Bir dönem Göle Belediye Başkanlığı yapan en sevdiğim simalardan biri olarak hep saygıyla andığım Sabri Muratoğlu’nun bir gün beni görüp, ‘Seni önce asacağız, sonrada astığımız ağacın altında oturup, ağlayacağız’ sözünü bana hatırlatan iki gelişmeyi bugünkü iki yazıma yansıtmaya çalışacağım..
Son olarak Psikolog/Yazar Doğan Cüceloğlu’nun hayata göz yumduğu dünyada, nice değerlerin varlığından habersiz ölenlere, ağlayanlar kervanına, sözde kitap okurlar, siyasilerinde katıldıklarını bir kez daha görünce, Nazım Hikmet gibi aydınların ve Osmanlı’dan yana tavır almadığı için asılan Pir Sultan Abdal, ‘Yaşasın Halkların Kardeşliği, Kahrolsun Amerika’ diyen Deniz Gezmiş gibi devrimcilerin doğdukları topraklardan uzak asılarak öldürülmelerinden sonra arkalarından dökülen timsah göz yaşlarını hatırlıyorum.
İnsan hakları, demokrasi ve hak edilen bir yaşam için ömürleri boyunca mücadele eden insanların, öldükten sonra neden değer gördüklerini de düşünürken, bu değerlilerin yaşarken düşüncelerini aktardıkları için gördükleri onca değersizliğin, ne kadar kalitesiz ve sahte olduğunu da anlıyor insan.
Yayınevlerinin, gazetelerin yazılarını yayımlamaktan korktukları maddi çıkar olmayınca yayımlamadıkları, televizyonların söylediklerini görüntülemedikleri, siyasilerin randevu vermeyip ve yalakalarının yanına gelerek bir fotoğraf çektirtmekten korktukları değerlerin öldükten sonra değer görmelerini ise insan psikolojisini yıllarca yazıp anlatan ‘Doğan Cüceloğlu’na sormak lazım..’ diyeceğim ama o da çekip gitti bu dünyadan..

Ülkesine Nobel ödülünü getirecek kadar önemli bir değer olan, ancak bugün sağken neredeyse hain, terörist ilan edilen ama öldüğünde Cüceloğlu gibi ardından timsah göz yaşı döküleceğini şimdiden bildiğim benim yaşanmışlarım ardından adeta takıntı yaptığım asıl adı Orospu Kırmızı olan benim ise ‘Kırmızı orospu..” dediğim kitabın ismini bana bir kez daha hatırlatan Orhan Pamuk’un Kırmızı Saçlı Kadın kitabında söylediği “Şairi önce asacaksın, sonra astığın darağacının altında ağlayacaksın,” sözünün ne kadar doğru olduğunu bir kez daha anlıyoruz.
Ve bu sözün sadece şairlere değil, tüm değerler için geçerli olduğunu verdiği mücadelede her gün, her saat, her an yaşıyorum. Bu insan oğlunun psikolojisinin niye bir türlü düzelmediğini düşünürken dün memleketim Ardahan’da sanal ortamda yayın yapan bir üçlüyü dinlerken onlara attığım mesajımı burada bir kez daha yayınlayıp, sizin gerek ulusal denecek yukarıda ki okuduklarınıza, gerekse yerel ile ilgili düşüncelerimi nasıl bir yorum bırakacağınızı merak ediyorum.
