Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

casino siteleri deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler 2025 deneme bonusu veren siteler editorbet giriş

Rodi Baz

DÜŞÜNDÜM DÜŞÜNDÜM BU YAZIYA BAŞLIK BULAMADIM! BULANA AŞK OLSUN!

Doktorum bana; “kalbini bi hayli yormuşsun, her şeyi kafaya takma” dedi…

Bunca alçaklık, bunca adaletsizlik, bunca ırkçılık, bunca yolsuzluk, bunca salak varken gel de takma!

Piyasayı siyasi kalpazanlar kapatmış!

Neredeyse, en yakınımızdaki insanlara bile kuşkuyla bakar olduk…

Acaba o da mı?

Onlar da mı?

Resmen tırlatıyoruz babasını satayım…

Ha bunları atlatmanın bir yolu var tabi. 

Ya görmemezlikten geleceksin, yada geri zekalı olman gerek!

Geri zekalılık sizin elinizde olmadığı için başınız dertten hiç kurtulmaz!

***

Sigmound Freud “Narsistler, kendi açlıklıklarını başkalarının hayranlığıyla beslerler” diyor…

Muhteşem bir çözümleme…

Çünkü; kendisini alkışlayan hayranlarını bir köpek terbiyecisi gibi aşağılamış, bastırmış ve biat ettirmiş oldukları için kendilerini alkışlatabiliyorlar!

Bu klasik örgütlerde ve dikta ile yönetilen rejimlerde sıkça yaşanan bir şeydir. 

Hatta bu iş dünyasında kaprisli, narsist, sadist kişilikler de bu özellikleri taşır.

Kamboçya lideri Polpot, Hitler, Mussolini, Franko, Kim Jong İl, Usame Bin Ladin, Saddam, bunlardan bir kaçıdır!

Bu ismini saydığım kişilerin karakteristik özelliği yüzde yüze yakın aynıdır!

Bu kişiliklerin ikinci ve en önemli özellikleri ise, duyguya aşka, sevgiye olan inançsızlıklarıdır. 

Onlara göre bu tip düşünce ve yaklaşımlar gereksiz birer fantezidir!

Daha da korkunç olanı; insanları birer dolgu malzemesi olarak görmeleridir!

Ne var ki bu tip kimseler büyük kaybettikleri zaman inanılmaz alçalıp cüceleşebiliyorlar.

Korkak ve zavallıdırlar!

Hitlerin intiharının arkasında da o korkaklığı yatıyordu!

O çok kullandıkları, değer, onur, vefa kavramları hafızalarında silinir, adeta yok olur, içgüdüleriyle hareket etmeye başlarlar!

Peki diyeceksiniz ki, nerden çıktı bu yazı şimdi?

Haklısınız…

İhtiyaca binayen diyelim😁

Önerim etrafınıza iyi bakmanız, partileri, liderleri ve tabi her sokakta önünüze çıkan din tacirlerini, ırkçıları, devşirme abileri iyi gözlemeniz!

Göreceksiniz birbirlerine ne kadar benzediklerini!

KÜRD SORUNUNDA ÖNEMLİ GELİŞMELER YAŞANABİLİR!

Hiç kuşkusuz ki Cb Erdoğan’ın İmralı heyetini sarayda kabul etmesi çok çok önemli bir gelişme!

Bu aynı zamanda devletin de doğrudan sürece açıkça sahip çıktığı anlamına geliyor!

Doğrusu ben şahsen bu görüşmeyi bu kadar erken beklemiyordum. 

Neden beklemiyordum?

Çünkü; ana muhalefet ve ırkçı sağ ve bir kısım sol cenahtan inanılmaz bir baskı var ve bu tepkiler artarak sürüyor!

Özellikle sağda ve soldaki marjinal kıvır zıvır partiler inanılmaz provakatif söylemler, asılsız iddialarla ortalığı bir hayli gerdiklerine hepimiz her gün şahit oluyoruz!

Geçmiş deneyimler de göstermiştir,  barış görüşmeleri ve adımlar arttıkça provakatif eylem ve söylemler de artarak sürecektir!

Çünkü; sürecin öncesindeki gergin kutuplaştırıcı söylemler zaten yeterince toplumu germişti!

Şimdi başka bir dikkat çekici gelişme yaşanıyor!

Bir kısım sokak röportajcılarının Kürd illerinde, özellikle de Diyarbakır’da halka mikrofon tutarak “Erdoğan’a güvenmiyoruz. Yine Kürdleri kandırıyor” gibi söylemleri öne çıkararak süreci provake etmeye çalışmaları dikkat çekici!

Evet, elbette bu tür süreçler bıçak sırtında yürüyor

Evet elbette taraflar kendi ulusal çıkarlarını düşünecek.

Elbette kendi kamuoyunun da hassasiyetlerini de dikkate alacak.

Bunda yadırganacak bir şey yok!

Ama ırkçıların provakasyonlarına gelmek Kürdler için tarihi bir hata olur!

Dikkat edilirse, TC tarihinde Cb Erdoğan hariç bugüne kadar hiç bir kişi veya parti bu konuda açık bir girişimde bulunmadı. Hata Erdoğan ve ekibi ikinci kez böyle bir girişimde bulunuyor!

Bir tek Cb Özal’ın “Federasyonu da tartışabiliriz” dediği için hayatıyla ödediğini, hatta öncesinde suikaste uğradığını da yakın tarihimizden biliyoruz!

Bence Cb Erdoğan bu işe hayatını koymuş desem abartı olmayacak!

Elbette bu tür temel hatta hayati konularda herkesi her kesimi memnun etmek zor, hatta imkansız. Ama inatla ve ısrarla yürütmekten başka bir yol yok. Çünkü barış çok zor bir iştir!

Lütfen empati!

Karşı tarafın hassasiyetlerine karşılıklı saygı ve yapıcı bir dil…

Çünkü artık herkes şunu anladı; farklılıklar ayrıştırmaz, zenginleştirir!

Büyük, zengin ve güçlü ülkelere, hata süper güçlere bakın hepsi ya federatif, ya özerk, ya otonomi ile yönetilen ülkelerdir!

Gelişmiş ulus devletler Türkiye ve İsrail dışında neredeyse yok…

Artık bu saçma inadı bırakıp sürece dört elle sarılmalıyız.

Üstelik belki de son yüz yılda ilk kez Kürdler arasında bütün parçalarda da bir uzlaşma anlaşma olduğu dikkatlerden kaçmıyor!

Öte yandan iktidarın, zaman zaman yalpalaması, zikzaklar çizmesi, hatta totaliter yöntemler kullanma olasılığı da olacak. Bunların çoğu politik manevralar olarak kendi tabanını tahkim etmeye dönük tedbirler olarak da düşünülebilir…Hatta tersi de olabilir. Bütün mesele bunu barışa evirmek olmalı.

Sakin sakin…

Hêdî hedî…

Ayrıca her iki taraf için de söylüyorum; barışmaktan başka şansımız yok, bunu biliyorsunuz değil mi?

En kötü barış bile savaştan iyidir!

NOT; bu konuda kendimi dahi ikna etmeyi, kandırmayı göze aldım!

Îyî hafta sonları…

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER