giden adı konulamayan yeni bir ‘barışalım’ denen sürecin hediyesi olarak Büyükşehir değil, Kısırın dağının suyu gibi şu anda rafta duran Bütünşehir denecek..

Ha unutmadan Uğur başkana bir soru.. Sende Çıldırlısın ve her gün ez az 2 trenin durak olmadığından Karslıların sahiplendiği Çıldır gölünün yanı başında durmadan geçtiği demiryolu raylarının üzerinde bir fotoğrafları bile olmayan vekillerimizin ve belediye, stk başkanlarımızın ‘Ardahan’a Doğu Expresi gelecek..’ derlerken bu dediklerinden ne kadar samimiler acaba_..

Neyse kaça kaç denen dönemleri yaşayan ve orduların karşılıklı savaşmadığından benim ‘Vatan Topraklarına Katılışının’ dediğim Ardahan’ın 104. Yıl Dönümü nü kutlayacağımız Serhat’ın yeni bir adını daha bulup, yarınki köşe yazımın başlığını da MERHABA KAZ KASABALILAR diye koymuş olduk..

Evet, çoğu profesyonellere taş çıkartan güzel bir çalışma ile facebook sayfası üzerinden yayınlanan ve küçük kardeşim Dicle Yılmaz ile ekip arkadaşları Güven Demir ve Fatih Avşar ile birlikte bir türlü ekonomik, sosyal, siyasal, ve de kültürel olarak bir türlü yıldır kurtarıp, adeta kaça kaçın yaşandığını yılları ortaya koyan göçün devam ettiği memleketim Ardahan’ı tartıştıkları canlı yayınlarını izlerken kendilerine mesaj olarak bugüne dek yani 36 yıldır yazdıklarımız gibi bugünkü iki yazımın dane anlatmak istediğini bir kez daha size bırakıyorum..

Ama önce asıp, sonrada düşünceleri astığınız ağacın dibinde oturup, ağlamadan..

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER